Son Konu

en komik hacivat ve karagöz diyalogları

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
En gülünç hacivat ve karagöz diyalogları


Ramazan Geldi!

Hacivat : Yar Bana Bir Eğlenceeee! Karagözüm Telaş Çık Pencereyeee

Karagöz : Ne Bağırıyorsun Hacı Cav Cav Kulağımın Dibinde

Hacivat : Sevgili Karagözüm 11 Ayın Sultanı Ramazan Geldi Ne Hoş, Ne Bolluk

Karagöz : Nee! Sultan Bizim Eve Mi Geldi?

Hacivat : Yok Karagözüm Can Özüm Ramazan Ayından Bahsediyorum Hani, Ayların En Güzeli, En Bereketlisi

Karagöz : Vıy Vıy Vıy Tekrar Mi Kaçtı Katibin Kedisi?

Hacivat : Yahu Karagözüm Her Zaman Hatalı Anlıyorsun

Karagöz : Vıy Vıy Vıy Hacı Cav Cav Sen De Tamamen Kaşınıyorsun (İftar Topu Atılır:Gümmm!)

Hacivat : Yaşasınnn! Top Patladı Karagözüm Gel İftar Yapalım

Karagöz : Evin Kapısını Açık Mı Bırakalım?

Hacivat : Yahu Karagözüm Gelde İftarımızı Edelim, Şerbetimizi İçelim

Karagöz : Şerbet Dedin Beni Mest Eyledin! Kunduramı Giydim Ivedi Yanında Geldim (Karagöz Hacivat’ın Evine Gider)

Hacivat : Hoş Geldin Sevgili Karagözüm, Sefa Getirdin İftar Vakti Evime Neşe Getirdin Soframa Bereket Getirdin Bu İcabetinle De Beni Mest Eyledin

Karagöz : Sende Sopayı Tamamen Hakettin (Gülerekhttp:forumbilgilihocamcomforumimagesenkomikhacivatvekaragozdiyaloglari5ad0cd34c055dpng Şaka Şaka Gülüşerek Yemeğe Başlarlar



KARAGÖZ İLE HACİVAT: LEYLEK

Mart ayının ortası Kar yeni kalkmış Ortalık ayaz, hava buz gibi Karagöz nicedir işsiz Kazağını, paltosunu eskiciye satmış Yarı aç, yarı tok Üstünde bir fanila, bir mintan Soğuk havada iş bulmak için gezerken, dişlerinin takırtısı Uludağ'dan duyuluyor Karagöz tam bu esnada Hacivat'la karşılaşır

Hacivat: Merhaba Karagözüm Nasılsın, iyi misin?

Karagöz: İyi değilim Hacivat Donuyorum

Hacivat sağa sola bakınır Bir evin bacası üstündeki leyleği görür Parmağıyla leyleği işaret ederek:

Bak Karagözüm, leylekler gelmiş Artık yaz geliyor

Karagöz: Hacivat, yararsız tavır Hem leylek gelmiş diyorsun, ayrıca kaz geliyor diyorsun

Hacivat: Kaz demedim Karagözüm, yaz geliyor dedim

Karagöz: Kaz yazayım fakat ben yazı bilmem ki Yaz seslenmek kolay

Hacivat: Dediklerimi yanlış anlıyorsun Karagözüm Bak leylek nasıl da takırdıyor

Karagöz çenesini miktar:

Takırtı benden geliyor Paltom yok da, soğuktan dişlerim takırdıyor

Hacivat: Palton yok mu? Içten ya, paltonu giymemişsin Al benim paltomu giy diyen Hacivat paltosunu Karagöz'e verir Karagöz paltoyu giyer ve dişlerinin takırdaması durur Bu sefer üşüyen Hacivat'ın dişleri takırdamaya başlar

Karagöz: Hacivat, bu leylek yolunu kaybetmiş, kış günü Bursa'ya gelmiş Şimdi doğrusu takırdamaya başladı

Hacivat: Karagözüm, leylek yok, ben takırdıyorum O palto senin olsun Kürkçü Belli'den kendime kürklü palto alacağım

Karagöz: Körükçü Cemil'den palto mu çalacaksın?

Hacivat: Çalmayacağım, parasıyla kürklü palto satın alacağım

Karagöz: Hacivatım, paltonu geri al, bana kürklü palto satın al

Hacivat: Olmaz Karagözüm, benim eski paltomu sen giy Ben kendime kürklü palto alacağım

Karagöz, kendine alma, bana al dedikçe, Hacivat, sana yok, kendime alacağım dedi ve birlikte Kürkçü Kesin'in dükkanına girdiler Bunlar dükkanda tartışa dursunlar, Kürkçü Kesin bir öteki lakabı da tilki Belirli: Gençliğinde bir taşla dört kuş vurmuşluğu vardı Hemen ise, bir taşla iki kuş vurmanın derdindeydi Sensin dedi, büyüksün dedi, zenginsin dedi ve Hacivat'a iki kürklü palto sattı Paltoların birini Hacivat, diğerini Karagöz giydi

Hacivat, Karagöz ile birlikte yolda bu arada, gördüğü bir fakire eski paltosunu verdi İki dost ilk karşılaştıkları yerden geçerken, leyleğin o evin bacasının üzerinde olmadığını gördüler

Hacivat: Bak Karagözüm, leylek yok, gitmiş

Karagöz başını kaldırır, etrafına bakınır:

Başka leylekler mi gelmiş? Hani nerede?

Hacivat: Diğer leylek falan değil Tek leylek vardı, o da gitmiş

Karagöz: Ha, şu zamansız gelen leylek Onun doğruca kürklü palto sahibi oldum Şansım açıldı Bundan daha sonra beni kimse tutmasın




KARAGÖZ İLE HACİVAT: MANGAL SEFASI

Hacivat: Karagözüm, sucuk aldım Gel mangal sefası yapalım

Karagöz: Birer kangal alalım lakin benim bahçe minik, kangala sıcacık kazanç

Hacivat: Kangal demedim Karagözüm, mangal dedim Mangalda sucuk pişirelim

Karagöz: Kangalla çocuk bir arada olmaz Yaşar'ı kangal ısırır

Hacivat: Canım, ne Yaşar'ı, ne kangalı, sucuk dedim, mangal dedim

Karagöz: He böylece söylesene, sucuğu mandalla tavana asarsın

Hacivat: O niçin? Niçin sucuğu tavana asıyorsun?

Karagöz: Kurusun diye Kuru sucuğun tadı ayrı olur

Hacivat: Cilalı Karagözüm, sucuğu kuruttum, mangalı bahçeye oturttum

Karagöz: Ben senin bahçeye gelmem, Hacivat

Hacivat: Gelmezsen gelme Ben de kendime eğlence çekerim

Uzaklaşıp giden Hacivat'ın arkasından Karagöz söylenir:

Seni gidi beni bilmez Kangalı kesmiş, sucuk yapmış, mangalda pişirecekmiş Bende o sucuğu yiyecek göz var mı?

SON


HACİVAT – Güzel geldin sevgili Karagözüm!
KARAGÖZ – Hoş bulduk kel kafalı kara üzüm!
HACİVAT – Nereden gelip, nereye gidiyorsun bakalım?
KARAGÖZ – Bir yere gittiğim yok da, oğlumla kaç saattir okumayazma çalıştık… Birazcık gezeyim dedim
HACİVAT – Natürel iyi yaptın efendim, kafan balon olmuştur
KARAGÖZ – Hay hay, kafam balon oldu da uçmasın diye boynuma yapıştırdım
HACİVAT – Hemen hatalı kavrayış, yani uzun süre ders çalışmaktan kafan şişmiştir
KARAGÖZ – Kafam pişti de soğutmaya çıktım
HACİVAT – Allah iyiliğini versin! Neyse, araştırmalar iyi gidiyor mu?
KARAGÖZ – Hem de nasıl iyi gidiyor bilemezsin Hacı Cavcav! Sen söyle de müdür benim ilkokul diplomamı hazırlasın…
HACİVAT – Efendim sen hele hepsini iyi öğren de diploma işi basit…
KARAGÖZ – Şey, okuma yazma öğrenirsem diploma başka diğer ne işime yarayacak?
HACİVAT – Bak, meselâ artık mühüre gereksinim kalmayacak…
KARAGÖZ – Yerine kimse bakmayacak mı?
HACİVAT – Kimin yerine Karagözüm?
KARAGÖZ – “Bundan Böyle müdüre lüzum kalmayacak… dedin ya!
HACİVAT – Efendim müdür değil mühür! Hani imza yerine bastığın damga değil mu?
KARAGÖZ – O Kadar söylesene köftehor!



KARAGÖZ İLE HACİVAT: PARAYI KİM BULDU

Karagöz meslek bulur Yedi gün çalışır ve birincil haftalığını alır Akşamüstü evine dönerken haftalığını kaybeder Geldiği yoldan geriye döner ve düşürdüğü paralarını aramaya başlar Diğer yanlamasına da söylenmektedir:

Paracıklarım, paracıklarım, gitti paracıklarım Keşke paralarım cebimde dursaydı da ben kaybolsaydım

Aynı saatte evine dönmekte olan Hacivat Karagöz'le karşılaşır

Hacivat: Hayrola Karagözüm, yanımdan geçersin beni görmezsin Paracıklarım dersin Para mı kaybettin?

Karagöz: Hiç sorma Hacivat Haftalık almıştım, onu kaybettim

Hacivat: Bir görebilen, bir bulan yok mu?

Karagöz: Dört gören, beş bulan var Canımı sıkma, canını yakarım

Hacivat: Aman Karagözüm kızma Para kaybedince ararsın bulamazsan, kadıya gidersin

Karagöz: Hı

Hacivat: Para kaybettin, aradın bulamadın, ne yaparsın? Kadıya gidersin

Karagöz: Çağırmak paramı kadı bulmuş

Hacivat: Kadının para falan bulduğu yok Parayı bulan kadıya bırakır Kaybeden kadıya gider Para kadıdaysa parasını alır

Karagöz: Ya para kadıda yahut

Hacivat: O süre avcunu yalar

Karagöz: Yani şu anda avcumu yalarsam param bulunur mu?

Hacivat: Nereni yalarsan yala paran bulunmaz

Karagöz: Ne gerçekleştirmek gerekir?

Hacivat: Kadıya gitmek gerekir Buyur Karagözüm, önden sen yürü

Karagöz: Önden ben yürümem, yanyana gidelim

Hacivat ile Karagöz kadıya giderler Yolda para bulan birisi parayı getirip kadıya teslim etmiştir Ama paranın sahibinin kim olduğunu bilmemektedir Karagöz'ün haftalığını kaybettiğini öğrenen Hacivat onu kadıya yönlendirir Çünkü Karagöz'ün kaybettiği parayı bulan Hacivat'tır



BAYRAMLAŞMA BAYRAMI
(Karagöz kazanç, içeri girerler)
Hacivat : Karagöz'üm hoş geldin!
Karagöz : Güzel bulduk Hacı Cavcav, güzel bulduk! Ver elini öpeyim!Hacivat : Efendim, bu ne el öpmesi?
Karagöz : Pataklarım ha, öğrenemedin mi? Bayramlaşma el öpmesi bağlı
Hacivat : Bitmiş, biliyorum da, bayramın daha birincil gününde bu kaçıncı bayramlaşma?
Karagöz : Köftehor, kaçıncı olursa olsun, bayramlaşma fena mü?
Hacivat : Canım fena olur mu? Bayram güzel, bayramlaşma çok hoş ama
Karagöz : İyi ya, benim bayramın ilk günü fırsat buldukça senin elini öpmem de hepsinden hoş
Hacivat : Artık yeter efendim! Bayram namazından sonra sabahleyin câmide bayramlaştık
Karagöz : Yalan Söyleme! Bayram bahşişi elde etmek herkesin içinde ayıp olur diye açık havada bayramlaştım
Hacivat : Her ne ise Beraber yürüdük, evlerimize ayrılırken baştan bayramlaştın! Yine ses çıkarmadım
Karagöz : Hele ses çıkar da göreyim Hacivat benimle bayramlaşmıyor, elini öptürmüyordiye bağırırım
Hacivat : Zaten ben de, sana inanan çıkar da eşe dosta bayram günü rezil olurum diye çekiniyorum
Karagöz : İyi yapıyorsun Hacı Cavcav!
Hacivat : İyi yapıyorum ya, durmadan elini öpen sadece sen olsan ona da razıyım Çocukların torunların daha câmide iken senin arkanda kuyruk olmaya başladı
Karagöz : Ağzını bozma, bayram demem pataklarım Köftehor ben kedi miyim de arkamda kuyruk uzasın?
Hacivat : Yani, sen elimi öperken bir bakıyorum fakat onlar da arkanda sıraya girmişler
Karagöz : Ne olacak ya? Senin arkanda sıraya girecekler de, senden sonra ben çocuklarımın, torunlarımın mı elini öpeceğim?
Hacivat : Allah iyiliğini versin! O Kadar değil Yani onların da senden sonra el öpmelerine de bir şey dediğim yok amma
Karagöz : Eeee, amması ne demek oluyor?
Hacivat : Bahşişini almadan önümden çekilmiyorsunuz
Karagöz : Senin iyiliğin için böylece yapıyoruz
Hacivat : O nasıl oluyor bakalım?
Karagöz : Köftehor, el öpüp de bayram bahşişimizi almasak görenler ne der?
Hacivat : Hiçbir şey demezler
Karagöz : Ben öğretirim Hacivat, bayramda elini öpen Karagöz ile çocuklarına ve torunlarına bahşiş vermedi, çok ayıp ettiderler
Hacivat : İşin aslını astarını bilmezlerse tabii ayıplarlar Fakat ben de senin çocuklarını torunlarını peşine takıp, benden bahşiş edinmek için kaç defa elimi öptüğünü söylersem ya sana ne derler?
Karagöz : Bir şey demezler, beni ayıplamazlar
Hacivat : Allah Allah, neden?
Karagöz : Köftehor, sen Hacivat'sın, Ben Karagöz'üm! Hem gülüp geçerler, hem de Bravo, Karagöz ne akıllı, işini haberdar olan adammışderler
Hacivat : Hiç güleceğim yoktu Hah hah hah!
Karagöz : Hah hah ya, ben seni şu anda iyi güldürürüm Unuttum zannetme de hele şu el öpme bayram bahşişimi ver bakalım Hacı Cavcav!
Hacivat : Pekâlâ, az olacak ya kusura bakma! (Verir)
Karagöz : Zararı yok, üstünü sonradan tamamlarsın! (Alır)
Hacivat : Nasıl oldu da bu sefer yalnız geldin?
Karagöz : Kim dedi yalnız geldiğimi? Çoluk çocuk da yola çıkmışlardır Sen paraları hazırla
Hacivat : Aman Allah'ım, sen bana katlanma ver!
Karagöz : Tamamlanmış Hacı Cavcav, anlaştık! Allah sana katlanma versin, sen de bize her bayramda el öptükçe bahşiş ver (Karagöz ve daha sonra Hacivat giderler)

*
 
Üst Alt