Son Konu

Endometrial hiperplazi

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
31
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Endometrial hiperplazi gebelikte endometrium kalınlığı hamilelikte endometrium kalınlığı hamilelik alışılagelmiş olağan Endometrium nedir ? Rahimin iç kısmını döşeyen çeper tabakasına endometirum adı verilir Endometirum statik değil, aralıksız yenilenme dönemleri yaşayan bir dokudurGörevi hamilelik sırasında hamilelik ürününe yataklık etmek ve gebeliğin sonuna kadar onu taşımaktır Endometrium tabakası iki bölümden oluşur Altta kalan 13′lük kısım bazal tabakadır ve yıkılmaz Üstteki 23′lük kısım ise işlevsel tabakadır ve gebelik olmadığında dökülerek adet kanaması ile birlikte beden dışına atılır Fonksiyonel tabaka adet kanamasının bitmesi ile birlikte overlerden salgılanan östrojen hormonunun etkisi ile kalınlaşmaya başlar Bu döneme proliferasyon fazı ya da folliküler safha adı verilir Folliküler aşama adet kanaması ile birlikte başlar ve yumurtlamaya dek (ovülasyon) devam ederBu devrede başat olan hormon östrojendir Yumurta hücresi overden atıldıktan sonradan geride kalan kısıma corpus luteum adı verilir Korpus luteum progesteron adı verilen hormonu salgılar Progesteronun bir görevi de endometiumun daha fazla kalınlaşmasına engel olmaktır Progesteron etkisi ile endometrial dokular bundan böyle büyümez ama gelişmiş olan dokuların olgunlaşması ve değişken salgılaması başlar Endometriumun progesteron etkisindeki bu fazına sekretuar faz ya da luteal faz adı verilir Luteal aşama yumurtlamadan bir sonraki adet kanamasına kadar olan zamanı temsil ederEndometriumun dökülmeden durabilmesi östrojen ve progesteron adlı bu iki hormona bağlıdırGebelik oluşmadığında corpus luteumdan olan progesteron salgısı kesilir ve endometriumun desteği ortadan kalktığı için doku dökülmeye başlar Dipteki ufak kan damarları açığa çıkar ve kanama olur Bu esnada yumurtalıklarda yeni yumurta gelişimi başlamıştır ve buradan yine östrojen hormonu salgılanmaktadır Östrojen etkisi ile endometrium tez iyileşmeye ve yeniden büyümeye başlar Bu döngüsel değişim menopoza kadar bu şekilde devam eder Progesteronun bu şekilde östrojeni bloke ederek endometium değişimlerini önlemesine karşılanma adı verilir Progesteron yokluğunda oysa östrojen varlığındaki durumda görülen etkiye ise karşılanmamış östrojen etkisi denir Endometrial Hiperplazi Ilk Önce 20 yüzyılın başlarında Dünya’da jinekolojinin manâlı isimlerinden biri olan Dr Cullen endometium kanserine dönüşebildiğini saptadığı bir histolojik şart tanımladı Cullen’in açtığı yoldan ilerleyen diğer araştırmacılar bu tabloya endometiral hiperplazi adını verdiler ve 1947 yılında DrGusberg bu hastalığın sınıflamasını yaptı Endometrial hiperplazi olarak tanımlanan bu tablo, fazla östrojen aktivitesine emrindeki olarak endometriumu yaratıcı hücrelerin ve salgı bezlerinin normalden fazla büyüdüğü, ve değişik aşamalardan geçtikten sonradan habis değişikliğe uğrayabildiği kanıtlanmış bir hastalıklar grubudurHiperplaziden sorumluluk sahibi tutulan progesteron ile karşılanmamış östrojen aktivitesidir Bunun en manâlı nedeni anovülasyon yani yumurtlamanın olmamasıdır Anovülasyonun en tipik nedeni polikistik over hastalığıdır Keza dolaşımdaki östrojenin pozitif olduğu şişmanlık, karaciğer hastalığı, östrojen salgılayan tümörler gibi faktörlerin varlığında da endometrial hiperplazi daha sık görülür Dışarıdan östrojen verilen oysa buna progesteron eklenmeyen vakalarda (menopoz sonrası bazı çare protokollerinde olduğu gibi) normalden 45 kat pozitif sıklıkta hiperplaziye rastlanmıştır Endometrial hiperplazide suçlanan bir başka etken de endometrium dokusunun östrojene olan duyarlılığının artmasıdır Sınıflama 1947 yılında Gusberg endometrial hiperplaziyi hafif, orta ve ağır olarak ilk önce sınıflara ayırdı Geçen vakit kapsamında hastalığın patolojisinin daha iyi anlaşılması ile sınıflamalarda değişmiştir Günümüzde kabul edilen sınıflama 1985 yılında WHO (Dünya Sağlık Durumu Örgütü, World Health Organisation) ve ISGP (Milletlerarası Jinekolojik Patologlar Cemiyeti, International Society of Gynecological Pathologists) kadar önerilen sınıflama kullanılmaktadır Sınıflamada temel olarak hiperplazide bulunan hücrelerin durumları başlıca alınır Bu sınıflamaya göre endometrial hiperplazi başta kolay ve karmaşık olarak ikiye ayrılır Bunlarda kendi arasında atipili ve atipisiz olarak baştan ikiye ayrılırlar Bütün bu tanımlamalar histolojik yani hücresel yapısına göre değerlendirmelerdir Ultrason veya muayene ile anlaşılmaları muhtemel değildir Atipik hiperplazi de kendi içinde hafif ve ağır atipi olarak tekrar 2 bölüme ayrılır Atipisiz hiperplazilerde kansere mutasyon oranı % 13 arasında iken, atipi varlığında bu ihtimal %829 arasında olmaktadır Yani atipili hiperplazi bir kanser öncülüdür Eğer hasta menopoz sonrası dönemde ise kansere değişim olasılığı üreme çağındaki kadınlara göre 510 kat pozitif bulunmaktadırAtipisiz hiperplazide kansere dönüşme süreci 10, atipili hiperplazide ise 4 yıl kadar sürmektedir Belirtiler Endometrial hiperplazi progesteron ile karşılanmamış östrojen uyarısının bir sonucudur Böyle bir koşul varlığında er veya geç hiperplazi ortaya çıkacaktır Uzun süreli östrojen etkisinde olan endometrium kalınlaşır ve kolaylıkla dökülemez, yani hastada adet kanaması olmaz Bu nesil vakalarda en sık görülen bulgu uzun süreli adet gecikmesini takip eden benekli kanamalardır başkaca menometroraji olarak adlandırılan ara kanamalarla birlikte adet kanamasının uzun sürmesi ikinci sıklıkta görülen belirtidir Bir Takım hastalarda ise hiçbir olağandışı belirti olmaz Teşhis başka bir nedenle yapılan biopsi veya ameliyat sonrası tesadüfen konur Tehlike Faktörleri Endometrial hiperplazi açısından maksimum tehlike aşağı olan kadınlar polikistik over sendromlu kişilerdir Hem menopoz sonrası yalnızca östrojen içeren ilaçlar ile çare olan kişilerde de tehlike yüksektirKilo fazlası olan kadınların yağ dokusunda eksik miktarda östrojen sentezlenir Bu miktar zaman zaman hiperplazi geliştirmeye tatmin edici olabilir Menopoza geç girenlerde de tehlike yüksektirYine doğum yapmamış kadınlarda da daha sık görülür Aile öyküsü pozitif olanlar, şeker hastaları, sosyokültürel düzeyi yüksek kadınlar endometrial hiperplaziye aday kişilerdir Teşhis Endometrial hiperplazinin emin tanısı yanlızca yapılan küretaj ve bunun patolojik incelemesi ile konabilir Yani hastalık klinik bir tablo değil patolojik bir tablodurSon yıllarda transvajinal ultrasonografinin yaygın kullanımı ile endometrial kalınlık rahatlıkla ölçülebilir hale gelmiştir Bazı yazarlar endometrium kalınlığının 7 milimetreden pozitif olduğu durumlarda tanısal kürtaj yapılmasını önermektedirler Tedavi Endometrial hiperplazide şişmanlık risk faktörü olduğundan kişi kilo vermeye yönlendirilmelidirEğer hiperplazi polikistik over gibi yumurtlama bozukuğuna yan ise altta yatan sebebin giderilmesi sorunu çözebilir Muhakkak çare, hiperplazinin tipi ve hastanın yaşına tarafından planlanır Atipisiz hiperplazilerde eğer bayan üreme çağında ise tıbbi çare tercih edilir Bu hastalarda teşhis amaçlı yapılan küretaj bununla birlikte tedavi de sağlar Küretaj ve 36 aylık hap tedavisine yanıt %90 civarındadırMenopoz sonrası dönemde ise rahimin alınması en uygun tedavi seçeneğidir Atipili hiperplazi menopoz sonrası dönemde ya da menopoza yakın yaşlarda saptandığında çok fazla zaman kaybetmeden cerrahi uygulanması bazen son derece kayda değer olabilmektedir Çocuk isteyen ama atipili hiperplazi saptanan kadınlarda ise verilecek karar çok kritiktir Bunlarda yüksek doz ilaç tedavisi yakın peşine düşüp takip altında denenebilir id Tipi ne olursa olsun hiperplazilerin tıbbi tedavisi esnasında peşine düşüp takip son derece önemlidir Bu vakalar tedavi sonrası kontrol amaçlı küretaj yapılmalı ve hastalığın son durumu saptama edilmelidir Gerilemeyen vakalarda cerrahi tedavi düşünülmelidir  
 
Üst Alt