Ensefalit beynin virüsler tarafından enfeksiyonu anlamına gelmektedir. Virüsler bakteriler gibi mikroptur ve bulaşıcıdır. Bakterilerden farklı bir yapıya sahip olan virüsler antibiyotiklerle yok olmazlar. Ensefalitlerin en sık bulgusu ateş ile birlikte olan baş ağrısı, bulantı, kusma, konfüzyon (yer, zaman, kişi bilgisinde karıştırmalar)’dur. Hastalık ilerledikçe nörolojik kayıplar, epilepsi nöbetleri ve felçler ortaya çıkabilir.
Ensefalit etkenlerinin başında herpes virüsler gelmektedir. Bunlar içinde en çok korkulanı herpes simlpex tip I’dir. Herpes dışında başka pek çok virüs’da ensefalit yapabilir. Ensefalit tanısının konmasında en önemli basamak hastanın şikayetlerinin ve nörolojik bulgularının değerlendirilmesidir. Bunu beyin görüntülemesi, tercihen ilaçlı beyin MR’ı izler. Sıklıkla kesin tanı için de beyin omurilik sıvısının (bel suyu) incelemesi de gereklidir.
Ensefalit tedavisinde temel hedef etken herpes virüs ise bunun tedavisidir. Bunun nedeninin elimizde diğer virüslere karşı yeterli etkinlikte antivirallerin olmaması olduğu kadar, herpes dışındaki diğer virüslerin de sıklıkla kalıcı nörolojik kayıplara neden olmamasıdır. Herpes virus enfeksiyonu varlığında veya şüphesinde damar içine uygulanan tedavi verilmelidir.
Herpes simpleks virüs (HSV), çift sarmal DNA içeren zarflı bir virüs olup enfeksiyonları insanlar arasında sık görülür. HSV-1 ve HSV-2 olmak üzere iki suşu tanımlanmıştır. Bu her iki HSV suşu başlıca deri, mukozalar, göz, merkezi sinir sistemi (MSS) ve genital organları tutar; ayrıca sistemik hastalık tablosuna da neden olabilir. HSV-1 deri ve mukozayı, HSV-2 ise genital organları ve annenin genital traktusu yoluyla da yenidoğanları enfekte eder
HSV Ensefaliti
HSV’nin neden olduğu SSS’nin fatal seyirli olabilen bir enfeksiyon hastalığıdır.
Akut sporadik viral ensefalitlerin en sık nedenidir.
Tedavisiz mortalite oranı yüksektir. Erken tanı ve tedavi önemlidir. Yıllık insidansı milyonda 2–3’tür. Herpes ensefalit vakalarının %95’i HSV-subtip 1’dir.
HSV-1 ile ilişkili enfeksiyonların üçte ikisinden fazlası daha önce virüse maruz kalmış bireylerde endojen latent HSV-1’in reaktivasyon kazanması sonucu gelişirken; geriye kalan enfeksiyonlar ise daha önce HSV’ye maruz kalmamış bireylerde primer enfeksiyon sonucu gelişmektedir.
Virusler vücuda orofarengial mukoza, konjonktiva ve hasarlanmış deriden girerler.
TANI
EEG ve görüntüleme tanıda yardımcı- HSE’de patognomonik bir EEG paterni yoktur.
Kranyal MR-BT
HSV ensefalitinde karakteristik olarak temporal lobda fokal hemorajik nekroz meydana gelir. Bu özellik diğer ensefalitlerden ayırıcı bir bulgudur.
HSV Ensefalitinde mortalite oranı %0-10 arasında değişmektedir.
En sık nörolojik sekeller nöropsikolojik bozukluk, davranış-dil bozukluğu, fokal motor defisit ve/veya epilepsidir.
Ateş, bilinç bozukluğu, nörolojik defisit ile gelen olgularda özellikle HSV ensefaliti düşünülmeli ve zaman kaybedilmeden tedavisi başlanmalıdır. Böylece hem mortalite hem de morbidite azalacaktır.