Son Konu

enver paşa ve eşi naciye hanım

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
29
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
enver paşa ve eşi naciye hanım naciye bayan enver paşanın eşi naciye sultan kimdir Enver Paşa'nın özel hayatından bir kesit Enver Bey, 15 Mayıs 1911'de Sultan Mehmed Reşad’ın yeğenlerinden Naciye Sultan ile nişanlandı Dönemin bunca hareketli olayları içindeki bu nişanlanma hadisesi şu şekilde gerçekleşmişti: “Enver Bey bilindiği gibi, yakışıklı genç bir subaydır O sırada 29 yaşının içindedir Almanlar aralarında kendisine karşı, başka bir tanıdık olmayan devlet askerî ataşesine gösterilen ilgi ile kıyaslanamayacak bir alaka ve sempati vardır Enver Bey, Almanların bir ihtilâl kahramanıdır Yarının ola ki de bir askerî lideri olabilir Böylece Almanlar aralarında büyük saygı görür Enver Bey Berlin’de, âdeta sefirden daha ileri tutulur Alman imparatoru, kendisine ilk takdim edildiği süre, bu genç adama, bir yabancı devletin askerî ataşesi gibi değil, Türkiye'nin bir prensi, önde gelen bir şahsiyeti gibi davranırOna üstün iltifatlarda bulunur Hatta bu genç ve yakışıklı kahramanın, sultanın kızlarından birisi ile evli olup olmadığını da sorar Bu ilgiler, Enver’i saran havayı ve onun saray çevresindeki mevkiini de kuvvetlendirir Tüm kabullerde Enver Bey, salonların itibarlı bir misafiridir İşte bu sıradadır oysa imparatorun yeğenlerinden genç, hoş bir prensesin, Türk binbaşısına karşı alâkası gitgide artar Öyle görünür ancak bu Alman prensesi bu Türk binbaşısına karşı pervasız değildir Ali Fuat Paşa ve Aydoslu Sait Bey’in anlattıklarına tarafından; bu iltifatlar ve teşebbüs çabaları karşısında Enver Bey, gönlü ile yaşamış genç bir insan gibi değil de, kışla havasından bir türlü kurtulamayan taşralı bir zabit gibi davranır Gördüğü iltifata karşısında dimdik gidişat alıp, mahmuzlarını birbirine çarparak selâm vaziyeti almaktan diğer bir şey bilmeyen, sert bir Prusya zabiti gibidir Prenses, yılmaz sürekli davetler tertipler Sevdiği bu Türk subayına fırsatlar hazırlar Lakin Enver Bey’in davranışları değişmeyen Nihayet bir gün ve tabiî oysa bir Alman prensesinin ölçüleri içinde, konağındaki bir kabul günü, Enver Bey yine davetlidir Bir aralık prenses odasına çekilir Oldukça hafif bir tuvaletle bir ana uzanmıştırEnver’i odasına gösteri ettirir Beklediği hararetli alaka varsayım edilebilir Lakin Binbaşı Enver Bey, ansızın yine asker vaziyetini alır Ayaklarını bitiştirir Ve sayın prensesi, tam askerce selâmlar, emirlerini bekler İşte o süre olan olur Prenses andan fırlar Yüzü şaşkınlıktan ziyade hiddetinden mosmor kesilmiştir, ilk rastladığı Türk, Sait Bey’dir Ona haykırır: —Ama Sait, bu bir manken! Ali Fuat Paşa, o geceki bu olayın sarayda bize karşı, hissedilir derecede siyasî soğukluk yarattığından bahsederdi Enver Beyin Berlin’de, içinden gelen ilk bayan ilişkisi, Mısırlı bir Prensesle günahsız, ama kararlı dostluğudur Prensesin adı bilinir Enver Bey Prenses Namus’le evlenmeyi de düşünmektedir Prenses ve ailesi buna hazırdırlar Ama nereden ve nasıl duyulmuşsa İstanbul, tam bu sırada işe müdahale eder Bu evlenmeyi istemez Sadrazam Hüseyin Hilmi Paşa işe el koyar İttihad ve Terakki Merkezi’nin arzusu, ordunun Enver gibi yıldızlarının hanedanla yakınlaşması ve hanedana mensup sultanlarla evlendirilmeleridir Enver Bey’in Berlin’de bir Mısırlı prensesle tanışma ve hatta evlenme ihtimalleri haberinin İstanbul'da, evvelâ İttihatçı çevrede telâşlar uyandırdığını anlayışlı olmak mümkündür Lakin Enver’e ilk ciddî uyarının, Sadrazam Hüseyin Hilmi Paşa tarafından yapıldığı doğrudur Enver Bey’i Berlin’de bir olupbittiye bırakmamak için bulunan yol, onun hanedandan bir hanım sultanla nikâhlandırılmasıdır Bunun için de bazı sondajlar yapılır ve bir hanım sultan bulunur, meslek, Enver Bey’in annesine de nakledilir Anne, fazla hoşnut ve heyecanlıdır Oğlu bir sultanla evlenecektir Padişaha damat olacaktır Hemencecik oğlu üzerinde ısrarlara girişir Keza Hüseyin Hilmi Paşanın, hem annesinin mektupları Berlin’e yağmaya başlarEnver Bey, sahiden bu işe razıdır Ama bir takım bilgiler de edinmeye muhtaçtır Meselâ eldeki belgelerden, Meclisi Mebusan Reisi Ahmed Rıza Bey’e yazılan mektuptan bazı cümleler verelim Çünkü bu vesileyle ve İstanbul'da onun bu iş için güvendiği, en yakın bildiği insan Ahmed Rıza Bey’dir Ahmet Rıza Bey’e “ağabeyciğim diye hitap eder Ahmed Rıza Bey’in aile çevresinde bir hanımdan “validemiz hanım ve kızı Selma Hanım’dan da “hemşiremiz bayan diye bahseder Ahmed Rıza Bey ise bekârdır Ve bir aralık onun da saraydan bir hanımla evlendirilmesi bahis konusu olacaktır Enver Beyin Ahmed Rıza Bey’e mektuplarından biri, 12 Ağustos 1909 tarihlidir Mektuptaki şu cümleler uyarı çekicidir: “Bu yakında bir evlenme modasıdır çıktı Ben de kendimi deneyimlemek istiyorum Sizden bir ricam var Hemşirem hanımefendi, sultanın… tahsili, güzelliği, hakkında malumat alıp verebilirler mi? Kendi anneme emniyetim yok… Acaba kızın serveti ne değin olacak? Hükümetten maaş, filan verilecek mi? Yahut bu kızdan daha başka biri var mı? Ağabeylik hatırı için yazınız Enver Beyin bu mal varlığı, ücret hesaplarını yadırgamamak gerekir Çünkü gireceği saray, bir binbaşının maaşı ile dönmez Bunu düşünmekte haklıdırBu muhabereler böylece devam eder Fakat kısa zamanda karara varır Çünkü iş, artık dedikodu şeklini almak istidadındadır Bunun üstüne 17 ağustos 1909 tarihli mektupla muvafakatini bildirir: Berlin 17 Ağustos 1909 Landshoter Strase 7 “Muhterem Ağabeyciğim! İnayetnâmenizi (lütfettiğiniz mektubu) hemen aldım can atarak okudum Selma bayan ablamın lütuflarına ayrıca teşekkür ederim Hilmi Paşa’dan ve evden aldığım mektuplarda, annemin “fazla lakırdı oluyor, alıp almayacağını bildir de ses kesilsin yolundaki son mektubu üzerine, dün muvafakat ettiğimi yazdım Bu değin tevekkül iyi yok Ama olan olduYalnız hemşirem hanımefendi, sonradan teşriflerinde, kızın terbiyesini (tahsilini olacak) bitirmek için ne lâzım olduğunu ya da ne gibi hususları kendilerine önerge etmem lâzım geldiğini tetkikle bildirirlerse, fevkalâde müteşekkir kalacağım  
 
Üst Alt