Epileptik nöbet; beyin hücrelerinde aniden, kontrol edilemeyen, anormal elektriksel aktiviteye bağlı olarak ortaya çıkan ve çoğu zaman bilinç kaybı, vücutta kasılmalar ya da anormal hareketler gibi klinik belirtilerle kendini gösteren bir durum olarak ifade edilmektedir. Bu nöbetleri, beyin fonksiyon bozukluğuna neden olabilecek başta epilepsi ( sara ) hastalığı olmak üzere tümörler, kanamalar, damar tıkanıklıkları, felçler ve anormal damar yapılarına bağlı da görebilmekteyiz.
Epilepsi nöbetleri cinsiyet ve ırk ayrımı olmaksızın sıklıkla en gençler ile en yaşlılarda görülse de herhangi bir yaşta da görülebilmektedir. Yaklaşık 20 kişiden biri hayatı boyunca bir defa nöbet geçirebilmekte ve bu kişilerde daha sonra nöbet tekrarlamayabilmektedir. Bu nedenle ister ilk nöbet olsun, isterse tekrarlayan epileptik nöbetler olsun hastaları detaylı bir biçimde değerlendirmek, doğru tanı koymak ve tedavide geç kalmamak oldukça önemlidir.
Epilepsi ( sara hastalığı) tanımı ise beynin epileptik nöbet geçirebilme eğiliminde olması olarak ifade edilmektedir. Yani hastalarda tekrarlayan nöbetler olması ve EEG ile beyindeki anormal elektriksel aktivitenin ispat edilmesi gerekmektedir.
Epilepsi nöbetlerinin çok değişik çeşitleri mevcut olmakla birlikte kırkın üzerinde nöbet tipi vardır. Toplum tarafından en iyi bilinen epilepsi (sara hastalığı ) çeşidi bilinç kaybı ve tonik-klonik nöbetlerle giden formu iken hiç kimsenin hiç fark edemeyeceği kadar hafif nöbet çeşitleri de vardır. Tanımlanan bu mevcut nöbet tiplerine rağmen herkesin geçirdiği nöbet kendine özgü bazı farklılıklar gösterebilir. Bu durumlar bazı hastalarda epilepsi tanısının konulmasını güçleştirir ve çok çeşitli karışıklıklara neden olur. Bu nedenle nöbet ile gelen her hastanın hikayesini titizlikle sorgulamak, detaylı muayene etmek ve zaman ayırmak gerekir. Ayrıca başta EEG olmak üzere diğer beyin görüntülemeleri (MR, BT gibi..) ve laboratuar incelemeleri yöntemlerine başvurmak gerekmektedir.