Ekonomik kriz tenkitlerine reaksiyon gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Birileri çıkıp ‘aç kaldık’ diyor. Ya vicdansızlık yapma, ne aç kaldın? Aç kalan falan yok. Yeter ki dürüst, samimi ol. Şu anda yapmış olduğumuz artırımlarla, mali düzenlemelerle vatandaşımızın bu imkanlarını da nereden nereye getirdiğimiz ortada' dedi.
Dış Ekonomik Münasebetler Şurası (DEİK) Merkez Ofisi Açılışı ve Ustalara Hürmet Ödül Töreni'nde konuşan Erdoğan, iktidarda oldukları mühlet boyunca yap-işlet-devret metodu ile hayata geçirdikleri köprü, tünel ve yol projelerini anlattı; 'Hakikaten aşkınız varsa, inanıyorsanız ve bu ülkeye bir şeyler yapayım diyorsanız, yaparsınız. Biz yola bu türlü çıktık ve bütün bunları başardık.' dedi.
Hayat pahalılığı ve ekonomik kriz tenkitlerine de değinen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
'Birileri çıkıp ‘aç kaldık’ diyor. Vicdansızlık yapma, aç kalan falan yok. Kâfi ki dürüst, samimi ol. Şu anda yapmış olduğumuz artırımlarla, mali düzenlemelerle vatandaşımızın bu imkanlarını da nereden nereye getirdiğimiz ortada.
Bu muhalefet muhalefet yapmak için değil akılları bulandırmak için ne yapabiliriz, bunun uğraşı içerisinde. Bugün Demokrasi Özgürlükler Adası’nda da tabir ettim. 27 Mayıs’ta bu CHP ne dediyse, inanın bugün de tıpkı şeyi söylüyor. Ne diyorlardı o vakit, merhum Menderes ve arkadaşları için ‘uçaklarla dolu altın ve pırlanta kaçırdılar’. Artık birebir şeyi şu andaki Bay Kemal benim için söylüyor, eline lisanına dursun.'
Kılıçdaroğlu'nun tezlerine yanıt
'Tayyip Erdoğan için bu türlü bir şey söyle de birileri yutsun, yutmazlar. Bu millet sana gereken dersi verecek. Utanmadan kaçacak diyor. Erdoğan’ı 15 Temmuz gecesi kaçırtamadınız, fakat sen tankların ortasından kaçtın. Saat 23.00 tankların ortasından kaçtın. Kimler sayesinde? O FETÖ’cü kimi güvenlikçiler sayesinde.
Bakırköy Belediyesi’ne kaçtın, orada keyif kahvesi içmeye kalktın. Ben de Marmaris’ten çağrımı yaptım. 15 dakika şayet geç kalsaydım, bu gün tahminen karşınızda olmayacaktım. Rabbimin takdiri neyse o, bunu kimse değiştiremez.
Herkesi meydanlara çağırdığımda benim sevdalısı olduğum bu millet Atatürk Havalimanı’na yığıldı ve bizi beklemeye başladılar. Geldim, onlarla orada kucaklaştık ve birlikte yolumuza devam ettik.
Bütün bunlar ne içindi? Arkadaşlar bu bir sevdanın sonucudur. Şayet bu sevda varsa gerisi palavra. Bay Kemal ne derse desin, Erdoğan burada. Bütün dünya ile şu andaki alışverişlerimiz, irtibatlarımız nasıldır bunlar ortada. Bay Kemal sen hiç heveslenme. Erdoğan bu ülkede hizmet etmeye devam edecek.
Paralardan bahsediyor, Amerika’ya şuraya buraya. Evet 150 bin lira tazminat kazandım, bir 100 bin lira daha kazandım. Bu paraları o iftira attığı TÜRGEV ve Ensar vakıflarına Bay Kemal ismine veriyorum. Hiç olmazsa hayra vesile olsun.
Bu anlattığı bahsettiği şeyler bilhassa Amerika’da yapılan Türk Evi’nin iki cadde ardında mükemmel bir yurt. Buna bu kadar palavra, yanlış şeyleri yapıştırmanın, iftira atmanın ne manası var? Akşam palavra, sabah palavra. Bütün başlattığımız altyapı seferberliği, genişlettiğimiz hak ve özgürlük iklimi iş dünyamızın gücünü ve yüreğini arttırdı.'