Ermeni Meselesi

Ermeni Meselesi zorunlu göç ermeni meselesi ermeni meselesi ve gerekli göç meseleleri ve Verdana,Arial,Helvetica,sansserifTarihi bir belgedir, Ersinek köyü imamının mektubu şöyle başlar: Kardaşlar: Küffâr eline esîr olanın hâli nice olduğu cümlenizce ma'lûmdur Lakin bu def'a olan esîrlik ve hakâret hiçbir lahza görülmemişdi Devri âdem'den beri bu gibi zulümler ne olmuşdur ve ne de olabilir Dil ile vasfolunamaz Ama halka ayândır Sabîler ve avratların âvazı arşı a'lâya çıkdı, felekleri ağlaşdı Düşmanımız cesîm bir düşman olsaydı insâna efkâr olmazdı Yalnız bizim vicdânsız, hakîkatsizliğimizden, dört Ermeni neferi elinde boynu çarpık ve acıklı orada bıçakla ve büyük ezâlarla katlolunmaklığımız bizi ölmezden evvel öldürdü Nâmus kalmadı Cândan su'al olunursa İslâm yarıdan ziyâde belki üçte biri de ancak kaldıBirinci Dünya Savaşı, öteki bir deyişle �Büyük Savaş� 20yüzyılın başlarında insanoğlunun başına gelebilecek en büyük felaketleri de beraberinde getirmiştir Savaş alanlarında verilen büyük zayiatlar yanına savaşın cephe gerisindeki sivil halklar üzerinde bırakmış olduğu tesir ve korunmasızlığın getirdiği kayıplar öylesine büyük boyutlara ulaşmıştır ama, afet sözcüğü halkların yaşamış olduğu topraklar ve savaş alanları ile âdeta bütünleşmiştir Birinci dünya harbinin içine çekilmiş, toprakları her köşeden istilaya uğramış olan Osmanlı imparatorluğu doğuda da o kadar fazla cephede savaşı sürdüyordu Bu sırada, ellerine büyük bir koz geçireceğini keşfeden İngiltere ve Rusya, Osmanlıya karşısında cephe almış olan Ermeni komitacıları kışkırtarak, cephe gerisindeki halka saldırmalarını sağladı 1915 yılından, Rusya'da meydana gelecek ilhitilal tarihine yani 1918 yılına değin Rusya ve İngilterenin kontrolu içinde hareket eden Ermeniler, Bolşevik ihtilalinden daha sonra insiyatifi ellerine aldılar Bir yanlamasına cephelerde uğraş eden ordu, cephe gerisindeki halkın güvenliğini de karşılamak zorundaydı İki yönden kuşatılan orduyu en azından Ermeni komitacılardan kurtarmak için devlet, geçici bir terhis, bir gerekli göç kararı aldı İçinde bulunduğumuz tarihlerde, 24 nisan gününden başlayarak takibeden üç gün her tarafında, Ermenistan ve Ermenilerce �Osmanlının Soykırım�ı olarak tasvir edilen durum, geçici bir kararla, üstelik Osmanlı toprakları içinde gerçekleştirilmiş gerekli bir terhis olayından diğer bir şey değildir O tarihteki yaşam ve savaş benzer zamnada çetin seyahat şartları nedeniyle, yol boyu arzu ve hastalık yüzünden ölümler de laf konusu olmuştur Tarihçilerin müşterek görüşüne tarafından, bu ölümler soykırım olarak değerlendirilemez Dahası Ermeni kaybı, aynı tarihler içinde, İngilizler ve Ruslarca desteklenen komitacılar tarafından gerçekleştirilen saldırılar sonucu katledilen müslüman Türk ahalinin sayısının yarısı bile değildir 24 nisan günü Ermenistan'da büyük inleme kabul ediliyor O gün devlet erkanından din adamlarına, banal halka dek bütün ülke karalara bürünüyor Televizyonlarda Türkiye aleyhine açıkoturumlar tertib ediliyor, karalayıcı belgeseller gösteriliyor Banal yani bilinçsiz halkın, onları yönlendiren politikacıların ve tutuculuklarıyla ünlü din adamlarının hararetle 80 küsür yıl önce yaşandığı ileri sürülen soykırımın yasını tutmaları adi kaşılanabilir Fakat ilginçtir, Ermeni ilim adamları, araştırmacılar deha laf birliği etmişcesine bu ünlü soykırımdan ve bizlerden nefretle laf ediyorlar, şaşılacak olan bu Bir başka şaşılacak durum ise, bu iddialarını kendi ülkeleriyle sınırlı tutmuyor, bütün dünyaya yaymaya gayret ediyor, zinde devletlerin de �soykırımı� desteklemesini talep ediyorlar Son olarak Kanada hükümetinden istedikleri desteği aldılar Nisan ayı geldiğinde, nisanın 24'ü geldiğinde, bulundukları ülkelerdeki Ermeniler, ellerinde rozetlerle kapı kapı geziyorlar Bir günlüğüne de olsa soykırım rozetini takmasını rica ettikleri, konuyla ilgili hiç bir bilgisi olmayan dünya vatandaşlarının kapısını çalıyor ve bunu başarıyorlar Her bir Ermeni vatandaşı, yeniden ayağa bu ideale bürünmüş Tek bir amaçları var, bizim ve dünyanın dilinden soykırım kelimesinin dökülmesini karşılamak Ermeni sorunuyla ilgili olarak değişik araştırmalar yapan ve bu günkü durumlarını yakından takibeden Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof Dr Esat Arslan'a tarafından, 24 nisan tarihinin Ermeni soykırımıyla uzaktan yakından alakası olmayan bir tarih Soykırım olduğu iddia edilen, gerekli göç ya da terhis olayının gerçekleşmesi de bu tarihlere rastlamıyor (ki bu olaya tehcir yasası çağırmak de son derece hatalı Zira apaçık yasa yok bu bir geçici karar yalnızca ve tehcir de ülke sınırları dışına yapılır, hicret ettirme anlamına gelir Oysa Ermeniler, osmanlı toprağı içinde bulunan Suriyeye göç ettirilmiştir) Birinci Dünya Savaşı sırasında Rus kuvvetlerinin, Osmanlı ve Rus Ermenilerinden resmileşmiş olan gönüllü alayları öncülüğünde, Doğudan Osmanlı topraklarına girmesiyle birlikte Osmanlı ordusunda bulunan Ermeniler, silahlarıyla birlikte firar ederek Rus kuvvetlerine katılmışlardır Rus ordusuna henüz ulaşamayan bir kısım Ermeniler ise çeteler kurarak ayaklanma etmişlerdir Yıllarca gerek Ermeni gerekse misyoner okullarında ve kiliselerinde saklanan silahlar ortaya çıkarılmış, askerlik şubeleri basılarak yeni silahlar sağlanmıştır Silahlanan Ermeni çeteleri komitelerin kurtulmak istiyorsan, önce komşunu öldürtalimatı üzerine, erkekler cephelerde olduğu için savunmasız kalan Türk şehirlerine, kasabalarına ve köylerine saldırarak katliama girişmişlerdir Osmanlı kuvvetlerini arkadan vuran Ermeniler, Osmanlı birliklerinin harekatını engellemişler, ikmal yollarını kesmişler, zarar görmüş içeren konvoyları pusuya düşürmüşler, köprü ve yolları yıkım etmişler, bulundukları şehirlerde ayaklanarak Rus işgalini kolaylaştırmışlardır Rus kuvvetleri saflarında yer alan Ermeni gönüllü alaylarının yaptığı acımasızlık pek ağır olmuştur ancak, Rus komutanlığı bir takım Ermeni birliklerini cepheden uzaklaştırarak geri hatlara sevk etmek zorunluluğu hissetmiştir Ermeni isyanları bilhassa Doğu Anadolu'dan başlayarak diğer vilayetlere yayılmıştır Erzurum ve çevresinde Rus işgalinin genişlemesiyle Ermeniler, halkın kanını kendilerine mubahgörmüşler ve bir Alman generalinin ifadesiyle, Bu bölgedeki Müslüman halkı silip süpürmeye başlamışlar�dır Ermeni çetecilerinin Kars ve çevresinde Müslüman ahaliye karşın katliam hareketleri 1915 ve 1920 yılları boyunca sürmüştür Kafkasya'da ve Doğu Anadolu Bölgesi'nde Türklere karşın Ermeni katliamları düzenli Ermeni birlikleri kadar gerçekleştirilmiştir Çok sayıda Türk, çoluk çocuk, genç yaşlı demeden Ermeniler tarafından öldürülmüştür Yalnızca 1918 yılından beri Kars ve havalisinde katledilen Müslümanların sayısının yirmi beş bine ulaştığı kaydedilmiştir Ermeni çetelerinin bu cins zulüm ve eylemleri sürerken, güvenlik kuvvetleri tarafından Ermenilerin yaşadıkları bölgelerde yapılan aramalarda o kadar çok silâh ve mühimmat ele geçirilmiştir Bundan Böyle devletin varlığını ağır bir şekilde yaralayan bu koşul, birazcık daha zevk gösterildiğinde, telafisi olası olmayan sonuçlara sürükleneceğini göstermektedir Osmanlı Devleti'nin savaşa girmesinden ve bilhassa Kafkas Cephesindeki bozgundan sonra, Ermenilerin Müslüman halka karşı baskıları, askerden firarları, asker ve jandarmaya saldırıları, silahlı ve mühimmatla yakalanmaları, Fransızca, Rusça ve Ermenice şifre gruplarının ele geçirilmesi gibi gelişmeler, ülke çapında bir keşmekeş çıkaracaklarını belirten en kayda değer kanıtlar olmuştur Bunun üstüne Ermeni komiteleri 24 Nisan 1915 tarihinde kapatılarak, yöneticilerinden 2345 birey devlet aleyhine faaliyette bulunmak suçundan tutuklanmıştır Dışarıdaki Ermenilerin her yıl Ermeni soykırımının yıldönümüdiye andıkları 24 Nisan, işte bu 2345 komitecinin tutuklandığı tarihtir ve tahliyeyle alakalı değildir Ancak, yalan yanlış olayları bile abartarak propaganda malzemesi yapan komiteci Ermeniler, söz konusu tutuklamaları da bir propaganda konusu yerine getirmek için hemencecik harekete geçmişlerdir Nitekim, ABD Cumhurbaşkanı�na şu telgrafı göndermiş, Başpiskopos Kevork: Sayın Başkan, Türk Ermenistan�ından aldığımız son haberlere göre, orada toplu cinayet başlamış ve organize bir tedhiş Ermeni halkının mevcudiyetini tehlikeye sokmuştur Bu kibar anda Ekselanslarının ve büyük Amerikan Milletinin asil hislerine hitap ediyor, insaniyet ve Hıristiyanlık inancı namına, büyük Cumhuriyetinizin diplomatik temsilcilikleri vasıtasıyla anında müdahale ederek, Türk fanatizminin şiddetine terkedilmiş Türkiye'deki halkımın korunmasını rica ediyorum Başpiskopos Kevork'un telgrafını, Rusya'nın Washington Büyükelçisi'nin ABD'deki temasları izlemiş, bu nedenle yasadışı işler yapan Ermeni komitecilerinin tutuklandığı gün olan 24 Nisan, �Türkler�in Ermenileri soykırıma bağlı tuttuğu gün� olarak dünya kamuoyuna propaganda edilmiştir 1915 Ermeni Terhis kararı ise, gerçekte ortaya çıkan bir isyana ve düşman orduyla işbirliğine karşı alınan bir karardır Ilk Önce Van olmak üzere yurdun pek fazla uygun başlayan Ermeni ayaklanma ve katliamlarına önlem elde etmek amacıyla Talat Paşa'nın başlattığı, Hükümet ve Meclis�in de yerinde gördüğü yer değişiklik, direkt cephelerin güvenini sarsacak bölgelerde uygulanmıştır Bunlardan birincisi, Kafkas ve İran cephesinin geri bölgesini yaratıcı Erzurum, Van ve Bitlis dolayları; ikincisi ise, Sina cephesi gerilerini yaratıcı Mersinİskenderun bölgeleridir Ermeniler, her iki bölgede de düşmanla işbirliği yapmış ve onların tümdengelim yapmalarını kolaylaştıracak faaliyetlerde bulunmuşlardır Yer değiştirme uygulaması daha sonraları, isyan çıkaran, düşmanla işbirliği yapan ve Ermeni komitacılarına yataklık eden öteki vilâyetlerdeki Ermenileri de kapsayacak şekilde genişletilmiştir Başlangıçta Katolik ve Protestan Ermeniler uygulamanın dışı bırakıldıkları halde, sonra bunlardan zararlı faaliyetleri görülenler de göç ettirilmişlerdir Gerçekleştirildiği 1915�deri günümüze değin yer değişiklik uygulaması hakkında çok şey yazılıp çizilmiştir Ermeniler, uydurma belgelerin arkasına gizlenerek, dünya kamuoyunu uzun zaman kandırmayı başarmışlardır Ilk Olarak üç yüz binlerden başlayıp, üç milyonlara kadar varan rakamlarla ifade edilen Ermeni katliâmı hikâyelerinin hiçbir dayanağı bulunmamaktadır Nitekim İstanbul'un işgal edildiği dönemde İngilizler ve Fransızlar, Osmanlı arşivini yeterince araştırmalarına karşın soykırımı imâ edecek tek bir belgeye dahi rastlayamamışlardır Ermenilerin ipe sapa gelmez bir iddiasına kadar, işgaller aşağıda inleyen Osmanlı ordusu, sırf Ermenileri yok etmek için, Trabzon'da bir gaz odası inşa etmiş O zamanki şartlarda değil gaz odası düzenlemek, askerlerinin bitlere aleyhinde korunmasını sağlayacak parası bile olmayan ordu bunu nasıl yapmıştı acaba? Belki, Osmanlı devletinin Ermenileri �soykırım�a ast yakalamak gibi bir amacı olsaydı; bulundukları yerlerde bu düşüncesini gerçekleştiremez miydi? Bunun için �yer değiştirme� gibi bir uygulamaya ne lüzum vardı? Ermenilerin, bulundukları yerde, boyunlarını vurur, kurşuna diziverir olur biterdi Kafilelerin güvenliği, sağlığı ve geçimlerinin temini için büyük maddi fedakarlıklara ne gerek vardı? 1915 Mayısından 1916 Ekim ayına değin yaklaşık bir buçuk sene devam eden göç ettirme ve sıralama esnasında, emirler çerçevesinde ve mahallinde aldığı tedbirlerle, o günün baskı savaş şartlarına karşın, Ermenilerin can ve mallarını koruma altına almasına ne gerek vardı? Adetâ yeni bir cephe açmış gibi idarî, askerî ve malî yükün altına girmeye ne gerek vardı? Bütün bu soruların cevapları, Osmanlı Devleti'nin belli başlı niyetinin anlaşılmasına yetecektir Osmanlı devletinin, yüzlerce sene devlete olan bağlılıklarından nedeniyle �halk müziğii sadıka� olarak nitelendirdiği bu halka karşısında, birdenbire konuşma değiştirmesinin de akılcı bir izahı yoktur Değişen Osmanlı yok, Rusya ve İtilaf Devletlerinin bağımsızlık vaatlerine kanan Ermenilerdir Halk Müziğii sadıkanın yani Ermenilerin vefalı evlatlarının varlığınıa şahit olmak için, Gülhane Tıp Akademisinde açılan Sağlık Subayları şehitliğini gezmek yeterli olacaktır Siyasi emellerle çıkan çatışmalarda uygulanan tedbirler ve zorunlu göç, soykırım havası ve programı içinde hazırlanmamıştır Devlet güvenliğinin sağlanması için gerekli bir uygulama olan yer değişiklik, dünyanın en başarılı sevk ve iskan hareketidir ve hiçbir zaman Ermenileri yok etmek gayesini gütmemiştir Hatalı bir bahis ve kuru bir kötüleme ardında sürüklenenler dek, haklı olanların torunları olarak doğruları çakmak ve en az Ermeniler kadar bu konuda hassasiyet göstermemiz gerektiğine inanıyoruz Konuyla ilgili daha geniş data almak isteyenlerin devlet arşivlerini araştırmalarını ve tertipli bir iste olarak da ermenisorunugentr adresini ziyaret etmelerini nasihat ediyoruz Konuyla ilgili bir cd aynı siteden tedarik edebilirsiniz ERMENİ SORUNU (İddialar Gerçekler) CD'si satışa sunuldu �Ermeni Sorunu: İddialar ve Gerçekler� CDROM�u Ermenilerin asılsız iddialarına karşılık gerçekleri tüm açıklığı ve ayrıntılarıyla anlatan, toplumumuzu ve gelecek nesilleri bilinçlendirmeyi amaçlayarak hazırlanmıştır Orijinal fotoğraflar, görüntüler, belgeler, resimler, haritalar, seslendirilmiş metinler ve özel olarak bestelenen müziklerle çok varlıklı bir içeriğe sahiptir Prof Dr Yusuf Halaçoğlu�nun danışmanlığında, konu hakkında uzman bir fazla bilim adamının bilgilerinden ve kuruluşların özel arşivlerinden yararlanılarak hazırlanmıştır Ermeni katliamlarını anlatan bir kitabı da tavsiye etmek istiyorum Timaş, FİGAN Ahmed Günbay Yıldız Bir değil bin destandır Anadolu Destanlara kahramanlar yetiştirmiştir binlerce İşte FİGAN o destandan bir damlacık Ermenilerin ihaneti ve masum Anadolu insanı Yakın tarihe bir anahtar sözcük En fazla okunan yazan ünvanını kazanan AHMET GÜNBAY YILDIZ bu romanda Ermeni mezalimi karşısında Anadolu insanının figanını yazdı Sizden öncekiler bu eseri tekrar tekrar okudular Siz de okuyun seveceksiniz