İstanbul Cerrahpaşa Üniversitesi Orman Botaniği Ana Bilim Kısmı Lideri Prof. Dr. Ünal Akkemik ve Tarih Araştırmacısı Oğuzhan Türk, Erzurum'un Narman ilçesinde 160 milyon yıl öncesine ilişkin ağaç fosilleri buldu. Daha evvel Gümüşhane'de bulunan 160 milyon yıllık ağaç fosilleriyle birlikte Türkiye'de bulunan en eski kalıntılar ortasına giren bu yeni ağaç fosilleri, birinci günkü görünümlerini koruyor.
Türkiye'nin son 160 milyon yıllık devrinde farklı alanlardaki ağaç tiplerini inceleyen Akkemik, bu ağaç fosillerinin son derece özel oluşumlar olduğunu belirterek, fosillerin 160 milyon yıl evvel bugün Erzurum olarak bilinen bölgenin deniz kıyısında olabileceğini gösterdiğini belirtti.
Fosiller, sularla kaplı olduğu düşünülen Türkiye'de yer yer kara modülleri olabileceğini gösteriyor
Bundan 160 milyon yıl evvel, şu anda Türkiye olarak bildiğimiz bölgenin büsbütün sularla kaplı olduğu düşünülüyor. Fakat Akkemik ve Türk'ün yapmış olduğu bu keşif, Türkiye'de yalnızca suyun değil, yer yer kara kesimlerinin da olduğunu gösteriyor. Buldukları 160 milyon yıllık ağaç fosillerinin sıcak su kaynakları ve volkanik bölgelerde yetiştiğini belirten Akkemik, hususla ilgili şu tabirleri kullandı; "Bunlar çok özel oluşumlar. Bunları her yerde görmek mümkün değil. Bunlar sıcak su kaynaklarının olduğu bölgelerde yahut volkanik alanlarda meydana geliyorlar. Taşlaşma sürecinin oluşması için gerekli konuların gerçekleşmesi lazım.
Türkiye’nin bulunduğu yer bundan 160 milyon yıl evvel tamamının denizlerle kaplı olduğu kestirim ediliyor. O vakit bir kara kesimi yok. Lakin bu ağaçlar gösteriyor ki kesim parça kara kesimleri ya da Erzurum’un deniz kenarı bir yer olduğu söylenebilir."
Fosillerini birinci günkü görünümlerini müdafaasının arkasında yatan sebep:
Daha evvelki tarihlerde Bolu'da 20 milyon yıllık ağaç keşifleri yapan, akabinde Tokat'ta 40 milyonluk, Gümüşhane'de ve son olarak Erzurum'da 160 milyon yıllık fosillere rastladıklarını belirten Akkemik, Erzurum'dan elde edilen fosillerin Cerrahpaşa Üniversitesi'ne gönderileceğini ve orada fosillerin tam olarak kaç yaşında olduklarını hesaplayacaklarını lisana getirdi.
Akkemik, tarihi 160 milyon yıla dayanmasına karşın, fosillerin silis unsuru sayesinde birinci günkü görünümlerini nasıl koruduklarını şu sözlerle açıkladı; "Bunlar organik hususlar olduğu için havasız ortamda bozulmuyor ve çürüyüp gitmiyorlar. Hava almayan ortamda silis unsuru varsa şayet bunun içerisinde bulunan su borularına doluyor. Çeperleri değişiyor organik olan unsur yerini büsbütün silise bırakıyor. Bundan ötürü odunsu yapı olduğu üzere kalıyor. Baktığınız vakit elimizdeki fosil günümüzdeki bir ağaç üzere görünüyor. Odunsu hususların yerinde artık silis var"