iltasyazilim
Yeni Üye
Fatih Sultan Mehmet'in Yaptığı İşler nelerdir
Fatih Sultan Mehmet'in Yaptırdığı eserler
Fatih Sultan Mehmet'in hayatı
Fatih Sultan Mehmet'in Yaptığı İşler
İSTANBUL'UN FETHİ
Fatih Sultan Mehmed padişah olduktan sonradan birincil iş olarak, aralıksız ayaklanma çıkaran Karamanoğlu Beyliğine karşı sefere çıktı Karamanoğlu İbrahim Bey affetme diledi Fatih İstanbul'un fethini düşündüğü için onu bağışladı
Fatih Sultan Mehmed, büyük gayesini yapmak için, Macarlara, Sırplara ve Bizanslılara karşısında yumuşak davranıyordu Amacı Haçlıların birleşmesini önlemek, onları kışkırtma etmemek ve zaman kazanmaktı
Bin takvim tarihinin sonuna gelmiş olan Bizans küçüle küçüle yalnızca İstanbul şehrinin sınırları içinde hüküm süren bir devlet durumuna düşmüştü Ancak buna karşın Bizans'ın varlığı, Balkanlar'daki Türk hakimiyeti açısından güvenli olmayan oluyordu
Bizans İmparatorları, Anadolu'daki çeşitli siyasi güçleri de Osmanlı aleyhine kışkırtmaktan geri kalmıyorlardı Hatta ara sıra Osmanlı şehzadeleri arasındaki taht kavgalarına karışıp devletin iç düzenini bozuyorlardı
YAPILAN HAZIRLIKLAR
İstanbul'un Osmanlı Devleti'nin hakimiyeti aşağıda girmesi, ticari ve kültürel yönden kayda değer bir avantajın daha ele geçirilmesi demekti Boğazlar tam anlamıyla denetim altına alınacak ve bu sayede Karadeniz ticaret yolları ele geçirilmiş olacaktı Karamanoğulları meselesini çözen Fatih Sultan Mehmed, İstanbul'un fethi için zorunlu hazırlıklara başladı
Devrin mühendislerinden Musluhiddin, Saruca Sekban ile Osmanlılara sığınan Macar Urban Edirne'de top dökümü işiyle görevlendirildi Şahiadı bahşedilen bu topların yanına, tekerlekli kuleler ve aşırtma güllelerin üretilmesi (havan topu) yapılan hazırlıklar arasındaydı Yaptırılan bu büyük toplar İstanbul'un fethedilmesinde önemli rol oynadı
Şimşek Bayezid'in İstanbul kuşatması sırasında yaptırdığı Anadolu Hisarının karşısına, Rumeli Hisarı (Boğazkesen) inşa edildi Bu sayede Boğazlar'ın kontrolü sağlanacak, deniz yoluyla gelebilecek yardımlara karşısında tedbir dargın olacaktı 400 parçadan oluşan bir donanma inşa edildi Turhan Bey komutasındaki bir Osmanlı donanması Mora'ya gönderildi ve İstanbul'a destek gelmesi engellendi
Eflak ve Sırbistan ile var olan uzlaşma antlaşmaları yenilendi Macarlarla da üç takvim bir mukavele yapıldı Osmanlıların bu hazırlıkları karşı, Bizanslılar da abes durmuyordu Surlar sağlamlaştırılıyor ve şehre yiyecek depolanıyordu Hem Bizans İmparatoru Konstantin, Haliç'e bir zincir gerdirerek, buradan gelecek tehlikeyi önlemeye çalıştı
bununla birlikte Haçlı dünyasından yardım isteniyor, Papa ise yapacağı takviye karşısında Katolik ve Ortodoks kiliselerinin birleştirilmesini istiyordu Oysa Katoliklerden nefret edilen şey eden Ortodoks Rumlar, Roma kilisesine bağlanmak istemiyor, İstanbul'da Kardinal Külahı görmektense, Türk Sarığı görmeye razıyızdiyorlardı
KUŞATMA VE SAVAŞ
Fatih Sultan Mehmed, hazırlıklar tamamlandıktan daha sonra, Bizans İmparatoru Konstantin'e bir elçi göndererek, kan dökülmeden şehrin teslim edilmesini istedi Fakat İmparatordan gelen savaşa hazırız mesajı üstüne, İstanbul'un kara surları önüne gelen Osmanlı ordusu, 6 Nisan 1453'de kuşatmayı başlattı Osmanlı donanması ise Haliç'in girişinde ve Sarayburnu önünde demirlemişti Ordu; merkez, sağ ve sol olarak üç kısma ayrıldı 19 Nisan'da yapılan birincil saldırıda, tekerlekli kuleler kullanıldı ve bu atak ile Topkapı surlarından burçlara kadar yanaşıldı
Osmanlı Ordusundaki er sayısı 150000 ile 200000 arasındaydı Bu kuvvetlere Rumeli ve Anadolu beylerine tabi farklı alanlara yönlendirilmiş kuvvetler de katılmıştı
Çok şiddetli çarpışmalar oluyor, Bizanslılar şehri koruyan surların hasar gören bölümlerini derhal tamir ediyorlardı
Venedik ve Cenevizliler de donanmalarıyla Bizans'a takviye ediyorlardı Fatih Sultan Mehmed Osmanlı donanmasının kuşatma sırasında yeterince kullanılamadığını ve bu yüzden kuşatmanın uzadığını düşünüyordu İstanbul'un Haliç tarafındaki surlarının cılız olduğu biliniyordu Bizans bu bölgeye zinciri böylece germişti Yüksekten atılan taş gülleler Bizans donanmasından bir takım gemileri batırmıştı lakin bir kısım donanmanın Haliç'e indirilmesi kesin olarak gerekliydi
Fatih Sultan Mehmed, İstanbul'un fethedilmesini kolaylaştıracak kayda değer kararını verdi Osmanlı donanmasına ait bir takım gemiler karadan çekilerek Haliç'e indirilecekti
Tophane önündeki kıyıdan başlayıp Kasımpaşa'ya değin ulaşan bir istikamet üzerine kızaklar yerleştirildi Gemilerin, kızakların üzerinden kaydırılabilmesi için, Galata Cenevizlilerinden zeytinyağı, sade yağ ve domuz yağı alınarak kızaklar yağlandı 2122 Nisan gecesi 67(yada 72) parça gemi düzeltilmiş yoldan Haliç'e indirildi
Haliç'teki Türk donanmasına ait toplar, surları dövmeye başladı Ciddi çarpışmalar eğilim etti Bundan sonraki günlerde top savaşı, ok, tüfek atışları, lağım kazmalar, büyük ve hareketli savaş kulelerinin surlara saldırıları devam etti
Kuşatmanın uzun sürmesi ve muhakkak başarıya ulaşılamaması askerler arasında endişe yarattı Oysa, İstanbul'u her ne şartta olursa olsun almaya istikrarlı olan Fatih Sultan Mehmed kumandanların ve alimlerin de bulunduğu bir buluşma düzenledi Cesaretlendirici bir söylev yaptıktan sonradan, 29 Mayıs'ta genel saldırının yapılacağına dair kararını açıkladı
Çarpışmalar esnasında Bizans'ı koruyan surlar üzerinde kapatılması muhtemel olmayan gedikler açılmaya başlamıştı Surlar içerisine küçük sızmalar oluyor, oysa geri püskürtülüyordu Birincil kez Ulubatlı Hasan ve arkadaşlarının şehit olmak pahasına tutunmayı başardıkları İstanbul surları, artık direnemiyordu 53 gün süren ve 19 Nisan, 6 Mayıs, 12 Mayıs ve 29 Mayıs'ta yapılan dört büyük saldırıdan sonradan Doğu Roma İmparatorluğu'nun 1125 yıllık başkenti olan İstanbul, 29 Mayıs 1453 salı günü fethedildi
FETHİN SONUÇLARI
İstanbul'un fethi, fazla kayda değer sonuçları da beraberinde getirdi Fatih Sultan Mehmed, İstanbul'un fethinden daha sonra batıdaki hakimiyeti pekiştirmek, sınırları genişletmek, İslam'ı en uzaktan yerlere değin dağıtmak ve Hıristiyan birliğini parçalamak nedeniyle Avrupa üzerine bir fazla seferler düzenledi
Sırbistan (1454,1459), Mora (1460), Eflak (1462), Boğdan (1476), BosnaHersek, Arnavutluk, Venedik (14631479), İtalya (1480) ve Macaristan seferleriyle Osmanlı İmparatorluğu Avrupa'daki hakimiyetini pekiştirdi
Sırbistan Krallığı adamakıllı ortadan kaldırılıp Osmanlı sancağı haline getirildi, Mora tamamen fethedildi, Eflak Osmanlı eyaleti yapıldı, Bosna bitmiş Osmanlı hakimiyetine alındı, Arnavutluk ele geçirildi 16 yıl süren OsmanlıVenedik Deniz Savaşları sonunda Venedik barıştırma imzalamayı kabul etti İtalya'ya yapılan sefer sırasında Roma'nın fethi açısından fazla kayda değer bir merkez olan Otranto, fethedildi oysa Fatih Sultan Mehmed'in ölümü üzerine kaybedildi
KIRIM'IN FETHİ VE KARADENİZ
Fatih Sultan Mehmed, Karadeniz'e de başat elde etmek istiyordu Venedik ve Cenevizlilerin İslam dünyasının aleyhine yaptıkları tutsak ticaretini önlemek, İstanbul'a gelen ticari malların taşınmasında başlıca rolü oynayan Kırım sahillerini ele geçirmek, Karadeniz'i bir Türk Gölü haline getirmek amacıyla hareket eden Fatih, işe 1459'da Amasra'yı fethederek başladı
1460'da Candaroğulları Beyliği'ne son verildi 1461'de Trabzon'un, 1475'de de Kırım'ın fethiyle Karadeniz bir Türk gölü haline geldi
Bu sayede Karedeniz'deki Ceneviz üstünlüğü sona erdi ve İpekyolu'nun bütün denetimi Osmanlı Devleti'ne geçti
OTLUKBELİ SAVAŞI
Karamanoğlu İbrahim'in 1464'te ölmesi üstüne oğulları birbirlerine düşmüşlerdi Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın yardımıyla İshak Bey Karamanoğlu beyliğine sahip oldu Bunun üstüne diğer oğlu Pir Ahmed Bey Fatih Sultan Mehmed'den destek istedi ve gelen yardım baştan sona Beyliği ele geçirdi Ama Pir Ahmed Bey bir vakit daha sonra gidip Venediklilerle anlaşınca, bu duruma sinirlenen Fatih Sultan Mehmed, Karaman Seferi'ne çıkmaya karar verdi
Konya ve Karaman alınarak Osmanlı'ya bağlandı Karaman halkı İstanbul'a ve farklı alanlara yönlendirilmiş yerlere göç ettirildiler Pir Ahmed Bey kaçarak Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'a sığındı Bu durum Osmanlılarla Akkoyunluların arasının açılmasına neden oldu
Osmanlılar Avrupa ve Anadolu'daki topraklarını genişletirken, Akkoyunlular Devleti'de Doğu Anadolu, Kafkasya, İran ve Irak üstünde bağımsızlık kurmuşlardı Sınırlarını genişleten iki Türk Devleti arasında büyük bir savaş olmuştu Otlukbeli mevkiinde 11 Ağustos 1473'de yapılan savaşta, devrin en kuvvetli savaş tekniğine ve araçlarına sahip olan Osmanlı ordusu, Uzun Hasan'ın kaslı süvarilerden kurulmuş olan ordusunu birkaç saatte dağıttı
Bu savaştan daha sonra Akkoyunlular bir daha kendilerini toparlayamadılar Fatih Sultan Mehmed, Akkoyunlu tehlikesini bu şekilde engellemiş oldu Anadolu'da ve Rumeli'de birçok sefer düzenleyip o kadar çok zafer kazanmıştı
Buna karşın güneyde kuvvetli bir devlet konumunda olan Memlüklerle problemler yaşandığı halde sıcak bir savaştan kaçınmıştı
DENİZLERDE ŞART
İstanbul'un fethiyle ticaret yollarının hakimiyeti Osmanlılara geçmişti Fakat denizlerde Venedik ve Cenevizliler'in etkinliği devam ediyordu Fatih ticaret yollarının güvenliğini sağlamak ve korsanlardan kurtulmak için Ege adaları üstünde siyasetini ağırlaştırdı Ege adalarına seferler düzenlendi
Yeni tersaneler ve gemiler yapı edildi Rodos seferine çıkıldıysa da alınamadı
İDARİ DÜZENLEMELER
Fatih Sultan Mehmed, alışılmış manada Osmanlı devletinin yönetimle ilgili kurucusu sayılabilir İstanbul'un fethinden sonradan kendisini Kaiseri Rum (Doğu Roma İmparatoru) duyuru etmiş ve devlet müesseselerini yerleştirmiştir Fatih, Kanunnamesi ile AtamDedem Kanunu dediği gelenekleri yazılmış ayla getirmiş ve buna Kanunnamei Ali Osman denmiştir
Divanın idaresini sadrazamlara bırakarak, işleri kafes arkasından takip etmeye başlamış, mutlak vekilim dediği sadrazamı geniş yetkilerle donatmıştır Ayrıca defterdar, kazaskerler ve diğer üstteki seviye devlet erkanının görevleri tarif edilmiştir
Yeniçeri ordusu 10000'e çıkarılarak dinç bir merkezi ordu teşkil edildiğinden direk beylerinin önemi azalmış, bu nedenle merkezi idare sağlamlaştırılmıştır Anadolu ve Rumeli'nin en kudretli devletinin hükümdarı olarak Hanünvanını ilk defa o kullamıştır
İstanbul'un fethinden sonradan Yıldırım Bayezid vaktinde elden çıkan topraklar her yerde kazanılmış, hatta Rumeli ve Karadeniz kıyılarında yeni yerler fethedilmiştir Kırım'ın fethi ile Karadeniz bir Türk gölü haline getirilmiş, Anadolu birliği bitmiş ve Rumeli'deki Türk varlığı Belgrad'a kadar uzanmıştır
İstanbul, Fatih zamanında bir ilim ve sanat merkezi haline gelmiş, Fatih medreseleri olağan Osmanlı medreselerinin temelini oluşturmuştur Şairler ve ilim adamları için bir cazibe merkezi haline gelen İstanbul'a bütün İslam dünyasından bilginler gelmeye başlamıştır
MİMARİ ESERLER
Fatih Sultan Mehmed, otuz sene değin süren padişahlığı esnasında Osmanlı Devleti'ni bir cihan devleti konumuna çıkardı Fatih Sultan Mehmed, eşsiz bir komutan olmakla beraber, büyük bir devlet adamıydı
Yapmış olduğu incelemeler ile memleketinde büyük çapta bir imar hareketini gerçekleştirdi Osmanlı İmparatorluğu'nun değişik şehirlerinde 300 dek cami, 57 medrese, 59 hamam, 29 bedesten, dağıtılmış saray, hisar, kale, sur, han ve köprüler yaptırdı
İstanbul'u fethettiği vakit ilk önce Ayasofya almak üzere sekiz tane kiliseyi camiye çevirdi Bugünün üniversitesi olan Fatih Külliyesi'ni 1470 yılında tamamladı
HzEyyubi Ensari'nin kabri, Fatih'in hocası Akşemseddin kadar keşfedildi ve üzerine Eyüp Camii yaptırıldı
Fatih Sultan Mehmed kadar İstanbul'un Fatih semtinde yaptırılan Fatih Camii, 1470 yılında tekrar onun göre ibadete açıldı
Fatih zamanında inşa edilen Kapalıçarşı, ilerde İstanbul'un en önemli ticaret merkezlerinden biri haline gelecekti
Devrin mimari eserleri aralarında bulunan Yeni Bedesten de fazla ünlüdür Sarayı Cedidei Amire adı bahşedilen Yeni Sarayı (Topkapı Sarayı) da Fatih Sultan Mehmed yaptırdı *
Fatih Sultan Mehmet'in Yaptırdığı eserler
Fatih Sultan Mehmet'in hayatı
Fatih Sultan Mehmet'in Yaptığı İşler
İSTANBUL'UN FETHİ
Fatih Sultan Mehmed padişah olduktan sonradan birincil iş olarak, aralıksız ayaklanma çıkaran Karamanoğlu Beyliğine karşı sefere çıktı Karamanoğlu İbrahim Bey affetme diledi Fatih İstanbul'un fethini düşündüğü için onu bağışladı
Fatih Sultan Mehmed, büyük gayesini yapmak için, Macarlara, Sırplara ve Bizanslılara karşısında yumuşak davranıyordu Amacı Haçlıların birleşmesini önlemek, onları kışkırtma etmemek ve zaman kazanmaktı
Bin takvim tarihinin sonuna gelmiş olan Bizans küçüle küçüle yalnızca İstanbul şehrinin sınırları içinde hüküm süren bir devlet durumuna düşmüştü Ancak buna karşın Bizans'ın varlığı, Balkanlar'daki Türk hakimiyeti açısından güvenli olmayan oluyordu
Bizans İmparatorları, Anadolu'daki çeşitli siyasi güçleri de Osmanlı aleyhine kışkırtmaktan geri kalmıyorlardı Hatta ara sıra Osmanlı şehzadeleri arasındaki taht kavgalarına karışıp devletin iç düzenini bozuyorlardı
YAPILAN HAZIRLIKLAR
İstanbul'un Osmanlı Devleti'nin hakimiyeti aşağıda girmesi, ticari ve kültürel yönden kayda değer bir avantajın daha ele geçirilmesi demekti Boğazlar tam anlamıyla denetim altına alınacak ve bu sayede Karadeniz ticaret yolları ele geçirilmiş olacaktı Karamanoğulları meselesini çözen Fatih Sultan Mehmed, İstanbul'un fethi için zorunlu hazırlıklara başladı
Devrin mühendislerinden Musluhiddin, Saruca Sekban ile Osmanlılara sığınan Macar Urban Edirne'de top dökümü işiyle görevlendirildi Şahiadı bahşedilen bu topların yanına, tekerlekli kuleler ve aşırtma güllelerin üretilmesi (havan topu) yapılan hazırlıklar arasındaydı Yaptırılan bu büyük toplar İstanbul'un fethedilmesinde önemli rol oynadı
Şimşek Bayezid'in İstanbul kuşatması sırasında yaptırdığı Anadolu Hisarının karşısına, Rumeli Hisarı (Boğazkesen) inşa edildi Bu sayede Boğazlar'ın kontrolü sağlanacak, deniz yoluyla gelebilecek yardımlara karşısında tedbir dargın olacaktı 400 parçadan oluşan bir donanma inşa edildi Turhan Bey komutasındaki bir Osmanlı donanması Mora'ya gönderildi ve İstanbul'a destek gelmesi engellendi
Eflak ve Sırbistan ile var olan uzlaşma antlaşmaları yenilendi Macarlarla da üç takvim bir mukavele yapıldı Osmanlıların bu hazırlıkları karşı, Bizanslılar da abes durmuyordu Surlar sağlamlaştırılıyor ve şehre yiyecek depolanıyordu Hem Bizans İmparatoru Konstantin, Haliç'e bir zincir gerdirerek, buradan gelecek tehlikeyi önlemeye çalıştı
bununla birlikte Haçlı dünyasından yardım isteniyor, Papa ise yapacağı takviye karşısında Katolik ve Ortodoks kiliselerinin birleştirilmesini istiyordu Oysa Katoliklerden nefret edilen şey eden Ortodoks Rumlar, Roma kilisesine bağlanmak istemiyor, İstanbul'da Kardinal Külahı görmektense, Türk Sarığı görmeye razıyızdiyorlardı
KUŞATMA VE SAVAŞ
Fatih Sultan Mehmed, hazırlıklar tamamlandıktan daha sonra, Bizans İmparatoru Konstantin'e bir elçi göndererek, kan dökülmeden şehrin teslim edilmesini istedi Fakat İmparatordan gelen savaşa hazırız mesajı üstüne, İstanbul'un kara surları önüne gelen Osmanlı ordusu, 6 Nisan 1453'de kuşatmayı başlattı Osmanlı donanması ise Haliç'in girişinde ve Sarayburnu önünde demirlemişti Ordu; merkez, sağ ve sol olarak üç kısma ayrıldı 19 Nisan'da yapılan birincil saldırıda, tekerlekli kuleler kullanıldı ve bu atak ile Topkapı surlarından burçlara kadar yanaşıldı
Osmanlı Ordusundaki er sayısı 150000 ile 200000 arasındaydı Bu kuvvetlere Rumeli ve Anadolu beylerine tabi farklı alanlara yönlendirilmiş kuvvetler de katılmıştı
Çok şiddetli çarpışmalar oluyor, Bizanslılar şehri koruyan surların hasar gören bölümlerini derhal tamir ediyorlardı
Venedik ve Cenevizliler de donanmalarıyla Bizans'a takviye ediyorlardı Fatih Sultan Mehmed Osmanlı donanmasının kuşatma sırasında yeterince kullanılamadığını ve bu yüzden kuşatmanın uzadığını düşünüyordu İstanbul'un Haliç tarafındaki surlarının cılız olduğu biliniyordu Bizans bu bölgeye zinciri böylece germişti Yüksekten atılan taş gülleler Bizans donanmasından bir takım gemileri batırmıştı lakin bir kısım donanmanın Haliç'e indirilmesi kesin olarak gerekliydi
Fatih Sultan Mehmed, İstanbul'un fethedilmesini kolaylaştıracak kayda değer kararını verdi Osmanlı donanmasına ait bir takım gemiler karadan çekilerek Haliç'e indirilecekti
Tophane önündeki kıyıdan başlayıp Kasımpaşa'ya değin ulaşan bir istikamet üzerine kızaklar yerleştirildi Gemilerin, kızakların üzerinden kaydırılabilmesi için, Galata Cenevizlilerinden zeytinyağı, sade yağ ve domuz yağı alınarak kızaklar yağlandı 2122 Nisan gecesi 67(yada 72) parça gemi düzeltilmiş yoldan Haliç'e indirildi
Haliç'teki Türk donanmasına ait toplar, surları dövmeye başladı Ciddi çarpışmalar eğilim etti Bundan sonraki günlerde top savaşı, ok, tüfek atışları, lağım kazmalar, büyük ve hareketli savaş kulelerinin surlara saldırıları devam etti
Kuşatmanın uzun sürmesi ve muhakkak başarıya ulaşılamaması askerler arasında endişe yarattı Oysa, İstanbul'u her ne şartta olursa olsun almaya istikrarlı olan Fatih Sultan Mehmed kumandanların ve alimlerin de bulunduğu bir buluşma düzenledi Cesaretlendirici bir söylev yaptıktan sonradan, 29 Mayıs'ta genel saldırının yapılacağına dair kararını açıkladı
Çarpışmalar esnasında Bizans'ı koruyan surlar üzerinde kapatılması muhtemel olmayan gedikler açılmaya başlamıştı Surlar içerisine küçük sızmalar oluyor, oysa geri püskürtülüyordu Birincil kez Ulubatlı Hasan ve arkadaşlarının şehit olmak pahasına tutunmayı başardıkları İstanbul surları, artık direnemiyordu 53 gün süren ve 19 Nisan, 6 Mayıs, 12 Mayıs ve 29 Mayıs'ta yapılan dört büyük saldırıdan sonradan Doğu Roma İmparatorluğu'nun 1125 yıllık başkenti olan İstanbul, 29 Mayıs 1453 salı günü fethedildi
FETHİN SONUÇLARI
İstanbul'un fethi, fazla kayda değer sonuçları da beraberinde getirdi Fatih Sultan Mehmed, İstanbul'un fethinden daha sonra batıdaki hakimiyeti pekiştirmek, sınırları genişletmek, İslam'ı en uzaktan yerlere değin dağıtmak ve Hıristiyan birliğini parçalamak nedeniyle Avrupa üzerine bir fazla seferler düzenledi
Sırbistan (1454,1459), Mora (1460), Eflak (1462), Boğdan (1476), BosnaHersek, Arnavutluk, Venedik (14631479), İtalya (1480) ve Macaristan seferleriyle Osmanlı İmparatorluğu Avrupa'daki hakimiyetini pekiştirdi
Sırbistan Krallığı adamakıllı ortadan kaldırılıp Osmanlı sancağı haline getirildi, Mora tamamen fethedildi, Eflak Osmanlı eyaleti yapıldı, Bosna bitmiş Osmanlı hakimiyetine alındı, Arnavutluk ele geçirildi 16 yıl süren OsmanlıVenedik Deniz Savaşları sonunda Venedik barıştırma imzalamayı kabul etti İtalya'ya yapılan sefer sırasında Roma'nın fethi açısından fazla kayda değer bir merkez olan Otranto, fethedildi oysa Fatih Sultan Mehmed'in ölümü üzerine kaybedildi
KIRIM'IN FETHİ VE KARADENİZ
Fatih Sultan Mehmed, Karadeniz'e de başat elde etmek istiyordu Venedik ve Cenevizlilerin İslam dünyasının aleyhine yaptıkları tutsak ticaretini önlemek, İstanbul'a gelen ticari malların taşınmasında başlıca rolü oynayan Kırım sahillerini ele geçirmek, Karadeniz'i bir Türk Gölü haline getirmek amacıyla hareket eden Fatih, işe 1459'da Amasra'yı fethederek başladı
1460'da Candaroğulları Beyliği'ne son verildi 1461'de Trabzon'un, 1475'de de Kırım'ın fethiyle Karadeniz bir Türk gölü haline geldi
Bu sayede Karedeniz'deki Ceneviz üstünlüğü sona erdi ve İpekyolu'nun bütün denetimi Osmanlı Devleti'ne geçti
OTLUKBELİ SAVAŞI
Karamanoğlu İbrahim'in 1464'te ölmesi üstüne oğulları birbirlerine düşmüşlerdi Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın yardımıyla İshak Bey Karamanoğlu beyliğine sahip oldu Bunun üstüne diğer oğlu Pir Ahmed Bey Fatih Sultan Mehmed'den destek istedi ve gelen yardım baştan sona Beyliği ele geçirdi Ama Pir Ahmed Bey bir vakit daha sonra gidip Venediklilerle anlaşınca, bu duruma sinirlenen Fatih Sultan Mehmed, Karaman Seferi'ne çıkmaya karar verdi
Konya ve Karaman alınarak Osmanlı'ya bağlandı Karaman halkı İstanbul'a ve farklı alanlara yönlendirilmiş yerlere göç ettirildiler Pir Ahmed Bey kaçarak Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'a sığındı Bu durum Osmanlılarla Akkoyunluların arasının açılmasına neden oldu
Osmanlılar Avrupa ve Anadolu'daki topraklarını genişletirken, Akkoyunlular Devleti'de Doğu Anadolu, Kafkasya, İran ve Irak üstünde bağımsızlık kurmuşlardı Sınırlarını genişleten iki Türk Devleti arasında büyük bir savaş olmuştu Otlukbeli mevkiinde 11 Ağustos 1473'de yapılan savaşta, devrin en kuvvetli savaş tekniğine ve araçlarına sahip olan Osmanlı ordusu, Uzun Hasan'ın kaslı süvarilerden kurulmuş olan ordusunu birkaç saatte dağıttı
Bu savaştan daha sonra Akkoyunlular bir daha kendilerini toparlayamadılar Fatih Sultan Mehmed, Akkoyunlu tehlikesini bu şekilde engellemiş oldu Anadolu'da ve Rumeli'de birçok sefer düzenleyip o kadar çok zafer kazanmıştı
Buna karşın güneyde kuvvetli bir devlet konumunda olan Memlüklerle problemler yaşandığı halde sıcak bir savaştan kaçınmıştı
DENİZLERDE ŞART
İstanbul'un fethiyle ticaret yollarının hakimiyeti Osmanlılara geçmişti Fakat denizlerde Venedik ve Cenevizliler'in etkinliği devam ediyordu Fatih ticaret yollarının güvenliğini sağlamak ve korsanlardan kurtulmak için Ege adaları üstünde siyasetini ağırlaştırdı Ege adalarına seferler düzenlendi
Yeni tersaneler ve gemiler yapı edildi Rodos seferine çıkıldıysa da alınamadı
İDARİ DÜZENLEMELER
Fatih Sultan Mehmed, alışılmış manada Osmanlı devletinin yönetimle ilgili kurucusu sayılabilir İstanbul'un fethinden sonradan kendisini Kaiseri Rum (Doğu Roma İmparatoru) duyuru etmiş ve devlet müesseselerini yerleştirmiştir Fatih, Kanunnamesi ile AtamDedem Kanunu dediği gelenekleri yazılmış ayla getirmiş ve buna Kanunnamei Ali Osman denmiştir
Divanın idaresini sadrazamlara bırakarak, işleri kafes arkasından takip etmeye başlamış, mutlak vekilim dediği sadrazamı geniş yetkilerle donatmıştır Ayrıca defterdar, kazaskerler ve diğer üstteki seviye devlet erkanının görevleri tarif edilmiştir
Yeniçeri ordusu 10000'e çıkarılarak dinç bir merkezi ordu teşkil edildiğinden direk beylerinin önemi azalmış, bu nedenle merkezi idare sağlamlaştırılmıştır Anadolu ve Rumeli'nin en kudretli devletinin hükümdarı olarak Hanünvanını ilk defa o kullamıştır
İstanbul'un fethinden sonradan Yıldırım Bayezid vaktinde elden çıkan topraklar her yerde kazanılmış, hatta Rumeli ve Karadeniz kıyılarında yeni yerler fethedilmiştir Kırım'ın fethi ile Karadeniz bir Türk gölü haline getirilmiş, Anadolu birliği bitmiş ve Rumeli'deki Türk varlığı Belgrad'a kadar uzanmıştır
İstanbul, Fatih zamanında bir ilim ve sanat merkezi haline gelmiş, Fatih medreseleri olağan Osmanlı medreselerinin temelini oluşturmuştur Şairler ve ilim adamları için bir cazibe merkezi haline gelen İstanbul'a bütün İslam dünyasından bilginler gelmeye başlamıştır
MİMARİ ESERLER
Fatih Sultan Mehmed, otuz sene değin süren padişahlığı esnasında Osmanlı Devleti'ni bir cihan devleti konumuna çıkardı Fatih Sultan Mehmed, eşsiz bir komutan olmakla beraber, büyük bir devlet adamıydı
Yapmış olduğu incelemeler ile memleketinde büyük çapta bir imar hareketini gerçekleştirdi Osmanlı İmparatorluğu'nun değişik şehirlerinde 300 dek cami, 57 medrese, 59 hamam, 29 bedesten, dağıtılmış saray, hisar, kale, sur, han ve köprüler yaptırdı
İstanbul'u fethettiği vakit ilk önce Ayasofya almak üzere sekiz tane kiliseyi camiye çevirdi Bugünün üniversitesi olan Fatih Külliyesi'ni 1470 yılında tamamladı
HzEyyubi Ensari'nin kabri, Fatih'in hocası Akşemseddin kadar keşfedildi ve üzerine Eyüp Camii yaptırıldı
Fatih Sultan Mehmed kadar İstanbul'un Fatih semtinde yaptırılan Fatih Camii, 1470 yılında tekrar onun göre ibadete açıldı
Fatih zamanında inşa edilen Kapalıçarşı, ilerde İstanbul'un en önemli ticaret merkezlerinden biri haline gelecekti
Devrin mimari eserleri aralarında bulunan Yeni Bedesten de fazla ünlüdür Sarayı Cedidei Amire adı bahşedilen Yeni Sarayı (Topkapı Sarayı) da Fatih Sultan Mehmed yaptırdı *