iltasyazilim
Yeni Üye
Felsefe Doğruluk Nedir ?
Doğruluk, hakikat olarak da kullanılan felsefe terimi ya da kategorisi Felsefenin bütün gelişim aşamlarında, felsefe içi tartışmalarda ve tanımlamalarda belirleyici bir konu başlığı olarak yer almıştır Dolayısıyla genel bir tanımı olmaktan çok, her felsefe eğiliminde ya da okulunda farklı şekillerde tanımlanışları sözkonusudur yine de genel bir yorumlama yapılacak olursa, DogrulukHakikat, gerçek ’ten ya da hakikat ’cilt ayrı olarak belirlenmiş bir gerçekliğin düşünsel veya zeka olarak temsil edilmesi ve temsilin gerçeklige uygun olması halidir diyebiliriz Bu son derece sorunlu bir tanımlamadır sözkonusu felsefeiçi kavga bağlamında; özellikle de günümüz felsefe tartışmalarının veya bu tartışmaların sonuclarının boyutları dolayısıyla ya da
Her felsefe eğilimi veya akımı emin bir epistemolojik model kullanmakta ve dolayısıyla Dogruluk kategorisi buna tarafından öbür niteliklerde ele alınıp değerlendirilmektedir
Fazla genel olarak, doğruluğun, felsefe bağlamında epistemolojik ve ontolojik olmak üzere iki bambaşka bağlamda ele alındığını belirtmek mümkündür
Epistemelojik olarak doğruluk, data etkinliğinin temel bir kavramıdır ve bilgiyi veri olmayan biçimlerden yarmak üzere kullanılır Doğrulanabilir ya da yanlışlanabilir olan bilgi düzleminde ele alınır Doğruluk, doğrulanabilir bilginin kuramsal ifadesidir Buna göre doğruluk varolana dair bildirimde yer alan özneyle birlikte mümkündür Öznenesne ilişkisi bağlamında yer alan ve öznenin nesneyi bilişinin niteligini belirten bir kategoridir Ontolojik doğruluk kavramı ise, doğruluğu varlığın özüyle özdeş olma hali olarak koyulmak anlamına gelir Burada bilginin doğruluğunun bir öznenesne ilişkisi sorunu değil varlığın özüyle ilgili oldugu varsayılır
Doğruluğun bir uyma hali mi, bir tutarlılık konusu mu, yahut bir uzlaşım sorunu mu olduğu üstüne önemli kuramsal tartışmalar Platon ’dan beri süregelmektedir, ve postmodern durumFelsefe tarihi içinde epistemelojik alandaki gelişmenin ayrıntılı bir dokümantasyonu ortaya konulmaksızın yeterli bir dogruluk veya realite tanımına ulaşmak makul değildir
*
Doğruluk, hakikat olarak da kullanılan felsefe terimi ya da kategorisi Felsefenin bütün gelişim aşamlarında, felsefe içi tartışmalarda ve tanımlamalarda belirleyici bir konu başlığı olarak yer almıştır Dolayısıyla genel bir tanımı olmaktan çok, her felsefe eğiliminde ya da okulunda farklı şekillerde tanımlanışları sözkonusudur yine de genel bir yorumlama yapılacak olursa, DogrulukHakikat, gerçek ’ten ya da hakikat ’cilt ayrı olarak belirlenmiş bir gerçekliğin düşünsel veya zeka olarak temsil edilmesi ve temsilin gerçeklige uygun olması halidir diyebiliriz Bu son derece sorunlu bir tanımlamadır sözkonusu felsefeiçi kavga bağlamında; özellikle de günümüz felsefe tartışmalarının veya bu tartışmaların sonuclarının boyutları dolayısıyla ya da
Her felsefe eğilimi veya akımı emin bir epistemolojik model kullanmakta ve dolayısıyla Dogruluk kategorisi buna tarafından öbür niteliklerde ele alınıp değerlendirilmektedir
Fazla genel olarak, doğruluğun, felsefe bağlamında epistemolojik ve ontolojik olmak üzere iki bambaşka bağlamda ele alındığını belirtmek mümkündür
Epistemelojik olarak doğruluk, data etkinliğinin temel bir kavramıdır ve bilgiyi veri olmayan biçimlerden yarmak üzere kullanılır Doğrulanabilir ya da yanlışlanabilir olan bilgi düzleminde ele alınır Doğruluk, doğrulanabilir bilginin kuramsal ifadesidir Buna göre doğruluk varolana dair bildirimde yer alan özneyle birlikte mümkündür Öznenesne ilişkisi bağlamında yer alan ve öznenin nesneyi bilişinin niteligini belirten bir kategoridir Ontolojik doğruluk kavramı ise, doğruluğu varlığın özüyle özdeş olma hali olarak koyulmak anlamına gelir Burada bilginin doğruluğunun bir öznenesne ilişkisi sorunu değil varlığın özüyle ilgili oldugu varsayılır
Doğruluğun bir uyma hali mi, bir tutarlılık konusu mu, yahut bir uzlaşım sorunu mu olduğu üstüne önemli kuramsal tartışmalar Platon ’dan beri süregelmektedir, ve postmodern durumFelsefe tarihi içinde epistemelojik alandaki gelişmenin ayrıntılı bir dokümantasyonu ortaya konulmaksızın yeterli bir dogruluk veya realite tanımına ulaşmak makul değildir
*