Son Konu

Fiziksel Değişmeler, Kimyasal değişmeler, Asitler, Bazlar ve Tuzlar.

Forumdas

Editor
Katılım
6 Ara 2022
Mesajlar
7,544
Tepkime
15,298
Puanları
113
Konum
adana
Web
forumdas.com.tr
Credits
-90
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
FİZİKSEL DEĞİŞMELER

Maddenin dış görünüşünde yani fiziksel özelliklerindeki değişmelerdir.

Madde fiziksel değişmeye uğradığında yeni isim almaz. Cam; kırıldıktan sonra kırık cam olarak adlandırılır. Kağıt; yırtıldıktan sonra kağıt parçası olarak adlandırılır.

Fiziksel özellikler:Maddenin şeklini, halini ( katı, sıvı, gaz ) belirten, maddenin yapısını değiştirmeyen özelliklerdir. Renk, koku, tat, çözünürlük, genleşme, ısı ve elektriği iletme, erime ve kaynama noktası fiziksel özelliklerdir.

Kağıdın yırtılması, suyun donması ve kaynaması, buzun erimesi, telin bükülmesi, mumun erimesi, tuzun suda çözünmesi fiziksel değişmelerdir.



KİMYASAL DEĞİŞMELER

Maddenin iç yapısında meydana gelen değişmelerdir.

Bu değişmelerden sonra madde yeni adlar alır.

Odun, kağıt, kömür ve mumun yanması, demirin paslanması, şekerin ısıtılınca kömürleşmesi, suyun oluşması veya ayrışması.

Fiziksel ve kimyasal olaylar sonucu fiziksel ve kimyasal özelliklerde değişme olur.

Fiziksel olay Kimyasal olay

1- Maddenin dış yapısında değişme olur. 1- Maddenin iç yapısında değişme olur.

2- Yeni bir madde oluşmaz. 2- Yeni bir madde oluşur.

3- Karışıma giren maddelerin özellikleri 3- Birleşen ve ayrılan maddelerin özellikleri

değişmez. değişir.

4- Eski hale fiziksel yöntemlerle dönülür. 4- Eski hale ancak kimyasal yöntemlerle dönülür.

Kimyasal olaylar

Kimyasal olaylarda, maddeler arasındaki etkileşim, reaksiyon veya tepkime olarak adlandırılır. Her reaksiyon denklem ile gösterilir.

Reaksiyon denklemi;

Reaksiyona giren maddelere girenler veya reaktif denir. Ok reaksiyonun oluşum yönünü ve iki tarafın denkliğini gösterir. Reaksiyon sonucu çıkan maddelere ürün denir.

Katalizör: Kimyasal reaksiyonlara dışarıdan ilave edilerek reaksiyonu hızlandıran ve sonuçta özelliğini koruyarak çıkan maddeye denir. Katalizör bir reaksiyonda üzerinde gösterilir.

MnO2 reaksiyonda katalizördür.

Kimyasal Reaksiyon Çeşitleri

1. Enerji durumlarına göre ikiye ayrılır.

a) Endotermik reaksiyonlar

b) Ekzotermik reaksiyonlar

a) Endotermik reaksiyonlar: Dışarıdan enerji alarak oluşan reaksiyonlara denir.

Suyun ayrışması,

2. Birleşme reaksiyonları.

İki farklı özellikte maddenin birleşerek değişik özellikli yeni bir madde oluşturmasıdır. Bunlara sentez reaksiyonları da denir.

Işık vermeden oluşan yanma yavaş yanmadır. Demirin paslanması, solunum olayı, odunun kömürleşmesi gibi. Isı ve ışık vererek oluşan yanma hızlı yanmadır. Odun, kağıt, mumun yanması gibi.

5. Asit- Baz reaksiyonları.

Asitlerin bazlarla birleşme reaksiyonlarıdır. Bu reaksiyonlara nötrleşme reaksiyonları da denir. Reaksiyon sonucu tuz ve su oluşur.



Kimyasal reaksiyonların denkleştirilmesi:

Kimyasal reaksiyonlarda;

* Atom cinsi ve atom sayısı korunur.

* Kütle korunur.

* proton, nötron, toplam elektron sayıları korunur.

* Atom sayıları;

Reaktiflerin atom sayıları toplamı = Ürünlerin atom sayıları toplamı



Bu maddenin korunumu yasasından kaynaklanır. Maddenin korunumu yasası: Madde varken yok olmaz, yokken var olmaz, der.


ASİTLER, BAZLAR VE TUZLAR


Isırgan otunun sap ve yapraklarına vücudunuzun çıplak kısımları değdiğinde acı, yanma ve kaşıntı hissi duyarsınız. Bu durum ısırgan otunun sap ve yapraklarındaki formik asitten kaynaklanır.
Elinizin ya da vücudunuzun herhangi bir yeri karınca
tarafından ısırıldığında acı ve yanma hissi duyarsınız.
Bu karıncaların salgıladığı formik asitten kaynaklanır.

Bal arısı ya da eşek arısı tarafından sokulduğunuzda bir yandan sokulan yer kabarırken diğer yandan acı hissi duyarsınız. Bunun nedeni bal arısındaki asidik, eşek arısındaki bazik salgıdan kaynaklanır.

Sirkeye ekşi tadı veren setik asit, limona ekşi tadı veren ise sitrik asit dir.

Yıkanırken sabunun elinizde kayganlık hissi uyandırdığını, gözünüze kaçan sabun köpüğününyanma ve acı duygusu verdiğini, ağzınıza giren sabun köpüğünün buruk bir tadı olduğunu bilirsiniz. Bunların nedeni sabunun yapısının bazik olmasıdır.

Vücudumuzu oluşturan yapılarda amino asitlerin bulunduğunu, sindirim olayının asit ve bazlar yardımıyla gerçekleştiğini, kaslardaki yorgunluğa laktik asidin neden olduğunu biliyorsunuz.

Asitler, bazlar ve tuzlar yaşamsal olaylarda önemli görevler yapan günlük yaşamın vazgeçilmez maddeleridir. Günlük yaşamı kolaylaştırmanın yanı sıra onlarsız yaşam tatsız ve tuzsuzdur. Bununla birlikte bu maddeler belirli yaşlardan sonra insan vücuduna zararlı olabilen, bazı hastalıklara neden olabilen, hatta bazı hastalıkların gelişimini ağırlaştıran maddelerdir.

ASİTLER

Günlük yaşamımızda sıkça karşılaştığımız ve yaşamsal olaylarda önemli görevler yapan bileşiklerdir. Akümülatörlerde kullanılan sülfürik asit, seyreltilerek temizlik amacıyla kullanılan tuz ruhu olarak bilinen hidroklorik asit, halk arasında kezzap olarak bilinen nitrik asit bunlardan bazılarıdır.

Sirkeye mayhoş tat veren asetik asit ( sirke asidi ), limona ekşilik sitrik asit ( limon asidi ), elmaya ekşi tat veren malik asit ( elma asidi ), çaydaki tanik asit, çilekteki folik asit, üzümdeki tartarik asit, tereyağındaki buritik asit günlük yaşamda sıkça kullandığımız asit örneklerindendir. Bir kısım asitler ise vücudumuzun temel yapı taşlarını oluşturan amino asitlerdir.

Asitler sudaki çözeltilerine H ( hidrojen iyonu ) verenmaddelerdir. Hidroklorik asidin ( tuz ruhu ) asitlik özelliği göstermesi suya hidrojen iyonu vermesinden ileri gelir. Hidrojen iyonları H( suda ) şeklinde gösterilir. H, elektronunu kaybetmiş hidrojen atomudur ve proton diye adlandırılır.


BAZLAR


Bazlar da asitler kadar yaşantımıza girmiş maddelerdir.
Çamaşır sodası, sabun, diş macunu, deterjanlar, amonyaklı temizlik
malzemeleri, kireçli su ile bazı ilaçlar ( magnezyum hidroksit, talsit ve kalsiyum sandoz ) bazik maddelerdir. Laboratuvarlarda en çok kullanılan bazlar; sodyum hidroksit ( NaOH ), potasyum hidroksit ( KOH ) ve kalsiyum hidroksit ( Ca( OH )2 ) tir.

Bazlar suda çözündüklerinde OH ( hidroksit iyonu ) oluşturabilen maddelerdir.

Çözeltilerin asidik ya da bazik özellik göstermelerini H miktarı belirler. Dolayısıyla çözeltilerin H miktarı artıkça asidik, azaldıkça bazik özellik gösterir.

Çözeltideki H miktarı doğadaki bazı boyar maddelerin renklerini etkiler. Dolayısıyla bu tür boyar maddeler çözeltinin asidik ya da bazik özelliklerinden hangisini göstereceğini anlamak amacıyla kullanılır. Likenden elde edilen boyar maddeleri içeren turnusol kağıdının rengi asit çözeltisi içinde kırmızı, baz çözeltisi içinde mavi renge dönüşür. Çözeltinin asidik ya da bazik özellik gösterdiğini anlamak amacıyla kullanılan turnusol kağıdı, fenolftalein gibi maddelere belirteç ( indikatör ) denir.

Çözeltideki H miktarını belirlemek amacıyla pH ölçeği geliştirilmiştir. pH ölçeği 25°C'ta 0 ile 14 arasında değerler alır. Bir çözeltinin pH'si 0 ile 7 arasında ölçülmüşse çözelti asit özelliği gösterir. pH değeri 0'dan 7'ye doğru değiştikçe çözeltinin asitlik özelliği ve asitlik kuvveti azalır. Eğer çözeltinin pH'si 7 ile 14 arasında ölçülmüşse çözelti bazik özellik gösterir. pH değeri 7'den 14'e doğru büyüdükçe çözeltinin bazlık özelliği ve bazlık kuvveti artar. Her hangi bir çözeltinin pH değeri 7 olarak ölçülmüşse çözeltideki H ve OH miktarları birbirine eşittir ve çözelti nötr özellik gösterir.

pH değeri turnusol kağıdının renk değişiminden belirlenebileceği gibi pH metre adı verilen araç yardımıyla da belirlenebilir.

Asitlerin Genel Özellikleri

1 - Mavi turnusol kağıdın rengini kırmızıya çevirirler.

2 - Tatları ekşidir ve suda çözünürler.

3 - Çinko, magnezyum gibi elementler ile tepkimeye girerek hidrojen gazının açığa çıkmasına neden olurlar.

4 - Bir çok boya üzerinde etkilidirler.

5 - Karbonatları bileşiklere etki ederek karbon dioksit gazı açığa çıkarırlar.

6 - Metal hidroksitleri ya da metal oksitleri ile tepkimeye girdiklerinde nötrleşerek özelliklerini kaybederler.

7 - Temas ettikleri yerlerde aşındırma, çözünme, tahriş ve dokulara nüfuz etme gibi etkiler gösterirler.

8 - Sulu çözeltileri elektrik akımını iletir.

Bazların Genel Özellikleri

1 - Suda iyonlaşarak suya hidroksit iyonu verirler.

2 - Tatları acıdır.

3 - Kırmızı turnusol kağıdının rengini maviye çevirirler.

4 - Ele kayganlık hissi verirler

5 - Asitler veya ametal oksitler ile tepkimeye girerek tuz bileşiklerini oluştururlar.

6 - Sulu çözeltileri elektrik akımını iletirler.

TUZLAR


Suya tat veren bazen de suyun tadını bozan, çaydanlıklarda kireç tabakası oluşturan, deniz suyunu acılaştıran maddeler genellikle tuzlardır.

Tuzlar, çoğunlukla ( + ) yüklü metal iyonu içeren bileşiklerdir. Oluşmalarına bağlı olarak genellikle düzgün şekilli kristaller halinde bulunurlar. Kimi tuzlar ise istenmeyen şekillerde oluşurlar. Sert su kullanılan bölgelerde çaydanlık vb. kaplarda kireç tabakasını, mağaralarda sarkıt ve dikitleri, Pamukkale'de travertenleri oluşturan kalsiyum ve magnezyum tuzlarıdır.

Yemeklere tat vermek amacıyla kullanılan yemek tuzu ( NaCl ), temizlikte kullanılan çamaşır sodası, kabartma tozu olarak kullanılan yemek sodası günlük yaşamda en çok karşılaştığımız ve en iyi tanıdığımız tuzlardır. Ancak bütün tuzlar zararsız değildir. Talyum tuzları bir zamanlar fare zehiri olarak kullanılmıştır.

Tuzlar, asit ve bazların nötrleşme ürünleridir. Asit ve baz çözeltileri birbirine karıştırıldığında bazın hidroksit iyonu ile asidin hidrojen iyonu birleşerek suyu, bazın katyonu ile asidin anyonu birleşerek de tuzu oluşturur. Asidin hidrojen iyonu ile bazın hidroksit iyonunun birleşerek su oluşturmasına nötrleşme adı verilir.
 
Üst Alt