bilgiliadam
Yeni Üye
Gecmişten Gunumuze Işığın Gelişimi nedir
Işığın Gelişimi hakkında bilgi
ecmişten gunumuze ışık kaynaklarının gelişimi nedir?
imagesgecmistengunumuzeisigingelisimi5afc87b3d362f
Işık oyle bir konu ki cok eski cağlardan beri ışık nedir sorusu uzerine duşunulmuş, fikir uretilmiş ve deneyler yapılarak karakteri hakkında bilgi sahibi olunmaya calışılmıştır Ve nispeten başarılı da olmuşlardır Bugun ışık hala tam olarak anlaşılamamakla beraber merakımızı giderecek bircok sorunun cevabını bulduğumuz ışık calışmaları uzun bir seruven sonucu ortaya cıkmıştır Onceleri; Antik cağda, Yunanlılar zamanında, gozun, bakılan cisme doğru ışık ışınları yaydığı duşunulurdu, Epikur goruntunun gozden kaynaklanan resimlerden oluştuğunu ileri surmuş, Platon ışığın bakılan cisimlerden goze geldiğini iddia etmişti Daha garip duşunceler de mevcuttu; bunlar arasında, gozden fırlayan parcacıklar ile gorme sağlandığı duşuncesi de mevcuttu
Işık hakkında deneylere dayalı ilk calışmayı Ptolemy(90168) yapmıştır Ve bugun hala gecerli olan ilk kırılma yasasını bulmuştur Bu duşunceler Antik cağdan 17 yy kadar uzanan duşunceleridir Bu arada 721 yılında Horasan ’ın başkenti Tus ’ta dunyaya gelen Cabir Bin Hayyan “Ustatlar Ustadı adlı Turk alimi Avrupa ’da atomun bulunmasından 1000 yıl once atomu bulmuş ve atom bombası fikrini ilk kez ortaya atan Turk alimi olarak tarihe gecmiştir MS 1000 yıllarında İbni Heysem ( El Hazen) optik konusunda bircok calışma yapmış, ışığın yansıma kanunlarını bulmuş, kırılma yasasını geometrik olarak ifade etmiş ve ışığın sonlu bir hıza sahip olduğunu soylemiştir1236 yılında İran da dunyaya gelen tıp, felsefe ve fizik alimi Kutbettin Şirazi gokkuşağının nedenini ve oluşumunu acıklayan ilk alim olmuştur17yy ın ilk ceyreğinde 1675 yılında ilk kez Danimarkalı astronom Romer ışığın hızı konusuna eğildiJupiter ’in bir uydusunun gezegen arkasında kalma suresini hesaplamakta olan Romer, bu surenin gezegenin dunyaya uzaklığı arttığında fazlalaştığını farketti ve bunun ışığın daha cok yol katetmesi ile ilgili olduğunu duşunerek ışığın hızı konusuna dikkati cekti
Newton 1704 ’de ışık deneyleri ile ilgili calışmalarını yazdığı ‘Optics ’ kitabını yayımladı Newton ilk olarak beyaz ışığın renklere ayrıştığını buldu Newton ’un ışığın karakteri hakkındaki fikri ise şoyleydi: “Işık tanecikli yapıdadır İğne deliği kadar kucuk yerlerden sızabildiğine gore bu pekte mantıksız sayılmazdı Newton cağının sozu gecen bilim olduğu icin diğer bilim adamlarının da ışık ile ilgili duşunceleri Newton ‘un duşuncesi yonumdeydi Ancak bu arada, Hollanda ’da Cristian Huygens bir teori geliştiriyordu ve ilk bilimcilerin tersine ışığın parcalardan değil dalgalardan meydana geldiğini one suruyordu O donemde biline dalgalar yay ve su dalgaları olduğu icin yayılması bir ortama ihtiyac duyulmuştu ve buna esir adı verildi Esir cok ince ve elastik nitelikte olan ve ışığın yayılmasını sağlayan bir ortam olarak tanımlanmıştı, bu madde tum uzayı baştanbaşa dolduruyordu ve bu ortam ışık dalgalarının yayılmasını sağlıyordu Bu tanım dalga modeli icin şarttı
O donemde işe de yaradı aslında Ancak tahmin edileceği uzere esirin varlığı tum calışmalara rağmen ispat edilemedi Yani varlığı ya da yokluğu ispat edilemedi Ve Newton ’un tanecik modeli icin esir de gerekmiyordu Ancak Huygens ’in calışmaları her ne kadar Snell ’in kırılma yasalarını destekliyorsa da, ışık duz gidiyor ve koşeleri donmuyordu Ve esir Huygens ’in acıklayamadığı icin calışmalarına golge duşuren bir kabus olarak kaldı Bu sıralarda ışık icin kafa yoranlardan biri de Robert Hooke idi O da ışığın eğri dalgalardan olduğu gibi bir varsayım geliştirmişti Newton ’un parcacık teorisi ile Huygens ’in dalga teorisi arasındaki kavgayı o yıllarda tum ağırlığınca hissedilen Newton ’un Otoritesi kazandı
Newton ’un ışığın karakteri hakkındaki fikri ise şoyleydi: “Işık tanecikli yapıdadır İğne deliği kadar kucuk yerlerden sızabildiğine gore bu pekte mantıksız sayılmazdı Newton cağının sozu gecen bilim olduğu icin diğer bilim adamlarının da ışık ile ilgili duşunceleri Newton ‘un duşuncesi yonumdeydi Ancak bu arada, Hollanda ’da Cristian Huygens bir teori geliştiriyordu ve ilk bilimcilerin tersine ışığın parcalardan değil dalgalardan meydana geldiğini one suruyordu O donemde biline dalgalar yay ve su dalgaları olduğu icin yayılması bir ortama ihtiyac duyulmuştu ve buna esir adı verildi Esir cok ince ve elastik nitelikte olan ve ışığın yayılmasını sağlayan bir ortam olarak tanımlanmıştı, bu madde tum uzayı baştanbaşa dolduruyordu ve bu ortam ışık dalgalarının yayılmasını sağlıyordu Bu tanım dalga modeli icin şarttı
O donemde işe de yaradı aslında Ancak tahmin edileceği uzere esirin varlığı tum calışmalara rağmen ispat edilemedi Yani varlığı ya da yokluğu ispat edilemedi Ve Newton ’un tanecik modeli icin esir de gerekmiyordu Ancak Huygens ’in calışmaları her ne kadar Snell ’in kırılma yasalarını destekliyorsa da, ışık duz gidiyor ve koşeleri donmuyordu Ve esir Huygens ’in acıklayamadığı icin calışmalarına golge duşuren bir kabus olarak kaldı Bu sıralarda ışık icin kafa yoranlardan biri de Robert Hooke idi O da ışığın eğri dalgalardan olduğu gibi bir varsayım geliştirmişti Newton ’un parcacık teorisi ile Huygens ’in dalga teorisi arasındaki kavgayı o yıllarda tum ağırlığınca hissedilen Newton ’un Otoritesi kazandı
alıntı
Işığın Gelişimi hakkında bilgi
ecmişten gunumuze ışık kaynaklarının gelişimi nedir?
imagesgecmistengunumuzeisigingelisimi5afc87b3d362f
Işık oyle bir konu ki cok eski cağlardan beri ışık nedir sorusu uzerine duşunulmuş, fikir uretilmiş ve deneyler yapılarak karakteri hakkında bilgi sahibi olunmaya calışılmıştır Ve nispeten başarılı da olmuşlardır Bugun ışık hala tam olarak anlaşılamamakla beraber merakımızı giderecek bircok sorunun cevabını bulduğumuz ışık calışmaları uzun bir seruven sonucu ortaya cıkmıştır Onceleri; Antik cağda, Yunanlılar zamanında, gozun, bakılan cisme doğru ışık ışınları yaydığı duşunulurdu, Epikur goruntunun gozden kaynaklanan resimlerden oluştuğunu ileri surmuş, Platon ışığın bakılan cisimlerden goze geldiğini iddia etmişti Daha garip duşunceler de mevcuttu; bunlar arasında, gozden fırlayan parcacıklar ile gorme sağlandığı duşuncesi de mevcuttu
Işık hakkında deneylere dayalı ilk calışmayı Ptolemy(90168) yapmıştır Ve bugun hala gecerli olan ilk kırılma yasasını bulmuştur Bu duşunceler Antik cağdan 17 yy kadar uzanan duşunceleridir Bu arada 721 yılında Horasan ’ın başkenti Tus ’ta dunyaya gelen Cabir Bin Hayyan “Ustatlar Ustadı adlı Turk alimi Avrupa ’da atomun bulunmasından 1000 yıl once atomu bulmuş ve atom bombası fikrini ilk kez ortaya atan Turk alimi olarak tarihe gecmiştir MS 1000 yıllarında İbni Heysem ( El Hazen) optik konusunda bircok calışma yapmış, ışığın yansıma kanunlarını bulmuş, kırılma yasasını geometrik olarak ifade etmiş ve ışığın sonlu bir hıza sahip olduğunu soylemiştir1236 yılında İran da dunyaya gelen tıp, felsefe ve fizik alimi Kutbettin Şirazi gokkuşağının nedenini ve oluşumunu acıklayan ilk alim olmuştur17yy ın ilk ceyreğinde 1675 yılında ilk kez Danimarkalı astronom Romer ışığın hızı konusuna eğildiJupiter ’in bir uydusunun gezegen arkasında kalma suresini hesaplamakta olan Romer, bu surenin gezegenin dunyaya uzaklığı arttığında fazlalaştığını farketti ve bunun ışığın daha cok yol katetmesi ile ilgili olduğunu duşunerek ışığın hızı konusuna dikkati cekti
Newton 1704 ’de ışık deneyleri ile ilgili calışmalarını yazdığı ‘Optics ’ kitabını yayımladı Newton ilk olarak beyaz ışığın renklere ayrıştığını buldu Newton ’un ışığın karakteri hakkındaki fikri ise şoyleydi: “Işık tanecikli yapıdadır İğne deliği kadar kucuk yerlerden sızabildiğine gore bu pekte mantıksız sayılmazdı Newton cağının sozu gecen bilim olduğu icin diğer bilim adamlarının da ışık ile ilgili duşunceleri Newton ‘un duşuncesi yonumdeydi Ancak bu arada, Hollanda ’da Cristian Huygens bir teori geliştiriyordu ve ilk bilimcilerin tersine ışığın parcalardan değil dalgalardan meydana geldiğini one suruyordu O donemde biline dalgalar yay ve su dalgaları olduğu icin yayılması bir ortama ihtiyac duyulmuştu ve buna esir adı verildi Esir cok ince ve elastik nitelikte olan ve ışığın yayılmasını sağlayan bir ortam olarak tanımlanmıştı, bu madde tum uzayı baştanbaşa dolduruyordu ve bu ortam ışık dalgalarının yayılmasını sağlıyordu Bu tanım dalga modeli icin şarttı
O donemde işe de yaradı aslında Ancak tahmin edileceği uzere esirin varlığı tum calışmalara rağmen ispat edilemedi Yani varlığı ya da yokluğu ispat edilemedi Ve Newton ’un tanecik modeli icin esir de gerekmiyordu Ancak Huygens ’in calışmaları her ne kadar Snell ’in kırılma yasalarını destekliyorsa da, ışık duz gidiyor ve koşeleri donmuyordu Ve esir Huygens ’in acıklayamadığı icin calışmalarına golge duşuren bir kabus olarak kaldı Bu sıralarda ışık icin kafa yoranlardan biri de Robert Hooke idi O da ışığın eğri dalgalardan olduğu gibi bir varsayım geliştirmişti Newton ’un parcacık teorisi ile Huygens ’in dalga teorisi arasındaki kavgayı o yıllarda tum ağırlığınca hissedilen Newton ’un Otoritesi kazandı
Newton ’un ışığın karakteri hakkındaki fikri ise şoyleydi: “Işık tanecikli yapıdadır İğne deliği kadar kucuk yerlerden sızabildiğine gore bu pekte mantıksız sayılmazdı Newton cağının sozu gecen bilim olduğu icin diğer bilim adamlarının da ışık ile ilgili duşunceleri Newton ‘un duşuncesi yonumdeydi Ancak bu arada, Hollanda ’da Cristian Huygens bir teori geliştiriyordu ve ilk bilimcilerin tersine ışığın parcalardan değil dalgalardan meydana geldiğini one suruyordu O donemde biline dalgalar yay ve su dalgaları olduğu icin yayılması bir ortama ihtiyac duyulmuştu ve buna esir adı verildi Esir cok ince ve elastik nitelikte olan ve ışığın yayılmasını sağlayan bir ortam olarak tanımlanmıştı, bu madde tum uzayı baştanbaşa dolduruyordu ve bu ortam ışık dalgalarının yayılmasını sağlıyordu Bu tanım dalga modeli icin şarttı
O donemde işe de yaradı aslında Ancak tahmin edileceği uzere esirin varlığı tum calışmalara rağmen ispat edilemedi Yani varlığı ya da yokluğu ispat edilemedi Ve Newton ’un tanecik modeli icin esir de gerekmiyordu Ancak Huygens ’in calışmaları her ne kadar Snell ’in kırılma yasalarını destekliyorsa da, ışık duz gidiyor ve koşeleri donmuyordu Ve esir Huygens ’in acıklayamadığı icin calışmalarına golge duşuren bir kabus olarak kaldı Bu sıralarda ışık icin kafa yoranlardan biri de Robert Hooke idi O da ışığın eğri dalgalardan olduğu gibi bir varsayım geliştirmişti Newton ’un parcacık teorisi ile Huygens ’in dalga teorisi arasındaki kavgayı o yıllarda tum ağırlığınca hissedilen Newton ’un Otoritesi kazandı
alıntı