İnternet çatısı altında çalışmalarını sürdüren reklamcılık şirketleriyle gizlilik odaklı teknoloji şirketleri arasında her zaman sorunların yaşandığını biliyoruz. Son birkaç gündür bazı teknoloji kuruluşları, hedefli reklamcılık yöntemine karşı seslerini çıkarmak amacıyla toplanmış durumda. Konuyla alakalı yayınladıkları bildiride, hedefli reklamcılığın kullanıcıların kişisel verileri için çok büyük bir tehdit olduğu vurgulandı. Gizliliğe verdikleri önemle bilinen bu şirketlerin yaptığı açıklamaya gelin biraz daha yakından bakalım.
Birkaç gün önce Avrupa Birliği’ne ve ABD’ye yönelik yayınlanan bir mektup özelliği taşıyan bildiride; gizlilik odaklı şirketlerin reklamcılık yöntemlerine tamamen karşı olmadıkları, sadece kişisel verilere dayalı olarak belirli kitlelere reklam hedefleme yöntemlerinden rahatsızlık duydukları belirtildi. Kullanıcı gizliliğini güvence altına almak için ülkelerin çeşitli yasalar çıkarmaları gerektiğini açıklayan bu şirketler, kâr elde etmenin tek yolunun hedefli reklam olmadığının da altını çiziyor.
Bildiri, DuckDuckGo da dahil olmak üzere birçok şirket tarafından imzalandı. Bahsedilen bu girişimlerin neler olduğuna kısaca göz atmamız gerekirse; 2006 yılında çıkan Moojek, Birleşik Krallık merkezli gizlilik temelinde çalışan bir arama motoru olarak karşımıza çıkıyor. NextCloud ise kişisel verileri sunucularda barındırma ve koruma yazılımı geliştiren önemli kuruluş. Tutanota, “einfach.sicher.mailen” (kolay.güvenli.posta) sloganıyla bilinen bir e-posta hizmeti. Kısacası bu açıklamada imzası olanların gizlilik kavramıyla bağdaştığını söyleyebiliriz. Peki önerilen ve verilerin gizliliği ilkesine uyan reklamcılık biçimi ne olabilir?
Farklı alanlarda çalışmalarını sürdüren bu firmaların reklam konusunda uygulanmasını istediği yöntem, içeriğe dayalı reklamcılık olarak ön plana çıkıyor. Hedefli reklamcılık kullanıcı verilerini, tarama kayıtlarını, coğrafi konumlarını toplayarak çalışırken, içeriğe dayalı reklamcılık ise bunların hiçbirini kullanmıyor. Bu reklamcılık tipinde sadece kullanıcının araştırdığı kavrama denk gelen ürünün tanıtımı yapılmakta. Ancak reklamcılıkla uğraşan kişiler, bunun istenen kazancı sağlamadığı görüşünde.
Bu bildirinin yazılmasının ana nedeni ise yakın zamanda yayınlanan raporla ilgiliydi. Norveç Tüketici Konseyi tarafından yayınlanan rapor; reklam şirketlerinin, kişilerin tarama geçmişleri aracılığıyla toplanan özel verilerini kullandığını ortaya koydu. Sonraki süreçte siber güvenlik firması Mnemonic, kullanıcı verilerini topladığı bilinen on popüler akıllı telefon uygulamasını analiz etmek için görevlendirildi. Çalışmanın sonunda uygulamaların toplanan bilgileri reklam sektörüne bağlı 135 üçüncü şahıs alanlara ilettiği ortaya çıktı. Sadece bu değil, iki büyük teknoloji devi Facebook ve Google da bu uygulamalardan kullanıcı bilgisi alanlar arasında yer alıyor. 10 uygulamadan 9’unun Facebook ile, 8’inin ise Google’ın reklam hizmeti sağlayıcısı DoubleClick ile veri paylaştığı saptandı.
Reklamcılarla kişisel verilere önem verenler arasında yaşanan çatışmanın son bulmayacağı aşikar ancak iki tarafın ortak bir noktada buluşması gerekiyor. Önümüzdeki zamanlarda neler yaşanacağını hep birlikte göreceğiz. Konuyla alakalı düşüncelerinizi yorumlarda paylaşmayı unutmayın.