Ülkemizde Rekabet Kurulu, ticari hayatın işlerliğini sağlamak ve rakipler arasındaki rekabetin dengesini korumak amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda öne çıkan mevzuat düzenlememiz 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’dur.
Rekabet Kurulu, bu bahsettiğimiz kanun kapsamında rakipler arası bu şekilde dengeyi bozucu fiil işleyen kişilere idari para cezası verebilmektedir. 19 Eylül 2018 tarihinde Rekabet Kurulu Kararı ile hepimizin bildiği ve sıklıkla kullandığı Google firması 93 milyon TL idari para cezasına mahkum edildi.
Rekabet kurulu süreci nasıl başladı?
Google’ın Türkiye’de aşağıda bahsedeceğimiz hukuki nedenlerle haksız rekabet oluşturduğu iddiası Yandex tarafından ortaya atılıyor. Yani bu şirketin hepimizin yakından tanıdığı rakibi Yandex, Rekabet Kuruluna bu incelemenin yapılması için başvuruda bulunuyor ve Rekabet Kurulu soruşturma başlatıyor. Dolayısıyla Rekabet Kurulu kafasına göre bir işlem başlatmıyor. Burada şikayet üzerine gelişen bir süreç söz konusu.
Rekabet Kurulu, soruşturma sonucunda elde edilen verilerden yola çıkılarak 19 Eylül 2018 tarihinde bir toplantı yapıyor ve Google hakkında idari para cezası ile bir takım yükümlülüklerden oluşan malum kararı alıyor. Ardından hukuki süreç işliyor; itirazlar, ekstra incelemeler, uyumluluk projeleri vs. nihayetinde birkaç gün önce bir takım yaptırım kararı alınıyor.
Aşağıda hukuki sürecin tamamına değil, Google hakkında hükmedilen cezanın hukuki zeminine ve nedenlerine değineceğiz.
Öncelikle Google hakkında bu kanunun 4. ve 6. maddelerini ihlal ettiği gerekçesi ile kuruma başvuru yapılmıştır. Kurum verdiği kararda 6. maddenin ihlal edildi sonucuna ulaşmıştır. Peki ne diyor bu 6. madde?
Rekabet hukukunda hakim durumun kötüye kullanılması olarak adlandırılan bu ihlal aslında birden fazla durumu ihtimalli olarak içeriyor. 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun madde 6 düzenlemesinde bir veya birden fazla teşebbüsün, ülkenin bütününde ya da bir bölümünde bir mal veya hizmet piyasasındaki hakim durumunu tek başına yahut başkaları ile yapacağı anlaşmalar ya da birlikte davranışlar ile kötüye kullanması yasaklanmaktadır.
Bu şirketin ülke genelinde hakim konumu herkesin malumudur. Peki bunu kötüye kullanmak ne anlama geliyor? Google’ın ne yaparak hakim durumu kötüye kullandığına aşağıda değineceğiz ancak öncelikle kanun hangi durumları kötüye kullanma kapsamına alarak cezalandırmaya layık görmüş bunları açıklayalım. Buna göre 6. madde şu halleri özellikle kötüye kullanma olarak nitelemektedir:
- Ticari faaliyetlerin yapıldığı bölgede diğer marka ve teşebbüslerin bulunmasını doğrudan veya dolaylı olarak engellemek
- Rakip teşebbüslerin piyasada gösterdikleri faaliyetlerini zorlaştırmaya yönelik fiiller
- Birbirine göre eşit konumda bulunan alıcılara aynı imkanlar için farklı şartlar ileri sürüp onların piyasadaki faaliyetlerini etkileyici ayrımcılık yapmak
- Bir mal veya hizmet ile birlikte başka bir mal veya hizmetin satın alınmasını şart koşmak
- Kullanıcılar ile satıcı arasında aracı teşebbüs konumundaki alıcılara mal veya hizmet satmayı, bunu teşhir etmeleri şartına bağlamak
- Sattığı malı belirli bir fiyatın altında satmama şartına koşmak
- Belirli bir piyasadaki hakimiyetin ortaya çıkarmış olduğu finansal, teknolojik ve ticari avantajlardan yararlanıp başka bir mal veya hizmet piyasasındaki rekabet koşullarını bozmaya yönelik fiiller
- Üretimin, pazarlamanın yahut teknik ilerlemenin tüketicinin aleyhine olarak kısıtlanması
İşte bu saydığımız hallerde Rekabet Kurulu yalnızca hukuka aykırılığı tespit etmez. Ayrıca Rekabetin Korunması Hakkında Kanun madde 16 ve devamında yer alan kurallara göre idari para cezasına hükmedebilir. Ayrıca ilgili teşebbüs hakkında belirli şekilde hareket etme yükümü de getirebilir.
Google hakkında hükmedilen idari para cezasının hukuki dayanağından ve bu düzenlemelerin öneminden bahsettik. Şimdi de bu hükmün Google ile ne şekilde ilişkilendirildiğine değineceğiz.
Google ne yaptı da 93 milyon ceza aldı?
Google hakkında verilen 18-33/555-273 sayılı karar esasen 117 sayfalık uzun bir metindir. Bu metinde Google’a yöneltilen ithamlar şu şekilde yer almıştır:
- Google’ın öncelikle Android işletim sistemini satın aldığı
- Ardından açık kaynak kodlu mağazanın adını Google Play Store olarak değiştirdiği
- Apple ile rekabet halinde bulunan cihaz üreticileri ile sözleşme yaptığı
- Ardında açık kaynak kodlu android sistemine kapalı kaynak kodlu kendi servislerini yerleştirmesi ve bunlar olmaksızın sistemin düzgün çalışmadığı ve cihaz üreticileri tarafından kullanılmaz hale geldiği
- Google’ın Android’i kullanmak isteyen alıcılara Play ve diğer Google servislerini zorunlu tutması, ön yüklü ve varsayılan olarak sistemde bulunması şartı getirmesi, silinmemesi sistem uygulaması kabul edilmesi
- Üreticilere Google’a bu şekilde haksız öncelik tanınması halinde arama reklamlarından pay verilmesi
- Dolayısıyla cihaz üreticilerinin ticari varlıklarını sürdürebilmek için Google hizmetlerin mecburen almak zorunda kalmaları
- Tüm bunlar sonucunda Google servislerinin piyasanın çok büyük bir oranınca zorunlu olarak kullanılır hale geldiği (gayri resmi veriler %90 olduğunu söylüyor)
- Google’ın yaptığı basın açıklamasında, ‘üreticilerin kendisinin rakiplerini ön yüklü olarak tercih etmesi durumunda gelirden pay alamayacağı’nın söylenmesi
- Androidi satın alan üreticilerin bunun yazılımını parçalara ayırarak Google servislerini diskalifiye etmesinin yasaklandığı
- Tüm bunlar sonucunda Google’ın üreticilerin rakip firmalar ile sözleşme yapmasını haksız olarak engellememiş olduğu
- Mobil Uygulama Dağıtım Sözleşmesi
- Gelir Paylaşım Sözleşmesi
- Android Uyumluluk Program
- Parçalara Ayırmama Sözleşmesi
- Şirketin lisanslama koşulu olarak öne sürdüğü ana ekranda ayrıcalıklı olarak öne çıkması durumunun sözleşmelerden kaldırılması (böylelikle cihaz üreticilerinin bu şirket ve rakipleri arasında tercih yapabilmesini sağlamak amaçlanıyor)
- Sözleşmelerden Google tasarımının ve servislerinin varsayılan olarak atanmasına ilişkin hükümlerin kaldırılması
- Yine lisanslama koşulu olarak öne sürülen Webview bileşeninin varsayılan olması ve tek uygulana içi internet tarayıcısı olarak yüklenmesi durumunun ve buna dolaylı olarak neden olacak hükümlerin de sözleşmeden kaldırılması
- Bu yükümlülüklerin sözleşmeden kaldırılsa da başka yollarla üreticilere dayatılmaması
Sonuç
Çoğu kişiyi yakından ilgilendiren gündemin başlangıcı bu şekilde. Rekabet Kurulunun verdiği kararın hukuki zeminini sizler için değerlendirdik. Bugün gelinen noktada bu şirket, kararın geri çekilmesi için anlaşma halinde olduğu üretici firmalara baskı yapıyor. Aslında bu da kanun kapsamında bir aykırılık teşkil etse de başlangıç kararının arka planı bu şekilde. Şimdi devam eden süreçte ne gibi hukuki sonuçlar doğacak hep beraber göreceğiz.
Av. Mustafa Mıhcı