Son Konu

Gozum Yaşı Terme Cayını Tutuyor turkusunun hikayesi

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Gozum Yaşı Terme Cayını Tutuyor turkusu ve hikayesi

Adı Mart Anadolu bozkırında orta halli kucuk bir koy, Cankırı'nın Şabanozu ilcesine bağlı İnsanları tarım ve hayvancılıkla uğraşır Yoksulu bol, kendi yağıyla kavrulanı azdır Oykumuzun kahramanı Ahmet de bu koyun yoksullar boluğunden Babadan yetim keleş bir delikanlıydı Calımlı değil ama, sevimli, yumuşak huylu, yuzu yolda bir gencti Babası olur olmez anasıyla birlikte el kapılarında koşturdu yıllarca Irgatlık yaptı, cone durdu Cile hamurunu genc yaşında koyunun taşı toprağıyla yoğurdu Anasıyla birlikte muhanette muhtac olmadı Yumruk kadar bebe iken işe başladı, calışa cabalaya onsekizine ulaştı Gunun birinde, askersin, hazırlan bakalımdediler Vardı kasabaya muayene oldu Kusursuzdu, sağlamdı, Verdiler sulusunu, cekti gitti askere gitti Vatani gorev yeri: Erzincan 58 Topcu alayı

İki yıl sonra kutsal gorevi yuz akıyla bitirdi geldi Ahmet Geldi ya, baba ocağında gorduğu, giderken bıraktığı gibi değildi Anası eski gucunu direncini kaybetmişti Beli eğilmiş, sacları ağarmıştı Ahmet'in gozunde bugun var yarın yoktu Birkac gun gezindikten, askerliğin havasını unuttuktan sonra verdi kararını Anacığım, yetmez mi benim icin cektiğin? Bunca yıldır el kapılarında ağarttın saclarını Benim icin supurge ettin Gece gunduz demedin calıştın Bundan gayri kendi evimizin işine bak Ben calışayım sen kazancımın bekeri olSevindi anası Cunku O'na guveniyordu Tek desteği kayınıyla oğlu Ahmet'ti

Ahmet vine el kapılarında gece gunduz ırgatlık yapmaya başladı Tek duşuncesi para kazanmaktı İhtiyar anasını mutlu etmek, onun sağlığında evlenmekti İstedi ki, bir gelin hurmeti, bir kac torun yuzu gorsun anası

Bu duşlerle bir kış mevsimi gelip gecti Gunler ilkbahara dayandı Mart ayı cıkar cıkmaz Mart koyunun dağıovası, deresi tepesi renge boyandı Bağları ekilmeye, bostanları dikilmeye başlandı Madımaklar yollarda ekinler tarlalarda yeşerdi Ya Ahmet'in umutları? Baharla birlikte onun duyguları da kabardı Koyun guzel kızlarından birine, Gullu'ye gonlunu kaptırdı Uzaktan uzağa seviyorlar derdini bir turlu duyuramıyordu Mahalledeki copcatan Emine'yle haber gondererek sevdiğini belli etmeye calıştı Kendi acarsa olmazdı Cunku Gullu'nun adını dillere destan etmek istemiyordu

Gullu guzel, Gullu alımlı kızdı Gonlu ganiydiOyle yukseklerden ucan, kendini ağıra saran cinsten değildi Ağa oğlu, bey oğlu, ırgat, dal kadın cocuğu nedir bilmezdiBir insan calışkan mı, evine koyune bağlı mı, mert mi, ince mi, yureği yufka mı, bunlara bakardı Gullu bu nitelikleri Ahmet'te gordu, gonlu onun gonlune su gibi aktı O yılın Kurban Bayramı şenliklerinde arkadaşlarıyla tura oynarken iyice bakıştılar Boyunu boyuna, huyunu huyuna yakıştırdı İki goz, iki gonul bir oldu uzaktan Gullu Ahmet'e Ahmet'te Gullu'ye tutuştu Ne var ki, koyluk yer istenen her şey oyle acıkta olamaz ki! Sevenler buluşamaz ! Ne olacaksa gizli saklı gozden uzakta, gonulden can cana

O yıl, Mart koyunun baharı iyice canlanınca işlet artmaya başladı Herkes işine gucune daldı Bağdabostanda, yayladaovada calışmalar kızıştı Gullu kız elinde capa bel bostanda otekilere, o bağdan bu bağa koşmaya başladı Sıcaklar ortalığı, aşk ateşi gonlunu sarınca ne yapacağını bilmez oldu Kuşluk zamanı koye geliyor, helkeleri kaptığı gibi davar sağmaya koşuyordu yaylaya Cunku Ahmet zaman zaman koyun surusunu guduyordu Gezik kime gelirse o coban oluyordu baharda

Ahmet bir gun yaylada kararını verdi Ahladın golgesinde davar sağan Gullu'nun yanına yaklaştı Bereketli olsundedi kısık bir sesle Gullu şaşırdı Dondu baktı ki, Ahmet yanıbaşında İlk kez duyuyordu bu sesi Sut sağdığı helkeyi heyecanla kendine doğru cekti Sağdığı koyunu bıraktı, gurneğin arasında ayağa kalktı Hoşgeldindedi utanc bir sesle Fakat elleri titriyor, gozlerinin ici guluyordu Ahmet'in sesindeki titrekliği, gozlerindeki parlayışı ilk kez yakından seziyordu Oturalım mıdedi GulluBilmem sen bilirsin istersendedi Ahmet Her ikisi de ahladı golgesindeki sağmal koyunların arasına coktuler Dereden tepeden bir sure konuştular Yan yana ilk buluşmastıdı cunku bu Ahmet yaşlı anasından, Gullu hırcın gardaşından soz etti Buluştukları gorulsun, konuştukları duyulsun istemiyordu Gullu Ama Ahmet, kestirdi attı; niyetini acıkca belli etti o gun Seni istetecem, babana dunur gonderecemdedi Bu sozleri duyunca, bir hoş oldu Gullu kız Sevincinden yureği hopladı Beklerim, en kısa zamanda beklerimdedi sut helkesini kaptığı gibi koye doğru yoneldi

O gunden uc gun sonra gezik biter bitmez koye dondu Ahmet Bir akşam, yaşlı anasının dizlerinin dibine oturdu Anacığımdedi Benim icin bunca yıl sacını supurge ettin, babasızlığın acısını duyurmadın, beni bugunlere getirdin Başımızı sokacak evimiz var, askerliğimi de yaptım, sıra evlenmeye geldi İsterim ki, bir gelinin olsun Benim gonlum Gullu kızı ister Severiz birbirimizi N'olursun bir istet babasından!
Doğru diyorsun yerinde zamanında soyluyorsun Ahmed'imdedi anası Bilirim ki seversin Gullu'yu, o da seni beğenir; lakin babasıyla deli gardaşlan ne der bu işe?onlar yuku yeceye yıkan cinsinden Başımıza bir dert acmasınlar
Bir kere deneyelimdedi Ahmet Anasını razz etti ve Gulluye dunurculeri gonderdi

Ahmet'in dunurculeri bir Cuma akşamı caldılar kapıyı
Selam sohbetten sonra cıtlattılar geliş niyetini Daha Gullu'nun adı gecer gecmez dikildi kardaşları Kuplere bindi babası
Olmaz! Bu iş icin geldinizse kapım size kapalı Ahmet once bir karnını doyursun Benim, ayak yalın cıplak karın gezene verilecek kızım yokdeyip kesti sozu
Gullu, direniyordu yandaki odada Ahmet'ten başkasına varmam!diyor babasına ağalarına kızıyordu Anası anlamıştı Gullu'yu Ama soz hakkı yok ki Sus kızım, baban ağaların duyar sonra Ne'der de dikiliriz karşılarına?

O gece, Gullu verilmedi, gercek değişmedi Birbirlerini sevenlerin aşkı suruyordu Ahmet Gullu'ye, Gullu Ahmet'e bağlıydı Cunku daha once soz vernişti Gullu Gerekirse, babası vermezse, gardaşları onune gecerse kacacaktı

Ote yandan Ahmet, dunurculerin haberlerini duyunca şaşırdı Olup bitenleri bir guzel oğrendi Ayak yalın, cıplak karın!Ne demekti bu? Gullu nun babası nasıl soylerdi bu sozu! Oturdu uzun uzun duşundu Once anasına, koyun uslularına, can ciğer arkadaşlarına danıştı Kendine verilen oğut, sabret bekle umudunu yitirme Ahmet Umudunu yitirmedi, bekledi beklediBelki duzelirdedi icinden Babasını saydı, gardaşlarının onune gecmedi Gullu'nun Ama ne yapsa ne etse gercek değişmiyordu Ağır konuşanlar, her yerde hor bakan konuşmaz olmuştu Ahmet'le
Aradan birkac gun gecince Gullu'den hater geldiKacırsın beniBu gece sabaha karşı tan yıldızı doğar doğmaz bizim arılıkta beklerim onuAhmet, hem şaşırdı, hem sevindi Bu durumda geri durmak olur mu? Nicin yaşıyorum, kim icin taşıyorum bu canı? Olursem Gullu'nun yolunda oleyim!

Zamanında beklendiği yere vardı Ahmet Baktı ki arılıkta saklanmış bekliyor Gullu Ayakları lastik, başında dulbent, sırtında bir ak gecelik Meğerse, epeydir ağaları, Gullu kacmasın diye urbanlarını kendi yastıklarının altına saklamış Ahmet durumu oğrenince, bir oldu guldu, bir oldu duşundu yapacak bir şey yoktu artık Gomleğini cıkanp Gullu'ye giydirdi ve tuttular Karaoren'in yolunu Karaoren komşu koy Sığınacaklan en emin yer orası Dayısının evine gidecekler, orada saklanacaklar bir kac gun Kah yuruduler, kah koştular ama Karaoren altı saatlik yol Iki saat sonra ortalık iyice ağardı Bu dummda gorenler olursa ne der? Gullu: Boylece gidelim, Ahmet Olmazdedi Kesin olmazTuttu kolundan yakınındaki golun yanına vardı Baktı ki her taraf sazlık Kamışlar, kındıralar adamın boyunu geciyor Tamamdedi burası iyi arkasından gelmesin diye Gullu'nun elini ayağını bağladı Sesi cıkmasın, bağırmasın diye de ağzını Ve oylece sazların icine bırakıp yurudu Niyeti dayısının koyune varacak, durumu anlatacak, onların yardımını isteyecek İki saat sonra Karaoren koyune vardı Ahmet Dummu bir guzel anlattı Hoş beş, ne yapalım, nasıl edelimderken bir saatte oyle gecti Sonunda dayısıgilden urbaları aldığı gibi duştu yola Kah yurudu kah koştu Kan ter icinde cıkışından beş saat sonra, gun tepeye dikilirken Gullu'yu bıraktığı sazlığa geldi Baktı ki, Gullu yok Yerinde yeller eser Fazla zaman kaybetmeden hemen geri dondu dayısının koyune Sırtını buz gibi ter kapladı dizlerinde fer kalmadı Gullu geldi mi' GelmediAllah Allah nereye gitti peki?Dayısı Karaoren koyunden birini hemen Mart koyune yolladı Sorun bakalım orada var mı?Sekiz saat sonra haber geldi Orada da yok Boylece ertesi gun oğle vakti oldu Dayısıyla birlikte koyun birkac uslusuna, caminin imamına sordular Durum boyle iken boyle, ne yapalım ne edelim?
Koy imamı: Oğlum Ahmet, sabahleyin erkenden sazlığın uzerindeki tepeye cık; kızı bağlayıp koyduğun tarafa bak; sivrisinek nereye topluca inip kalkıyorsa orada aradedi

Boyle yaptı Ahmet Karaoren'den geceleyin cıktı yola Gun doğarken sazlığın uzerindeki tepeye cıktı Baktıki, sivrisinek surusu Gullu'yu bağlı bıraktığı sazların beşyuz metre yakınına kume kume inip kalkar

Koştu oraya ki, ne gorsun? Gullu cansız yatıyor yerde Sivrisinekler uşuşmuş ustune Her tarafı şişmiş, davul gibi olmuş Zavallı Gullu can havliyle cırpınmış cabalamış surunmuş Eli ayağı bağlı olduğu icin kurtulamamış, ağzı kapalı olduğu icin bağıramamış Her tarafı cizik sıyrık, saz kesiği
Bu durumu gorunce deliye dondu Ahmet Dizlerini cırptı, saclarını yoldu Ağladı ağladı Bir şaşırdı bir ağladı Sonra aldı başını ayrıldı oradan Gitti ki o gidiş Olay tez zamanda yayıldı Duyanların gorenlerin ici yandı Nice nice yurekler parcalandı ağıtlar soylendi, destanlar yazıldı Gullu'nun oykusu, yorede bilindi, genclerce ezberlendi Bir sazın ezgisi eşliğinde dilden dile soylendi İbretle dinlenen bir icli bozlak oldu yorede
 
Üst Alt