iltasyazilim
Yeni Üye
Güzel ve etkili konuşmada diksiyon (söyleniştelaffuzpronounciation) yani seslerin dürüst çıkarılması son derece önemlidir Fonetik bilgisi seslerin çıkarılışını inceler Diksiyon ise buna ek olarak daha geniş bir kapsamda, ses organlarının içten sesleri çıkarabilecek şekilde eğitilmeleri üstünde odaklanır Bu yönüyle diksiyon manâlı ölçüde fonetiğe dayanır Ancak biz bu bölümde konunun fonetik yönü üstünde detaylı durmayacağız
Türkiye ’de seslerin çıkarılmasında yörelere göre farklılık vardır Ancak güzel seslendirmede daha çok İstanbul ağzı başlıca alınır Seslerin gerektiği gibi çıkarılabilmesi için ses aletlerinin gırtlaktan başlayarak dil, dudaklar, çene ve buruna dek bütün ses aletlerinin eğitilmesi gerekir Bu çerçevede aşağı dağıtılmış alıştırmalar yer alacak
Alıştırmaları yaparken ses çıkışlarını netleştireceğiz İyi boğumlanma yani heceleri netleştirerek seslendirebilmek için dudak tembelliğini ortadan kaldırmamız gerekir Sesleri ses organlarını abartılı kullanarak çıkaralım Aşağıdaki evrak dört bölümden oluşmuştur: Birinci birim ses organlarının eğitimine ilişkin alıştırmalar; ikinci birim, sesli harflerin çıkarılışı; üçüncü birim gürültüsüz harflerin çıkarılışı ve kullanımını anlatmaktadır Dördüncü bölüm ise sesli ve sessiz harflerin cümle içinde girift şekilde kullanımına ilişkin alıştırmalardan oluşmaktadır
Bu alıştırmalarda bahşedilen misal cümle veya hecelerin bıkmadan ısrarla tekrar tekrar seslendirilmesi gerekir Bu alıştırma sürdürüldükçe seslerin ağızdan akarcasına çıkmaya başladığını, başlangıçtaki zorlanma ya da tutukluğun ortadan kalktığını göreceksiniz
Diksiyon sesin güzel çıkmasını ve sözlerin dürüst seslendirilmesini amaçlayan sanatın adıdır Diksiyon bu yönüyle ses ve laf üzerinde odaklanmıştır Sözün içeriğinin kodlanması yani etkili irtibat diksiyon sanatının dıştan kalan bir konudur Fakat konu üstünde oluşturulan eserlerde bir karmaşanın mevcut olduğunu da itiraf edelim
Kitabınızın diksiyon bölümünde diksiyonun esas öğeleri üzerinde durulmuştur Bu öğeler telafuzfonetik, boğumlanma, şive, durak ve ulamadan oluşmaktadır Fonetik seslerin dürüst çıkarılmasıyla ilgilenen bir alandır Boğumlanma, seslerin birbiri ardına bütün ve tok şekilde kaybolmadan çıkarılması alanıyla ilgilenir Şive, söylemedeki monotonluğun kırılmasını sağlayan, her dilde kendine özgü artan bir telaffuz konusudur Yazı noktalaması ve duraklarıyla konuşma noktalaması ya da durakları birbirinden ayrı olabilmektedir Durak bölümü, bu sorunun çözümünü amaçlamaktadır Ulama çalışmalarına gelince, bu çalışmalar kelimeler arasında ahenkli geçişler sağlamayı amaçlamakta ve dilin doğal kurallarından yararlanmaktadır
TelafuzFonetik
Telafuz bölümünde sesli ve sessiz harfleri ayrı olarak inceleyeceğiz Türkçe ’de 8 adet sesli ve 21 adet gürültüsüz harf vardır Sesli harfleri “ünlü, gürültüsüz harfleri de “ünsüz kelimesiyle tanımlayacağız Türkçe ’mizdeki ünlüler “a, e, ,ı, i, o, ö, u, üden oluşur Ünsüzler ise “b, c, ç, d, f, g, ğ, h, j, k, l, m, n, p, r, s, ş, t, v, y, z den oluşur Telafuz bölümünde meşhur ve ünsüz harflerin fonetiğini öğreneceğiz Aşağıda konular ayrıca anlatılmış keza de gerekli alıştırmalar birlikte verilmiştir
ALIŞTIRMA: FONETİK
Ünlüler
A
Tavır dilimizde birbirinden farklı söylenen iki (a) vardır Bunlardan biri (kalın a) diğeri de (ince a) dır Her iki (a) bazen uzun, bazen kısa okunabilir Bu iki (a) yı söylerken birbirinden ayırt etmek için (ince a) nın üstüne şu ( ^ ) işareti koyarak gösterelim
Kalın A
Şu şekilde söylenir: Dil doğal duruşunu değiştirerek ortaya doğru birazcık yükselir, dudaklar atıl, yanaklar gevşek ve çeneler açık aaa aaaa aaaa
Elâlem ala dana aldı ala danalandı da biz bir ala dana alıp aladanalanamadık Akrabanın akrabaya akrep etmez ettiğini Ağlarsa anam ağlar, kalanı yalan ağlar
İnce A
(Kalın a) ya oranla daha ileriden söylenen bir ünlüdür Dilimize geçen tanıdık olmayan kelimelerden gelmiştir Bu kelimelerin başında, ortasında ve sonunda bulunur Örnek: lâla, lâstik, hâl hâlbuki, lâf, lâkırdı, lâle, lâl, kâse, lâle, lânet, lâzım, kâzım, kâtip gibi
Lâla lâtif lâleli lâmbasını lâcivert lâke lâvabodan nâzik, nâdide şefkâte verdi
Uzun A
Bunu da (â) biçiminde gösterelim :
Önek: Nâne, nâdir, nâme, câhil, câhit, seyahât, sâdık, sâbit, kâtil, nâzik târih, mâvi, hâttâ, hârf, dikkât, şefkât, kabahât, sıhhât, nâmus, nâne, nâsihat,
E
Tavır dilimizde birbirinden bambaşka söylenen iki (e) vardır Bunlardan biri (açık e) diğeri de (kapalı e) dir Bu iki (e) yi söylerken birbirinden ayrım yapmak için (kapalı e) nin üstüne şu (') işareti koyarak (açık e) den ayıralım eee eeee eeee
Açık E
(Açık e) şu şekilde söylenir: Çeneler (a) ünlüsünde olduğu gibi, dil ileri içten yükselir Sözcük başında, ortasında ve sonunda bulunur Örnek: Benzer, sen, sene Yazınsal edepsizden öğren: Ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver: Evlinin bir evi, evsizin bin evi var Bir elin nesi var, iki elin sesi var Sen büyükbaba ben dede bu atı kim tımar ede
Kapalı E
(Kapalı e) şu şekilde söylenir: dudak kenarları kulaklara içten azıcık yaklaşıp çeneler hafifçe sıkılır
Gece penceredeki alacalı tekir kedi tenceresindeki eti yedi
I
Şu şekilde söylenir: Çıkış noktası damağın arka kısmındadır Dudakların köşesi kulaklara içten açılır Dil damağın arkasına içten toplanarak rahat bir geçitten havayı bırakır Dilimizde (ı) ünlüsü sözcük başında, ortasında ve sonunda bulunur Misal: Isı, ıslık, ılıcalı ıııı ııı ııııı
Ihlamuru ısıt: Tıkır tıkır: Mırıl mırıl: Şıkır şıkır Yığın istif, yerinde duramayan, gıcır gıcır, ıslak nemli, pırıl pırıl, fırıl fırıl, zırıl zırıl
İ
Şu şekilde söylenir: Çıkış noktası damağın ön kısmındadır Dudakların köşesi kulaklara doğru açılır, dil damağın iki yanına dayanarak kuytu bir geçitten havayı bırakır Sözcük başında, ortasında ve sonunda bulunur Örnek: İz, dil, izci iii iiiii iiiii
İki dinle bir söyle iki el bir baş içindir
Dilimizde süresi uzun olan (i) lere rastlanır:
Icat, biçare, yorgun, bitaraf, veli, fenni, fiziksel, cani, hayati, nihai, fuzuli, deruni
O
Hitabe dilimizde kalın ve ince olmak üzere iki farklı O vardır
Kalın O
Çeneler açık, dudaklar birbirine yakındır ve ağız içi yuvarlaktır Kelime başlarında sık rastlanır Örnek: Ot, ova, ocak, olmak, ordu, oda, orman, karşılıklı, bando, banyo, biblo, senet, fiyasko, tango, solo, fono, foto, radyo, stüdyo, şato, tempo, vazo, Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz oooo oooo ooo
İnce O
Birazcık daha ileriden daha az yuvarlak yapılarak söylenir
Lobutları loş locasında notalıyan normâl lort losyoncusunun lokantasında nohutları lokumlarla karıştırdı
Ö
Çeneler ve dil (açık e) ünlüsünde olduğu gibidir dudakların daha aşağı ve üstteki köşeleri birbirine yaklaşıp ağız küçük bir yuvarlak gibi olur (ö) ünlüsü genelde sözcük başında bulunur ööö ööö öööö
Örnek: öbek, öc, tahsis, ödünç, ödeşmek, görev, öfke, öğrenmek, öğrenim, öğretim, öğünmek, tavsiye, ökçe, öksürük, örs
Ölenle ölünmez Vefat kalım bizim için Önce düşün sonradan söyle Öfkeyle kalkan zararla oturur
U
Konuşma dilimizde birbirinden bambaşka söylenen iki (u) vardır Bunlardan biri (kalın u) diğeri de (ince u) dur
Kalın U
Çeneler açık, dudaklar birbirine en ince ayrıntısına kadar yaklaşık ve ağız bütün bir ufak yuvarlak olur Misal: Yelken Direği, ucuz, uçak, uçurum, uykucu, ulu uuu uuu uuu
Unkapanı uğradığı uğursuzluktan upuzun uzandı
İnce U
(Kalın u) ya oranla daha ileriden söylenir Ünlüsü çoğunlukla yazıda (ü) ünlüsü ile gösterilir Örnek: Rûya, rûzgâr, hûlya, gûya, lûzûm, lûtfen, lûgat, nûr, nûmara, Nûri,
Gûya Hûlya rûyasında Lûtfi'ye nûmaralı nûtuk söyliyerek lûtfetmiş
Ü
Çeneler ve dil (açık e) ünlüsünde olduğu gibidir Dudakların alt ve üstteki köşeleri birbirine adamakıllı yaklaşır ve büzülür (ü) ünlüsüne dilimizde kelime başında, ortasında ve sonunda sık rastlanır Örnek: Üç, üçgen, üçlü, üçüz, üflemek, ülker, ülkü, ün, ünlem, ünlü, üreme, korkak ,ürpermek, üzüm, üstün, üşenmek, ütü üüü üüü
Üzüm üzüme baka baka kararır Ülker üzüntüden üzüm üzüm üzüldü Ürümesini bilmeyen köpek, sürüye kurt getirir
Ünsüzler
B
Dudakların birleşip açılmasıyla meydana gelir Kelimenin başında ya da ortasında bulunur Sözcük başında örnek: Baş, manâsız, bıçak, biber Kelime sonunda (p)ye dönüşür Misal: Kitap, kap, hesap, çorap Ama kelime sonunda ünlü bulunursa eski konumuna döner: Örnek: Kitabı, dolabı, kabı, hesabı
Sahiden (p) ile biten kelimeler ise değişmezler Misal: sapsapı, çöpçöpü, toptopu, tüptüpü, küpküpü, kulpkulpu, haphapı,
Bi Be Ba Bo Bu Bö Bü Bı
Bip Bep Bap Bop Bup Böp Büp Bıp
Bil Bel Bal Bol Bul Böl Bül Bıl
Bir Ber Bar Bor Bur Bör Bür Bır
Bit Bet Bat Bot Etap Böt Büt Bıt
Bis Bes Bas Bos Bus Bös Büs Bıs
Babasının alacalı bıldırcını bitişik bostanda böceklerden bunalarak büzüldü
C
Dişler birbirine yaklaşık, dil ucu dizlerin ön kenarına yayılmış, daha alçak çene aşağıda düşerek çıkar Örnek: Cam caba, cacık, coşkun, cömert, cüce, tümce Sözcük sonunda (ç) olur
Ci Ce Ca Co Cu Cö Cü Cı
Cip Cep Cap Cop Cup Cöp Cüp Cıp
Cik Cek Cak Cok Cuk Cök Cük Cık
Cit Cet Cat Cot Cut Cöt Cüt Cıt
Akrobat Cevat zayıf pinti coşkunla cömertliğe cumbada cüret ettiler
Ç
C harfinden birazcık daha sert olarak çıkar Çıkış biçimi aynıdır
Çi Çe Ça Ço Çu Çö Çü Çı
İç Eç Aç Oç Uç Öç Üç Iç
Çip çep Çap Çop Çup Çöp Çüp Çıp
Tiç Teç Taç Toç Tuç Töç Tüç Tıç
Piç Peç Paç Poç Puç Pöç Puç Püç Pıç
Şiç Şeç Şaç Şoç Şuç Şöç Şuç Şüç Şıç
Çardaklı çeşmedeki çırak, çiçekleri, çorbanın çöreğini ve çuvalları çürüttü *
Türkiye ’de seslerin çıkarılmasında yörelere göre farklılık vardır Ancak güzel seslendirmede daha çok İstanbul ağzı başlıca alınır Seslerin gerektiği gibi çıkarılabilmesi için ses aletlerinin gırtlaktan başlayarak dil, dudaklar, çene ve buruna dek bütün ses aletlerinin eğitilmesi gerekir Bu çerçevede aşağı dağıtılmış alıştırmalar yer alacak
Alıştırmaları yaparken ses çıkışlarını netleştireceğiz İyi boğumlanma yani heceleri netleştirerek seslendirebilmek için dudak tembelliğini ortadan kaldırmamız gerekir Sesleri ses organlarını abartılı kullanarak çıkaralım Aşağıdaki evrak dört bölümden oluşmuştur: Birinci birim ses organlarının eğitimine ilişkin alıştırmalar; ikinci birim, sesli harflerin çıkarılışı; üçüncü birim gürültüsüz harflerin çıkarılışı ve kullanımını anlatmaktadır Dördüncü bölüm ise sesli ve sessiz harflerin cümle içinde girift şekilde kullanımına ilişkin alıştırmalardan oluşmaktadır
Bu alıştırmalarda bahşedilen misal cümle veya hecelerin bıkmadan ısrarla tekrar tekrar seslendirilmesi gerekir Bu alıştırma sürdürüldükçe seslerin ağızdan akarcasına çıkmaya başladığını, başlangıçtaki zorlanma ya da tutukluğun ortadan kalktığını göreceksiniz
Diksiyon sesin güzel çıkmasını ve sözlerin dürüst seslendirilmesini amaçlayan sanatın adıdır Diksiyon bu yönüyle ses ve laf üzerinde odaklanmıştır Sözün içeriğinin kodlanması yani etkili irtibat diksiyon sanatının dıştan kalan bir konudur Fakat konu üstünde oluşturulan eserlerde bir karmaşanın mevcut olduğunu da itiraf edelim
Kitabınızın diksiyon bölümünde diksiyonun esas öğeleri üzerinde durulmuştur Bu öğeler telafuzfonetik, boğumlanma, şive, durak ve ulamadan oluşmaktadır Fonetik seslerin dürüst çıkarılmasıyla ilgilenen bir alandır Boğumlanma, seslerin birbiri ardına bütün ve tok şekilde kaybolmadan çıkarılması alanıyla ilgilenir Şive, söylemedeki monotonluğun kırılmasını sağlayan, her dilde kendine özgü artan bir telaffuz konusudur Yazı noktalaması ve duraklarıyla konuşma noktalaması ya da durakları birbirinden ayrı olabilmektedir Durak bölümü, bu sorunun çözümünü amaçlamaktadır Ulama çalışmalarına gelince, bu çalışmalar kelimeler arasında ahenkli geçişler sağlamayı amaçlamakta ve dilin doğal kurallarından yararlanmaktadır
TelafuzFonetik
Telafuz bölümünde sesli ve sessiz harfleri ayrı olarak inceleyeceğiz Türkçe ’de 8 adet sesli ve 21 adet gürültüsüz harf vardır Sesli harfleri “ünlü, gürültüsüz harfleri de “ünsüz kelimesiyle tanımlayacağız Türkçe ’mizdeki ünlüler “a, e, ,ı, i, o, ö, u, üden oluşur Ünsüzler ise “b, c, ç, d, f, g, ğ, h, j, k, l, m, n, p, r, s, ş, t, v, y, z den oluşur Telafuz bölümünde meşhur ve ünsüz harflerin fonetiğini öğreneceğiz Aşağıda konular ayrıca anlatılmış keza de gerekli alıştırmalar birlikte verilmiştir
ALIŞTIRMA: FONETİK
Ünlüler
A
Tavır dilimizde birbirinden farklı söylenen iki (a) vardır Bunlardan biri (kalın a) diğeri de (ince a) dır Her iki (a) bazen uzun, bazen kısa okunabilir Bu iki (a) yı söylerken birbirinden ayırt etmek için (ince a) nın üstüne şu ( ^ ) işareti koyarak gösterelim
Kalın A
Şu şekilde söylenir: Dil doğal duruşunu değiştirerek ortaya doğru birazcık yükselir, dudaklar atıl, yanaklar gevşek ve çeneler açık aaa aaaa aaaa
Elâlem ala dana aldı ala danalandı da biz bir ala dana alıp aladanalanamadık Akrabanın akrabaya akrep etmez ettiğini Ağlarsa anam ağlar, kalanı yalan ağlar
İnce A
(Kalın a) ya oranla daha ileriden söylenen bir ünlüdür Dilimize geçen tanıdık olmayan kelimelerden gelmiştir Bu kelimelerin başında, ortasında ve sonunda bulunur Örnek: lâla, lâstik, hâl hâlbuki, lâf, lâkırdı, lâle, lâl, kâse, lâle, lânet, lâzım, kâzım, kâtip gibi
Lâla lâtif lâleli lâmbasını lâcivert lâke lâvabodan nâzik, nâdide şefkâte verdi
Uzun A
Bunu da (â) biçiminde gösterelim :
Önek: Nâne, nâdir, nâme, câhil, câhit, seyahât, sâdık, sâbit, kâtil, nâzik târih, mâvi, hâttâ, hârf, dikkât, şefkât, kabahât, sıhhât, nâmus, nâne, nâsihat,
E
Tavır dilimizde birbirinden bambaşka söylenen iki (e) vardır Bunlardan biri (açık e) diğeri de (kapalı e) dir Bu iki (e) yi söylerken birbirinden ayrım yapmak için (kapalı e) nin üstüne şu (') işareti koyarak (açık e) den ayıralım eee eeee eeee
Açık E
(Açık e) şu şekilde söylenir: Çeneler (a) ünlüsünde olduğu gibi, dil ileri içten yükselir Sözcük başında, ortasında ve sonunda bulunur Örnek: Benzer, sen, sene Yazınsal edepsizden öğren: Ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver: Evlinin bir evi, evsizin bin evi var Bir elin nesi var, iki elin sesi var Sen büyükbaba ben dede bu atı kim tımar ede
Kapalı E
(Kapalı e) şu şekilde söylenir: dudak kenarları kulaklara içten azıcık yaklaşıp çeneler hafifçe sıkılır
Gece penceredeki alacalı tekir kedi tenceresindeki eti yedi
I
Şu şekilde söylenir: Çıkış noktası damağın arka kısmındadır Dudakların köşesi kulaklara içten açılır Dil damağın arkasına içten toplanarak rahat bir geçitten havayı bırakır Dilimizde (ı) ünlüsü sözcük başında, ortasında ve sonunda bulunur Misal: Isı, ıslık, ılıcalı ıııı ııı ııııı
Ihlamuru ısıt: Tıkır tıkır: Mırıl mırıl: Şıkır şıkır Yığın istif, yerinde duramayan, gıcır gıcır, ıslak nemli, pırıl pırıl, fırıl fırıl, zırıl zırıl
İ
Şu şekilde söylenir: Çıkış noktası damağın ön kısmındadır Dudakların köşesi kulaklara doğru açılır, dil damağın iki yanına dayanarak kuytu bir geçitten havayı bırakır Sözcük başında, ortasında ve sonunda bulunur Örnek: İz, dil, izci iii iiiii iiiii
İki dinle bir söyle iki el bir baş içindir
Dilimizde süresi uzun olan (i) lere rastlanır:
Icat, biçare, yorgun, bitaraf, veli, fenni, fiziksel, cani, hayati, nihai, fuzuli, deruni
O
Hitabe dilimizde kalın ve ince olmak üzere iki farklı O vardır
Kalın O
Çeneler açık, dudaklar birbirine yakındır ve ağız içi yuvarlaktır Kelime başlarında sık rastlanır Örnek: Ot, ova, ocak, olmak, ordu, oda, orman, karşılıklı, bando, banyo, biblo, senet, fiyasko, tango, solo, fono, foto, radyo, stüdyo, şato, tempo, vazo, Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz oooo oooo ooo
İnce O
Birazcık daha ileriden daha az yuvarlak yapılarak söylenir
Lobutları loş locasında notalıyan normâl lort losyoncusunun lokantasında nohutları lokumlarla karıştırdı
Ö
Çeneler ve dil (açık e) ünlüsünde olduğu gibidir dudakların daha aşağı ve üstteki köşeleri birbirine yaklaşıp ağız küçük bir yuvarlak gibi olur (ö) ünlüsü genelde sözcük başında bulunur ööö ööö öööö
Örnek: öbek, öc, tahsis, ödünç, ödeşmek, görev, öfke, öğrenmek, öğrenim, öğretim, öğünmek, tavsiye, ökçe, öksürük, örs
Ölenle ölünmez Vefat kalım bizim için Önce düşün sonradan söyle Öfkeyle kalkan zararla oturur
U
Konuşma dilimizde birbirinden bambaşka söylenen iki (u) vardır Bunlardan biri (kalın u) diğeri de (ince u) dur
Kalın U
Çeneler açık, dudaklar birbirine en ince ayrıntısına kadar yaklaşık ve ağız bütün bir ufak yuvarlak olur Misal: Yelken Direği, ucuz, uçak, uçurum, uykucu, ulu uuu uuu uuu
Unkapanı uğradığı uğursuzluktan upuzun uzandı
İnce U
(Kalın u) ya oranla daha ileriden söylenir Ünlüsü çoğunlukla yazıda (ü) ünlüsü ile gösterilir Örnek: Rûya, rûzgâr, hûlya, gûya, lûzûm, lûtfen, lûgat, nûr, nûmara, Nûri,
Gûya Hûlya rûyasında Lûtfi'ye nûmaralı nûtuk söyliyerek lûtfetmiş
Ü
Çeneler ve dil (açık e) ünlüsünde olduğu gibidir Dudakların alt ve üstteki köşeleri birbirine adamakıllı yaklaşır ve büzülür (ü) ünlüsüne dilimizde kelime başında, ortasında ve sonunda sık rastlanır Örnek: Üç, üçgen, üçlü, üçüz, üflemek, ülker, ülkü, ün, ünlem, ünlü, üreme, korkak ,ürpermek, üzüm, üstün, üşenmek, ütü üüü üüü
Üzüm üzüme baka baka kararır Ülker üzüntüden üzüm üzüm üzüldü Ürümesini bilmeyen köpek, sürüye kurt getirir
Ünsüzler
B
Dudakların birleşip açılmasıyla meydana gelir Kelimenin başında ya da ortasında bulunur Sözcük başında örnek: Baş, manâsız, bıçak, biber Kelime sonunda (p)ye dönüşür Misal: Kitap, kap, hesap, çorap Ama kelime sonunda ünlü bulunursa eski konumuna döner: Örnek: Kitabı, dolabı, kabı, hesabı
Sahiden (p) ile biten kelimeler ise değişmezler Misal: sapsapı, çöpçöpü, toptopu, tüptüpü, küpküpü, kulpkulpu, haphapı,
Bi Be Ba Bo Bu Bö Bü Bı
Bip Bep Bap Bop Bup Böp Büp Bıp
Bil Bel Bal Bol Bul Böl Bül Bıl
Bir Ber Bar Bor Bur Bör Bür Bır
Bit Bet Bat Bot Etap Böt Büt Bıt
Bis Bes Bas Bos Bus Bös Büs Bıs
Babasının alacalı bıldırcını bitişik bostanda böceklerden bunalarak büzüldü
C
Dişler birbirine yaklaşık, dil ucu dizlerin ön kenarına yayılmış, daha alçak çene aşağıda düşerek çıkar Örnek: Cam caba, cacık, coşkun, cömert, cüce, tümce Sözcük sonunda (ç) olur
Ci Ce Ca Co Cu Cö Cü Cı
Cip Cep Cap Cop Cup Cöp Cüp Cıp
Cik Cek Cak Cok Cuk Cök Cük Cık
Cit Cet Cat Cot Cut Cöt Cüt Cıt
Akrobat Cevat zayıf pinti coşkunla cömertliğe cumbada cüret ettiler
Ç
C harfinden birazcık daha sert olarak çıkar Çıkış biçimi aynıdır
Çi Çe Ça Ço Çu Çö Çü Çı
İç Eç Aç Oç Uç Öç Üç Iç
Çip çep Çap Çop Çup Çöp Çüp Çıp
Tiç Teç Taç Toç Tuç Töç Tüç Tıç
Piç Peç Paç Poç Puç Pöç Puç Püç Pıç
Şiç Şeç Şaç Şoç Şuç Şöç Şuç Şüç Şıç
Çardaklı çeşmedeki çırak, çiçekleri, çorbanın çöreğini ve çuvalları çürüttü *