Forumdas
Editor
- Katılım
- 6 Ara 2022
- Mesajlar
- 7,544
- Tepkime
- 15,298
- Puanları
- 113
- Konum
- adana
- Web
- forumdas.com.tr
- Credits
- -11
BİLMECE
HACİVAT - (Gelir.) Efendim, Karagöz'üm yine penceresinde uyuklamaktadır. Rahatsız ediyo*rum diye kızıyor ama ne yapayım, çok sevdiğim için buradan her geçişimde onun yüzünü görmeden, çok sevgili arkadaşıma şöyle bir seslenmeden edemiyorum. Yine bir sesleneyim bakalım... Öhö öhö öhööö...
KARAGÖZ - (Gelir.) Aman Hacı Cavcav, hoş geldin!
HACİVAT - Hoş bulduk ama birden şaşırdım.
KARAGÖZ - Hangi treni kaçırdın?
HACİVAT - Tren değil Karagöz'üm, seni karşımda görünce şaşırdım.
KARAGÖZ - Beni çarşıda görünce .kaçırdın mı?
HACİVAT - Canım hemen yanlış anlama! Yani sana seslenmek için hazırlanıyordum ki ağzım açık kaldı.
KARAGÖZ - Hangi Kazım saçakta kaldı?
HACİVAT -Değil efendim, yani tam sana seslenecektim ki seni yanımda buldum.
KARAGÖZ - Öyle söylesene köftehor, şimdi anladım!
HACİVAT - Neyse efendim... Söyle bakalım acele bir yere mi gidiyorsun?
KARAGÖZ - Bir yere gitmiyorum.
HACİVAT - Aman Karagöz'üm, desene beni
karşılamaya geldin!
KARAGÖZ - Hay, hay seni aşılamaya geldim.
HACİVAT - Aşılamak değil efendim, yani beni karşılamaya mı geldin demek istiyorum.
KARAGÖZ - Pataklarım ha!
HACİVAT - Canım durup dururken niye kızıyor*sun?
KARAGÖZ - Köftehor, durup-dururken olur mu? Ben kasap mıyım?
HACİVAT - Allah Allah, kasaplık da nereden çıktı Karagöz'üm?
KARAGÖZ - "Beni parçalamaya mı geldin?" dedin ya...
HACİVAT - Hah hah hah... Parçalamak olur mu, "Beni karşılamaya mı geldin?" dedim.
KARAGÖZ - İyi ya ben de seni karşılamaya
geldim! HACİVAT - İlahi Karagöz'üm, gördün mü aynı şeyi söylüyoruz! Demek ki küçük bir karışıklık oldu.
KARAGÖZ - Hay hay, küçük bir karışıklık oldu.
HACİVAT - Neyse efendim, söyle bakayım böyle
heyecanla, böyle telâşla beni karşılamanın sebebi nedir?
KARAGÖZ - Köftehor ben seni talaşla mı karşı*ladım?
HACİVAT - Talaş değil Karagöz'üm, telâşla dedim. Pekâlâ ne oldu?
KARAGÖZ - Aman Hacı Cavcav, şey, şey oldu!... Sana bir şey soracaktım ama adı neydi?...
HACİVAT - Unuttun mu?...
KARAGÖZ - Un yutmadım, unuttuğumun adı neydi diyorum? Hah, şey... Bin gece...
HACİVAT - Allah Allah, hiç duymamıştım, bin gece ne demek efendim?
KARAGÖZ - Ne bileyim ne demek... Ama, bin gece değildi galiba! Şey, binmece... O da değil!... Silmece....
HACİVAT - Karagöz'üm yoksa bilmece mi demek istiyorsun?
KARAGÖZ -Âmin!...
HACİVAT - Bilmece sormak için mi böyle heyecanla beni karşıladın? Haydi sor bakayım.
KARAGÖZ - Sorayım da, neydi?... Hah, şey, dinle Hacı Cavcav!
HACİVAT - Canım dinliyorum işte, sor bakayım?
KARAGÖZ - Soracağım ama laf sokuşturup aklımı karıştırıyorsun!
HACİVAT - Susuyorum Karagöz'üm!...
KARAGÖZ - Köftehor evde ayaklarını üşüttün gelip bizim evin önünü kirleteceksin!
HACİVAT - Allah Allah, yine ne anladın efendim?
KARAGÖZ - Pataklarım ha, "Kusuyorum!" dedin ya.
HACİVAT - ilahi Karagöz'üm, kusuyorum olur mu, susuyorum dedim.
KARAGÖZ - Su mu istiyorsun?...
HACİVAT - Öyle susuyorum değil canım, yani artık konuşmadan senin bilmeceyi sormanı bekleyeceğim.
KARAGÖZ - Öyle söylesene... Soracaktım değil mi? Pekâlâ hangi bilmeceyi
soracaktım?..
HACİVAT - Efendim ben ne bileyim?
KARAGÖZ - Köftehor hani konuşmayacaktın?
HACİVAT - Karagöz'üm geçerken bir hatırını sorayım dedim, bir bilmece işi çıkardın? İşim gücüm var, ne soracaksan sor?...
KARAGÖZ -Bırakmıyorsun ki aklıma gelsin?...
HACİVAT -Tamam efendim, konuşmuyorum, bek*liyorum!
KARAGÖZ - Kimi bekliyorsun?
HACİVAT - Yine sinirlerim bozulmaya başladı.
KARAGÖZ - Kilimlerin toz olmaya mı başladı?
HACİVAT - Hay bütün tozlu kilimler kafana geçsin! Hay bütün kilimlerin tozu kafana geçsin!
KARAGÖZ - Köftehor pataklarım ha, tozlar burnu*ma kaçarsa görürsün!
HACİVAT - Aman Allah'ım, geldiğime pişman oldum.
KARAGÖZ - Şişman oldunsa senin yemeklerini bana getir çabuk zayıflarsın!
HACİVAT - Ben gidiyorum...
KARAGÖZ - Ben bilmeceyi sormadan gidersen pataklarım!
HACİVAT - Canım işim var, soracaksan acele et!
KARAGÖZ - Köftehor, unuttum. Hangi bilmeceyi soracağımı aklıma getirmiyorsun ki sorayım.
HACİVAT - Efendim hangisi olursa olsun, sor da gideyim!
KARAGÖZ - Hangisi olur mu, zaten bir tane bilmece öğrendim.
HACİVAT - Biraz düşünürsen bulursun!
KARAGÖZ - Kirazı düşürürsem bulur muyum? Şey, kiraz nerede?...
HACİVAT - Yine aklın boğazına gitti.
KARAGÖZ - Tam bilmece aklıma gelmişti. Aklıma kirazı getirdin yine unuttum.
HACİVAT - Pekâlâ, nasıl bir bilmece idi?
KARAGÖZ - Çok iyi bir bilmece idi Hacı Cavcav.
HACİVAT -Tüh Allah müstehakını versin! Ben gidiyorum. (Gider.)
KARAGÖZ - Hay köftehor, tam bilmece aklıma gelirken gitti. Ben de kendime sorarım. Bir sin*cap var sandık açar, kabuklan yere saçar. Tüh bu sefer de cevabını unuttum. Gidip oğluma sorayım. (Gider.)
HACİVAT - (Gelir.) Efendim, Karagöz'üm yine penceresinde uyuklamaktadır. Rahatsız ediyo*rum diye kızıyor ama ne yapayım, çok sevdiğim için buradan her geçişimde onun yüzünü görmeden, çok sevgili arkadaşıma şöyle bir seslenmeden edemiyorum. Yine bir sesleneyim bakalım... Öhö öhö öhööö...
KARAGÖZ - (Gelir.) Aman Hacı Cavcav, hoş geldin!
HACİVAT - Hoş bulduk ama birden şaşırdım.
KARAGÖZ - Hangi treni kaçırdın?
HACİVAT - Tren değil Karagöz'üm, seni karşımda görünce şaşırdım.
KARAGÖZ - Beni çarşıda görünce .kaçırdın mı?
HACİVAT - Canım hemen yanlış anlama! Yani sana seslenmek için hazırlanıyordum ki ağzım açık kaldı.
KARAGÖZ - Hangi Kazım saçakta kaldı?
HACİVAT -Değil efendim, yani tam sana seslenecektim ki seni yanımda buldum.
KARAGÖZ - Öyle söylesene köftehor, şimdi anladım!
HACİVAT - Neyse efendim... Söyle bakalım acele bir yere mi gidiyorsun?
KARAGÖZ - Bir yere gitmiyorum.
HACİVAT - Aman Karagöz'üm, desene beni
karşılamaya geldin!
KARAGÖZ - Hay, hay seni aşılamaya geldim.
HACİVAT - Aşılamak değil efendim, yani beni karşılamaya mı geldin demek istiyorum.
KARAGÖZ - Pataklarım ha!
HACİVAT - Canım durup dururken niye kızıyor*sun?
KARAGÖZ - Köftehor, durup-dururken olur mu? Ben kasap mıyım?
HACİVAT - Allah Allah, kasaplık da nereden çıktı Karagöz'üm?
KARAGÖZ - "Beni parçalamaya mı geldin?" dedin ya...
HACİVAT - Hah hah hah... Parçalamak olur mu, "Beni karşılamaya mı geldin?" dedim.
KARAGÖZ - İyi ya ben de seni karşılamaya
geldim! HACİVAT - İlahi Karagöz'üm, gördün mü aynı şeyi söylüyoruz! Demek ki küçük bir karışıklık oldu.
KARAGÖZ - Hay hay, küçük bir karışıklık oldu.
HACİVAT - Neyse efendim, söyle bakayım böyle
heyecanla, böyle telâşla beni karşılamanın sebebi nedir?
KARAGÖZ - Köftehor ben seni talaşla mı karşı*ladım?
HACİVAT - Talaş değil Karagöz'üm, telâşla dedim. Pekâlâ ne oldu?
KARAGÖZ - Aman Hacı Cavcav, şey, şey oldu!... Sana bir şey soracaktım ama adı neydi?...
HACİVAT - Unuttun mu?...
KARAGÖZ - Un yutmadım, unuttuğumun adı neydi diyorum? Hah, şey... Bin gece...
HACİVAT - Allah Allah, hiç duymamıştım, bin gece ne demek efendim?
KARAGÖZ - Ne bileyim ne demek... Ama, bin gece değildi galiba! Şey, binmece... O da değil!... Silmece....
HACİVAT - Karagöz'üm yoksa bilmece mi demek istiyorsun?
KARAGÖZ -Âmin!...
HACİVAT - Bilmece sormak için mi böyle heyecanla beni karşıladın? Haydi sor bakayım.
KARAGÖZ - Sorayım da, neydi?... Hah, şey, dinle Hacı Cavcav!
HACİVAT - Canım dinliyorum işte, sor bakayım?
KARAGÖZ - Soracağım ama laf sokuşturup aklımı karıştırıyorsun!
HACİVAT - Susuyorum Karagöz'üm!...
KARAGÖZ - Köftehor evde ayaklarını üşüttün gelip bizim evin önünü kirleteceksin!
HACİVAT - Allah Allah, yine ne anladın efendim?
KARAGÖZ - Pataklarım ha, "Kusuyorum!" dedin ya.
HACİVAT - ilahi Karagöz'üm, kusuyorum olur mu, susuyorum dedim.
KARAGÖZ - Su mu istiyorsun?...
HACİVAT - Öyle susuyorum değil canım, yani artık konuşmadan senin bilmeceyi sormanı bekleyeceğim.
KARAGÖZ - Öyle söylesene... Soracaktım değil mi? Pekâlâ hangi bilmeceyi
soracaktım?..
HACİVAT - Efendim ben ne bileyim?
KARAGÖZ - Köftehor hani konuşmayacaktın?
HACİVAT - Karagöz'üm geçerken bir hatırını sorayım dedim, bir bilmece işi çıkardın? İşim gücüm var, ne soracaksan sor?...
KARAGÖZ -Bırakmıyorsun ki aklıma gelsin?...
HACİVAT -Tamam efendim, konuşmuyorum, bek*liyorum!
KARAGÖZ - Kimi bekliyorsun?
HACİVAT - Yine sinirlerim bozulmaya başladı.
KARAGÖZ - Kilimlerin toz olmaya mı başladı?
HACİVAT - Hay bütün tozlu kilimler kafana geçsin! Hay bütün kilimlerin tozu kafana geçsin!
KARAGÖZ - Köftehor pataklarım ha, tozlar burnu*ma kaçarsa görürsün!
HACİVAT - Aman Allah'ım, geldiğime pişman oldum.
KARAGÖZ - Şişman oldunsa senin yemeklerini bana getir çabuk zayıflarsın!
HACİVAT - Ben gidiyorum...
KARAGÖZ - Ben bilmeceyi sormadan gidersen pataklarım!
HACİVAT - Canım işim var, soracaksan acele et!
KARAGÖZ - Köftehor, unuttum. Hangi bilmeceyi soracağımı aklıma getirmiyorsun ki sorayım.
HACİVAT - Efendim hangisi olursa olsun, sor da gideyim!
KARAGÖZ - Hangisi olur mu, zaten bir tane bilmece öğrendim.
HACİVAT - Biraz düşünürsen bulursun!
KARAGÖZ - Kirazı düşürürsem bulur muyum? Şey, kiraz nerede?...
HACİVAT - Yine aklın boğazına gitti.
KARAGÖZ - Tam bilmece aklıma gelmişti. Aklıma kirazı getirdin yine unuttum.
HACİVAT - Pekâlâ, nasıl bir bilmece idi?
KARAGÖZ - Çok iyi bir bilmece idi Hacı Cavcav.
HACİVAT -Tüh Allah müstehakını versin! Ben gidiyorum. (Gider.)
KARAGÖZ - Hay köftehor, tam bilmece aklıma gelirken gitti. Ben de kendime sorarım. Bir sin*cap var sandık açar, kabuklan yere saçar. Tüh bu sefer de cevabını unuttum. Gidip oğluma sorayım. (Gider.)