Son Konu

Hadis-i şeriflerin gayesi

nicebayan

Yeni Üye
Katılım
24 Ara 2016
Mesajlar
378,708
Tepkime
2
Puanları
38
Yaş
35
Web
nicebayan.com
Credits
-1
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Hadisi şeriflerin önemi nedir
Hadisi şeriflerin amacı nedir
Hadislerin önemi

Mehmed Zahid KOTKU RhA



Eùzü billâhi mineşşeytànirracîm
Bismillâhirrahmânirrahîm
Elhamdü lillâhi rabbilàlemînVelàkıbetü lilmüttakînVessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn
İ'lemû eyyühelihvân İnne efdalelkitâbi kitâbullàh Ve enne efdalelhedyi hedyü muhammedin sallallàhu aleyhi ve sellem Ve şerrelumûri muhdesâtühâ Ve külle muhdesin bid'ah Ve külle bid'atin dalâleh Ve külle dalâletin finnâr Ve bissenedilmuttasıli ilennebiyyi sallallàhu aleyhi ve selleme ennehû kàl


a Hadisi Şeriflerin Önemi

Hadisi şerif hakkında kısa da olsa birazcık mâlûmat tahsis etmek isteyeceğim:
Hadisi şerif; Peygamber SAS Efendimiz Hazretleri'nden rivayet olunaraktan bugüne değin bize gelen sözlerdir Bu sözler kavlen, fi'len, takrîren, sıfaten tümü hadistir İster söylesin, isterse onu takrir buyursun, yoksa sahiden onu göstersin Lüzum fiille gösterdikleri, lüzum söz ile söyledikleri, lüzum sıfatlarıyla ifade buyurdukları, hepsi hadisten ibarettir
Bu hadislerin gàyesi, (elfevzü bisaàdetiddâreyn) insanın keza dünyanın, hem de ahiretin saadetlerine ulaşmasına vesile olmaktır
Bu ilmi hadisten murad, bunu bize bildirenlerin halini, rivayet edenlerin halini anlamak Bu hadis bize nerden geldi, kimin vasıtasıyla geldi; bunu bilmektir
Farzlardan sonradan ibadetlerin en efdali, ilmi hadistir Süfyânı Sevrî Hazretleri oysa, eski müctehidlerden bir zattır; Hadis ilminden daha efdal bir ilim bilmiyorumdiyor
Cenâbı Peygamber muhaddisler hakkında şöyle buyurmuş:



(Naddarallàhümreen semia minnâ şey'en febelleğahû kemâ semiahû) Allah yüzünü ağartsın o kimsenin ancak, benden bir şey duyar ve bu duyduğunu öteki duymayanlara duyurur, iblağ eder, eriştirir (Ferubbe mübellağin ev'à min sâmiin) Çünkü çok duyanlar vardır ancak, o duyduklarını iyi anlayamazlar Ama bunu başka bilenlere, 'Ben böyle duydum' diye anlattıkları vakit, o ondan daha ziyade kavrama göstererekten, o hadisin incelenmesine, genişlenmesine vesile olur
Onun için, ehli hadisi şerifin şerefine binâen, Peygamber SAS Efendimiz şöyle buyurmuşlar:



(İnne evlennâs bî yevmelkıyâmeh, ekseruhüm aleyye salâten) Nâsın yevmi kıyamette bana en evlâ olanı, bana fazla salât ü selâm getirenlerdir
Bu kavmin içerisinde de en fazla salât ü selâm getirenler, muhaddislerdir Efendimiz'in halini beyan etmek suretiyle, mütemâdiyen salevatlar getirirler Bâhusus onun kitaplarıyla meşgul edinmek, daima salât ü selâmdan ibarettir
Onun için defalarca beraber bir salât ü selâm okuyalım:
Allàhümme salli alâ seyyidinâ muhammedininnebiyyilümmiyyi ve alâ Âlihî ve sahbihî ve sellim(3 kere)

Kırk tane hadisi belleyip, yazıp, kendine ve kendinden sonradan geleceklere bırakabilen insanların, kıyamet günü ulemâ meyanında haşrolunacaklarına dair, şühedâ meyanında haşrolunacaklarına dair geniş rivayetler var

b Mekârimi Ahlâk'ın Lüzûmu

Onun için diyor ama: (İnne ilmelhadîs ilmün şerîfün ve yünâsibü mekârimelahlâk) Hadis ilmi gayet onurlu bir ilimdir ama, ona lâzım olan mekârimi ahlâktırYâni ilmi hadisi gerek okuyan, lüzum dinleyenlere lâzım olan şey, mekârimi ahlâk sahibi olmalarıdır
Lüzum okuyanda, lüzum dinleyende mekârimi ahlâk denilen şey olmazsa, keza okuyuş, ayrıca dinleyiş hiçbir üstünlük temin etmez Mekârimi ahlâkla beraber, en güzel huyların da bulunması lâzım!
Peygamber SAS'in süreı saadetlerinde yetişen millet, nasıl kendilerini Rasûlüllah SAS'e benzetmeye çalıştılar; (Ashàbî kennücûm) Benim ashabım yıldızlar gibidirdevletine mazhar oldular Hepsine büyük pâyeler verilmesi, onların Rasûlüllah SAS'e iktidâlarının mükâfâtıdır

Binâen aleyh ehli hadîse, gerek dinlemek sûretiyle, lüzum okumak sûretiyle, lâzım olan şeylerin başında mekârimi ahlâk geliyor
Mekârimi ahlâk fazla İşte bu yazdığımız Tasavvufî Ahlâk kitabı içerisinde yetmiş kadarı anlatılıyor Lakin bunların başı sabırdır Sabrı olmayan hiçbir şeye erişemez Dayanma baş gibidir Baş olmayınca vücudun, kolun, ayağın hiç kıymeti olmadığı gibi, sabrı olmayanın da kıymeti o kadardır
Sabrı almak de kolay bir şey değildir Çarşıda satılsa, fazla para verir alırdık Lakin alınır bir şey değil O ancak Allahu Teàlâ'nın lütfuna mazhariyetle olacak Okuduğumuz hadislerden alabildiğimiz dersler neticesinde, Efendimiz'in sabrı gibi bizde de katlanma hasıl olacak

Efendimiz'in sabrı ne kadardı? Ölçemeyiz, söyleyemeyiz, anlatamayız, pek fazla Niçin? küffarın pek ezâsına defalarca katlanma etti, halbuki hep kudret elindeydi İsterse, Yâ Rabbi, bunları helâk et!deseydi, aniden hepsi helâk olurdu Ama hiçbirisine demedi Rica ettiler ashab:
Yâ Rasûl, beddua et şunlara yeter artık!dediler
Değil!dedi Ben beddua için yaratılmadım, mekârimi ahlâkın tamama erişmesi için gönderildim Binaen aleyh, onlara beddua etmek istemem Onların neslinden daha ne gibi millet geleceklerdir, siz bakmayın bunlara!dedi

Bu mekârimi ahlâk ile beraber, (ve yünâfî mesâviyelahlâk) Ahlâk iki; birisi iyi, birisi kötü İyiyle fena karışırsa olmaz İyiyi alanın kötüyü bırakması lâzım! Kötüyü atmadıkça, iyi oraya girmez Kötü huyları atmadıkça, iyi huyların orada yerleşmesine imkân yoktur
Kapta var bal farzedelim, bunun yerine başka şey koyacaksınız Bu balı dökmeden oraya diğer şey koyabilir misiniz? Onu dökecesiniz, temizleyeceksiniz, diğer şey koyacaksınız Tıpatıp bunun gibi, kötü ahlâkla iyi ahlâk bir arada barışmaz

Bugün Üsküdar'da yeni bir imamkonuşmacı mektebi temeli atıldı Oraya fakiri de çağırdılar Ben de şimdiye kadar hiç böyle bir merasime gitmediğim halde, nasılsa oraya bugün gittik Geniş bir meydan, ekâbir tümü toplanmışlar Hatipler konuştu, dinledik Çok hoş medhiyeler, çok güzel ifadeler, sözler söylendi Fazla güzel Kur'anlar okundu Fazla hoş hoşgörü içerisinde, neş'e içerisinde bir alem geçirildi
Orada fazla hoş konuşmalar yapıldığı halde, meselâ imamhatip mektebi ne çağrıda bulunmak, bunu anlatmak istediler Canım işte camimize imam olacak, müezzin olacak, hatib olacak, vaaz olacak memlekete; bize İslâmiyeti duyuracak, bildirecek kimselerin yetişmesi için bir mektep Hatib dedi ama:
Hayır, böylece yok! Biz istiyoruz ama memleketimizin çapında yok, dünya çapında, dünyaya ışık tutacak bir eser olsun! Dünya milletleri bugün bunalım içerisinde, dinsizlik içinde kıvranıyorlar Onlara rehber olacak bir ilim membaının temelinin atıldığı gündiyerekten, hoş güzel konuşmalar yapıldı Herkes tabii hayran hayran dinledi onları

Lakin bu mektepler bu memlekette 1400 yıldır işledi durdu İşledi durdu da lâyık olan insanı yetiştiremedi Lâyık olan insanın yetişebilmesi için, o kötü ahlâkların atılıp, yerine iyi ahlâkların yerleşeceği menba'lar lâzım! Mektepler bunlara kâfî gelmiyor
Acilen bakınız size kısa bir misâl söyleyeyim: Koca Çin'i biliyorsunuz, yediyüz milyonluk bir devlet Ashabı kiramı da tanıyorsunuz Ancak, vakitı Rashulüllah'ta Rasûlüllah'la müşerref olmuş bahtiyarlar Çoğunun okuması yazması yoktu Yalnız dinlerler ve dinlediklerini ezberlerler ve ezberledikleriyle amel ederlerdi Bilenleri de onları yazarlar, geride gelecek insanlara servet kalsın diyerekten saklarlardı
Bu zatlardan iki bahtiyar ticaret için Çin'e değin gidiyorlar Çin halkı böyle insan görmemiş; sadakat, azim, metânet Ne gibi iyi huylar varsa, bunların üzerinde Gözler dikiliyor bunlara:
Bunlar kim acaba? Nereden geldiler ve kimlerdir?
İbadetlerini de görüyorlar natürel, hayran oluyorlar, soruyorlar:
Siz kimsiniz, nereden geldiniz? Bu sizin yaptığınız ibadetler nedir?
Onlar da anlatıyorlar:
İslâm dininin sâliklerindeniz, müslümanız Böyle bir din vardır, meziyetleri şunlardan ibarettirdiyorlar
Hayran kalıyorlar:
Bize de bunu tavsiye eder misiniz?diyorlar, müslüman oluyorlar
Bugün Çin'de olan ne dek milyon müslüman varsa, o iki müslümanın eseridir Oraya ordu gitmedi, oraya gazete gitmedi, oraya bilmem ne gitmedi; o iki tane müslüman gittiler, İslâmiyeti fiilleriyle anlattılar Sözleriyle, Biz müslümanız, gelin müslüman olun!demediler; lakin hareketleri koca Çin'i hayran kıldı onlara, müslüman aşıkı oldu cümbür cemaat, Anında şu dini bize de öneri edin!dediler
Bunlar mektepte okumadılar, medresede okumadılar Fenlerin hiçbirisini belki bilmezlerdi Ama İslâm gelince, Peygamber SAS'den öğrendiklerini kullanım ederekten cihana yayıldılar Endonezya'sı, Hindistan'ı, şurası, burası hep bunun mükâfâtıdır

Onun için, burada ne hoş söyledi bu zâtı muhterem: Mekârimi ahlâk sahibi olabilmektir beceri!Bunu okumaktan ve dinlemekten murad, mekârimi ahlâk sahibi olabilmektir Yoksa, tüm menhiyatı işledikten sonradan, zevk ü sefâya, şehvete gark olduktan daha sonra, bilmişin ne yazan, bilmemişin ne yazan? Şayet bilmediğin daha hayırlıdır
Onun için, Allah cümlemizi affetsin, tevfîkàtı samedâniyyesine mazhar etsin de, bildikleriyle amel eden güzel mü'minlerin arasına bizleri de kabul etsin

Bursa'da bulunduğum sırada bir eve konuk oldum Baktım oysa kütüphanesinde rahmetlik Akifin Safahat denen bir kitabı var Dedim:
Şuradan biraz okuyuver de dinleyelim!
O da aça aça açtı, Allah korkusuna ait bir fıkra Okudukça çok üzüldüm Bir sürü kitaplar yazılıyor cümbür cemaat kadar; ne lüzum? Safahat'taki o adamın yazdığı iki sahifelik yazı kâfî insanlara Diyor ki:
Allah korkusu olmadıktan sonradan, insan insanlıktan şimdiden uzaklaşır İnsanı insan eden Allah'ın korkusudur Bu dehşet oysa ki değil, o adam insanlıktan fazla uzak, nasipsiz bir adam demektirdiyerekten, şâirâne sözlerle yaldızlanarak hoş güzel yazılı, hayran hayran dinledik

Hemen bu ahlâkı hasenenin gelişmesi için, bu Allah korkusunun evvelâ vücûdu lâzım! O Allah korkusu olmadıktan daha sonra, o hoş ahlâk insana girmez
Cümbür Cemaat bugün şehvetinin, nefsinin esiri Şehvetinin, nefsinin, şeytanın esiri olduktan sonradan, hoş ahlâkı nerde bulacak insan?
Cenâbı Zülcelâl ve Tekaddes Hazretleri Adem AS'dan beri çoğu peygamberler yolladı En son peygamber bizim Peygamberimiz, SAS Hazretleri Ama bütün peygamberlerin gönderilmesindeki yegâne sebep nedir? Neden gelmiştir bu kadar peygamber?
Bunların hepsi itaat olunsun, ittibâ olunsun diye nümûne olarak gönderilmiştir Onlara iktidâ edelim, uyalım diyerekten gönderilmiştir İktidâ nisbetinde, uyarlama nisbetinde ümmetlik hasıl olur insanlarda Peygamberine ne değin uyabiliyorsan, onun sözlerine ne kadar mutabakat gösteriyorsan, o nisbette ümmet olursun
Peygamber SAS'in ümmetiyiz Ümmetiyiz lakin, yolunda gitmiyoruz, izinde gitmiyoruz Bu ümmetlik lafla olan sözden ibarettir ki, o Azrâil AS'ın geldiği vakitte, hepsi uçar gider Ne süre ancak itaat ettik, ittibâ ettik, nefsimizde tatbik ettik, Rasûlüllah'ı önümüze rehber edindik; o süre o içeriye işler, ölürken de, öldükten daha sonra da saadet içerisinde bu dünyadan ayrılır gider
Onun için:




(Ve mâ erselnâ min rasûlin illâ liyutàa biiznillâh) Biz her peygamberi Allah'ın izniyle kendisine itaat edilmesi için gönderdik buyruluyor İtaatsizlikle olmaz bu meslek Bugün beşeriyet şaşırmış Bizim de hafsalamız almıyor ancak, Bu memlekette de böyle olur muydu acaba?diyerekten
Bir zümre hasıl olmuş, Allah tanımaz, Peygamber tanımaz, kitap tanımaz Tanıdığı bir şey varsa, dinsizlik Onun peşine takılmış, ne yaptığını bilmez, baş döndürücü bir adam Bu nasıl oldu da bizim aramızdan türedi? Bunlar Rusya'dan gelmedi buraya, Çin'den gelmedi buraya! Nereden geldi bunlar? Biz nasıl evlât yetiştirmişiz fakat, bunlar bugün bizim başımıza musallat olacak derecede belâya tutulmuşlar İnsan şaşırıyor
Bunlar bizim evlâtlarımız, bu memleketin evlâdı Bu memleketin evlâdı olan Fatih'in evlâtları, bu memleket için nasıl can fedâ ederlerken, bugünküler de tersine olaraktan nasıl fedâkârlık yapıyorlar!
Allah kusurlarımızı affetsin

Onun için, iyi ahlâk sahibi edinmek mecburiyetindeyiz Müslüman mısın? Mutlaka iyi ahlâk sahibi olacaksın! Fena ahlâkların hepsini terkedeceksin!
Fena ahlâklar günahlardan ibaret Sayısı bugün yediyüzü bulan farklı alanlara yönlendirilmiş günahlar var Bu günahlardan kurtulmadıkça, insanın insan olması mümkün değildir Bugün hatipler çok hoş konuştular: En güzel insan Allah'ın istediği insandır O insan ancak, kötülükleri bırakmış, iyilikleri elde etmiştir
O musibet bırakılmadıkça, zevkin arkasında, şehvetin gerisinde, şeytanın gerisinde
E müslümanım!
Ezan okunur, camiye gelmez Vaaz olunur, gelmez Radyosunun başından ayrılmaz, televizyonunun başından ayrılmaz Sahillerdeki deniz alemlerinden ayrılmaz Bütün sefâ yollarına gider Müslümanlığı da kimseye vermez

Halbuki bu ayaklanma yerlerine gitmek, öyle tehlikelidir ancak Gözün beş tane günahı var Bu beş günahtan birisi, kötülükleri bakmak Kötülükleri bakmak kâfî geliyor insan için Çünkü insanın insanlığı, ama gönlünün kemâle erişmesiyledir Gönül ne dek Allahıyla meşgul ise, Allah'ına ne değin bağlıysa; o gönülde öyle nur vardır
Binâen aleyh, mâsıyet yerlerine gidildiği vakitte, o gözler vasıtasıyla gönle zehirler akar Sen diyeceksin ama:
Televizyonda ne zarar var? Bugün işte ilmin kemâlini gösteren bir şey bu Onunla tüm dünyanın her şeyini görüyoruz
İyiliklerini gördüğün vakitte mükemmel ama, kötülüklerini gördüğün vakitte, gönle akıcı zehirler senin gönlünü öldürür Gönül öldükten daha sonra vücudunun hiç kıymeti değil! Vücud yaşamış, yaşamamış; hiç kıymeti değil! Iş gönüldedir
Onun için, o gönlü muhafaza edecek olan gözün kötülere bakmaması lâzım, günahlara bakmaması lâzım! O dilin de kötü sözleri söylememesi lâzım! Bu kulakların da fena şeyleri dinlememesi lâzım! Ancak ondan sonradan mekârimi ahlâk olan güzel ahlâklar insanda tebârüz eder

Bugün o toplantı yerindeki, imamhatip okulunun yeri küskün Bir zâtı muhterem, ismi Süleyman Boyacı Onüçbin metre, ondört dönüme yakın geniş araziyi, dininin aşkının artıklığından, Bu mektebe hibe ettim!demiş Bu mektep, İslâm nurunu yayacak bir menba'dır bu Bunun kısasını şöyle söyleyeyim:
Bu cami duruyor Bu caminin içerisinde imam olmazsa ne olur bu cami? Cami bir cesettir Bu cesedin ruhu onun imamıdır, imamhatibidir O olmadıktan sonra, bu cami hiçbir mânâ açıklama etmez Anbar olur, hayvanlara bilmem ne olur, hiçbir işe haylaz İllâ bu cami bir ceset; bu cesedin ruhu ilimdir, ilim sahibidir
İşte ilim menbaı için adam onüçbin metre yerini fedâ etmiş, Allah rızası için teberrû etmiş Ben öldükten daha sonra, ecdadımın da defterleri kapanmasın, bunun sevabından müstefid olsunlar!diyerekten
Tebrik ettim kendilerini, Allah mübarek etsin Ne büyük hayır! Öteki zenginlerimize de Allahu Teàlâ böyle lütuflar ihsân etsin
Onüçbin metre yer ne çağrıda bulunmak aziz kardeş, Üsküdar'ın en hoş bir yerinde? Bu teberru kolaycacık yapılmaz Biz bugün camimiz yapılıyor şurda, birazcık teberru edin diyoruz Beş lirayla on lirayla teberru mu olur bugün? Allah affetsin kusurlarımızı *
 
Üst Alt