bilgiliadam
Yeni Üye
RADİKAL İSLAMCI *
Adamın biri New York, Central Park'ta yuruyuş yaparken, aniden kuduz
birkopeğinin kucuk bir kıza saldırdığını gorur
Koşar ve kopekle boğuşmaya başlar Hayli uzun bir uğraştan sonra uzeri
yarabere icinde kaldığı halde kopeği oldurur Ama kucuk kızın da
hayatınıkurtarmıştır Son anda bu sahneyi goren polis nefes nefese olay
yerine koşar ve adamın yanına gelir
Sarılıp teşekkur etikten sonra 'Sen' der 'bir kahramansın, yarın
butungazeteler seni yazacaklar Ve goreceksin başlık da şoyle olacak; Cesur
NewYork'lu kucuk kızın hayatını kurtardı'
Adam 'Ama ben New York'lu değilim!' der Polis 'Fark etmez, bu
durumdagazeteler şunu yazacaklar; Cesur Amerikalı kucuk kızın hayatını
kurtardı'cevabını verir
'Ama ben Amerikalı da değilim' der adam artık şaşırarak Polis 'Ya, o
halde nerelisin?' diye sorunca adam cevap verir; 'Ben Iraklıyım!'
Polis adama başka bir şey soylemez Ama adam ertesi gun gazeteleri
aldığında şoyle bir başlıkla karşılaşır;
*'Radikal İslamcı, masum Amerikan kopeğini oldurdu!' *
NE GİYERSEN GİY
Adamı, vergi dairesine cağırmışlar Yanında butun defterlerini ve hesaplarını da getirmesini istemişler
Adam korku icinde, mali danışmanına gitmiş
Sormuş:
Vergi dairesine giderken nasıl giyineyim? Ne tur bir izlenim bırakırsam, bana daha az vergi cezası keserler?
Mali danışman oğut vermiş:
En eski elbiselerini giy Yoksul, muhtac bir goruntu ver ki, sana az ceza kessinler
Adam guvenemeyip, bir de avukatına danışmış
Avukat, mali muşavirin tam tersi bir oğut vermiş:
En yeni, en pahalı elbiseni giy Guvenli, kendinden emin bir goruntu ver ki, az ceza kessinler vergiciler
Adamı bu oğutler tatmin etmemiş Aklına guvendiği, filozof bir arkadaşına aynı soruyu sormuş Bu akıllı arkadaş bir hikaye anlatmış Şoyle demiş:
Bir gelin, zifaf gecesi ne giymesi gerektiğini bir arkadaşına sorar O da, gırtlağa kadar kapalı, koyu renk bir gecelik giymesini tavsiye eder Bir başka arkadaşı ise, dekolte, şeffaf bir gecelik giymesini soyler
Vergi dairesine giderken ne tur bir elbise giymesi icin arkadaşından oğut bekleyen adam, bu hikayeyi dinledikten sonra, sorar:
Zifaf gecesi ne giyeceğini bilemeyen gelinle, vergi dairesine giderken ne giyileceğini soran benim aramda ne gibi bir ortak yan var ki?
Adamın akıllı arkadaşı gulerek, izah eder:
Ne giyersen giy, başına gelecek şey aynıdır
CİNLERE İNANIYOMUSUNUZ
Kapi vurulur ve bir erkek kapiyi acar
Kadin:
'İyi gunler az once caminiz kirildi ve bunu yapan benim cocugum,
lutfen ozrumu kabul edin ne kadar masrafi varsa odemek istiyorum' der
Adam:
'Hic sorun degil cocugunuz cami kirdi ve iceri giren top degerli bir
vazoya carpti ve o da kirildi'
Kadin daha fazla uzulur ve iceri girdiginde gercekten bir vazoyu
kirilmis gorur
'Cok uzgunum bununda masrafini odemek istiyorum' der
Adam:
' Hic onemli degil aslinda cok buyuk bir iyilik yaptiniz bana'
Kadin merakla:
'Ama caminiz ve degerli bir vazonuz kirildi nasil olur' der
Adam:
'Hanımefendi ben bir cinim ve 100 bin yildir o vazoda hapis kalmistim,
cocugunuz sayesinde ozgurlugume kavustum, dileyin benden ne
dilerseniz' der
Kadin sevincle:
'ayy ne desem guzel bir malikane istiyorum hem de paris'te'
Adam bir kisa telefon konusmasi yapar ve:
'Tamam hanımefendi isteginiz oldu, dilediginiz zaman gidebilirsiniz yeni
evinize' der ve 'ya ikinci dileginiz?' diye sorar
'Cok luks kiyafetler istiyorum'
Adam kisa bir telefon konusmasi yapar ve:
'armani, versace ve dkny'de kiyafetleriniz hazir alabilirsiniz' der ve
ucuncu istegi sorar
Kadin:
'En degerli mucevherleri istiyorum' der
Adam bir telefon konusmasi sonrasi :
'ok bvulgari ve tiffany'den dilediginiz mucevherleri alabilirsiniz ' der
Kadin havalara ucmustur ve adam:
'Yalniz bende birsey rica etsem sakincasi olur mu?' diye sorar
Kadin merakla:
'nedir?'
Adam:
'Biliyorsunuz 100 bin yildir bu vazodayim kac zamandir bir kadin yuzu
gormedim acaba bir gece benimle olur musunuz?' diye sorar
Kadin biraz dusundukten sonra:
'Neden olmasin?' der ve sabaha kadar birlikte olurlar
Sabah uyandiklarinda adam:
'Guzel hanımefendi acaba kac yasinda?' diye sorar,
Kadin:
'36' der
Adam da:
'VAY BE! BU YAŞTA HALA CINLERE INANIYOR MUSUNUZ?
PADİŞAH VE KAYSERİLİ
Padişahın biri, 'Bana yalan soyleyebilene bir kup dolusu altın vereceğim!' demiş Yalancılar, hemen saraya koşuşturup başlamışlar yalana; ''Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına goturdu'' ''Bunun neresi yalan? Kuş kartaldır, arslan da kuzu kadar minik bir yavru Kaptı mı goturur tabii!'' ''Komşu ulkede bir eşeği kral yaptılar!'' ''Ulkenin kralı, pencereden bakınırken tacını duşurmuş Tac da pencerenin altındaki eşeğin başına gecmiş Tac kimin kafasındaysa, kral odur tabii!'' ''Padişahım, ben gokyuzune bir ok attım Altı ay sonra geri dondu!'' ''Senin ok bir ağacın ustune duşmuştur Ağac, sonbaharda yapraklarını dokunce, takılacak yer bulamayıp yere inmiştir'' Boylece padişah, her yalana gercek bir bahane bulmuş ve kimse padişaha bu yalandır dedirtememiş Ama bir gun bir Kayserili gelmiş; ''Padişahım, sen benim babamdan borc olarak bir kup dolusu altın almıştın Şimdi geri almaya geldim Yalandır dersen odulumu ver Yalan değil dersen borcunu ode!''
GORİL VE ASLAN
Aylardir is bulamayan delikanli artik onune gelen her yere muracaat etmeye baslamisti
Hayvanat bahcesinin onunden gecerken durdu ve 'neden olmasin' deyip, oraya da muracaat etti
Olacak ya; bahcenin gozdesi goril onceki gece olmustu ve bunu musterilerden bu gunluk gizlemeyi basarmislardi
'Yeni gorilimiz gelene kadar, onun postunu giyip goril taklidi yapabilir misin?' diye sordular
Delikanli once saka herhalde diye dusundu, ama hayir adamlar gercekten umitsiz gorunuyorlardi
'Parada anlasirsak yaparim' dedi Anlasmalari uzun surmedi
Ertesi sabah geldi, hazirlanmis postu giydi, gorilin kafesine girdi ve o gune kadar seyrettigi belgesellerden aklinda kaldigi kadariyla goril gibi davranmaya basladi:
Ara sira homurdaniyor, gogsunu yumrukluyor, dort ayak uzerinde yuruyor, bir dala sicriyor, sallaniyor, seyircilerin attigi meyveleri yiyordu
Birkac gun sonra isine oyle adapte olmustu ki, daha yuksek dallara bile tirmaniyor, daldan dala atlayabiliyordu
Ama son atladigi dali tutamadi, kafesini yan kafesten ayiran fensin uzerine dustu, yipranmis fens teli yirtildi ve kendini yan kafesin icinde buldu
Bu aslanin kafesiydi
Delikanli yutkundu, kelimei sahadet getirdi 'imdat!' diye bagirdi ama kendi sesini kendi bile duymadi Korkudan sesi kisilmisti
Tekrar bagirdi Eh! hic olmazsa kendi duymustu
Once neler oldugunu anlayamayan aslan yavasca yattigi yerden kalkti, delikanliya dogru agir adimlarla yaklasti
Seyirciler ciglik cigliga idi Bir cocuk sanki goril anlayacakmis gibi (!) 'tirman, fense tirman' diye bagirdi
Ama korkudan gorilin sadece sesi kisilmamis, eli kolu da felc olmustu
Aslan affetmedi, geldi, once pencesini gorilin gogsune dayadi, sonra basini basina yaklastirdi
ve fisildadi:
'Kapa ceneni aptal! Beni de isimden edeceksin'
Adamın biri New York, Central Park'ta yuruyuş yaparken, aniden kuduz
birkopeğinin kucuk bir kıza saldırdığını gorur
Koşar ve kopekle boğuşmaya başlar Hayli uzun bir uğraştan sonra uzeri
yarabere icinde kaldığı halde kopeği oldurur Ama kucuk kızın da
hayatınıkurtarmıştır Son anda bu sahneyi goren polis nefes nefese olay
yerine koşar ve adamın yanına gelir
Sarılıp teşekkur etikten sonra 'Sen' der 'bir kahramansın, yarın
butungazeteler seni yazacaklar Ve goreceksin başlık da şoyle olacak; Cesur
NewYork'lu kucuk kızın hayatını kurtardı'
Adam 'Ama ben New York'lu değilim!' der Polis 'Fark etmez, bu
durumdagazeteler şunu yazacaklar; Cesur Amerikalı kucuk kızın hayatını
kurtardı'cevabını verir
'Ama ben Amerikalı da değilim' der adam artık şaşırarak Polis 'Ya, o
halde nerelisin?' diye sorunca adam cevap verir; 'Ben Iraklıyım!'
Polis adama başka bir şey soylemez Ama adam ertesi gun gazeteleri
aldığında şoyle bir başlıkla karşılaşır;
*'Radikal İslamcı, masum Amerikan kopeğini oldurdu!' *
NE GİYERSEN GİY
Adamı, vergi dairesine cağırmışlar Yanında butun defterlerini ve hesaplarını da getirmesini istemişler
Adam korku icinde, mali danışmanına gitmiş
Sormuş:
Vergi dairesine giderken nasıl giyineyim? Ne tur bir izlenim bırakırsam, bana daha az vergi cezası keserler?
Mali danışman oğut vermiş:
En eski elbiselerini giy Yoksul, muhtac bir goruntu ver ki, sana az ceza kessinler
Adam guvenemeyip, bir de avukatına danışmış
Avukat, mali muşavirin tam tersi bir oğut vermiş:
En yeni, en pahalı elbiseni giy Guvenli, kendinden emin bir goruntu ver ki, az ceza kessinler vergiciler
Adamı bu oğutler tatmin etmemiş Aklına guvendiği, filozof bir arkadaşına aynı soruyu sormuş Bu akıllı arkadaş bir hikaye anlatmış Şoyle demiş:
Bir gelin, zifaf gecesi ne giymesi gerektiğini bir arkadaşına sorar O da, gırtlağa kadar kapalı, koyu renk bir gecelik giymesini tavsiye eder Bir başka arkadaşı ise, dekolte, şeffaf bir gecelik giymesini soyler
Vergi dairesine giderken ne tur bir elbise giymesi icin arkadaşından oğut bekleyen adam, bu hikayeyi dinledikten sonra, sorar:
Zifaf gecesi ne giyeceğini bilemeyen gelinle, vergi dairesine giderken ne giyileceğini soran benim aramda ne gibi bir ortak yan var ki?
Adamın akıllı arkadaşı gulerek, izah eder:
Ne giyersen giy, başına gelecek şey aynıdır
CİNLERE İNANIYOMUSUNUZ
Kapi vurulur ve bir erkek kapiyi acar
Kadin:
'İyi gunler az once caminiz kirildi ve bunu yapan benim cocugum,
lutfen ozrumu kabul edin ne kadar masrafi varsa odemek istiyorum' der
Adam:
'Hic sorun degil cocugunuz cami kirdi ve iceri giren top degerli bir
vazoya carpti ve o da kirildi'
Kadin daha fazla uzulur ve iceri girdiginde gercekten bir vazoyu
kirilmis gorur
'Cok uzgunum bununda masrafini odemek istiyorum' der
Adam:
' Hic onemli degil aslinda cok buyuk bir iyilik yaptiniz bana'
Kadin merakla:
'Ama caminiz ve degerli bir vazonuz kirildi nasil olur' der
Adam:
'Hanımefendi ben bir cinim ve 100 bin yildir o vazoda hapis kalmistim,
cocugunuz sayesinde ozgurlugume kavustum, dileyin benden ne
dilerseniz' der
Kadin sevincle:
'ayy ne desem guzel bir malikane istiyorum hem de paris'te'
Adam bir kisa telefon konusmasi yapar ve:
'Tamam hanımefendi isteginiz oldu, dilediginiz zaman gidebilirsiniz yeni
evinize' der ve 'ya ikinci dileginiz?' diye sorar
'Cok luks kiyafetler istiyorum'
Adam kisa bir telefon konusmasi yapar ve:
'armani, versace ve dkny'de kiyafetleriniz hazir alabilirsiniz' der ve
ucuncu istegi sorar
Kadin:
'En degerli mucevherleri istiyorum' der
Adam bir telefon konusmasi sonrasi :
'ok bvulgari ve tiffany'den dilediginiz mucevherleri alabilirsiniz ' der
Kadin havalara ucmustur ve adam:
'Yalniz bende birsey rica etsem sakincasi olur mu?' diye sorar
Kadin merakla:
'nedir?'
Adam:
'Biliyorsunuz 100 bin yildir bu vazodayim kac zamandir bir kadin yuzu
gormedim acaba bir gece benimle olur musunuz?' diye sorar
Kadin biraz dusundukten sonra:
'Neden olmasin?' der ve sabaha kadar birlikte olurlar
Sabah uyandiklarinda adam:
'Guzel hanımefendi acaba kac yasinda?' diye sorar,
Kadin:
'36' der
Adam da:
'VAY BE! BU YAŞTA HALA CINLERE INANIYOR MUSUNUZ?
PADİŞAH VE KAYSERİLİ
Padişahın biri, 'Bana yalan soyleyebilene bir kup dolusu altın vereceğim!' demiş Yalancılar, hemen saraya koşuşturup başlamışlar yalana; ''Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına goturdu'' ''Bunun neresi yalan? Kuş kartaldır, arslan da kuzu kadar minik bir yavru Kaptı mı goturur tabii!'' ''Komşu ulkede bir eşeği kral yaptılar!'' ''Ulkenin kralı, pencereden bakınırken tacını duşurmuş Tac da pencerenin altındaki eşeğin başına gecmiş Tac kimin kafasındaysa, kral odur tabii!'' ''Padişahım, ben gokyuzune bir ok attım Altı ay sonra geri dondu!'' ''Senin ok bir ağacın ustune duşmuştur Ağac, sonbaharda yapraklarını dokunce, takılacak yer bulamayıp yere inmiştir'' Boylece padişah, her yalana gercek bir bahane bulmuş ve kimse padişaha bu yalandır dedirtememiş Ama bir gun bir Kayserili gelmiş; ''Padişahım, sen benim babamdan borc olarak bir kup dolusu altın almıştın Şimdi geri almaya geldim Yalandır dersen odulumu ver Yalan değil dersen borcunu ode!''
GORİL VE ASLAN
Aylardir is bulamayan delikanli artik onune gelen her yere muracaat etmeye baslamisti
Hayvanat bahcesinin onunden gecerken durdu ve 'neden olmasin' deyip, oraya da muracaat etti
Olacak ya; bahcenin gozdesi goril onceki gece olmustu ve bunu musterilerden bu gunluk gizlemeyi basarmislardi
'Yeni gorilimiz gelene kadar, onun postunu giyip goril taklidi yapabilir misin?' diye sordular
Delikanli once saka herhalde diye dusundu, ama hayir adamlar gercekten umitsiz gorunuyorlardi
'Parada anlasirsak yaparim' dedi Anlasmalari uzun surmedi
Ertesi sabah geldi, hazirlanmis postu giydi, gorilin kafesine girdi ve o gune kadar seyrettigi belgesellerden aklinda kaldigi kadariyla goril gibi davranmaya basladi:
Ara sira homurdaniyor, gogsunu yumrukluyor, dort ayak uzerinde yuruyor, bir dala sicriyor, sallaniyor, seyircilerin attigi meyveleri yiyordu
Birkac gun sonra isine oyle adapte olmustu ki, daha yuksek dallara bile tirmaniyor, daldan dala atlayabiliyordu
Ama son atladigi dali tutamadi, kafesini yan kafesten ayiran fensin uzerine dustu, yipranmis fens teli yirtildi ve kendini yan kafesin icinde buldu
Bu aslanin kafesiydi
Delikanli yutkundu, kelimei sahadet getirdi 'imdat!' diye bagirdi ama kendi sesini kendi bile duymadi Korkudan sesi kisilmisti
Tekrar bagirdi Eh! hic olmazsa kendi duymustu
Once neler oldugunu anlayamayan aslan yavasca yattigi yerden kalkti, delikanliya dogru agir adimlarla yaklasti
Seyirciler ciglik cigliga idi Bir cocuk sanki goril anlayacakmis gibi (!) 'tirman, fense tirman' diye bagirdi
Ama korkudan gorilin sadece sesi kisilmamis, eli kolu da felc olmustu
Aslan affetmedi, geldi, once pencesini gorilin gogsune dayadi, sonra basini basina yaklastirdi
ve fisildadi:
'Kapa ceneni aptal! Beni de isimden edeceksin'