bilgiliadam
Yeni Üye
Halk Şiiri Nedir, ozellikleri
Halk Şiiri Nedir
Sozlu edebiyat geleneği, Turklerin İslamiyet'i kabuluyle başlayan kulturel değişikliklere uyum sağlamış, ozunu kaybetmeden bicim ve icerik bakımından bazı değişikliklerle varlığını surdurmuştur Coğunlukla halkın ortak yaşayışını, beğeni ve değerlerini yansıtan bu geleneğe halk edebiyatıadı verilir
Halk Şiirinin Ozellikleri:
İcerik, tema ve şekil yonunden İslamiyet'ten onceki Turk Şiir geleneğiyle benzerlikler gosterir
Halk şiiri geleneğinde eser verenlerin coğu halkın icinde gelip onların ortak duygularını yansıtmayı amaclayan, duzenli bir eğitimden almamış kişilerdir Ozellikle anonim halk şiiri ve aşık tarzı halk şiiri, genel olarak ekonomik durumu cok iyi olmayan, hayatın zorluklarıyla mucadele eden, edebiyat estetiğinden cok; ince bir sezgi, duyuş algılama yeteneğine sahip Anadolu insanının zihniyet dunyası etrafında oluşmuştur
Halk şiiri, an şiirinde olduğu gibi yuce, yuksek ve ideal olmaya değil hayatın gerceklerine yonelik bir şiirdir Bu şiirde onemli olan bicim değil manadır Bu yonuyle soyut unsurlardan cok somut unsurlar, hayali guzellerden cok gercek guzeller; mitolojik kahramanlar, olağanustu olay ve olgulardan cok gunluk hayatın gercekleri şiirde işlenir
Sozlu gelenek icinde coğunlukla da irticalen (doğaclama, birdenbire ve icinden geldiği gibi soylemek) oluşturulan halk şiiri, sonraki kuşaklara da genellikle sozlu gelenek yoluyla aktarılmıştır
Şairlerin coğu şiirlerini ilk soylediklerinde yazıya gecirmedikleri icin, şiirlerin bircoğu unutulmuş, hafızalarda kaldığı kadarıyla gunumuze ulaşmıştır Gunumuzde bu edebiyata ait bir şiirin, Anadolu'nun farklı yorelerinde, farklı varyantlarıyla karşımıza cıkmasının nedeni budur (Varyant: Bir eserin aslından cok az ayrılan değişik bicimi)
Divan şairleri, kendi şiirlerinden beğendiklerini an adı verilen kitaplarda toplayıp yazıya gecirmişlerdir Ancak, halk şiiri, yazılan bir şiir olmaktan ziyade soylenen bir şiir olduğu icin şairlerin hayattayken kendi şiirlerini bir araya getirip yazıya gecirmeleri pek mumkun olmamıştır Bu nedenle bu şairlerin şiirleri başkaları tarafından mecmuaveya conkdiye adlandırılan defterlerde toplanmıştır
Zaman zaman Arapca ve Farsca sozcukler kullanılmışsa da halkın konuşma diliyle oluşturulmuştur Ozellikle anonim halk şiiriyle aşık tarzı halk şiirinde Turkiye Turkcesinin ortak sozcuklerinin yanında urunlerin dilinde yoresel sozcuklere de rastlanır
Anlatım, icten, canlı ve yalındır Divan edebiyatındaki kadar edebi sanatlara fazla yer verilmemiştir Fakat soyleyiş guzelliği yaratmak icin kalıplaşmış benzetmelere (mazmunlara) başvurulmuştur İnci: diş, kalem: kaş, elma: yanak, ok: kirpik, suna: turna; ela goz, yeşil başlı ordek gibi
Şiirlerde, aşk, ayrılık, sevgiliye ozlem, doğa guzelliği, olum, toplumsal olaylar, kahramanlık, din ve tasavvuf gibi temalar işlenmiştir
Şiirlerin nazım birimi genellikle dortluktur
Şiirler, hece olcusuyle soylenmiş, en cok 7, 8 ve 11'li kalıplar kullanılmıştır Divan şiirinden etkilenen bazı şairler aruz olcusunu de kullanmıştır (Aşık Omer, Katibi, Dertli, Gevheri, Erzurumlu Emrah, Bayburtlu Zihni gibi)
Halk şiirinde ahengi sağlamak icin genellikle yarım ve cinası uyak kullanılmıştır Bazen de sadece redife yer verilmiştir Halk şiiri geleneğindeki şairler ozellikle olcu ve uyak yonunden an şairleri kadar titiz değiller, bicim mukemmelliğine onem vermezler Orneğin 8'li hece olcusuyle soylenmiş bir şiirin bazı dizelerinde 7 veya 9 hece bulunması, iki dizesinde tam kafiye bulunan bir dortluğun ucuncu dizesinde yarım kafiye kullanılması halk şiirinde zaman zaman karşılaşılan bir durumdur Bicimle ilgili bu kusurların nedenlerini şoyle sıralayabiliriz:
Bazı, şairlerin okuryazar olmaması, bicim ve uyak konusunda yeterli bilgiye sahip olmaması,
Şairlerin, şiirlerini saz eşliğinde ve hazırlıksız (irticalen) soylemeleri,
Kulak icin kafiye anlayışı benimsenmiştir
Şairlerin bicim guzelliğini değil, anlam guzelliğini on planda tutmaları
Koşma, semai, mani, turku, varsağı, gibi nazım şekilleri kullanılmış, konuları bakımından şiirler, guzelleme, kocaklama, taşlama, ağıt, nefes, ilahi, sathiye gibi isimler almıştır İşledikleri konuya gore adlandırılan bu urunler halk şiiri nazım turlerini meydana getirmiştir
Şiirler coğu zaman muzikle ic icedir, belli bir ezgiyle soylenir
halk şiiri ornekleri
Aşık Veysel
Yel estikce dalgalanır dalları
Turlu turlu seda verir ağaclar
Tertip olmuş kuğu gibi dilleri
Turlu turlu seda verir ağaclar
Bahar gelir yaprak acar yaz olur
Aşka duşen ateş olur koz olur
Kaval olur keman olur saz olur
Turlu turlu seda verir ağaclar
Yel değdikce ince dallar ses verir
Yeşil yaprak etrafına sus verir
Aşılarsan meyvesini has verir
Turlu turlu seda verir ağaclar
Balta gelir yalağından yadeder
Usta gelir keman yapar ud eder
Yanık sesli kaval ne feryadeder
Turlu turlu seda verir ağaclar
Davul olur gumbur gumbur gumuler
Zurna olur ince sesle ininler
Gıranata derdlerimi yeniler
Turlu turlu seda verir ağaclar
Kalem olup her lisanda okuyor
Ana sesi ciğerimi yakıyor
Dallarda ceşitli kuş şakıyor
Turlu turlu seda verir ağaclar
Aşık sefai
Beni boyle deli eden
Yarin acı sozu imiş
Sırat sırat dedikleri
Bir cift ela gozu imiş
Ozumuz var ozden ote
Sozumuz var sozden ote
Otelerin otesinde
Gozumuz var gozden ote
Ataş saranda her yanı
Canana vermişim canı
Bu garibinin kabristanı
Ayagının izi imiş
Ozumuz var ozden ote
Sozumuz var sozden ote
Otelerin otesinde
Gozumuz var gozden ote
Sefaiyem bismillahım
Hem ezelim Hem ervahım
Kıblegahım Secde gahım
Yarin ela gozu imiş
Ozumuz var ozden ote
Sozumuz var sozden ote
Otelerin otesinde
Gozumuz var gozden ote
Bayburtlu zihni
Vardım ki yurdundan ayağ gocurmuş
Yavru gitmiş ıssız kalmış otağı
Camlar şikest olmuş meyler dokulmuş
Sakiler meclisten cekmiş ayağı
Aşık Omer
Ey şahin bakışlı yukseğe bakma
İndirirler seni kola bir zaman
Sadık aşıkları odlara yakma
Hic lUtfun olur mu kula bir zaman
Aşıka ettiğin başka fen gibi
Hic gormedim kalbi ahen sen gibi
Seni aşk oduna yaka ben gibi
Acılan gullerin sola bir zaman
Bir ahu gozluye gonul veresin
Bakmaya payine yuzler suresin
Ettiğin işlere pişman olasın
Herkes ettiğini bula bir zaman
Aşık Omer eydur ey periresmim
Eğrilmiş hilale dondurdun cismim
Şimdi ar edersin anmağa ismim
Hatırından cıkmaz ola bir zaman
Aşık Kerem
Cicekler İcinde Menevşe Baştır
Guzeli Gosteren Goz İle Kaştır
Gurbete Gidiyom Mektup Ulaştır
Mektup İle Konuşalım Bir Zeman
Şu Dunyada Uc Nesneden Korkarım
Biri Gurbet Bir Ayrılık Bir Olum
Hic Birinden Hasta Gonul Şen Değil
Biri Gurbet Bir Ayrılık Bir Olum
Kerem Derki Dağ Ustune Dağ Olmaz
Ah Cekenin Yureğinde Yağ Olmaz
Elin Kızı Gelip Sana Yar Olamaz
Varıp Kapısına Kul Olmayınca
Karacaoğlan
Vara vara vardım ol kara taşa
Hasret ettin beni kavim kardaşa
Sebep ne gozden akan kanlı yaşa
Bir ayrılık bir yoksulluk bir olum
Karac'oğlan der ki kondum goculmez
Acıdır ecel şerbeti icilmez
Uc derdim var birbirinden secilmez
Bir ayrılık bir yoksulluk bir olum
Halk Şiiri Nedir
Sozlu edebiyat geleneği, Turklerin İslamiyet'i kabuluyle başlayan kulturel değişikliklere uyum sağlamış, ozunu kaybetmeden bicim ve icerik bakımından bazı değişikliklerle varlığını surdurmuştur Coğunlukla halkın ortak yaşayışını, beğeni ve değerlerini yansıtan bu geleneğe halk edebiyatıadı verilir
Halk Şiirinin Ozellikleri:
İcerik, tema ve şekil yonunden İslamiyet'ten onceki Turk Şiir geleneğiyle benzerlikler gosterir
Halk şiiri geleneğinde eser verenlerin coğu halkın icinde gelip onların ortak duygularını yansıtmayı amaclayan, duzenli bir eğitimden almamış kişilerdir Ozellikle anonim halk şiiri ve aşık tarzı halk şiiri, genel olarak ekonomik durumu cok iyi olmayan, hayatın zorluklarıyla mucadele eden, edebiyat estetiğinden cok; ince bir sezgi, duyuş algılama yeteneğine sahip Anadolu insanının zihniyet dunyası etrafında oluşmuştur
Halk şiiri, an şiirinde olduğu gibi yuce, yuksek ve ideal olmaya değil hayatın gerceklerine yonelik bir şiirdir Bu şiirde onemli olan bicim değil manadır Bu yonuyle soyut unsurlardan cok somut unsurlar, hayali guzellerden cok gercek guzeller; mitolojik kahramanlar, olağanustu olay ve olgulardan cok gunluk hayatın gercekleri şiirde işlenir
Sozlu gelenek icinde coğunlukla da irticalen (doğaclama, birdenbire ve icinden geldiği gibi soylemek) oluşturulan halk şiiri, sonraki kuşaklara da genellikle sozlu gelenek yoluyla aktarılmıştır
Şairlerin coğu şiirlerini ilk soylediklerinde yazıya gecirmedikleri icin, şiirlerin bircoğu unutulmuş, hafızalarda kaldığı kadarıyla gunumuze ulaşmıştır Gunumuzde bu edebiyata ait bir şiirin, Anadolu'nun farklı yorelerinde, farklı varyantlarıyla karşımıza cıkmasının nedeni budur (Varyant: Bir eserin aslından cok az ayrılan değişik bicimi)
Divan şairleri, kendi şiirlerinden beğendiklerini an adı verilen kitaplarda toplayıp yazıya gecirmişlerdir Ancak, halk şiiri, yazılan bir şiir olmaktan ziyade soylenen bir şiir olduğu icin şairlerin hayattayken kendi şiirlerini bir araya getirip yazıya gecirmeleri pek mumkun olmamıştır Bu nedenle bu şairlerin şiirleri başkaları tarafından mecmuaveya conkdiye adlandırılan defterlerde toplanmıştır
Zaman zaman Arapca ve Farsca sozcukler kullanılmışsa da halkın konuşma diliyle oluşturulmuştur Ozellikle anonim halk şiiriyle aşık tarzı halk şiirinde Turkiye Turkcesinin ortak sozcuklerinin yanında urunlerin dilinde yoresel sozcuklere de rastlanır
Anlatım, icten, canlı ve yalındır Divan edebiyatındaki kadar edebi sanatlara fazla yer verilmemiştir Fakat soyleyiş guzelliği yaratmak icin kalıplaşmış benzetmelere (mazmunlara) başvurulmuştur İnci: diş, kalem: kaş, elma: yanak, ok: kirpik, suna: turna; ela goz, yeşil başlı ordek gibi
Şiirlerde, aşk, ayrılık, sevgiliye ozlem, doğa guzelliği, olum, toplumsal olaylar, kahramanlık, din ve tasavvuf gibi temalar işlenmiştir
Şiirlerin nazım birimi genellikle dortluktur
Şiirler, hece olcusuyle soylenmiş, en cok 7, 8 ve 11'li kalıplar kullanılmıştır Divan şiirinden etkilenen bazı şairler aruz olcusunu de kullanmıştır (Aşık Omer, Katibi, Dertli, Gevheri, Erzurumlu Emrah, Bayburtlu Zihni gibi)
Halk şiirinde ahengi sağlamak icin genellikle yarım ve cinası uyak kullanılmıştır Bazen de sadece redife yer verilmiştir Halk şiiri geleneğindeki şairler ozellikle olcu ve uyak yonunden an şairleri kadar titiz değiller, bicim mukemmelliğine onem vermezler Orneğin 8'li hece olcusuyle soylenmiş bir şiirin bazı dizelerinde 7 veya 9 hece bulunması, iki dizesinde tam kafiye bulunan bir dortluğun ucuncu dizesinde yarım kafiye kullanılması halk şiirinde zaman zaman karşılaşılan bir durumdur Bicimle ilgili bu kusurların nedenlerini şoyle sıralayabiliriz:
Bazı, şairlerin okuryazar olmaması, bicim ve uyak konusunda yeterli bilgiye sahip olmaması,
Şairlerin, şiirlerini saz eşliğinde ve hazırlıksız (irticalen) soylemeleri,
Kulak icin kafiye anlayışı benimsenmiştir
Şairlerin bicim guzelliğini değil, anlam guzelliğini on planda tutmaları
Koşma, semai, mani, turku, varsağı, gibi nazım şekilleri kullanılmış, konuları bakımından şiirler, guzelleme, kocaklama, taşlama, ağıt, nefes, ilahi, sathiye gibi isimler almıştır İşledikleri konuya gore adlandırılan bu urunler halk şiiri nazım turlerini meydana getirmiştir
Şiirler coğu zaman muzikle ic icedir, belli bir ezgiyle soylenir
halk şiiri ornekleri
Aşık Veysel
Yel estikce dalgalanır dalları
Turlu turlu seda verir ağaclar
Tertip olmuş kuğu gibi dilleri
Turlu turlu seda verir ağaclar
Bahar gelir yaprak acar yaz olur
Aşka duşen ateş olur koz olur
Kaval olur keman olur saz olur
Turlu turlu seda verir ağaclar
Yel değdikce ince dallar ses verir
Yeşil yaprak etrafına sus verir
Aşılarsan meyvesini has verir
Turlu turlu seda verir ağaclar
Balta gelir yalağından yadeder
Usta gelir keman yapar ud eder
Yanık sesli kaval ne feryadeder
Turlu turlu seda verir ağaclar
Davul olur gumbur gumbur gumuler
Zurna olur ince sesle ininler
Gıranata derdlerimi yeniler
Turlu turlu seda verir ağaclar
Kalem olup her lisanda okuyor
Ana sesi ciğerimi yakıyor
Dallarda ceşitli kuş şakıyor
Turlu turlu seda verir ağaclar
Aşık sefai
Beni boyle deli eden
Yarin acı sozu imiş
Sırat sırat dedikleri
Bir cift ela gozu imiş
Ozumuz var ozden ote
Sozumuz var sozden ote
Otelerin otesinde
Gozumuz var gozden ote
Ataş saranda her yanı
Canana vermişim canı
Bu garibinin kabristanı
Ayagının izi imiş
Ozumuz var ozden ote
Sozumuz var sozden ote
Otelerin otesinde
Gozumuz var gozden ote
Sefaiyem bismillahım
Hem ezelim Hem ervahım
Kıblegahım Secde gahım
Yarin ela gozu imiş
Ozumuz var ozden ote
Sozumuz var sozden ote
Otelerin otesinde
Gozumuz var gozden ote
Bayburtlu zihni
Vardım ki yurdundan ayağ gocurmuş
Yavru gitmiş ıssız kalmış otağı
Camlar şikest olmuş meyler dokulmuş
Sakiler meclisten cekmiş ayağı
Aşık Omer
Ey şahin bakışlı yukseğe bakma
İndirirler seni kola bir zaman
Sadık aşıkları odlara yakma
Hic lUtfun olur mu kula bir zaman
Aşıka ettiğin başka fen gibi
Hic gormedim kalbi ahen sen gibi
Seni aşk oduna yaka ben gibi
Acılan gullerin sola bir zaman
Bir ahu gozluye gonul veresin
Bakmaya payine yuzler suresin
Ettiğin işlere pişman olasın
Herkes ettiğini bula bir zaman
Aşık Omer eydur ey periresmim
Eğrilmiş hilale dondurdun cismim
Şimdi ar edersin anmağa ismim
Hatırından cıkmaz ola bir zaman
Aşık Kerem
Cicekler İcinde Menevşe Baştır
Guzeli Gosteren Goz İle Kaştır
Gurbete Gidiyom Mektup Ulaştır
Mektup İle Konuşalım Bir Zeman
Şu Dunyada Uc Nesneden Korkarım
Biri Gurbet Bir Ayrılık Bir Olum
Hic Birinden Hasta Gonul Şen Değil
Biri Gurbet Bir Ayrılık Bir Olum
Kerem Derki Dağ Ustune Dağ Olmaz
Ah Cekenin Yureğinde Yağ Olmaz
Elin Kızı Gelip Sana Yar Olamaz
Varıp Kapısına Kul Olmayınca
Karacaoğlan
Vara vara vardım ol kara taşa
Hasret ettin beni kavim kardaşa
Sebep ne gozden akan kanlı yaşa
Bir ayrılık bir yoksulluk bir olum
Karac'oğlan der ki kondum goculmez
Acıdır ecel şerbeti icilmez
Uc derdim var birbirinden secilmez
Bir ayrılık bir yoksulluk bir olum