Son Konu

halk şiiri türleri

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
insanlar şiiri türleri ırk şiiri türleri sünnet manileri en hoş sünnet manileri insanlar şiirinin türleri dini Divan şiirinde nazım biçimleri, şekilleri belirlidir Bu kurallar hiç değişmez Halk Müziği şiirimizde ise nazım biçiminden çok türler vardır Irk şiirinin türlerini yaratıcı koşma, semai, dudak değmez, destan ve türküler için nazım şekilleri açısından uygulanacak bir kaide yoktur Yani yukarıda saydığımız türleri birbirinden ayıracak belirlenmiş kurallara oturtulmuş nazım biçimleri yoktur Pertev Naili Boratav'a kadar halk müziği şiirimizdeki nesil'leri biçimleriyle yok; ezgileri ve okunuşlarıyla birbirinden ayırabiliriz Fuat Köprülü de, millet şiirindeki türlerin arasındaki ayrım, kısmen şekillerinden ve daha ziyade bestelerinden ortaya çıkar, demektedir İsmail Habip Sevük de, halk müziği şiiri türlerinin yalnız şekilleriyle değil, nağmeleri ve makamlarıyla ayrılır derken aynı gerçeğe parmak basar Hikmet İlaydın'ın Türk Edebiyatı 'nda Nazım adlı eserinde vurguladığı gibi, ırk şiirinde alıcı olarak sahiden iki nesil vardır: Mani ve Koşma Öteki türler yani Türkü, Semai, Destan, Varsağı, İlahi ve Nefes ise bu iki tipin türevleridir MANİ: Mani'ler tek dörtlükten oluşan ve kafiye düzeni öbür millet şiiri türleri ne uymayan, bir tamlık arzeden, içerdiği manayı ya da verdiği mesajı bu dörtlük içinde tamamlıyan, çoğunlukla yedi heceli bir insanlar şiiri türüdür Anonim insanlar şiiri içinde manâlı bir yer bulmuştur Türk Insanlar Edebiyatı konusunda araştırma yapmış ve bu alanda eserler vermiş yazarlardan Fuat Köprülü, Soy Terzibaşı, Veled Çelebi mani kelimesinin ''mana'' kelimesiyle anlamdaş olduğunu söylemektedir Demek oluyor fakat (Mani) kelimesi (Mana) kelimesinde ortaya çıkmıştır Niyazi Esat ise kimi şiir türlerinin dağıtılmış Türk boy ve kabile adlarından esinlendiğini öne sürerek mani kelimesinin de (Türkmani) yani Türkmen kelimesinden ortaya çıktığı görüşündedir Mani'lerin genelde dört mısradan oluştuğunu söylemiştik Bu cins manilerde birinci, ikinci ve dördüncü mısralar birbirleriyle kafiyeli, üçüncü dize ise serbesttir Maniler genellikle dört mısradan kurulu İse de bazan 5,6,7,8,10,14 mısralı manilerle de karşılaşmaktayız Fahrettin Kırzıoğlu'nun bildirdiğine kadar oyunlar sırasında karşılıklı söylenen sorulucevaplı manilere Kars çevrelerinde Akışta adı verilmektedir Mani'leri konularına göre Pertev Naili Boratav on hölümde toplar: 1Amaç manileri 2Atışma manileri 3Tarlada ve İşte çalışırken gelip geçenlere söylenen maniler 4Bekçi ve davulcu manileri 5Satıcıların söyledikleri maniler 6Semai kahvelerinde söylenen cinaslı maniler 7AşıkHikayecilerin söyledikleri maniler 8Mektup manileri 9Düğünlerde söylenen maniler 10Mani kıtalarından oluşmuş, mani özelliğini yitirmemiş ''basit makamlı'' ya da söylev üslubundaki maniler Manilerin bazıları da türkülerin içinde, epope ve ağıtların sonlarında da yerleştirilmiştir Oysa mani söyleme geleneğinin aşıklarca böylece benimsenmediği ve onlarca uygulandığı öyle söylenemez Maniler genelde kadınlarca yaratılmış ve kadınlar tarafından söylenegelmiştir KOŞMA: Ahali edebiyatı yazarları, Ahali edebiyatı nazım biçimleri içinde en fazla işlenen ve en çok sevilen türün koşma olduğunu belirtirler Aşık edebiyatında aşkı, acıları, üzüntüleri, özlemi, gurbetİ, doğayla ilgili duygulanmaları açıklama yapmak için defalarca koşma türünden yararlanılmıştır Hikmet Dizdaroğlu ''Koşma söz koşmak mastarının türevidir'' der Koşmalar hece vezniyle (6+ 5) ve hece vezninin (4+4+ 3) duraklı kalıbıyla yazılır Dörtlükler ise 3 ve 5 arasında değişir Son dörtlükte aşık kendi mahlasını mısralardan birine yerleştirir Buna Tapşırmak denir Onbir heceli edinmek koşmanın en büyük özelliğidir Duraklı kalıbıyla Türk dilinin güzelliğini şiire uygulayan saz şairleri, bu doku içinde duygularım daha bir basit, daha bir güzel aktarabilmektedirler Koşmalara uygulanan bestelerin de görkemi, etkinliği onbir heceli şiirler olması sebebiyle daha belirginleşir ve büyüleyici ve cazibeli olur İşte ahali aralarında ve saz şairlerince kullanılan ''ezgi'' kelimesi de bu uyumun özüdür Koşmaların ezgiyle söyleııme8i için de iki mısra arasına terennümler yerleştirilir Hikmet Dizdaroğlu koşmaları ezgilerine ve yapılarına tarafından iki bölüme ayırır Özel ezgiyle okunan koşmalar şunlardır: Acem Koşması, Kerem, Kesik Kerem, Gevheri, Ankara Koşması, Elpük Koşması, Yelpük Koşması, Bayındır Koşması, Sivrihisar Koşması, Sümmani, Cem Koşması, Bülbül Koşması, ve Topal Koşma Yapılarına tarafından koşma çeşitleri ise şunlardır: Düz Koşma, Yedekli Koşma, Musammat Koşma, Ayaklı Koşma, Zincirbend Ayaklı Koşma, Zincirleme, KoşmaŞarkı Koşma ezgiyle söylendiği için onun söyleniş şekli koşmayı varsağı ve türkülerden ayırır Yoksa bu saydığımız türler yapı olarak birbirlerine fazla yakın olup bunları birbirinden ayıran tek özellik besteleridir VARSAĞI: Güney Anadolu'da Maraş'tan Mersin'e dek uzayan bölgede yaşayan Varsak Türkleri, Selçuklular vaktinde Anadolu'ya yerleşmişlerdi İşte varsağı, Varsak Türkülerinin kendilerine özgü bir ezgiyle söyledikleri türkü biçimidir Fuat Köprülü 'nün bildirdiğine kadar varsağılarda cesurca seslenişler de vardır Bunu karşılamak için de ''behey'', ''bre'', ''hey'' gibi ünlemler kullanılır Hece vezninin sekizli kalıbıyla yazılır Ancak on as olanlarına da rastlamaktayız Irk edebiyatımızda en çok varsağı söyleyen aşık, Karacaoğlan'dır EPOPE: Türk Millet Edebiyatında destanlar uzun bir örgü içinde bir olayı hikaye etme, anlatma sanatıdır Epope kelimesi Far8çadır En uzun nazım biçimi olan destan hece vezninin çoğunlukla onbirli kalıbıyla yazılır Bazı destanlarda dize sayısının yüzü geçtiği görülmüştür Cem Dilçin, Örneklerle Türk Şiiri Bilgisi adlı eserinde destanları konularına göre şöyle tasnif etmiştir: Savaş Destanları, Zelzele, Yangın, Salgılı Rahatsızlık gibi Olaylarla ilgili Destanlar, Eşkiya ve Ünlü Şahısların Serüvenlerini Anlatan Destanlar, Toplumsal Taşlama ya da Eleştiri Niteliğindeki Destanlar, Atasözleri Destanları, Hayvan Destanları, Yaş Destanları (insanın doğumundan ölümüne dek geçirdiği yaşam dönemlerini anlatan destanlar) Hikmet Dizdaroğlu ise bu tasnife Güldürücü Destanlar ve Davulcu Destanlarını da eklemektedir Bu sıralamaya biz de Yemek Destanlarını ilave ediyoruz Ahali Şairlerinden Yemek Destanları adlı bir Güldeste'yi yeni yayınladık Destanlarda ele alınan durum hikayeleştirilir Öğretici ve gösterici olmaya çalışılır Duygusal öğeler şiirde bulunmaz, ama bu ögeler destanı dinleyenin yüreğinde doğar Destanlar özel bir ezgiyle okunur, ''taganni'' ve ''terennüm'' esastır Koşma biçimli destanların yanı sıra mani biçimli destanlar da vardır Mani tipi destanların en eski yazarı Bahşi adlı bir saz şairidir SEMAi: Semailer halk müziği şiiri içinde aruz vezniyle de yazılmıştır Hece vezniyle yazılan semailer koşma tarzındadır Saz şairleri aruzu da heceyi de denemişlerdir Semaileri koşmadan ayıran özelliği hecenin sekizli kalıbıyla yazılmış olmasıdır Dörtlük sayısı ise 35'tir Konu olarak doğa, sevgi ve güzellik işlenir Semailerin de ezgili olanları vardır En güzel semai yazanlar aralarında Karacaoğlan, Dadaloğlu ve Erzurumlu Emrah'ı sayabiliriz TÜRKÜ: Kendine özgü ve öbür ezgilerle söylenen türkü zamanla anonimleşen bir nazım biçimidir Türküler asıl dörtlüklerle, onu izleyen nakaratlardan oluşur Türkülerdeki dörtlüklere Bent adı verilir Nakaratlar, ırk dilinde bağlama ve kavuştak olarak adlandırılır Türküler yukarıda saydığımız nazım biçimlerinin tersine hece vezninin her kalıbıyla söylenir Yani hece sayısı itibariyle bir sınırlama olmaz Mahmut Ragıp Gazimihal, ezgilere göre kaçak ve usullü türküler olarak iki ayırım yapar Usulsüz olanlar; an, bozlak, koşma, hoyrat ve Çukurova'yı içine bölge uzun havalardır Usullü olan türküler grubunda ise çoğunlukla oyun havaları yer alır oysa bunlara Konya'da oturak havası, Urfa'da kırık hava adı verilmektedir Türklerde işlenen konulara göre de sınıflama yapan yazarlarımız vardır Bu sınıflama şöyledir: Ninniler, Çocuk Türküleri, Doğa Türküleri, Aşk Türküleri, Mertlik ve Askerlik Türküleri, Merasim Türküleri, Iş Türküleri, Ortak Türküler, Vefat Türküleri, Oyun Türküleri, Tabiat ve Hayvan Türküleri, Zeybek ve Derebeyi Türküleri, Cinayetler ve Acıklı Olaylarla ilgili Türküler, Güldürücü Türküler, Yemek ve yiyecekle ilgili Türküler Yapılarına göre türküleri sınıflandıran yazarlar da türkülerin bent kavuştaklarını göz önünde bulundurmuşlardır Bu cins sınıflama şöyledir: Bentleri mani dörtlükleriyle kurulan türküler, Bentleri dörtlüklerle kurulan türküler, Bentleri üçlüklerle kurulan türküler, Bentleri beyitlerle kurulan türküler DUDAK DEĞMEZ (Leb Değmez): Halk Müziği edebiyatımızda saz şairleri arasında atışmalar, taşlamalar gibi karşılaşmaların yapıldığını belirtmiştik Bu karşılaşmalardan birisi de dudak değmez'dir Bu türde aşıklar söyleyecekleri dörtlüklerde dudak seslerinden (b,f,m,p,v) harflerini kullanamazlar Dudakdeğmez saz şairleri aralarında karşılaşmalı yapıldığı gibi verilecek bir ayağa tarafından tek bir saz şairi de kendi başına Dudakdeğmez dalında hünerini gösterebilir Bunun için de iki dudak arasına bir iğne konur Yanılma halinde iğne dudağa batarak kan çıkmasına yol açacağında, hakemlik yapanlara karşısında bir itiraza mahal kalmaz GÜZELLEME: Irk edebiyatımızda saz şairleri güzelleme de, söylerler Genelde geçimlerini sağlamak için köy köy gezen ve tekrar hürmet görebilen ve davetli edilen saz şairleri, gördükleri ilgi ve ikram karşısında gerek konut veya kahvehane sahibine ve kendisini dinleyen topluluğa o anda birer mısra söyleyerek hoşamedide bulunurlar Benzer kural saz şairlerinin davet edildikleri sünnet törenleri ile düğünlerde de uygulanır Keza doğa güzelliklerini söz etmek, bayan, at, tabanca ve güya şeyler için de güzellemelerin yazıldığı görülmüştür Konya Aşıklar Bayramı'nda her yıl sazlı güzellemeler, ayrıca sazsız, sözlü güzelle meler söylenmektedir KOÇAKLAMA: Savaş ve dövüşleri anlatan, kahramanlık ve cesaret duygularını işleyen şiirlerdir Koçaklama dalında en hoş şiirleri Köroğlu yazmıştır ARUZLU TÜRKÜLER: Millet şairleri, şiirle olan ünsiyetleri nedeniyle dinledikleri ya da okudukları an şiirinden etkilenmişlerdir Saz şairleri aralarında da daha üstün elde etmek ya da an şairlerince hor görülmek gibi etkenlerin bu eğilimde rol oynadığı inancındayız Aruz kalıpları hu şiirlerde ustaca kullanılmaz Saz şairleri aruzla yazdıkları şiirlerde çoğu süre yanlışlıklar yapmışlardır Halk şiirimizin yarattığı aruzlu türlerin adları şöyledir: Divan, Selis, Semai, Kalenderi, Satranç ve Vezni aher DİVAN : Aruzun (fi'ilitün, fi'ilatün, fi'ilatün, fiilün) kalıbından olan şiirlere Divan adı verilir Divan'lar gazel, murabba, muhammes, müseddes biçimlerinde yürür Vu anlar özel bir ezgi ile okunur SEMAİ: Aruzun (mefi'ilün, mefi'ilün, mefi'ilün, mefi'ilün) kalıbındaki şiirlere Semai adı verilir Kafiye düzeni Divan'da olduğu gibidir Semai'nin de farklı bir ezgi ile okunması gerekir Semailer üç birim oluşturur: 1Gazel, murabba, muhammes ve müseddes biçiminde olanlar 2Musammat semailer 3Ayaklı (yedekli) semailer SELİS: Aruzun (fe'ilitün, fe'ilatün, fe'ilatün, fe'ilün) kalıbıyla yazılan şiirlere Selis denir Selis de murabba, muhammes, müseddes biçimiyle yazılır Kafiye düzeni an, semai ve kalenderi'de olduğu gibidir KALENDERİ: Aruzun (merulü, mefa'ilü, mefa'ilü, fa'ulün) kalıbıyla murabba, muhammes, müseddes ve gazel biçiminde yazılan şiirlerdir Uyak düzeni an ve semai'ye aynı Özel bir ezgiyle okunur Divan edebiyatındaki müstezad biçiminde yazılan şiirlere de Ayaklı kalenderi ya da Yedekli kalenderi adı verilmiştir SATRANÇ: Aruzun (müfte'ilün, müfte'ilün, müfte'ilün, müfte'ilün) kalıbıyla ve musammat gazel biçiminde yazılan şiirlere Satranç denir Mısraların kafiyeli parçaları alt alta dizilirse dörtlüklerden oluşan bir biçim ortaya çıkar VEZNİ AHER: Aruzun (müsterilitün, müstef'ilitün, müstef'ilitün, müstef'ilitün) kalıbıyla ve murabba biçiminde yazılan şiirlere halk müziği şiirimizde Vezni Aher adı verilir Vezni Aher'de her mısra ilk üçü birbiriyle uyaklı, dört eşdeğer parçaya bölünmüştür Her parça peşinde gelen mısraların başında tekrarlandığı gibi, öteki parçalar da benzer mısrada birbirini izler  
 
Üst Alt