bilgiliadam
Yeni Üye
Millet şiirinin Türleri semai örnekleri halk müziği şiiri türleri varsağı örnekleri müseddes selis Divan şiirinde nazım biçimleri, şekilleri belirlidir Bu kurallar hiç değişmez Ahali şiirimizde ise nazım biçiminden fazla türler vardır Millet şiirinin türlerini yaratıcı koşma, semai, dudak değmez, epope ve türküler için nazım şekilleri açısından uygulanacak bir kaide yoktur Yani yukarıda saydığımız türleri birbirinden ayıracak belli kurallara oturtulmuş nazım biçimleri yoktur Pertev Naili Boratav'a tarafından halk müziği şiirimizdeki nesil'leri biçimleriyle yok; ezgileri ve okunuşlarıyla birbirinden ayırabiliriz Fuat Köprülü de, ahali şiirindeki türlerin arasındaki fark, kısmen şekillerinden ve daha ziyade bestelerinden ortaya çıkar, demektedir İsmail Habip Sevük de, halk şiiri türlerinin yalnız şekilleriyle yok, nağmeleri ve makamlarıyla ayrılır derken benzer gerçeğe parmak basar Hikmet İlaydın'ın Türk Edebiyatı 'nda Nazım adlı eserinde vurguladığı gibi, irk şiirinde alıcı olarak sahiden iki tür vardır: Mani ve Koşma Öteki türler yani Türkü, Semai, Destan, Varsağı, İlahi ve Nefes ise bu iki tipin türevleridir MANİ: Mani'ler tek dörtlükten oluşan ve uyak düzeni öbür insanlar şiiri türleri ne uymayan, bir tamlık arzeden, içerdiği manayı veya verdiği mesajı bu dize içinde tamamlıyan, çoğunlukla yedi heceli bir millet şiiri türüdür Anonim irk şiiri içinde manâlı bir yer bulmuştur Türk Halk Edebiyatı konusunda araştırma yapmış ve bu alanda eserler vermiş yazarlardan Fuat Köprülü, Soy Terzibaşı, Veled Çelebi mani kelimesinin ''mana'' kelimesiyle anlamdaş olduğunu söylemektedir Seslenmek oluyor ancak (Mani) kelimesi (Mana) kelimesinde ortaya çıkmıştır Niyazi Esat ise kimi şiir türlerinin çeşitli Türk irtifa ve kabile adlarından esinlendiğini öne sürerek mani kelimesinin de (Türkmani) yani Türkmen kelimesinden ortaya çıktığı görüşündedir Mani'lerin genelde dört mısradan oluştuğunu söylemiştik Bu tür manilerde birinci, ikinci ve dördüncü mısralar birbirleriyle uyaklı, üçüncü dize ise serbesttir Maniler genel olarak dört mısradan kurulu İse de bazan 5,6,7,8,10,14 mısralı manilerle de karşılaşmaktayız Fahrettin Kırzıoğlu'nun bildirdiğine göre oyunlar sırasında ortak söylenen sorulucevaplı manilere Kars çevrelerinde Akışta adı verilmektedir Mani'leri konularına kadar Pertev Naili Boratav on hölümde toplar: 1Hedef manileri 2Ağız Kavgası manileri 3Tarlada ve İşte çalışırken gelip geçenlere söylenen maniler 4Bekçi ve davulcu manileri 5Satıcıların söyledikleri maniler 6Semai kahvelerinde söylenen cinaslı maniler 7AşıkHikayecilerin söyledikleri maniler 8Mektup manileri 9Düğünlerde söylenen maniler 10Mani kıtalarından oluşmuş, mani özelliğini yitirmemiş ''basit makamlı'' ya da tavır üslubundaki maniler Manilerin bazıları da türkülerin içinde, destan ve ağıtların sonlarında da yerleştirilmiştir Ancak mani söyleme geleneğinin aşıklarca öyle benimsenmediği ve onlarca uygulandığı pek söylenemez Maniler çoğunlukla kadınlarca yaratılmış ve kadınlar kadar söylenegelmiştir KOŞMA: Halk Müziği edebiyatı yazarları, Insanlar edebiyatı nazım biçimleri içinde en çok işlenen ve en çok sevilen türün koşma olduğunu belirtirler Aşık edebiyatında aşkı, acıları, üzüntüleri, özlemi, gurbetİ, doğayla ilgili duygulanmaları anlatmak için hep koşma türünden yararlanılmıştır Hikmet Dizdaroğlu ''Koşma söz koşmak mastarının türevidir'' der Koşmalar hece vezniyle (6+ 5) ve hece vezninin (4+4+ 3) duraklı kalıbıyla yazılır Dörtlükler ise 3 ve 5 arasında değişir Son dörtlükte aşık kendi mahlasını mısralardan birine yerleştirir Buna Tapşırmak denir Onbir heceli elde etmek koşmanın en büyük özelliğidir Duraklı kalıbıyla Türk dilinin güzelliğini şiire uygulayan saz şairleri, bu doku içinde duygularım daha bir basit, daha bir hoş aktarabilmektedirler Koşmalara uygulanan bestelerin de görkemi, etkinliği onbir heceli şiirler olması sebebiyle daha belirginleşir ve büyüleyici ve cazibeli olur İşte insanlar arasında ve saz şairlerince kullanılan ''ezgi'' kelimesi de bu uyumun özüdür Koşmaların ezgiyle söyleııme8i için de iki dize arasına terennümler yerleştirilir Hikmet Dizdaroğlu koşmaları ezgilerine ve yapılarına göre iki bölüme ayırır Özel ezgiyle okunan koşmalar şunlardır: Acem Koşması, Kerem, Indirilmiş Kerem, Gevheri, Ankara Koşması, Elpük Koşması, Yelpük Koşması, Bayındır Koşması, Sivrihisar Koşması, Sümmani, Cem Koşması, Bülbül Koşması, ve Topal Koşma Yapılarına tarafından koşma çeşitleri ise şunlardır: Düz Koşma, Yedekli Koşma, Musammat Koşma, Ayaklı Koşma, Zincirbend Ayaklı Koşma, Zincirleme, KoşmaŞarkı Koşma ezgiyle söylendiği için onun söyleniş şekli koşmayı varsağı ve türkülerden ayırır Yahut bu saydığımız türler yapı olarak birbirlerine çok yakın olup bunları birbirinden ayıran tek nitelik besteleridir VARSAĞI: Güney Anadolu'da Maraş'tan Mersin'e kadar uzayan bölgede yaşamış Varsak Türkleri, Selçuklular zamanında Anadolu'ya yerleşmişlerdi İşte varsağı, Varsak Türkülerinin kendilerine özgü bir ezgiyle söyledikleri türkü biçimidir Fuat Köprülü 'nün bildirdiğine tarafından varsağılarda mertçe seslenişler de vardır Bunu temin etmek için de ''behey'', ''bre'', ''hey'' gibi ünlemler kullanılır Hece vezninin sekizli kalıbıyla yazılır Ama on as olanlarına da rastlamaktayız Halk edebiyatımızda en çok varsağı söyleyen aşık, Karacaoğlan'dır DESTAN: Türk Ahali Edebiyatında destanlar uzun bir örgü içinde bir olayı öykü etme, anlatma sanatıdır Destan kelimesi Far8çadır En uzun nazım biçimi olan destan hece vezninin genellikle onbirli kalıbıyla yazılır Bazı destanlarda dize sayısının yüzü geçtiği görülmüştür Cem Dilçin, Örneklerle Türk Şiiri Bilgisi adlı eserinde destanları konularına kadar şöyle tasnif etmiştir: Savaş Destanları, Zelzele, Yangın, Salgılı Hastalık gibi Olaylarla ilgili Destanlar, Eşkiya ve Ünlü Kişilerin Serüvenlerini Anlatan Destanlar, Toplumsal Taşlama veya Eleştiri Niteliğindeki Destanlar, Atasözleri Destanları, Hayvan Destanları, Yaş Destanları (insanın doğumundan ölümüne değin geçirdiği yaşam dönemlerini anlatan destanlar) Hikmet Dizdaroğlu ise bu tasnife Güldürücü Destanlar ve Davulcu Destanlarını da eklemektedir Bu sıralamaya biz de Yemek Destanlarını ek ediyoruz Irk Şairlerinden Yemek Destanları adlı bir Güldeste'yi yeni yayınladık Destanlarda ele alınan durum hikayeleştirilir Öğretici ve gösterici olmaya çalışılır Hissi öğeler şiirde bulunmaz, oysa bu ögeler destanı dinleyenin yüreğinde doğar Destanlar özel bir ezgiyle okunur, ''taganni'' ve ''terennüm'' esastır Koşma biçimli destanların yanı sıra mani biçimli destanlar da vardır Mani tipi destanların en eski yazarı Bahşi adlı bir saz şairidir SEMAi: Semailer ahali şiiri içinde aruz vezniyle de yazılmıştır Hece vezniyle yazılan semailer koşma tarzındadır Saz şairleri aruzu da heceyi de denemişlerdir Semaileri koşmadan ayıran özelliği hecenin sekizli kalıbıyla yazılı olmasıdır Dize sayısı ise 35'tir Konu olarak doğa, sevgi ve çekicilik işlenir Semailerin de ezgili olanları vardır En hoş semai yazanlar arasında Karacaoğlan, Dadaloğlu ve Erzurumlu Emrah'ı sayabiliriz TÜRKÜ: Kendine özgü ve değişik ezgilerle söylenen türkü zamanla anonimleşen bir nazım biçimidir Türküler belli başlı dörtlüklerle, onu izleyen nakaratlardan oluşur Türkülerdeki dörtlüklere Bent adı verilir Nakaratlar, insanlar dilinde bağlama ve kavuştak olarak adlandırılır Türküler yukarıda saydığımız nazım biçimlerinin tersine hece vezninin her kalıbıyla söylenir Yani hece sayısı itibariyle bir sınırlama olmaz Mahmut Ragıp Gazimihal, ezgilere kadar usulsüz ve usullü türküler olarak iki ayırım yapar Yasadışı olanlar; an, bozlak, koşma, hoyrat ve Çukurova'yı içine alan uzun havalardır Usullü olan türküler grubunda ise genellikle oyun havaları yer alır ama bunlara Konya'da oturak havası, Urfa'da kırık hava adı verilmektedir Türklerde işlenen konulara tarafından de sınıflama yapan yazarlarımız vardır Bu sınıflama şöyledir: Ninniler, Çocuk Türküleri, Doğa Türküleri, Aşk Türküleri, Yiğitlik ve Askerlik Türküleri, Tören Türküleri, Meslek Türküleri, Ortak Türküler, Vefat Türküleri, Oyun Türküleri, Tabiat ve Hayvan Türküleri, Zeybek ve Derebeyi Türküleri, Cinayetler ve Dokunaklı Olaylarla ilgili Türküler, Güldürücü Türküler, Yemek ve yiyecekle ilgili Türküler Yapılarına göre türküleri sınıflandıran yazarlar da türkülerin bent kavuştaklarını göz önünde bulundurmuşlardır Bu nesil sınıflama şöyledir: Bentleri mani dörtlükleriyle kurulan türküler, Bentleri dörtlüklerle kurulan türküler, Bentleri üçlüklerle kurulan türküler, Bentleri beyitlerle kurulan türküler DUDAK DEĞMEZ (Leb Değmez): Millet edebiyatımızda saz şairleri arasında atışmalar, taşlamalar gibi karşılaşmaların yapıldığını belirtmiştik Bu karşılaşmalardan birisi de dudak değmez'dir Bu türde aşıklar söyleyecekleri dörtlüklerde dudak seslerinden (b,f,m,p,v) harflerini kullanamazlar Dudakdeğmez saz şairleri arasında karşılaşmalı yapıldığı gibi verilecek bir ayağa tarafından tek bir saz şairi de kendi başına Dudakdeğmez dalında hünerini gösterebilir Bunun için de iki dudak arasına bir iğne konur Yanılma halinde iğne dudağa batarak kan çıkmasına yol açacağında, hakemlik yapanlara karşısında bir itiraza mahal kalmaz GÜZELLEME: Insanlar edebiyatımızda saz şairleri güzelleme de, söylerler Genel Olarak geçimlerini sağlamak için köy köy gezen ve yeniden hürmet gören ve konuk edilen saz şairleri, gördükleri alaka ve ikram karşı gerek ev veya kahvehane sahibine ve kendisini dinleyen topluluğa o anda birer dörtlük söyleyerek hoşamedide bulunurlar Benzer kural saz şairlerinin davet edildikleri sünnet törenleri ile düğünlerde de uygulanır Keza doğa güzelliklerini dile getirmek, bayan, beygir, tabanca ve yarı şeyler için de güzellemelerin yazıldığı görülmüştür Konya Aşıklar Bayramı'nda her sene sazlı güzellemeler, ayrıca sazsız, sözlü güzelle meler söylenmektedir KOÇAKLAMA: Savaş ve dövüşleri anlatan, yiğitlik ve yiğitlik duygularını işleyen şiirlerdir Koçaklama dalında en hoş şiirleri Köroğlu yazmıştır ARUZLU TÜRKÜLER: Ahali şairleri, şiirle olan ünsiyetleri nedeniyle dinledikleri veya okudukları an şiirinden etkilenmişlerdir Saz şairleri arasında da daha üstün olmak ya da an şairlerince hor görülmek gibi etkenlerin bu eğilimde rol oynadığı inancındayız Aruz kalıpları hu şiirlerde ustaca kullanılmaz Saz şairleri aruzla yazdıkları şiirlerde çoğu zaman yanlışlıklar yapmışlardır Halk şiirimizin yarattığı aruzlu türlerin adları şöyledir: Divan, Selis, Semai, Kalenderi, Satranç ve Vezni aher DİVAN : Aruzun (fi'ilitün, fi'ilatün, fi'ilatün, fiilün) kalıbından olan şiirlere Divan adı verilir Divan'lar gazel, murabba, muhammes, müseddes biçimlerinde yürür Vu anlar özel bir ezgi ile okunur SEMAİ: Aruzun (mefi'ilün, mefi'ilün, mefi'ilün, mefi'ilün) kalıbındaki şiirlere Semai adı verilir Kafiye düzeni Divan'da olduğu gibidir Semai'nin de öbür bir ezgi ile okunması gerekir Semailer üç bölüm oluşturur: 1Gazel, murabba, muhammes ve müseddes biçiminde olanlar 2Musammat semailer 3Ayaklı (yedekli) semailer SELİS: Aruzun (fe'ilitün, fe'ilatün, fe'ilatün, fe'ilün) kalıbıyla yazılan şiirlere Selis denir Selis de murabba, muhammes, müseddes biçimiyle yazılır Uyak düzeni an, semai ve kalenderi'de olduğu gibidir KALENDERİ: Aruzun (merulü, mefa'ilü, mefa'ilü, fa'ulün) kalıbıyla murabba, muhammes, müseddes ve gazel şeklinde yazılan şiirlerdir Kafiye düzeni an ve semai'ye benzer Özel bir ezgiyle okunur Divan edebiyatındaki müsaaaad şeklinde yazılan şiirlere de Ayaklı kalenderi veya Yedekli kalenderi adı verilmiştir SATRANÇ: Aruzun (müfte'ilün, müfte'ilün, müfte'ilün, müfte'ilün) kalıbıyla ve musammat gazel biçiminde yazılan şiirlere Satranç denir Mısraların kafiyeli parçaları daha aşağı alta dizilirse dörtlüklerden oluşan bir biçim ortaya çıkar VEZNİ AHER: Aruzun (müsterilitün, müstef'ilitün, müstef'ilitün, müstef'ilitün) kalıbıyla ve murabba biçiminde yazılan şiirlere insanlar şiirimizde Vezni Aher adı verilir Vezni Aher'de her dize birincil üçü birbiriyle kafiyeli, dört eşdeğer parçaya bölünmüştür Her parça arkasından gelen mısraların başında tekrarlandığı gibi, öteki parçalar da benzer mısrada birbirini izler kaynak:uslanmam