Son Konu

Hazar Kağanlığı-Hazar İmparatorluğu 468-965

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Hazar İmparatorluğu kuruluşu
Hazar İmparatorluğu cokuşu
Hazar İmparatorluğu kokleri
hazar imparatorluğu hazarlar
buyuk turk devletleri hazar imparatorluğu


Hazar İmparatorluğu

Hazarlar, İdil kıyıları ve Kırım yarımadası arasında imparatorluk kuran bir Turk boyudur (468965)

Onceleri, Hazarların kaynakları ve hangi soydan geldikleri kesin olarak bilinmiyordu Bu konuda değişik goruşler ileri suruluyordu Daha sonra incelenen Musevi, Bizans ve Arap kaynaklarına gore Hazar ulkesinde yaşayan halkın buyuk coğunluğunun Uygur, Hazar, Bulgar, Sabir ve Pecenek gibi Turk boyları olduğu acıklandı

Hazarların, Batı Hun Devletinin yıkıntıları uzerinde devlet kurdukları (468), Gokturk İmparatorluğunun batı kolu olarak gelişme gosterdikleri, Gokturkler ile eş kaynaktan geldikleri anlaşıldı Turk adını almaları da bu yuzdendir

Hazarlar, Sasaniler'le sık sık savaşırlardı Bizans'la aralarında daha cok barışa dayanan bağlantılar vardı 627 yılında yapılan Bizansİran savaşında Hazarlar, Sasaniler'e karşı Bizans'ı tuttular VII yuzyıl sonlarına doğru Arran Hristiyanlarının Hazarlar uzerindeki dini baskıları arttı Yavaş yavaş eski dinleri olan Şamanlığı bıraktılar İslamın doğuşundan sonra hızla gelişen Arap saldırıları, kısa bir sure icinde Azerbaycan'a yayıldı İstanbul'u kuşatan Emevi ordularına karşı Bizans; Hazar ve Bulgar Turklerinden yardım istedi (718) Bizans'ın yardımına koşan Hazarlar, Arapların tepkisini uzerlerine cektiler Bu yuzden, bu bolgeyi ele geciren Araplar, 721723 yıllarında Hazar topraklarına saldırdılar, başkent Belencer'i aldılar Bunun uzerine Hazar hanı İdil ırmağı kıyısındaki Akkale ilini başkent edindi Daha sonra Mervan bin Muhammed, bir ordu ile Belencer'e kadar geldi, şehri yaktı Derbend'e Arap birlikleri yerleşti Araplar, bu saldırıların bir sure ardını bırakmadı 737 yılında, gene Mervan bin Muhammed, yuz elli bin kişilik buyuk bir ordu ile Etil şehri uzerine yurudu Oldukca korkulu yollardan, derin vadilerden gecen Mervan, bu ordu ile Kur nehri kıyısındaki Kasak şehrinden Hazarların Dağıstan'daki buyuk illi olan Semender uzerine yurudu Orduyu, biri Derbend, biri de Daryal gecidi olmak uzere iki ayrı yoldan gecirerek birdenbire Hazarlara saldırdı Hazarlar, bu beklenmedik saldırı karşısında pek tutunamadılar Mervan bin Muhammed, ordusunu kolayca Etil'e gonderdi, şehri kuşattı Hazar hakanı, İdil nehrinin oteki kıyısına gecerek, tarhanlardan kurulu 40 000 kişilik bir ordu ile, Arapların nehri aşmalarını onlemek istedi Mervan, bu carpışma sonunda, 20 000 aileyi esir alarak Derbend taraflarına surdu Anberi adlı kumandanın yonetimi altına verdiği 40 000 kişilik secme Arap ordusunu da tulumlara bindirerek nehrin doğu yakasına gecirdikten sonra, Hazar Tarhanının ordusunu dağıttı, Tarhanı oldurttu Bunun uzerine Hazar hakanı, barış istemek ve antlaşma imzalamak zorunda kaldı Mervan bin Muhammed, Hazar hakanına, Etil'e donme izni verdi Ayrıca, İslam dinini Hazarlar arasında yaymak amacıyla Sabit elEsadi ve Abdurrahman HulanU adlı iki Arap hukukcusunu, Hazar hakanının yanında bıraktı Araplar karşısında başarısızlığa uğrayan Hazarlar, VII ve VIII yuzyıllarda Avrupa ve Bizans ulkelerinde durumlarını korudular Kırım ve Azak ulkelerinde daha da guclendiler Kırım Gotları, bu yuzyıllarda Hazarlara bağlıydılar Başlarında Hazar hakanı tarafından tayin edilen bir vali bulunurdu Bu genel valilere, Gokturk ve Hazar devletlerinin oteki bolgelerinde olduğu gibi, Kırım'da da tuyun adı veriliyordu Gotlar, kendi iclerinde bağımsızdı Daha sonraki yıllarda Hazarlar, yavaş yavaş Gotların bağımsızlıklarına son verdiler (787) Bu arada Hazarlar, Don ırmağı uzerinde, bozkır kavimlerinin saldırılarını onlemek amacıyla, Sarhil adını verdikleri bir kale yaptılar Ukrayna'nın başkenti olan Kiev'de, Hazar hakanına bağlı uc kardeş tarafından yaptırılmıştı

Bu ağır yenilgiden sonra, Hazarlarla Araplar arasındaki gerginlik arttı Ast Tarkan kumandasındaki 100 000 kişilik bir Hazar ordusu, Kafkas dağlarından hızla guneye indi Daha once Arapların saldırısına uğrayan Ermeniye ve Azerbaycan'a girdi (765) Butun şehirleri yağma etti 100 000 Muslumanı esir alarak goturdu Bununla, Hazar kumandanı, otuz yıl onceki ağır yenilginin ocunu aldı Guneyde Araplara yenilen Hazarlar, batıda, ozellikle Avrupa devletleri karşısında onemli bir varlık olarak kaldılar 787 yılında Gotların Kırım'daki kalelerini alarak, oradaki hakimiyetlerine son verdiler Araplar gibi, Bizanslılar da Hazarlarla birtakım akrabalıklar kurma yoluna gittiler İmparator II Justinianus, Hazar hakanının kızkardeşiyle, İmparator V Konstantinos bir Hazar prensesiyle evlendi Halife Harunur Reşid zamanında Hazar hakanı ve yakınları Musevi dinine girdiler

Hazar İmparatorluğu, bir yandan NormanRus, bir yandan Selcuklu ve Kıpcak saldırıları sonucu sarsıldı Gittikce kuvvetlenen Ruslar, Kiev'i Hazarların elinden aldılar (866) Bu olaydan sonra Rusların, Hazar topraklarına yaptıkları akınlar sıklaştı 965 yılında Svyatoslav kumandasındaki bir Rus ordusu, butun Hazar şehirlerini yakıp yıktı Dağılan Hazar halkı, bazı adalara sığınmak zorunda kaldı Hazarlar, bir sure sonra Azak ve Kırım'da kucuk prenslikler kurarak yaşamaya başladılar Bizans'ın yardımıyla Ruslar buraları da kendi topraklarına kattılar (1016) Aynı yıllarda, Aşağı İdil ve Terek'teki Hazar devletleri de Oğuz (Selcuklular) ve Kıpcakların saldırıları sonunda ortadan kalktı Geniş bir alana yayılan Hazarlar; Kıpcaklar, Pecenekler, Oğuzlar gibi yeni Turk boylarına karıştılar Altınordu hakanı Surbidey Noyan, Etil şehrinde bağımsız yaşayan Hazarların hakimiyetine son verdi (1299), şehrin yakınlarında, Altınordu Devletininin başkenti olan Saray'ı kurdu Hazar kağanları, sırasıyla şunlardır: Bulan (620?); Ubaca; Hızkiya; Menaşe I; Hanuka; İshak; Sabulon; Menaşe II; Nisi; Harun I; Menahem; Benyamin; Harun II (?931); Yusuf (931965)

Medeniyet

Bazı kaynaklara gore Gokturk, bazı kaynaklara gore Rus veya İbrani yazısı kullandıkları soylenen Hazarlardan gunumuze kadar, ancak iki adet yazılı belge kaldı Bunlardan birisi, Hazar hakanı Yusuf bin Harun tarafından, Enduluslu Musevi devlet ve bilim adamı Hasday bin İshak bin ŞaprUt'a gonderilen mektuptur (960) Oteki ise bilinmeyen Hazarlı bir Musevi tarafından, hakan Yusuf zamanında (931965) yazılan bir mektubun, Mısır'da KenisetelŞami'de bulunan parcalarıdır Birinci mektupta, hakan Yusuf, şeceresini saymakta, Musevi dinine girmekle ilgili bilgiler vermektedir Mektupta ayrıca, Hazar ulkesinde yaşayan boyları, bunların yaşayış tarzını anlatan cumleler vardır Mektuptan anlaşıldığına gore Hazarlar, yarı gocebe, yarı şehir hayatı yaşarlardı Nitekim, bu bilgileri bazı Arap kaynakları da doğrular Genellikle yazın cadırlarda, kışın şehirlerde oturuyorlardı En unlu şehirleri, Etil, Saksın, Belencer, Sarkil ve Semender'di Başkent Etil'in, İdil ırmağı kıyısında kurulduğu sanılır Şehrin batı kesimine Etil (Sarığşın da denir), doğu kısmına Hazaran (Hanbalığ da denir) deniliyordu Irmağın ortasında, şehrin iki yakasına dubalı koprulerle bağlı bir ada vardı Şehrin batı bolumu, doğu bolumune gore daha genişti Burada hakanın tuğladan yapılmış sarayı vardı Şehrin uzunluğu 25 km idi ve dort kapılı bir surla cevrilmişti Şehir, dağınıktı Evler, Turklerin derme evleri (hargah, buyuk cadır da denir) denen, ağactan yapılmış ve ustleri kece ile ortulu turdendi Onlar, bu evlere odade adını veriyorlardı Pek azı kerpicten yapılırdı Hakandan başka hic kimse tuğla ev yapamazdı Şehirde ayrıca carşı ve hamamlar vardı Sarkil şehrinde yapılan son kazılardan, şehrin dikdortgen bicimli; ev yapımında kullanılan tuğlaların, Asya kaynaklı olduğu anlaşıldı

Hazar hakanları, savaşlarda, odade denilen, cadırlı bir arabaya binerlerdi Arabanın her tarafı halılarla doşenir, uzerinde sırmalarla ortulu bir kubbe yukselirdi Kubbenin ustunde, altından yapılmış bir armut bulunurdu Gelinlerin ceyiz arabaları da, hakanın savaş arabasını andırırdı Bu arabaların on tanesinin kapıları altın ve gumuş levhalarla kaplı olurdu Arkadan gelen 20 araba ile her turlu ceyiz eşyası, altın ve gumuş kaplar taşınırdı Hazarlar, olulerini suya atarlardı Bazı soylentilere gore sonraları, oluleri yakmağa başladılar Bir hakan olduğunde her birinde birer kabir bulunan 20 odalı bir ev yapılırdı Kabirler, ufalanmış taş tozu ile doşenir, icine kirec veya mine konulurdu Gomme işi bittikten sonra, hakanı gomenler de oldurulerek, oteki odalara gomulurlerdi Bu iş, hakanın hangi odaya gomulduğunun bilinmemesi icin yapılırdı Bu geleneğin, Hunlar'da da surdurulduğunu gosteren belgeler vardır Hakanın kabir odası, baştan başa, altınla işlenmiş kumaşla ortulur; butun işler bittikten sonra suyun altında kalacak şekilde, nehrin suyu kabir eve boşaltılır ve yapı iyice su altında kalır; boylelikle artık, hakanın cesedine insan, şeytan, kurt ve boceklerin zarar veremeyeceğine inanılırdı Hazar hakanlarından hicbirinin mezarının bulunamayışı, kendilerinin bu gomme geleneği yuzundendir

Ekonomi

Etil şehri, Guneydoğu Avrupa ile Asya arasındaki bir alışveriş merkeziydi Bu şehirde, ceşitli dinlere bağlı yerli halktan başka, ticaret icin gelmiş yabancılar da otururlardı Şehir pazarlarında, ceşitli ulkelerden, ceşitli yerlerden gelen mallar değiştokuş edilir, satılırdı Saksın şehrinde alışveriş, kurşun paralarla yapılırdı Ayrıca, ekin denilen kumaş paralar (kağıt para benzeri) da kullanılırdı Hazarların başlıca ihrac malı, bir ceşit tutkaldı, oteki ticaret mallarının coğu, Rus ve Bulgar ulkelerinden gelen maddelerdi Buyuk şehirlerin cevrelerinde geniş bahce ve bağlar vardı Yerli halk, yazın cadırlarda şehir dışına cıkar, tarımla uğraşırdı Hazarların, milletlerarası ihrac malları arasında, Hazar sunguleri, Hazar eğerleri, Hazar zırhları onemli yer tutardı Hazar kılıcları, Ruslar arasında da biliniyordu Hakanlar, Bulgar ilteberliğinden her evden, her yıl bir samur vergisi alırlardı Ayrıca, ticaret kervanları ve gemileri, onda bir oranında vergi oderlerdi Hazar Denizinden gelen gemilerden de gumruk vergisi alınırdı

Din

Hazarlar, uzun zaman, Şaman dinine bağlı olarak yaşadılar Ancak, Bizans ve Araplarla olan sıkı ilişkiler, hakanlarla soylu ailelerin Museviliği benimsemeleri, her uc dinin de ulkede yayılmasına yol actı Muslumanlığı da (732800), Museviliği de (800965) resmi din olarak benimsemişlerdir Hristiyanlık, resmi din olmadı, ancak, Arran metropoliti İsrail'in calışmaları (677703) sonucu, bu din de ulkede geniş olcude yayıldı Halk, daha cok Musluman ve Hristiyan; hanlar, tarhanlar ve onlara yakın cevreler Musevi idi Hazar'da yedi başkadı vardı Bunlardan ikisi Muslumanların, ikisi Hristiyanların, ikisi Musevi Hazarların, biri de oteki dinlere bağlı olanların işlerini goruyorlardı Başkent Etil'de (X yuzyıl), 10 cami vardı Musluman halkın sayısı 10 000 kadardı Genellikle Bizans sınırındaki ve Kırım'daki Hazarlar Hristiyan, Dağıstan ve Aşağı İdil'de oturanlar Muslumandı Hristiyanlar (VIII yuzyıl), teşkilat olarak yedi piskoposluğa ayrılmışlardı

Yonetim Şekli

Hazarların devlet teşkilatında, cifte krallık duzeni uygulanıyordu Devlet başkanı olan hakan, doğrudan doğruya devlet işlerine karışmıyor, devleti sembolik olarak temsil ediyordu İdare, onun naibi olan Hakanbeh'in elinde bulunuyordu Ancak, hakanbehi değiştirmek, gorevinden almak, her zaman, asıl hakanın yetkileri arasındaydı Buna karşılık, orduları, ulkeyi yoneten, savaş acabilen, hakanbeh idi Vilayetlerle ilgili işler, memleketin adalet ve ic işleri de onların elindeydi Buyuk hakan da denilen asıl hakanın saltanat suresi, kırk yılı aşamazdı Bu sure icinde hakan, kendiliğinden olmezse, maiyeti bunadı, aklı azaldıgerekcesiyle onu kendi elleriyle oldururlerdi Hakan, duşmana karşı giden ordudan kacıp donenleri cezalandırır, ordu savaşta yenilirse, Hakanbeh'in gozleri onunde, onun kadın ve cocuklarıyla mallarını başkalarına dağıtırdı Hakanbehlere, tarkan, yabgu da denilirdi
 
Üst Alt