Selâmün aleyküm, Karanlıkta fener, yolculukta kaptan pilot gibi şiddetle ihtiyacımız var ise bir Mürşid-i Kamili bulamayan bizler karanlıkta ışıksız mı kaldık. Mürşidini bulanlar, o balı tadanlar; karanlıkta feneri ile gidenler; tamam da.Sıradan bir kul; Kur’an ve Efendimiz’in (sav) yolunu takip etse de Mürşid’siz olunca yani fenerimiz yoksa karanlıkta mı kalmış oluyoruz?
Tasavvuf sünnet midir ? Sahabe zamanında mı başlamıştır? İlk ortaya çıkışı nasıldır? İster istemez karamsarlığa düşüyor insan. Biz Mürşid-i Kamil bulamaz isek halimiz perişan mı? Hocam…
Her İnsan Tasavvufa Girmeli mi? Kamil-i Mürşid Aramalı mı? Tasavvuf sünnet midir? sorularının cevabı: Aleyküm selam değerli ziyaretçimiz, sorularınız çok güzel lakin bir başlık altına sığmayacak kadar çok. Bu nedenle kısaca bütün sorularınızı cevaplamaya çalışalım.
Her İnsan Tasavvufa Girmeli mi?
Kamil bir mürşidimiz yok ise karanlıkta kalmaya biliriz. Fakat karalıktan çıkışımız zorlaşabilir. Zira yolu bilen biri ile yolu yürümek daha doğru olsa gerek. Şu kesin olarak söyleyebiliriz ki bir Müslüman itikadı tam olduğu sürece hiç bir sorun yaşamayacaktır. Bununla birlikte Kuran ve dolayısı ile Peygamber Efendimizin mürşitliğine tabi olmayan bir kul Kamil bir mürşitten de asla istifade edemez. Zira Kamil mürşitler Müslümanları Kuran ı Kerimi ve sünneti seniyyeyi en iyi şekilde öğretmek için çabalarlar.
Tasavvuf Sünnet midir ?
Tasavvuf sünnet değildir, bizatihi sünnet tasavvuftur. Zira tasavvuf dediğimiz yaşam ve inanç kavramı sünneti seniyyeyi en iyi şekilde yaşayabilmek ve uygulaya bilmek sanatıdır.
Tasavvuf, sünneti yaşamanın bir yoludur. Bununla birlikte Tasavvuf ehli, sünneti yaşayabildiği derecede tasavvuf ehlidir. Bilindiği üzere İslam inancında gaye, Peygamber Efendimizin bize hayatı ile göstermiş olduğu İslam inancını en doğru bir şekilde yaşayabilmektir. Tasavvuf ise bu gaye ile hareket etmektedir.
Tasavvuf Sahabe Zamanında mı Başlamıştır?
Bu konu aslında gayet açıktır. Nasıl ki mezhepler Peygamberden daha sonra zamanla oluştu ise tasavvufta zamanla oluşmuştur. Fakat bu nokta yanlış anlaşılmamalıdır. Zira mezheplerde, tasavvufta
Peygamber Efendimiz zamanında mevcuttu. Fakat tasavvuf ve mezhepler ilmi bir dal şeklini almamışlardı. Zira
Peygamber Efendimiz zamanında ne bir fetvaya nede bir kamil mürşide ihtiyaç yoktu. Fakat Peygamber Efendimizin vefatından sonra İslam dinine dair fıkhi konularda ki karışıklığı gören alimler mezhebleri kurmuşlardır. Bununla birlikte insanların manevi hayatlarının kötüye gittiğini gören İslam alimleri ise tasavvuf konularına yani İslam dinini daha iyi yaşama konularına dikkat çekmişlerdir. Bu ise zamanla tarikatları, yani tasavvufu oluşturmuştur.
Tasavvufun İlk Ortaya Çıkışı Nasıldır?
Yukarıda da belirtiğimiz gibi Tasavvuf İslam dininin içerisinde en baştan beri olan bir ahlak tutumudur. Fakat Müslümanların Peygamber Efendimizden sonra İslam ahlakını yitirmeye başladığını gören İslam alimleri Tasavvuf başlığı altında Müslümanları İslam inancını yaşamaya davet etmişlerdir.
Mürşid-i Kamil Bulamazsak Halimiz Perişan mı?
Tabi ki Kuran ve sünneti takip eden hiç bir Müslümanın, eğer bir Mürşidi kamil bulmaz ise hali perişan değildir. Fakat ben Kuranı anlayamıyorum ve sünneti seniyyeyi yaşayamıyorum diyen bir Müslüman, eğer bir Mürşidi kamil aramıyor ise hali perişandır. Tasavvuf yolunu İslam dininden ayırmak mümkün değildir
. Zira tasavvuf yolu İslam dinini daha iyi yaşamayı öğreten bir okuldur. Fakat şuda bir gerçek ki tasavvuf işin gerçek ehlinden alınmalıdır.