Son Konu

Hirİstİyanlari Hİdayet Ve GerÇek KurtuluŞa Davet

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
AZİZ VE CELİL OLAN ALLAHU TEÂLÂ

KUR’ANI KERİM’İNDE ŞÖYLE BUYURUYOR:

“DE Kİ: O ALLAH BİR TEKTİR (İHLÂS: 1)

HIRİSTİYANLAR İSE: “BABA, OĞUL, KUTSAL RUH

DİYEREK ÜÇ İLÂH KABUL EDİYORLAR

BU NE BÜYÜK BİR SAPMIŞLIKTIR
ALLAHU TEÂLÂ İHLÂS SÛREİ ŞERİF’İNDE

KESİN OLARAK BEYAN BUYURMAKTADIR:

“DOĞURMAMIŞ, DOĞURULMAMIŞTIR (İHLÂS: 3)

HIRİSTİYANLAR İSE: “İSA MESİH ALLAH’IN OĞLU DİYORLAR

BUNDAN BÜYÜK CEHALET Mİ OLUR?
HALBUKİ İSA ALEYHİSSELÂM KUR’ANI KERİM’DE HABER VERİLDİĞİNE GÖRE ŞÖYLE SÖYLEMİŞTİR:

“BEN ALLAH’IN KULUYUM O BANA KİTAP VERDİ

VE BENİ PEYGAMBER YAPTI (MERYEM: 30)

HIRİSTİYANLAR İSE İSA ALEYHİSSELÂM’I İLÂHLAŞTIRDILAR

BU NE BÜYÜK DALÂLETTİR
ALLAHU TEÂLÂ KEHF SÛREİ ŞERİF’İNİN 45

ÂYETİ KERİME’LERİNDE ŞÖYLE BUYURUYOR:

“VE ‘ALLAH ÇOCUK EDİNDİ’ DİYENLERİ UYARMAK İÇİN

BU HUSUSTA NE ONLARIN NE DE ATALARININ BİR BİLGİSİ VARDIR

AĞIZLARINDAN NE BÜYÜK SÖZ ÇIKIYOR! ONLAR YALNIZ VE

YALNIZ YALAN SÖYLERLER

HIRİSTİYANLAR, HAZRETİ ALLAH’A EVLÂT İSNAT EDİYORLAR

BU NE BÜYÜK AYMAZLIKTIR
ALLAHU TEÂLÂ ÂYETİ KERİME’SİNDE BUYURUR Kİ:

“MUHAMMED İÇİNİZDEN HERHANGİ BİR ADAMIN BABASI DEĞİL, FAKAT

O ALLAH’IN RESUL’Ü VE PEYGAMBERLERİN SONUNCUSUDUR (AHZÂB: 40)

HIRİSTİYANLAR İSE İNCİL’DE HABER VERİLMESİNE RAĞMEN:

“BİZ İSA’DAN ÖTESİNİ TANIMIYORUZ DİYORLAR

BUNLAR KENDİ KİTAPLARINA DAHİ İNANMIYORLAR

BU NASIL BİR DİN ANLAYIŞIDIR?

Peygamberlere ve İsa Aleyhisselâm’a iman etmek İslâm dininin iman esaslarındandır Biz Allahu Teâlâ’nın gönderdiği bütün peygamberlere ve kitaplara inanırız
“Hepsi Allah’a, meleklerine, Kitaplar’ına ve peygamberlerine iman ettiler “O’nun peygamberlerinden hiçbirini diğerinden ayırmayız derler (Kur’an, Bakara: 285)
Allahu Teâlâ bize böyle beyan buyuruyor Biz İsa Aleyhisselâm’a ve ona indirilen bozulmamış İncil’e ve Allah’ın gönderdiği diğer bütün peygamberlere iman ederiz İslam inancına göre İsa Aleyhisselâm Hazreti Allah’ın büyük peygamberlerinden birisidir Bakire Meryem’den babasız olarak dünyaya gelmiştir Adem Aleyhisselâm nasıl ki babasız olarak yaratılmışsa İsa Aleyhisselâm’ın yaratılması da bu şekildedir Nitekim bugünkü tıp ilminin ulaştığı seviye bu durumun kavranmasını daha kolay kılmaktadır Hazreti Allah beşeri sıfatlardan ve çocuk sahibi olmaktan münezzehtir
Bu hakikatleri anlamak ve kabul etmek istemeyen yahudiler, İsa Aleyhisselâm hakkında, babasız dünyaya geldiğini bahane ederek “zina çocuğudur dediler, iftira ettiler, hıristiyanların bir kısmı “ilâh dediler, bir kısmı “ilâhın oğlu, bir başka fırka da “üçten biridir dediler Oysa hakikat Kur’anı kerim’de bildirildiği gibidir:
“Hiç şüphe yok ki, İsa’nın babasız dünyaya gelişi de Allah nezdinde Âdem’in durumu gibidir Allah Âdem’i topraktan yarattı, sonra ona “Ol! dedi, o da oluverdi (Âli imrân: 59)
Allahu Teâlâ’nın Meryem Vâlidemiz hakkındaki beyânı ilâhisi de şudur:
“Irzını korumuş olan İmrân kızı Meryem de bir misaldir Biz ona ruhumuzdan üflemiştik Rabb’inin sözlerini ve Kitaplar’ını tasdik etmişti O bize gönülden itaat edenlerdendi (Tahrim: 12)
Hıristiyanlar “Allah üçtür: Baba, oğul, ruhul kuds; Üç esas, üç şahıs olarak tek esastır diyerek “Üç ilâh anlayışına sapmışlardır Bunun hangisi Allah’tır? Bu bâtıl bir zihniyet değil mi? Bu doğru mudur?
“Sizin için hayırlı olmak üzere bundan vazgeçin Şüphesiz ki Allah ancak bir tek ilâhtır O, çocuk sahibi olmaktan münezzehtir Göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur Vekil olarak Allah yeter (Nisâ: 171)
İslâm dininin hak din olduğunu, Hazreti Kur’an’ın Allahu Teâlâ’nın indirdiği son kitabı olduğunu, Muhammed Aleyhisselâm’ın da Allahu Teâlâ tarafından gönderilmiş hak ve son bir peygamber olduğunu biliyorsunuz, ancak inkâr etmekte inat ediyorsunuz
“Ey ehli kitap! Niçin hakkı bâtıla karıştırıyor ve bile bile hakkı gizliyorsunuz? (Âli imrân: 71) Allahu Teâlâ size sesleniyor
Ey okuyucu! Bile bile hakkı, hakikati gizleme Hidayete gözlerini kapama İnkârda inat etme
Allahu Teâlâ Kur’anı kerim’inde, Nisâ sûrei şerif’inde yine size sesleniyor:
“Allah’a ve peygamberlerine inanın (Allah) üçtür demeyin! (Nisâ: 171)
Allah’ın bir olduğuna, her türlü beşeri sıfattan münezzeh olduğuna iman edin Allahu Teâlâ’ya çocuk isnad etmek çok büyük bir zulümdür, büyük bir inkârdır:
“‘Rahman çocuk edindi’ dediler Andolsun ki siz, pek çirkin bir şey ortaya attınız Onlar o Rahman olan Allah’a çocuk iddia ettiler diye, bu sözden dolayı neredeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak, dağlar dağılıp çökecekti Halbuki Rahman olan Allah’a çocuk isnat etmek aslâ yakışmaz (Meryem: 8892)
Yaratma ile üretme arasındaki farkı anlayamıyor musunuz? Doğurma ve doğmanın, her şeyden önce bir yaratmaya bağlı olduğunu düşünemiyor musunuz? Gözleriniz bu kadar kör mü?
Halbuki Kur’anı kerim’de beyan buyurulduğuna göre İsa Aleyhisselâm şöyle söylemişti:
“Allah benim de Rabb’imdir, sizin de Rabb’inizdir Artık ona kulluk edin, bu doğru yoldur (Zuhruf: 64)
İsa Aleyhisselâm böyle buyuruyor, hıristiyanlar ise onu Allah yerine koyuyorlar, ilâh kabul ediyorlar Bu iftiranız karşısında İsa Aleyhisselâm size sahip çıkar mı? Allahu Teâlâ’nın huzuruna hangi yüzle çıkacaksınız? Mahlûktan Allah olur mu? Ne kadar sapmış olduğunuzu görmüyor musunuz?
“Halbuki Mesih onlara demişti ki:
Ey İsrâiloğulları, benim de Rabb’im sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin
Kim Allah’a ortak koşarsa, muhakkak ki Allah ona cenneti haram kılar
Varacağı yer ateştir, zâlimlerin yardımcıları yoktur (Mâide: 72)
İsa Aleyhisselâm size hitap ediyor, Allah’a ortak koşmaya devam ederseniz, cehennemde ebedi kalacağınızı söylüyor Hala uyanmayacak mısınız?
Allahu Teâlâ İsa Aleyhisselâm’ın bir diğer beyanını Kur’anı kerim’de bize şöyle haber veriyor:
“Ben Allah’ın kuluyum O bana Kitap verdi ve beni peygamber yaptı (Meryem: 30)
Hıristiyanlar ise hâşâ İsa Aleyhisselâm’ı Allah olarak kabul ediyorlar İsa Aleyhisselâm; “Ben Allah’ın oğlu değilim, kuluyum Ben Allah değilim, O’nun peygamberiyim, elçisiyim diyor Hıristiyanlar bir mahlûku Allah yaparak kayıyor, bu mübarek peygambere iftira atıyor, yoldan çıkıyorlar Hâşâ insandan Allah olur mu? Bu ne kadar büyük bir inkârdır
İsa Aleyhisselâm’a uluhiyet isnad edenler hakkında Allahu Teâlâ Âyeti kerime’lerinde şöyle buyuruyor:
“‘Allah, Meryemoğlu Mesih’tir’ diyenler gerçekten kâfir olmuşlardır (Mâide: 72)
“Andolsun ki: ‘Allah üç ilâhtan üçüncüsüdür’ diyenler kâfir olmuşlardır (Mâide: 73)
“Allah üç ilâhtan üçüncüsüdür demek, hem “Üç kelimesi, hem de “Üçüncü kelimesi itibariyle olmak üzere iki yönden katıksız şirktir Bir ilâhtan başka ilâh olmadığı halde üç ilâh farzetmek, bir olan Allah’ın hakkını inkârdır, zulümdür “Allah üç demek gibi bir çelişkidir
“Oysa bir tek ilâhtan başka ilâh yoktur Eğer bu dediklerinden vazgeçmezlerse elbette onlardan inkâr edenlere çok acıklı bir azap dokunacaktır (Mâide: 73)
Bu gibi sözlerden ve teslis inancından vazgeçmeyenlere Allahu Teâlâ açıkça küfür damgası vurmuştur Onlar en şiddetli bir azapla azaba uğrayacaklardır
“Meryem oğlu Mesih ancak bir peygamberdir (Mâide: 75)
İlâh değildir Ancak Allahu Teâlâ’nın delil ve fermanı ile gönderdiği bir elçi, bir tebliğci, bir peygamberdir Allahu Teâlâ hususi olarak bazı peygamberlere mucizeler verdiği gibi, ona da doğruluğunu göstermek için apaçık bazı mucizeler vermiştir Eğer Allahu Teâlâ İsa Aleyhisselâm vasıtası ile ölüleri diriltti ise, şüphesiz ki Musa Aleyhisselâm vasıtasıyla âsâya can verdi ve âsâ sürünen bir yılan oldu Bu ötekinden daha hayret vericidir Eğer İsa Aleyhisselâm babasız yaratıldıysa, şüphesiz Âdem Aleyhisselâm hem anasız hem babasız yaratılmıştır Bu daha şaşırtıcıdır Bunların hepsi Allah katındandır Musa Aleyhisselâm ve İsa Aleyhisselâm ancak Allahu Teâlâ’nın yaratıcı kudretinin tecelli yerleri ve vasıtalarıdır
İsa Aleyhisselâm ilk olarak gelmiş bir peygamber de değildir:
“Ondan önce de nice peygamberler gelip geçmiştir Annesi de sıddîka (çok doğru) bir kadındı Her ikisi de yemek yerlerdi (Mâide: 75)
Allahu Teâlâ İsa Aleyhisselâm ve Meryem Validemiz hakkında “yemek yerlerdi buyuruyor Yani İsa Peygamber yerdi, içerdi, gezerdi, bir insandı çünkü Böyle bir kimse Allah olur mu? Allah öyle bir Allah ki ne evveli var, ne de sonu var
Allahu Teâlâ İsa Aleyhisselâm hakkında gerçek dışı beyan ve inançlarda ısrar eden ehli kitabın bu müfrit telâkkilerini reddeder Hıristiyanların Allah’ı bırakıp İsa Aleyhisselâm’a tapacak kadar onun hakkında aşırı tazimde bulunmak suretiyle düştükleri sapmışlıklarını anlatarak şöyle buyurur:
“Ey Ehli kitap! Dininizde taşkınlık etmeyin Allah hakkında ancak gerçeği söyleyin (Nisâ: 171)
Onu ancak yüksek sıfatlarıyla, güzel isimleri ile nitelendirin O’na bir eş ve bir çocuk veya buna benzer zatına yakışmayan şeyleri nisbet etmeyin
“Meryem oğlu İsa Mesih, Allah’ın peygamberidir (Nisâ: 171)
O sadece Allahu Teâlâ’nın seçkin peygamberlerinden bir peygamberdir, sizin iddia ettiğiniz gibi Allah’ın oğlu değildir
“Meryem’e ulaştırdığı kelimesidir (Nisâ: 171)
O’nun tarafı izzetinden tecelli eden bir emirdir “Ol emri şerifiyle var olmuştur
“Ve O’ndan bir ruhtur (Nisâ: 171)
Kendisinin yaratmasıyla meydana gelen bir ruhtur O’nun “Kün emri ile bir mucize olarak vücuda getirdiği için kendisine bir şeref olmak üzere “Kelimetullah denilmiştir Bu ruhun Allahu Teâlâ’ya izafe edilmesi şerefini yükseltmek içindir Allahu Teâlâ onunla birçok ölü kalplere hayat vermiştir
Şu halde;
“Allah’a ve peygamberlerine inanın (Allah) üçtür demeyin Sizin için hayırlı olmak üzere bundan vazgeçin Şüphesiz ki Allah ancak bir tek ilâhtır O, çocuk sahibi olmaktan münezzehtir Göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur Vekil olarak Allah yeter (Nisâ: 171)
İsa Aleyhisselâm kendisine insan olmanın dışında bir sıfat yakıştırmak isteyenlere kul olduğunu hatırlatmak ihtiyacı duymuş ve:
“Ben ancak Allah’ın kuluyum buyurmuştur (Meryem: 30)
Muhataplarına: “Beni ilâh edinin dememiş, bilakis:
“Şüphesiz ki Allah benim de Rabb’im, sizin de Rabbinizdir O’na kulluk edin İşte doğru yol budur diye nasihatte bulunmuştur (Meryem: 36)
Allahu Teâlâ Tevhid akidesini temelinden yıkan Üç İlâh (Teslis) inancının doğuracağı elim akıbeti haber vermektedir Allah’tan başka iki ilâh edinenlerle İsa Aleyhisselâm ilâhî huzurda yüz yüze getirilecekler, Allah’a ve Peygamber’ine iftira edenler hak ettikleri cezayı göreceklerdir
Allahu Teâlâ, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimize hitap ederek bir Âyeti kerime’sinde şöyle buyurmaktadır:
“De ki: Rahman’ın çocuğu olsaydı, ona kulluk edenlerin ilki elbette ben olurdum
Göklerin ve yerin Rabbi, arşın da Rabbi olan Allah, onların vasıflandırdıkları noksan sıfatlardan münezzehtir
Bırak onları! Kendilerine vaad edilen günlerine kavuşuncaya kadar dalsınlar, oynayıp dursunlar (Zuhruf: 818283)

Allahu Teâlâ bir Âyeti kerime’sinde Zâtı akdes’ine kullarından bir parça isnad edenler hakkında şöyle buyurmaktadır:
“Kullarından bir kısmı, O’nun bir cüz’ü kıldılar İnsan gerçekten apaçık bir nankördür (Zuhruf: 15)

Kur’anı kerim’de Allahu Teâlâ’nın çocuğu olmaktan münezzeh olduğuna dair beyanlar sık sık ifade buyurulmaktadır:
“Allah çocuk edindi dediler Hâşâ! O yücedir Göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur Hepsi O’na boyun eğmişlerdir (Bakara: 116)
Allahu Teâlâ’nın çocuk edindiğini söylemek, O’nun insanlara benzediğini söylemek mânâsına gelir O halde hiçbir şeyin kendisine benzemediği Zâtı Ecellü A’lâ’nın çocuk edinmesi aslâ düşünülemez O, başlangıcı ve sonu bulunmayan yegâne yaratıcıdır
“Elinizde O’nun çocuk edindiğine dair hiçbir delil yoktur Allah hakkında bilmediğiniz bir şey mi söylüyorsunuz? (Yunus: 68)
Allahu Teâlâ onların ileri sürdükleri iddiâlardan ne kadar uzaktır! Çocuğu olduğunu haber vermediğine veya bu mânâya gelebilecek bir beyan Zâtı Akdes’inden sâdır olmadığına göre, bu gibi kimseler kuru bir zanna isnat etmektedirler
“De ki: Allah’a karşı yalan uyduranlar aslâ iflâh olmazlar (Yunus: 69)
Korktuklarından emin, umduklarına nâil olamayacaklar, cennete değil cehenneme sevkedileceklerdir
“Bak! Nasıl da Allah’a yalan yere iftira ediyorlar Apaçık bir günah olarak bu yeter! (Nisâ: 50)
Bundan başka hiçbir günahları olmasa bile, bu iftiraları onların hepsini gölgede bırakan büyük bir günah olur
“O hiçbir çocuk edinmemiştir Mülkünde hiçbir ortağı yoktur Her şeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, mukadderatını tayin etmiştir (Furkan: 2)
Her şey bütün mukadderatı ile O’nun kudret eli altındadır Her şeyin bir sınırı ve ölçüsü vardır ki, kul onu aslâ aşamaz O’nun kudretine ise sınır ve son yoktur Bunun içindir ki hiçbir şey, yaratılmış olma sınırını aşıp da O’na ortak olmaya güç yetiremez
“Yahudiler: ‘Üzeyir Allah’ın oğludur’ dediler (Tevbe: 30)
Bu sapmışlıkları ile hıristiyanların: “Mesih Allah’ın oğludur sözüne bir kapı açmış oldular
“Hıristiyanlar da: ‘Mesih (İsa) Allah’ın oğludur’ dediler (Tevbe: 30)
Başlangıçta bunu söyleyenler bir kısım hıristiyanlar ise de, sonradan hemen hepsi böyle söylemeye başladılar, hatta böyle söylemeyenleri kâfirlikle itham ettiler
“Bu, daha önce inkâr edenlerin sözlerine benzeterek geveledikleri sözlerdir (Tevbe: 30)
Bunlar ehli kitaptan olmakla beraber müşriklere benzerler ve müşrik sayılırlar
“Allah onları kahretsin! Nasıl da uyduruyorlar? (Tevbe: 30)
Bu iftiralarından dolayı Allahu Teâlâ’nın ilâhî gadabına maruz kalmışlardır
Hıristiyanlar o ilk günahtan kurtulmak için aklı ve nefsi bu teslis inancına feda etmek gerektiğini ve bu fedâkârlığı yapmanın bu imanın şartı ve kurtuluş sebebi olduğunu iddiâ ederler ki, bütün bunlar Allah inancını hafife almaktan başka bir şey değildir Büyük bir saygısızlıktır
Teslis inancı, hıristiyanlığın kaynağından gelen bir inanç değildir Tahriften kaynaklanan bâtıl inancıdır
İsa Aleyhisselâm’dan sonra ilk yazılan Markos incilidir Bu incilde İsa Aleyhisselâm’a “Sen Mesih’sin (829) denilirken, Luka’da “Sen Tanrının Mesihisin (920) geçmekte, Matta’da ise “Tanrının oğlu Mesih’sin (1616) ibaresi yazmaktadır Halbuki Matta ve Luka birçok alıntıyı Markos’tan yapmıştır Yuhanna ve Pavlusun mektuplarında da teslis inancı mevcuttur Hıristiyanlığa bugünkü teslis inancının sokan ve Hazreti İsa’ya uluhiyet isnad eden fikirlerin babası Pavlus’tur
Bugün hıristiyanların ilahi kitap olarak sahip çıktıkları İncil’in yaklaşık yarısı yahudi dönmesi Pavlus’un mektuplarından müteşekkildir
“Yahudi dönmesi Pavlus Romalı bir hahamdı ve Hıristiyan olmadan önce bir çok Hıristiyana zulmetmişti Hıristiyan olduktan sonra kiliseye yazdığı mektuplar İncil’in 27 kitabının hemen hemen yarısını oluşturuyordu ‘Tanrının oğlu’ ve ‘haç’ Pavlus’un öğretilerinin temelini oluşturuyordu (Us News and World Report, 20 Nisan 1992, sf 70)
Hıristiyanlıktan dönme eski bir pastörün (papazın) dediği gibi “Pavlus’un cin fikirli mektupları iftiracılık, dedikoduculuk, kıskançlık, ispiyonculuk, casusluk öğretir Özellikle bu mektuplar birçok tenakuz ve takiyyecilikle doludur
“Hıristiyanlığa üçlemeyi sokan Aziz Pavlus, asıl adı Saul olan Tarsuslu bir yahudidir Aziz Pavlus, ‘İsa bana inerek üçlemeyi öğretti’ diyerek ortaya çıkmadan önce de Kudüs’te Kabbala öğretimi yapmaktaydı (The Concised Atlas of the Bible, sf 124)
“Kilise Anadolu’ya yayıldıkça İsa Mesih ‘Tanrının oğlu’ olarak geçmeye başladı ki, bu Pavlus’un mektuplarının başlıca konusuydu (Age, sf 70)

Allahu Teâlâ hıristiyanları uyarmak, gittikleri yolun yanlışlığını onlara duyurmak için Âyeti kerime’lerinde şöyle buyurmaktadır:
“De ki: Allah’ı bırakıp da, size ne bir zarar ne de bir fayda vermeye gücü yetmeyen şeylere mi tapıyorsunuz? (Mâide: 76)
Hepsi de mahiyetleri itibariyle Allahu Teâlâ’nın yaratıklarıdır Hiçbir fayda ve hiçbir zarar verme imkânına sahip değildirler
“Oysa Allah işitendir, bilendir (Mâide: 76)
Kullarının kendisine karşı ibadet ve duâlarını işittiği gibi, kalplerde gizlenen ve saklanan şeyleri de bilir Dolayısıyla herkese hakettiğini verecektir
“De ki: ‘Ey ehli kitap! Dininizde haksız yere taşkınlık yapıp sınırı aşmayın (Mâide: 77)
Ey hıristiyanlar! Siz Mesih’in hak olan peygamberliğini geçip de onu ilâhlık mertebesine çıkarmayınız
Ey yahudiler! Siz de onun peygamberliğini inkâr ederek değerini düşürmeye cüret etmeyiniz
“Daha önce hem kendileri sapmış, hem de birçoklarını saptırarak doğru yoldan ayrılmış bir topluluğun hevâ ve heveslerine uymayın (Mâide: 77)
Burada sapan ve saptıranlardan maksat, yahudi ve hıristiyanların ileri gelenlerinden sapkınlıkta çığır açan ve o yolda yürüyenlerdir Bunlar dinlerinde hakkı hedef edinmemişler, bu sebeple haksız yere aşırı giderek geçmişlerini körü körüne taklit etmişlerdir
“Nefislerinin kendileri için öne sürdüğü şey ne kötüdür (Mâide: 80)
Bu inançlarının, bu sapkınlıklarının vahim neticelerini ahirette elbette göreceklerdir

İslâm dini ilk insan ve ilk peygamber Hazreti Âdem Aleyhisselâm ile başlamış, zamanın akışı içerisinde ve her peygamber gelişinde en mükemmele doğru daima bir gelişme kaydetmiştir Hazreti Musâ Aleyhisselâm’a indirilen İslâm, Hazreti Nuh Aleyhisselâm’a indirilen İslâm’dan daha geniş ve daha mükemmeldi Hazreti İsâ Aleyhisselâm’a gönderilen İslâm, Hazreti Musa Aleyhisselâm’a indirilen İslâm’dan daha şümullü ve daha mükemmeldi Muhammed Aleyhisselâm gelince de kemâlini buldu ve son şeklini aldı
Allahu Teâlâ Âyeti kerime’sinde:
“Bugün sizin dininizi kemâle erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm’ı beğendim buyuruyor (Mâide: 3)
Artık İslâm’dan sonra kıyamete kadar yeni bir din, yeni bir peygamber gelmeyecektir
Bir Âyeti kerime’de ise şöyle buyuruluyor:
“Allah katında din İslâm’dır (Âli İmran: 19)
Çağlar boyunca insanlığın maddî mânevî bütün ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir özelliğe sahiptir
İslâm dururken eski dinlere uymak, gündüz gökte yıldız aramak gibidir

Tahrif Edilmiş İncil Dahi İsa Aleyhisselâm’ın

Kulluğuna ve Peygamberliğine Dair İfadelerle Doludur:
Yuhanna İncili’nde (614) “Gerçekten, dünyaya gelecek peygamber budur Luka İncili’nde (716) “Aramızda büyük bir peygamber ortaya çıktı Matta İncili’nde (1357) “Bir peygamber, kendi memleketinden ve evinden başka yerde itibarsız değildir cümlesi ve buna benzer birçok beyan İsa Aleyhisselâm’ın açıkça resül, elçi ve gönderilmiş bir peygamber olduğunu gösterir Diğer taraftan bütün bu ifadeler “Allah’ın oğlu tabirleri (Luka: 935, Matta: 317, Markos: 111, Yuhanna: 118) ile tenakuza düşmektedir İsa Aleyhisselâm için bir yerde “Peygamber başka bir yerde “Allah’ın oğlu diyorlar Böyle bir durum ilâhi bir kitapta ve dinde olmaz Bu, İncil’in tahrif edildiğini gösterir
Kur’anı kerim İsa Aleyhisselâm’ın durumunu sarih bir şekilde beyan eder
“Hani havarilere, ‘Bana ve peygamberime iman edin’ diye ilham etmiştim Onlar (da), ‘İman ettik, bizim Allah’a teslim olmuş kimseler (müslümanlar) olduğumuza sen de şahit ol’ demişlerdi (Mâide: 111)
“Mesih de, Allah’a yaklaştırılmış mukarreb melekler de, Allah’a kul olmaktan aslâ çekinmezler
Kim O’na kulluktan çekinir ve büyüklük taslarsa, bilsin ki O, hepsini huzuruna toplayacaktır (Nisâ: 172)
“O, sadece kendisine nimet verdiğimiz ve İsrâiloğullarına numune kıldığımız bir kuldur (Zuhruf: 59)
İsa Aleyhisselâm bir beşerdir, insanlara hidayet yolunu göstermek için Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberdir Peygamberlik vazifesi ise halkı Allah’ın birliğine ve yalnız O’na kulluk yapmaya dâvet etmekten ibarettir

İlahi Kitap Kuranı Kerim

ve Bugünkü İncil:
Kur’anı kerim son peygamber Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem zamanında Allah tarafından kendisine indirilmiş ve kayda geçirilmiştir Daha sonra müslümanlar tarafından çoğaltılarak yayılmıştır Bugün yeryüzündeki milyonlarca Kur’anı kerim nüshası arasında hiçbir harf farkı dahi yoktur Kur’anı kerim’e iftira atarak eksikliğini iddia edenler dahi ikinci bir nüsha gösterememektedirler Zira böyle bir şey söz konusu bile değildir Nitekim Almanlar 2 Dünya Savaşı yıllarında çeşitli yüzyıllarda yazılmış binlerce nüshayı karşılaştırmışlar ve farklı bir Kur’an bulamamışlardır İlk yıllardaki Kur’an ile bugünkü Kur’an nüshalarının aynı olduğunu rapor etmişlerdir
Oysa bugünkü İncil dört farklı kişinin kaleminden çıkmadır Ve daha saklanan birçok İncil nüshalardan bahsedilir İçinde Hazreti Allah’a ve İsa Aleyhisselâm’a ait olmayan beyanlar, kişilerin hikâyeleri, mektupları ilave edilmiştir Bu sebeple tenakuzlar, çelişkiler sayılamayacak kadar çoktur
Protestan papazı (Ordained Methodist Minister) C Leslie Mitton Jesus: The Pact Behind the Faith (William B Eerdmans Publishing Company Grand Rapids, Michigan, 1974 USA, sh: 10) isimli kitabında şunları rapor ediyor:
“İsa’ya saygıyla itibar edenler arasında bile, Kilisenin onun Tanrı’nın eşsiz oğlu olduğu iddiasını ciddiye almayan, fakat onu çok harikulade bir insan olarak değerlendiren pek çok insan vardır Kitabı Mukaddes bile artık her sözü gerçekten doğru olan bir Tanrısal kitap olarak kabul görmemektedir, fakat diğer insanlar kadar hataya ve cehalete maruz kalabilen insanlar tarafından üretilmiş bir yazılar koleksiyonu olarak itibar görmektedir ‘İsa hakkında neyi bilebiliriz?’ sorusuna cevap olarak basit bir şekilde, Kilisenin resmi öğretisini veya ayet sözlerini aktarmak artık mümkün değildir Çünkü hemen ardından daha fazla sorular yöneltilmektedir ‘Kilisenin veya Kitabı Mukaddes’in öğrettiği şeylerin güvenilir olduğunu nasıl bilebiliriz’ İsa hakkındaki İncil kayıtları ne dereceye kadar gerçek addedilebilir, ya da ne dereceye kadar dindar İncil yazıcılarının hayal gücü tarafından değiştirilmiştir ve süslenmiştir ve hatta yaratılmıştır?
Fransız Katolik papazı Roguet’in itiraflarını ise Prof Dr Maurice Bucaille’in kaleminden okuyalım:
“İncil okuyucularının pek çoğu İncil’lerdeki belirli bazı itirafların manaları hakkında düşündükleri zaman utanırlar, hatta yüzleri de kızarır Bu durum onlar çeşitli İncil’lerde aynı olayı anlatan değişik rivayetleri karşılaştırdıkları zaman da gerçekleşir Bu gözlem papaz Roguet tarafından, yazdığı İncil’lere giriş isimli eserde açıklanmıştır Haftalık bir Katolik dergisinde uzun yıllar (dini konularda) huzursuz okurlara cevap vermekle kazandığı geniş tecrübeyle, onların (Kitabı Mukaddes’den) okumuş oldukları şeylerden ne kadar çok endişelendiklerini ölçebilmektedir Ona müracaat edenler geniş yelpazede sosyal ve kültürel kesimlerdendir Papaz Roguet, onların anlaşılması güç, kavranamaz, hatta çelişkili veya skandallı olarak tanımlanan metinler hakkında açıklama talebinde olduklarını belirtmektedir Bu tespit hayli yakın bir tarihe aittir Papaz Roguet’in kitabı 1973’de yayınlandı Pek uzun olmayan bir zamana kadar Hıristiyanların çoğunluğu İncil’lerin sadece ayinlerde okunduğu veya vaazlarda yorumlandığı kadarını biliyordu Protestanlar hariç, İncil’lerin tamamını okumak adet değildi Şunda hiç kuşku yok ki, İncil’lerin tamamının okunması Hiristiyanları rahatsız edecek gibidir (The Bible, The Kur’an and Science, sh: 61, Paris)
Görüldüğü gibi İncil tahrif edilmiştir Akıl yürüten bir hıristiyanın şüphe ve kararsızlığa düşmemesi mümkün değildir Bu sebeple kimi hıristiyan teologlar İsa Aleyhisselâm’a indirilmiş bir kitap olmadığını, İncil’in İsevî taraftarlarca kaleme alındığını söylemek zorunda kalmışlardır İslâm inancına göre ise Hazreti Allah dört büyük kitap göndermiştir Bunlar Zebur, Tevrat, İncil ve Kur’an’dır
Ey hıristiyan! İlahi özelliği tahrif edilmiş bir kitaba iman mümkün müdür? Böyle bir kitap üzerine bina edilen bir inancın ilâhi olduğunu kabul etmek mümkün müdür? Ahir zaman peygamberi Muhammed Aleyhisselâm’ı hangi delile dayanarak inkâr ediyorsunuz Halbuki o İsa Aleyhisselâm’ı yüceltmiş ve olması gerektiği gibi bütün inananlara tanıtmıştır

Son Peygamber Muhammed Aleyhisselâm’ın

İncil’de Haber Verilmesi:
Allahu Teâlâ tarafından Hazreti İsa Aleyhisselâm’a verilen İncil’in asılları, daha sonraları insan sözü ile karıştırılıp tahrif edilmesine rağmen şu anda mevcut olan nüshalarda Peygamberimiz Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’in geleceğine dair bazı işaretlere rastlanmaktadır
“Bununla beraber ben size hakikati söylüyorum; benim gitmem sizin için hayırlıdır Çünkü gitmezsem Tecellici size gelmez Fakat gidersem onu size gönderirim Ve o geldiği zaman günah için ve hüküm için dünyayı ilzam edecektir (Yuhanna: 1678)
“Size söyleyecek daha çok şeyim var, fakat şimdi dayanamazsınız Ama o Hakikat ruhu gelince, size her hakikate yol gösterecek, çünkü kendiliğinden söylemeyecektir Fakat her ne işitirse söyleyecek ve gelecek şeyleri size bildirecektir(Yuhanna: 161213)
“Eğer beni seviyorsanız, emirlerimi tutarsınız ben de babaya yalvaracağım ve O size başka bir tecellici, hakikat ruhunu, verecektir; ta ki, daima sizinle beraber olsun (Yuhanna: 141516)
“Fakat benim ismimle babanın göndereceği tecellici, ruhulkudüs, O size her şeyi öğretecek ve size söylediği herşeyi hatırınıza getirecektir (Yuhanna: 1426)
“Babadan size göndereceğim tecellici, babadan çıkan hakikat ruhu, geldiği zaman, benim için o şehâdet edecektir (Yuhanna: 1526)
Bunlar İsa Aleyhisselâm’ın hıristiyanların bugün ellerinde bulunan İncil’deki bizzat kendi ifadeleridir İsâ Aleyhisselâm yakınlarına kendinden çok daha faziletli bir peygamberin geleceğini ve ona iman etmeleri gerektiğini bildiriyor Aynı zamanda onun fazilet ve meziyetinin yüksek olduğunu haber veriyor
İsâ Aleyhisselâm onun hakkında böyle buyururken, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz de onun hakkında şöyle buyuruyorlar:
“İnsanlar arasında Meryem oğlu İsa’ya dünyada ve ahirette en yakın olan benim Bütün peygamberler kardeştir, bir babanın ayrı kadınlardan doğmuş evlatları gibidir Dinleri birdir (Buhârî, Tecridi sarih: 1403)
Yani birbirlerini tasdik eden, birbirlerini doğrulayan, birbirlerini metheden ve Hazreti Allah’ın yanındaki yüksek âli derecelerini belirten bir hitaptır
İsa’nın, geleceğini haber verdiği Yunanca Paraklit ile, Latince Paraklitos, Arapça tam olarak Ahmed kelimesinin karşılığıdır Bundan da maksat, bizim Peygamberimiz Hazreti Muhammed Aleyhisselâm’dır
Paraklit lafzı hıristiyanlarca “Hamdedici veya “Kurtarıcı anlamında kullanılmaktadır ve bu lafız “İnsanları küfürden kurtaran Peygamberimize uygun düşmektedir
Matta İncili’nin ve Luka İncili’nin “Göklerin melekûtunun yakın olduğu şeklindeki ifadeleri (Matta: 133132) Hazreti Muhammed Aleyhisselâm içindir
“Göklerin melekûtu, bir adamın alıp tarlasına ektiği bir hardal tanesine benzer O tane ki, bütün tohumların gerçi en küçüğüdür; fakat büyüyünce, sebzelerden daha büyüktür ve ağaç olur; şöyle ki, göğün kuşları gelip onun dallarında yerleşirler (Matta: 133132)
Çünkü son nebi Muhammed Aleyhisselâm’ın getirdiği İslâm, bidayette zayıftı fakat daha sonra çok kuvvetli hale gelmiştir
İsa Aleyhisselâm Hazreti Allah’ın indinde çok âlî bir peygamberdir Allahu Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri onları çok sevdirdiği için onlar da seviyorlar Yani bizim Enbiyâi İzam Hazerâtına sonsuz bir sevgi ile bağlılığımız ve onların fazilet ve meziyetini ortaya koymada kuvvei beşeriyenin haricinde durumumuz var Zira o peygamberdir
“Ey İsrâiloğulları! Doğrusu ben, benden önce gelmiş Tevrat’ı tasdik edip doğrulayan, benden sonra gelecek ve ismi Ahmed olacak bir peygamberi müjdeleyen Allah’ın size gönderilmiş bir peygamberiyim (Saf: 6)
İşte buradan da anlaşılıyor ki birbirlerine karşı bağlılıkları, muhabbetleri, kaynaşmaları artmış, kardeşliğin özü husule gelmiştir Aynı zamanda Muhammed Aleyhisselâm, İsa Aleyhisselâm’ın bütün sır ve esrarını Hazreti Allah’ın izni ve emri ile hiç kimseden çekinmeden açık açık arzedecektir
“O beni taziz edecektir Çünkü benimkinden alacak ve size bildirecektir (Yuhanna: 1614)
Gerçekten demek istiyor ki:
“Allahu Teâlâ’nın bana bahşettiği birçok fazilet ve meziyetler var Ben size bunları açıklamayacağım Amma benim size duyurmadığımı, benim içyüzümü size olduğu gibi arzedecek Allahu Teâlâ’nın bana bahşettiklerini o size ifşa edecek
Bu sebepledir ki, ehli kitap âlimlerinden bazıları, beklenen peygamber geliverince hemen iman ettiler
“Kendilerine kitap verdiklerimiz (Peygamber’i), kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar Kendilerini hüsrana uğratanlara gelince, onlar iman etmezler (En’am: 20)
Hazreti Muhammed Aleyhisselâm İsa Aleyhisselâm’ın yeryüzüne tekrar geleceğini haber vermiştir:
“Hayatım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki; çok sürmez Meryem oğlu İsa âdil bir hakem olarak inecek, haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizye vergisini kaldıracak ve mal o kadar çoğalacak ki, onu kabul eden kimse bulunmayacaktır (Buhâri, Tecridi sarih: 1018)
“Vallahi Meryem oğlu İsa âdil bir hakem olarak mutlaka inecek ve haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizye vergisini kaldıracak, genç dişi develer başıboş bırakılarak onlara rağbet edilmeyecek, bütün düşmanlıklar, küsüşmeler ve hasetlikler muhakkak surette kalkacak
(İsa Aleyhisselâm) İnsanları mala dâvet edecek, fakat malı hiç kimse kabul etmeyecektir (Müslim: 155)

İsâ Aleyhisselâm İsrâiloğulları peygamberlerinin sonuncusudur
Kendi zamanına kadar gelen dini hayatı tazelemiş, kendisinden sonra gelecek olan Ahmedi Muhtar’ı açıkça ismiyle duyurmuş, fikir ve kanaatleri Hâtemül enbiyâ Muhammed Aleyhisselâm’a meylettirmiştir
İsâ Aleyhisselâm’ın Tevrat’ı tasdik etmesi, haber verme itibariyledir Zira Tevrat’ta hem İsâ Aleyhisselâm’a hem de son peygamber Muhammed Aleyhisselâm’a dair haberler vardı Bu sebepledir ki İsâ Aleyhisselâm, Ahmed Aleyhisselâm’ın gelmesinin yakın olduğunu müjdelemek suretiyle bu husustaki haberlerin doğru olduğunu ispatlamıştır
Ahmed; Allahu Teâlâ’nın en çok methini yapan kişi mânâsına geldiği gibi, en çok methedilen veya kullar arasında en çok övülen kişi mânâsına da gelir
Tevrat’ta İsâ Aleyhisselâm’ın gönderilmesine dair verilen müjde, onun gelişiyle gerçekleşmiş oldu Muhammed Aleyhisselâm’ın geleceğine dair Tevrat’ın verdiği müjdeyi İsâ Aleyhisselâm tasdik ederek onun geleceğini müjdelemiş ve onun öncüsü olduğunu belirtmişti
Bu, İsâ Aleyhisselâm’ın peygamberlik vazifelerinden birisi idi
Ne gariptir ki; böyle söylediği halde, İsrâiloğulları’nın çoğu onu dinlemediği gibi, hıristiyanlardan birçoğu da bu hakikati gizlediler, tevil ve tahrif ettiler
Yahudiler bir peygamberin geleceğini beklemekteydiler Bu peygamberin kendilerinden olmasını istiyorlardı Hıristiyan rahiplerinin birçoğu da yeni gelecek peygamberi bekleşmekteydiler
Kendi kitaplarında müjdelenen peygamber, İsmail Aleyhisselâm’ın soyundan geliverince; çeşitli hilelerle, ithamlarla, düşmanlıklarla muhalefet ettiler
Âyeti kerime’nin devamında şöyle buyuruluyor:
“Müjdelenen peygamber onlara delillerle mucizelerle gelince ‘Bu apaçık bir sihirdir’ dediler (Saf: 6)
Gerek yahudiler gerek hıristiyanlar Hazreti Allah’a iman ederek değil de kendi arzularına uyarak bu peygamberin kendi nesillerinden gönderilmesini bekliyorlardı
Vaktaki İsmail Aleyhisselâm’ın neslinden gönderildi Onun apaçık bir peygamber olduğunu hakkıyla bildikleri halde yüz çevirdiler ve inkâra kalktılar
İşte ırkçılığın insanlara bu kadar zararı ve tahribatı oluyor, ebedi azaba maruz bırakıyor Gerek yahudi gerekse hıristiyanlardan ancak iman edenler kurtulmuştur
Ey yahudi ve hıristiyanlar!
Siz bugün de Allah’ın huzurunda bulunduğunuzu düşününüz Elinizi vicdanınıza koyup bir düşünürseniz o peygamber henüz bize gelmedi diyemezsiniz Fetret devrinde kalanlar gibi bir mazeret göstermeye de kalkışamazsınız
Allahu Teâlâ size bütün hakikatleri açıklayan bir peygamber gönderdi Siz bunu duydunuz ve bildiniz Şimdi ne yüzle itiraz ediyorsunuz? Siz ilâhî hükmü arkaya attınız, nefsinizin arzusunu ilâh edindiniz Kendi azabınızı kendi eliniz ve kendi isteğinizle bile bile hazırlamış oldunuz

Bush, Yusuf İslâm’ı Niçin ABD’ye

Koymak İstemedi?
İslâm dininin hak din olduğunu, Hazreti Kur’an’ın Allahu Teâlâ’nın indirdiği son kitabı olduğunu, Muhammed Aleyhisselâm’ın da Allahu Teâlâ tarafından gönderilmiş hak ve son bir peygamber olduğunu onlar biliyorlar
“Ey ehli kitap! Niçin hakkı bâtıla karıştırıyor ve bile bile hakkı gizliyorsunuz? (Âli imrân: 71)
Fakat hidayete ermediklerinden ötürü küfürlerinde inat ediyorlar
“Allah kime nur vermemişse onun nuru yoktur (Nûr: 40)
Bunların cezası nedir?
Hiç kimsenin görmediği azabı bunlar görecek Zira hakikati göstermemeye çalıştıklarından, dalâleti hak yerine kabul etmek istediklerinden, ilâhi hükümleri inkâr etmekten azapları şöyledir:
Cehennemin ortasına çekilecekler ve cehennemin ortasında iken başlarına kaynar su dökülecek O kaynar suyun düştüğü her yer eriyecek
“Tutun onu! Cehennemin ortasına sürükleyin! Sonra başının üzerine kaynar su azabından dökün! Tat bakalım! Hani sen kendince çok üstün, çok şerefli bir kimse idin Bu, işte o şüphe edip durduğun şeydir (Duhân: 4750)
Ve onlara denilecek ki; “Hani sen milletin yanında şöhretli idin? Fakat yaratıcı olan Allahu Teâlâ’ya karşı nankördün
“İnsan bizim kendisini nutfeden (kerih bir sudan) yarattığımızı görmez mi ki, şimdi o apaçık bir hasım kesilmektedir (Yâsin: 77)
O ise bir nutfeden yaratmıştı, nimetlerle donatmıştı Bu kadar ihsana karşı seni aldatan ne idi?Hak ettiğin, müstehak olduğun azabı böylece çek! Ebedî olarak çek
Bu hitap her önderedir Her münkir öndere böyle azap edilecek Bu azap tattırılacak

(YŞafak, 23 Eylül 2004)

Artistten reis olursa bu kadar olur
Yusuf İslâm’ı haçlı zihniyeti ile sırf müslüman olduğu için Amerika’ya sokmamaları alenen kötü ve art niyetli İslâm düşmanlığıdır
Ve fakat bu durum onların çok aleyhlerinde olacak Orada birkaç kişiyle görüşecekti Oysa bu mevzuat dünyaya yayıldı
Yusuf İslâm’ın topu yoktu, tüfeği yoktu, tayyaresi yoktu Amerika ondan neden korktu?Çünkü hepsinin fevkinde onda iman vardır
“Ey iman edenler! Siz kendi nefislerinizi ıslah etmeye bakın Siz doğru yolda bulundukça yoldan sapanların size zararı olmaz Hepinizin dönüşü Allah’adır O zaman yaptıklarınızı size haber verecektir (Mâide: 105)
Onlar çok iyi biliyorlar ki şu anda ellerinde bulunan kitapları tahrif edilmiştir
Çünkü Allahu Teâlâ bize şöyle buyuruyor ve duyuruyor:
“Onlar kelimelerin yerlerini değiştirirler ve kendilerine belletilenlerin bir kısmını unuttular (Mâide: 13)
İncil’in tahrif edildiğini, tahrip edildiğini hepsini gördüler Niçin bu hakikati gizliyorlar? Hakikatleri örtmek istedikleri için
Oysa Yusuf İslâm da daha önce hıristiyandı, şöhret sahibi idi, fakat iman şerefiyle müşerref olduğu için her şeyi ayak altına aldı Hazreti Allah’a, Kitabullah’a, Resulullah’a iman etti ve kurtuldu
“Allah bir kimsenin kalbini müslümanlık için açarsa, o Rabb’inden verilen bir nur üzerinde değil midir? Kalpleri Allah’ı zikretmeye kaskatı olan kimselere ise yazıklar olsun! Onlar apaçık dalâlet içindedirler (Zümer: 22)
Bunlar kurtulanlar, onlar tutulanlar
Bundan da mı ibret almıyorsunuz?
Allahu Teâlâ Âyeti kerime’sinde şöyle buyuruyor:
“Allah katında din İslâm’dır (Âli imrân: 19)
İman nurunun yayılmaması için, bunu örtbas yapmak için ondan korktular
Size bir temsil getirelim:
Pürsilâh (silahlı) bir hırsız eve girer Evin çocuğu: “Baba! dediği zaman hemen kaçar Niçin?Hırsız o evin sahibi olmadığı için
Bunlar da gerçek dinden mahrum oldukları için, ilâhi nurun yayılmaması için önlem alıyorlar Ve fakat korktukları başlarına gelecek
İsrâ sûrei şerif’inin 58 Âyeti kerime’si onlara da hitap eder
“Hiçbir memleket hariç olmamak üzere, biz onu kıyamet gününden önce ya helâk ederiz veya onu şiddetli bir azapla cezalandırırız Bu, Kitap’ta (Levhi mahfuz’da) yazılıdır

Ey Hıristiyanlar!
Sizi Hazreti Allah’ın bir olduğuna, ondan başka ilah olmadığına, onun bütün beşerî sıfatlardan münezzeh olduğuna, doğmadığına, doğurulmadığına; Allah’ın bütün peygamberlerine, Hazreti Muhammed ve Hazreti İsa Aleyhimüsselâm’ın onun kulu ve resulü olduğuna; Zebur, Tevrat, İncil ve Kur’an’ın Allah’ın peygamberlerine indirdiği hak kitaplar olduğuna iman etmeye davet ediyoruz
Hakikat budur, gerçek kurtuluş buradadır

“Selâm olsun hidayete tâbi olanlara!

(Tâhâ: 47)
“Selâm olsun O’nun beğenip seçtiği kullarına!

(Neml: 59)









 
Üst Alt