İngiliz düşünürü Thomas Hobbes (15881679), genellikle maddeciliğin, özel olarak da İngiliz maddeciliğinin babası sayılır Diyalektik maddeciliğin kurucuları Maddecilik, İngiltere'nin gayrı yasal çocuğudurdedikten sonradan şunları eklerler; Maddeciliğin birincil biçimi adcılıktır İngiliz skolastiği Duns Scottus, özdeğin düşünebilmesinin olası olup olmadığını sormakla tanrıbilimi maddeci görüşten yanlamasına çıkmaya zorlamıştı Deneysel bilimin babası Bacon, çocuksu bir biçimde de olsa, maddeciliğin evrensel gelişmesine imkanlar hazırladı
Maddecilik daha sonraki gelişmesinde tekyanlı bir hafıza haline gelir Hobbes, Bacon Maddeciliğini sistemleştirir Hobbes maddi olmayan ruh yokturve deneyde kullanılan bilimin dıştan gerçek hiç bir data yokturdemiştir Hobbes'a tarafından felsefe yerine getirmek, içten düşünmektir Düşünmekse katmak, dağıtmak, toplamak, dahil etmemek; bir başka deyişle, saymak demektir
Şu halde dürüst düşünmek, birleştirilmesi gerekeni birleştirmek, ayrılması gerekeni ayırmaktır Birleşebilen ya da ayrılabilen şeyler cisimlerdir Seslenmek ki felsefenin cisimlerden başka bir konusu olamaz Ruhlar, Tanrı düşünülemez Bu görünmeyen kavramlar felsefe konuları değil, inan konularıdır Felsefenin konusu cisimler, metodu da dış ve iç duyarlıktır Dış ve iç duyarlığın her ikisi de deneye dayanır Gözlem biliminin dışarıda gerçek hiç bir veri yoktur
Hobbes'a tarafından sınırsız özgürlük diye bir şey yoktur Biz insanların davranışları dayanılmaz içgüdülerin elindedir Tutkusuz akıl, çekiciliği olmayan töresel ilkeler halk müziği üzerinde hiç bir etki yapamaz Bir istekten sonradan gelen davranışımızı idare etmek bizim elimizdedir ama isteğimizi idare etmek elimizde değildir Her davranışın yeter bir nedeni vardır Yeter neden, zorunluluktur Evrendeki her vücut gibi insan da bu zorunluluğa bağlıdır Her şeyde olduğu gibi törede de en reel idareci çıkar (avantaj) düşüncesidir
Salt iyi, salt kötü, salt tüze (adalet), salt töre (ahlak) yoktur, bunlar uydurulmuş kavramlardır Sahiden iyi, hoşa giden, kötü de hoşa gitmeyen şeydir Doğada olduğu gibi devlette de hakkı meydana getiren şiddet (şiddet)'tür Hakiki devlet, herkesin herkese karşı kavgasıdır Devlet bu kavgaya bir dereceye dek son verdiği için onun emrettiği erdem, yasak ettiği erdemsizliktir *