Huzursuz bacak sendromu (HBS), bacakları hareket ettirme dürtüsü veya ihtiyacı ile ortaya çıkan, anormal duyulara karakterize, kronik, ilerleyici bir hareket bozukluğudur.
Huzursuz bacak sendromlu hastalar, karakteristik olarak belirtilerini tarif etmekte güçlük yaşamaktadırlar. Çoğunlukla bacaklarda engel olamadıkları hareket ettirme isteği, acı-yanma-karıncalanma şeklinde çok ağrılı olmayan, fakat oldukça rahatsız edici bir his şeklinde ifade etmektedirler. Bu rahatsızlık istirahat sırasında ortaya çıkmakta, geceleri şiddetlenmekte ve genellikle uykudan uyandıran nitelikte olmakta, bu nedenle de kronik uyku bozukluğu, ruhsal strese yol açmaktadır. Hastalar gece uyuyamadıklarını, kalkıp dolaşıp bazen bacaklarına su tutarak rahatlamaya çalıştıklarını ifade ederler. Uzun yolculuklarda, sinema/tiyatro gibi uzun oturma gereken durumlarda da kendini gösterebilir. Yarattığı uyku bozukluğu nedeniyle yorgunluk, halsizlik, konsantrasyon güçlüğü gibi durumlara neden olarak yaşam kalitesini bozar.
Kadınlarda daha sıktır ve yaş ilerledikçe daha fazla görülür. Her 100 kişiden 5-7 arasında kişiyi etkilemektedir.
Huzursuz Bacak Sendromunun nedeni
Huzursuz bacak sendromu ağrı algılamasında bozuklukla karakterize “santral duyarlılık sendromları” arasında yer alan bir klinik durumdur. Parkinsona benzer şekilde dopamin sistemindeki bozukluktan kaynaklandığı bildirilmektedir.
Huzursuz bacak sendromu 2 şekilde görülür:
-
Nedeni bulunmayan birincil tip Huzursuz Bacak Sendromu: Yapılan tüm muayene, laboratuvar ve görüntüleme yöntemlerinde herhangi bir sorun bulunmaz. Genetik geçişli olabileceği gibi bazı hastalarda genetik köken de bulunmaz. -
Başka bir hastalığa ikincil olarak gelişen Huzursuz Bacak Sendromu: Demir eksikliği, gebelik, börek yetmezliği, iltihaplı romatizmal hastalıklar, şeker hastalığı, multiple skleroz. İkincil Huzursuz Bacak Sendromunda neden olan etken bulunup tedavi edildiğinde (demir eksikliği gibi) hastalığı tamamen ortadan kaldırmak mümkün olabilir.
Huzursuz bacak sendromunda tanı hastanın yaptığı tarif ve bacaklarındaki şikayetlerini açıklayacak başka bir neden bulunmaması ile konur. Nörolojik muayenenin yapılarak diğer hareket bozukluğu hastalıklarından biri olup olmadığı, nöropatisi olup olmadığı, bel, kalça, diz ve ayak bileği probleminin olup olmadığı, hem toplar hem de atar damarlara ait belirtiler olup olmadığı, lenf sistemine ait problem olup olmadığı dikkatli bir şekilde araştırılmalıdır. Bazı metabolik (şeker hastalığı, obesite, B12 yetmezliği, demir eksikliği gibi) ve endokrin (tiroid-guatr fonksiyon bozuklukları, hipotalamus, hipofiz, adrenal aks problemleri gibi) hastalıklar ve organ yetmezlikleri (böbrek yetmezliği, diyalize girme, karaciğer sirozu) ile de huzursuz bacak sendromu sık görüldüğü için bu açılardan da değerlendirme yapılmalıdır. Gebelik, Multible skleroz ve bazı iltihaplı romatizmal hastalıklarda (romatoid artrit gibi) huzursuz bacak sendromu sıklığının artması nedeniyle bu açıda da değerlendirilmelidir. Hastanın kullandığı ilaçlar da değerlendirmelidir, çünkü nöroleptik kullananlarda da benzer sorunlar görülebilmektedir.
Huzursuz bacak sendromuna çok benzeyen bazı klinik tabloların ayırıcı tanısı da yapılmalıdır. Bunlardan biri gece kramplarıdır. Genellikle alt bacağın arkasındaki kasları tutar ve germe ile geçer. Diğeri “ağrılı bacak hareketli parmak sendromu”dur. Bunda ayakların birinde veya her ikisinde ciddi ağrı ve yanma, ayak baş parmaklarında buna eşlik eden tekrarlayıcı hareketler ile karakterizedir. Huzursuz bacak sendromundan farklı olarak, geceleri kötüleşmez ve hareketle düzelmez.
Huzursuz Bacak Sendromunda Tanı Kriterleri:
Temel tanı kriterleri
1. Bacaklarda rahatsız edici veya hoş olmayan hisler sebebiyle veya bu hislerle birlikte bacakları hareket ettirme ihtiyacı
2. Hareket ihtiyacı veya rahatsız edici hisler istirahatte başlar veya kötüleşir
3. Hareket ihtiyacı veya rahatsız edici hisler yürüme veya germe gibi hareketlerle parsiyel veya total olarak rahatlar
4. Hareket ihtiyacı veya rahatsız edici hisler gündüze göre, akşam veya gece kötüleşir, veya sadece akşam veya gece ortaya çıkar
5. Yukarıda sayılan özellikler sadece primer semptomlarla veya diğer medikal veya davranışsal durumlarla (örneğin; myalji, venöz staz, bacak ödemi, bacak krampları, habitual ayak sallama) ilişkili olarak değerlendirilemezler.
Destekleyici klinik özellikler
1. Aile öyküsü
2. Dopaminerjik tedaviye yanıt
3. Periyodik ekstremite hareketleri (uyanık veya uyku sırasında)
4. Beklenen gündüz uyku halinin olmaması
Klinik seyir ile ilişkili belirteçler
a Kronik/persistan Huzursuz Bacak Sendromu: Tedavi verilmediği takdirde son bir yılda semptomların ortalama en az haftada 2 kez ortaya çıkması
b. Aralıklı Huzursuz Bacak Sendromu: Tedavi verilmediği takdirde yılda semptomların ortalama en az haftada 2 kez ortaya çıkması ve yaşam boyu en az beş atak olması
Klinik anlamlılık ile ilişkili belirteçler
Huzursuz Bacak Sendromu semptomları uyku, enerji/zindelik, günlük aktiviteler, davranış, bilişsel durum ve duygu durum üzerine etkileri ile sosyal,e ğitim, iş ve diğer önemli fonksiyonel alanlarda ciddi sıkıntı ve yetersizliğe sebep olur.
Huzursuz Bacak Sendromunda Tedavi
-
İlaç Tedavisi: En fazla tercih edilen ilaç grubu dopaminerjik (Parkinsonda kullanılan ilaçlar) ilaçlardır. Bunun dışında antikonvülzanlar (epilepside kullanılan ilaçlar), opioidler, benzodiazepinler de kullanılabilir. -
Tamamlayıcı tıp yöntemleri:
Nöral terapi: Lokal anestezik kullanarak sinir sistemini düzenleyen ve hastanın kendi iyileşme mekanizmalarının harekete geçmesini sağlayan nöral terapi Huzursuz Bacak Sendromu hastalarında başarıyla kullanılmaktadır. Kliniğimizde genellikle akupunktur ile kombine tedavi yapılır.
Ozon terapisi: Huzursuz Bacak Sendromu olan hastalardaki antioksidan mekanizmayı harekete geçirir.
Relaksasyon Yöntemleri: Hastalara gevşeme eğitimi, biofeedback ile tedavi uygulanabilir.
-
Egzersiz: Egzersiz eklem hareketlerini koruyarak, kısalmış kasları uzatarak ve güçlendirerek bacakların stabil olmasını sağlar. -
Aerobik egzersizler ile (yüzme, yürüme, koşu, bisiklet, dans gibi) solunum ve kalp fonksiyonlarının iyileştirilmesi, direncin arttırılması gerekir. Ayrıca düzenli yapılan aerobik egzersizler ile ağrı kesici ve mutluluk verici maddelerin (endorfin, seratonin) salınımının arttırılması mümkündür. Bu etkinin elde edilebilmesi için hastanın düzenli olarak en az 8 hafta egzersiz yapması gerekir. Tüm egzersizlerin devamlı yapılması, bir yaşam şekli haline getirilmesi çok önemlidir. -
Yoga: Yoga kendine özgü duruşları, nefes çalışması, gevşeme metodları ile hem germe güçlendirme hem de gevşeme sağlayan yoga çok faydalanılan yöntemlerden biridir. -
Masaj: Kas gevşemesi sağlaması açısından önerilebilir. -
Diyet: Hastaların şikayetlerini arttırdığı için alkol, sigara, kafein, çikolatadan uzak durmaları önerilir.