Son Konu

I. Selim Hayatı ve Dönemi

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
36
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
I Selim

Doğum 1470Amasya
Ölüm 2122 Eylül 1520Çorlu
Hüküm süresi 26 Mayıs 1512 – 2122 Eylül 1520
Önce gelen II Bayezid
Sonradan gelen I Süleyman
Lakabı Yavuz, Hâdim'ulHarameyn'uşŞerifeyn (Mekke ve Medine'nin Hizmetkârı


Yavuz Sultan Selim, Osmanlı Devleti'nin dokuzuncu padişahıdır bununla beraber birincil Türk İslam halifesi ve Hâdim'ulHarameyn'uşŞerifeyn (Mekke ve Medine'nin Hizmetkârı) ünvanına sahiptir Kısa süreli iktidarında yaptığı fetihler ile Anadolu'daki siyasi birliğe katkıda bulundu ve Osmanlı Devleti'ne Arap coğrafyasının fethiyle siyasi ve parasal açıdan büyük bir kuvvet kazandırmıştır Osmanoğullarının en sert mizaca sahip hükümdarlarından olan I Selim sekiz yıl süren sultanlık görevinde Ipek ve Baharat Yolu'nu ele geçirmiş olarak Osmanlı'nın ticaret yollarına uzun yıllar hükmetmesini ve varlıklı bir hazineye sahip olmasını sağladı

YAŞAMSAL
Amasya ’da 1470 yılında doğan Şehzade Selim, kaynaklarda Selim Şah diye geçse de sert mizacı, cesareti ve ataklığı nedeni ile ‘ ’Yavuz ’ ’ lakabı ile tanınmıştır Özel hocalar ile iyi bir eğitim almış olan Selim ’in ilk görevi Trabzon sancağıdır yaklaşık olarak 24 yıl bayrak beyliği yapmış olan şehzadenin burada kazandığı deneyim saltanat döneminde epeyce işine yaradı

Trabzonda kaldığı vakit boyunca böylece çok imar hareketlerinde yer alan şehzade, Giresun şehrinde de vakıflar ve camiiler yapı ettirdi

TAHTA ÇIKIŞ SÜRECİ
Bayrak beyliği döneminde siyaseti yakından peşine düşüp takip etti ve 1508 yılında Gürcü kralına aleyhinde büyük bir galibiyet kazanarak babasının takdirini kazandı Selim ’in bütün dikkati sahiden Şah İsmail'in üzerindeydi, 10000 şahsiyet kuvvetiyle Selim ’in üstüne gelen Şah İsmail başarılı olamadı Bu sırada babasının hükümdarlığı zayıflıyor kardeşleri taht için yargı bahis etmeye başlıyordu ve bu durumda Selim ’i zorlu bir mücadelenin içine sürüklüyordu Halk arasında sevilmesinin yanı sıra yeniçeriler de Selim ’i sinyâl ediyor ve takviye veriyorlardı Devletin ileri gelen isimleri ise Ahmet ’i istiyorlardı ve bu da kardeşi Ahmet ile anlaşmazlıklarını hat safhaya ulaştırıyor, hatta birbirlerine karşı savaş hazırlığı yapmalarına neden oluyordu Babasının gönlünden geçen ad olmadığını bilen Şehzade Selim artık tahtı zorla ele geçirmekten diğer bir çaresinin olmadığını görüyordu Babası II Bayezid ’e kurduğu baskılar sonucunda kendisini serdar atama ettirebildi, zira bu da bundan böyle hükümdarlık yolunun kendisi için açıldığı anlamına gelmekteydi Tahtından oğlu lehine feragat etmeye mecburi olan II Bayezid, bir nevi tahttan indirildi ve böylece Yavuz Sultan Selim dokuzuncu padişah olarak 1512 yılında tahta çıktı

TAHTINI SAĞLAMLAŞTIRMASI VE ÇALDIRAN ZAFERİ
Ilk iş olarak iktidarını sağlamlaştırmaya çalışan Sultan Selim, kardeşlerini bertaraf etme planları kurdu Babasının ölümü kardeşleri ile yapacağı mücadelede durumunu kuvvetlendiriyordu Kardeşi Korkut Manisa ’da Ahmet ise Konya ’da hükümdar gibi davranmaya başlamıştı Kardeşi Korkut ’u öldürttükten sonradan Ahmet ’le de giriştiği savaşta onu bozguna uğratıp öldürttü ve böylece tahtını sağlamlaştırmış oldu

Bundan sonraki adımı ise Osmanlı Devleti için ciddi bir dini ve siyasi korkutma olan Şah İsmail idi Önce Safevi taraftarlarını cezalandıran Yavuz Sultan Selim, daha sonra Şah İsmail ’in üstüne yürüdü Safevi yandaşı oldukları gerekçesi ile 40000 kişiyi katlettikleri dürüst değildir, cezalandırılanlar propaganda yapanlardır ve bunlarında o kadar birçok sürgün edilmiştir

Safeviler ile savaşmanın mutlak bir kutsal görev olduğunu düşünen Sultan Selim, devlet adamları istemese de sefer hareketi kesinleşti ilk olarak Safeviler ’e karşı ticari yasaklama başlattı ve İran ipeğinin Batı ’ya girişini yasakladı, sınırlar kapatıldı, geliş ve gidişler engellendi İran seferi için yola çıkan IISelim yerine oğlu Süleyman ’ı bıraktı

Savaş bildiri ettikten daha sonra Şah İsmail ’e mektup göndererek son bir defa daha ‘ ’Sünneti Seniyye ’ ’yi kabul ve tövbe etmesi halinde savaşa gerek kalmayacağını bildiriyor, Şah İsmail ise tehdit ve hakaretler batmış mektubu kendisine yakıştıramadığını ama savaş içinde hazır olduklarını bildiriyordu Şah İsmail üzerine yürüyen ordu oldukça bıkkınlık çekiyor, özellikle gıda ve susama yeniçeriler ilk olarak olmak üzere bütün askeri kırıp geçiriyordu Sonunda Çaldıran Ovası ’nda iki taraf aleyhinde karşıya geldiler ve Sultan Selim Şah İsmail ’i bozguna uğrattı Burada kazandığı zaferden sonra Tebriz ’e dışarı giden Sultan Selim, adına hutbe okuttu ve 1000 dek ilim ve sanat erbabını İstanbul ’a sevketti

MISIR SEFERİ VE KUDÜS'ÜN FETHİ
1516 yılında Şark seferi için hazırlıklar başladı, bu seferde belli başlı kasıt Memlüklüler olup kısa sürede başarı kazandı Karahan ’ın kesilmiş başı Memlük sultanına bir mektup ile yollandı Memlük sultanı Safeviler ile birlikte hareket edince Yavuz Sultan Selim ’i oldukça kızdırdı ve onu bir kere daha savaşa eğlence etti, nihayetinde Mercidabık ovasında yapılan savaşta ateşli silahların da rolüyle Memlük ordusu dağıldı Savaş sırasında Yavuz Sultan Selim askeri kanımca etkili sözlerle cesaretlendirmiş, dönemin kaynaklarına tarafından şehitlik müyesser olursa ahirette saadetin, eğer şampiyon gelirlerse dünyada devletin kendilerine ait olacağını söyledi Savaş kazanıldıktan sonra Yavuz Sultan Selim rakibi Kansu Gavri ’nin durumunu araştırttı; onun cesedini buldurup bir arabaya koydurarak Halep ’te defnettirdiği gibi ruhu için dualar okuttu, farklı alanlara yönlendirilmiş ihsanlarda bulundu Oysa tehdit etme vermek nedeniyle alınan esirlerden çoğunun kendi huzurunda boyunlarını vurdurmaktan da geri kalmadı

Ardından Mısır için sefer hazırlıkları yapan padişah, bu sırada gerekli top tüfek ve harp malzemeleriyle değişik gıda maddeleri taşıyan donanmanın İstanbul ’dan harekete hazırlanmış olduğu, Macarlar ’la olan barışın yenilendiği, Şah İsmâil ’in de Tebriz ’de bulunduğu haberlerini alan Yavuz Sultan Selim iklim şartlarının uygun oluşunu değerlendirerek 15 Aralık ’ta Şam ’dan hareket etti Kudüs ’ü de ziyarete gitmek isteyen Sultan Selim 1500 karakter silahlı birlik ile Kudüs ’e girdi ve burada Mescidi Aksa ’da akşam, Kubbestü ’s Sahra ’da yatsı namazını kıldı; burada kaldığı zaman boyunca her üç dinin ileri gelenlerince karşılandı, onlara çeşitli ihsanlarda bulundu Sonunda 1517 yılında Ridaniye Savaş ’ı gerçekleşti ve Sultan Selim Memlük birliklerine aleyhinde bir kez daha galibiyet kazandı Bu Nedenle Kahire ’de gücenmiş oldu ve Kasrı Yusuf ’ta Mısır tahtına oturdu, hutbe okuttu

İstanbul ’a döndükten sonradan Batı ’daki Haçlı ittifakı ile ilgili siyası gelişmeleri peşine düşüp takip etmek için Edirne ’ye geçti ve burada elçileri kabul etti Daha Mısır seferi sırasında papa Lateran kolsilde Türkler ’e karşısında savaş bildiri etmişti, bunun üzerine de Sultan Selim Rodos seferi için hazırlıklara girişmiş; donanmayı yükseltmek için toplar döktürmeye başlamıştır Oysa sultanın sırtında çıkan büyük bir bitki örtüsü, (bunun veba yumrusu olduğu varsayım edilir) yüzünden Çorlu ’dan ileri gidemedi 2 ay burada ümitsiz bir çare gördükten daha sonra 1520 yılında hayatını kaybetti Vefatı oğlu Süleyman ’ın Manisa ’dan İstanbul ’a gelişine değin kuytu tutuldu 1 Ekim ’de İstanbul ’a getirilen naaşı oğlu ve devlet adamları kadar şehir halkı girişinde karşılandı ve Fatih Camii ’ne indirildi Burada kılınan namazdan daha sonra bugünkü türbesinin bulunduğu Mirza Sarayı denilen yere defnedildi Üstüne geçici olarak bir çadır kuruldu, daha sonra oğlu Süleyman göre buraya bir türbe ve cami yaptırıldı

DEVLETE OLAN KATKILARI
Saltanat dönemi 8 sene sürmüş olsa da Osmanlı tarihi için bir dönüm noktası oldu Özellikle Doğu meselelerini ele alışı ve bunlara emin çözüm bulgu çabalarıyla dikkat çekti Safevi tehdidini önlemesi ve onlara aleyhinde ileride Osmanlı dini düşüncesinin sınırlarını devir edecek ölçüde katı Sünni anlayışı öne çıkarması aynı zamanda siyasal ve sosyal hayatta da mühim bir dönüşümün habercisi oldu Memlük Sultanlığı ’na son verişi ise İslam dünyasının tek bir sancak aşağı toplanması projesinin ilk adımını teşkil etti Bu Nedenle Osmanlılar manâlı bir dini misyonun temsilcisi sıfatıyla şan kazandı Resmi belgelerde ise Mekke ve Medine ’nin koruyucusu (hâdimü ’lHaremeyn) unvanıyla zikredildi *
 
Üst Alt