Son Konu

iblisi kızdıran ve ağlatan AYETİ KERİME !!

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
iblisi kızdıran ve ağlatan AYETİ KERİME !! Tevbe Fakih anlatıyor: Rahmetlik babam (senedi saydıktan sonra) Hz Ali b Ebî Talib (ra) şöyle dediğini anlattı: Resûlüllah (sav), müslümanlar aralarında kardeşlik bağı kurdu Bu çeşitten edinmek üzere , Said b Abdullah ile Sa'lebe Ensarî aralarında bir kardeşlik bağı kurdu Bu sırada , Resûlüllah(sav) , Tebük gazasına çıkmıştı Said b Abdullah gaza niyeti ile yola çıktı Yerine kardeşi Sa'lebe'yi çoluk çocuğunun işi için vekîl bıraktı Sa'lebe odun taşıyor; su getiriyor Bütün bunları yaparken , sevabını Allahu Tealadan diliyordu Bir gün dönüşünde eve girdi İçeri girince ona şeytan geldi: Şu perdenin arkasına bak, deyince , Sa'lebe, perdeyi kaldırdı ve kardeşinin hoş hanımını fark etti Dayanamadı; yanına girdi onu okşadı Kadın şöyle dedi: Ey Sa'lebe! Allah yolundaki kardeşinin bizim için sana bıraktığı hakkı koruyamadın Bunun üzerine Sa'lebe : Yazık, mahvoldum! Diye bağırıp yola düştü Bir dağa çıktı Yüksek sesle şöyle yalvarıyordu: İlahi Sen Sen'sin: ben de benim Sen mağfiretle karşılayansın Ben ise, günahlarla, hatalarla huzuruna geldim Resûlüllah (sav) gazadan döndükleri zaman, cümbür cemaat kardeşini karşılamaya geldi Lakin, Said'in kardeşliği gelmedi Said evine gitti; hanımına sordu: Allah yolunda kardeş olduğumuz Sa'lebe nerede? Bayan şöyle anlattı: O kendini hatalar denizine attı; dağa içten çıkıp gitti Said kardeşini seslenmek üzere yola çıktı; gidip buldu Sa'lebe yüzüstü düşmüştü Başını iki eli arasına almıştı Yüksek sesle şöyle diyordu: Zillet makamım ne dek düşük! Rabbine âsi olan kimsenin makamı nasılsa öyle Said ona şöyle dedi: Kalk ey kardeşim, bu gördüğüm hâl nedir? Sa'lebe şöyle dedi: Seninle gelemem Fakat, şu şekilde gelebilirim: Elimi boynuma bağlamalısın Zelil bir kul, efendisinin kapısına nasıl *ürülürse öyle *ürmelisin Said onun dediğini yaptı Sa'lebe'nin Hamsane adında bir kızı vardı Gelip babasını aldı; Hz Ömer (ra)'in kapısına *ürdü Evden içeri girdiler Sa'lebe , Hz Ömer(ra)'e şöyle dedi: Allah yolunda gazaya meydana çıkan kardeşimin hanımına dokundum Benim için tevbe yolu varmı? Hz Ömer (ra) şöyle dedi: Git yanımdan, saçlarından tutup seni ezmek istiyorum Buradan çık, git; benim yanımda sana yer yok Buradan çıkınca , Hz Ebû Bekir (ra)'in yanına gitti; şöyle dedi: Allah yolunda gazaya çıkan kardeşimin hanımına dokundum Benim için tevbe yolu varmı? Hz Ebû Bekir (ra) şöyle dedi: Git buradan ; benide kendi ateşini aydınlatma; Bana kadar , senin için hiçbir tevbe yoktur Oradan çıktı; Hz Ali (ra)'nin kapısına gitti Şöyle dedi: Allah yolunda gazaya çıkan kardeşimin hanımına dokundum Benim için tevbe yolu varmı? Hz Ali (ra) şöyle dedi: Çık git buradan Kendimce, senin için bir tevbe yoktur Buradan çıkınca, şöyle dedi: Ey kardeşim! Ey kızım! bu üç birey beni ümitsiz bıraktı Ümidim o ki, Resûlüllah (sav) beni ümitsiz bırakmaz Bunun üzerine kızı, onu Resûlüllah (sav)'ın yanında *ürdü Resûlüllah (sav) onu görünce şöyle dedi: Cehennemin zicirlerini ve bukağılarını, bana hatırlattın Resûlüllah (sav)'a şöyle dedi: Yâ Nebiyyallah! Allah yolunda gazi kardeşimin karısına dokundum Benim için tevbe yolu varmı? Resûlüllah (sav) şöyle buyurdu: Çık buradan ; bana göre hiçbir şekilde senin tevben yoktur Oradan böyle çıktıktan daha sonra kızı ona şöyle dedi: Ey baba, Muhammed (sav) ve ashabı senden razı oluncaya dek; sen benim babam değilsin; ben de senin kızın değilim Bunun üzerine Sa'lebe yüksek sesle: Yâ Rabbi! Ömer'in kapısına gittim; beni dövmek istedi Hz Ebû Bekir'e gittim; beni azarladı, tahkir etti Hz Ali'nin yanında gittim; beni kovdu Peygambere gittim; beni ümitsiz bıraktı Ey Mevlam! Benim için sen ne yapmayı istiyorsun Bu duâma evetdiyecekmisin? yahut cevabın hayırşeklinde mi olacaktır? Bunun üzerine semadan bir melek geldi; Resûlüllah (sav)'a şöyle dedi: Allahu Teala soruyor: Halkı sen mi yarattın, yoksa ben mi? Resûlüllah (sav), Allahu Teala'yı murad edip, şu cevabı verdi: Sen, ey efendim! Bunun üzerine melek şöyle dedi: Allahu Tealâ şöyle buyuruyor: Kuluma müjdele; onu bağışladım Bunun üstüne Resûlüllah (sav) ashabına sordu: Sa'lebe'yi kim bana getirecek? Hz Ebû Bekir (ra) ve Ömer (ra) kalktılar: Biz getiririz, Yâ Resûlallah! Dediler Hz Ali (ra) ve Selman (ra) da kalktılar: Ya Resûlallah! Biz getiririz, dediler Resûlullah (sav) Hz Ali (ra) ve Selman (ra)'a izin verdi Sa'lebe'nin yolunu tutup gittiler Yolda Medine çobanlarından birine rastladılar Hz Ali (ra) ona sordu: Resûlullah'ın ashabından birini gördünmü? Çoban şöyle dedi: Galiba siz cehennemden kaçan birini arıyorsunuz? Evet,i onu arıyoruz Bizi onun yanına *ür, deyince çoban şöyle dedi: Gece basınca, şu dereye gelir gider, şu ağacın altına oturur Daha Sonra Yüksek sesle şöyle der: Rabbine âsi olanın makamı ne değin düşüktür! Orada beklediler Gece olunca Sa'lebe geldi; o ağacın altına gidip oturdu Daha Sonra gözyaşları içinde secdeye kapandı Selman onun ağlamasını duyunca, ona içten yürüdü ve şöyle dedi: Yâ Sa'lebe kalk Âlemlerin Rabbi seni bağışladı Bu sesi duyunca sordu: Habîbim Muhammed nasıldır? Allah'ı ve seni seviyor, dediler Bilâl namaza kalktığı zaman, Sa'lebe'yi mescide getirdiler Safın son kısmında durdular Resûlüllah (sav) namazda : Çoklukla övünmek sizi oyaladı(Tekâsür sûresi, âyet:1) âyetini okuduğu zaman, bir bağırırş bağırdı o kadar ancak; kabirleri ziyaret ettiniz(Tekâsür sûresi, âyet:2) âyetini okuyunca yeniden bağırdı;dünyadan ayrıldı Resûlüllah (sav) namazı bitirince Sa'lebe'nin yanına geldi Ey Selman, onun üstüne su serp Selman: Yâ Resûllallah, o dünyadan ayrıldı Sonradan kızı geldi; Resûlüllah'a şöyle dedi: Yâ Resûlallah, babam nerede? Ona hasret kaldım Resûlüllah (sav) ona: Mescide gir dedi Mescide girince, babasını ölmüş buldu Elini başına *ürdü Ah biçare halim, ah babacığım, senden sonradan bana kim bakacak? Demeye başladı Onun bu haini gören Resûlullah (sav) şöyle buyurdu: Ey Hamsane! İstermisin: Ben, senin baban olayım; Fatımada kardeşin? Buna karşılık şöyle dedi: Olur Yâ Resûlallah! Resûlullah (sav) Sa'lebe'nin cenazesine gitti Kabrin kenarına geldiği süre, parmak uçlarına basarak yürüdüğü görüldü Döndükleri süre, Hz Ömer (ra) şöyle sordu: Yâ Resûlallah! Kabrin başında parmak uçlarına basarak yürüyordun; nedendir? Resûlullah (sav) şöyle buyurdu: Yâ Ömer! in çokluğundan, ayağımın tabanını basacak yer bulamadım FAKİH der ki: Yukarıdaki hikâye dağıtılmış lafızlarla anlatılmıştır Söylendiğine göre şu âyeti kerime o sahabe hakkında nâzil olmuştur O kimselerki: Bir musibet işledikleri, veya nefislerine zulmettikleri zaman, Allah'ı anarlar; günahlarının bağışlanmasını isterler Günahları Allah'tan başka kim bağışlayabilir? bundan başka onlar, günaâh üstünde kasten ısrar etmezler Bunlara rablerinden mağfiret vardır; altından ırmaklar akan cennetler vardır Orada ebedî kalırlar Böyle yapanların mükâfatı, ne değin güzeldir (Âli İmrân sûresi, âyet: 135136)  
 
Üst Alt