Son Konu

..::: İcatlar Ve Tarihçeleri :::..

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
36
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Ağırlık ve Ölçüler

Ağırlık ve Ölçülere ilişkin ilk sistemler eski Mısır ve Babil'de geliştirildi Bunlar tarım ürünlerini tartmak, ekili arazileri ölçmek ve ticaret işlemlerini standartlaştırmak için gerekliydi İÖ 3500 dolaylarında teraziyi icat eden Mısırlıların standart tartı ağırlıkları, ayrıca cubit denen, yaklaşık 52 cm'ye eşit bir uzunluk ölçme birimleri vardı Babil hükümdarı Hammurabi'nin İÖ 17921750 arasındaki buyruklarını içeren Hammurabi Yasalarıadlı belgede de, standart tartılardan, farklı ağırlık ve uzunluk birimlerinden söz edilmekteydi Eski Yunanlılar ve Romalılar dönemlerine gelindiğinde, teraziler, ölçekler ve cetveller günlük yaşamın birer parçası haline gelmişti Günümüzün ağırlık ve ölçü sistemlerinden İngiliz birimleri (ayak, libre) 1300'lerde, dünyanın büyük bölümünde benimsenen metrik sistemin birimleriyse (metre, gram) 1790'larda oluşturuldu

Aydınlatma

İlk yapay ışık ateşten elde edildi; ama ateş tehlikeliydi ve sağa sola taşınması zordu Sonra 20000 yıl kadar önce insanlar, yağların yakılmasıyla ışık elde edilebileceğinin farkına vardılar ve böylece ilk lambalar ortaya çıktı Bunlar içi oyulmuş taşların içine hayvan yağı doldurulmasıyla yapılan kandillerdi Bitki liflerinden yapılma liflerin konduğu lambalarsa, İÖ 1000 dolaylarında geliştirildi Başlangıçta içinden fitilin geçtiği basit bir olukları vardı; sonradan fitil bir memenin içine yerleştirildi Mumlar günümüzden yaklaşık 2000 yıl önce ortaya çıktı (mum, çevresi balmumuyla ya da donyağıyla sarılmış bir fitilden oluşur, yakılan fitilin alevi balmumunun ya da donyağının bir bölümünü eritir; böylece fitil sürekli yanarak ışık saçak Bu bakımdan mum, kullanılması daha kolay bir yağ lambasıdır) Yağ lambaları ve mumlar gazyağıyla aydınlatmanın yaygınlaştığı XIX Yüzyıla kadar başlıca yapay ışık kaynakları olmayı sürdürdüler Elektrikle aydınlatma, çok daha yakın bir dönemde kullanılmaya başlandı

Basımcılık


Basımcılığın başlamasından önce her kitabın nüshalarının, zahmetli bir çalışmayla tek tek elle yazılarak çoğaltılması gerekiyordu Kitap basımına İS VI Yüzyılda Çinliler ve Japonlar öncülük ettiler Bu iş için harf ya da işaretlerin ve resimlerin oyma kabartma halinde işlendiği kalıplar kullanılıyor, bir kağıt tabakası mürekkep sürülmüş kalıba bastırıldığında, oymanın kabarık kesimleri aracılığıyla hat ya da işaretler ile resimler kağıda geçiyordu Basımcılıkta en büyük ilerleme, harf dizgisinin icat edilmesiyle sağlandı Bu yöntemde küçük kalıplara işlenmiş harfler satır halinde dizilebiliyor ve daha sonra sökülüp yeniden kullanılabiliyordu Gene Çinlilerin XI Yüzyılda buldukları harf dizgisi, Avrupa'da ilk olarak XV yüzyılda kullanıldı Bu gelişmenin en önemli öncüsü Johannes Gutenberg, harf dizgisini ucuz ve çabuk uygulamayı sağlayan tipo baskı tekniğini geliştirdi Gutenberg'in 1430'ların sonlarındaki çalışmalarından sonra, bu tekniğe dayalı basımcılık Avrupa'nın her yanına hızla yayıldı

Basma Kağıt ve Kara Barutun İlk Kez Yapılışı Üzerine


Bu kitabımızı gözden geçiren araştırıcılar şunu da bilsinler ki, çağımızda elden ele dolaşan Türkçe tarihlerin çoğunu inceledim Bu arada acaba, yabancılar kendi tarihlerinde rahmetli padişahın başarılı savaşlarını nasıl yazmışlardır diye merak ettim Memleketimizde Macar aydınları pek çok olduğundan rahmetli padişahın kimi gazalarını okuttum ve birçoklarını da Türkçe'ye çevirdim Bunlardan Mohaç Savaşı'nın çevirisini aşağıda veriyorum Ancak, onların yazmış oldukları ayrıntılar ve bizim işimize yaramayan fazlalıklar buraya alınmamıştır Ayrıca, yabancılar bundan böyle tarihlerinde abartmaları ve olmamış olayları yazmamaktan söz ederler Fakat ben bazı abartmalarını da gördüm ve bunu ya belli bir maksatla ya da bilmediklerinden yaptıklarına yordum Buna delil olarak derler ki, bilime istek artsın diye bir kitap kaleme alan yazar, birkaç bilgin adına gençlere imza ettirir ve ondan sonra kitabı baskıya verir; kaç tane satılabileceğini tahmin ederse o kadar nüsha olarak bastırır Basımcı da, sonra belki daha çok istekli çıkar diye tamah ederse yazara paradan yana güçlük çıkarmaz Böylece asgari bir masrafla kitabını bastıran yazar, kendince her şehrin ve memleketin göstereceği ilgiye göre, oralara giden tüccara o kadarını satar Böylece kendi zahmetinin ve bilime gösterdiği isteğin karşılığını fazlasıyla elde eder Yabancılar kitap yazmaya ve bilimle uğraşmaya isteği artırmak için yasa çıkarmışlardır Örneğin bir basımcı bir tek kitabı bile izinsiz bassa idam olunmayı hak eder Kitabı imza eden gençler, içinde yalan, abartma ya da inançlarına aykırı bir şey görseler imza etmezler İmza olmayınca da kitap para etmez ve rağbet görmez derler Delilleri, bari yerinde, gerçek olsaydı!

Yabancıların basma yazı ile kitap meydana getirmeleri garip bir sanattır ve doğrusu değişik bir icattır İsa Peygamber'in doğuşunun 1440'ıncı yılında Mayans (Maimz) adlı kentte İvan Gutenberg adında çok akıllı bir adamın icat ettiğini yazmışlar O zamandan beri günümüze kadar iki yüz yıl geçmiştir Onların bütün kitapları basma yazı iledir Gerçi bir kitap bastırılmak istense, önce harflerini yerli yerine koyup dizmekte, elle yazılması kadar zorluk çekilir Fakat sonra, dilenirse, örneğin bin kitabı çok kısa bir zamanda basmak imkanı vardır Bu bin cildin, elle bir cilt yazmak kadar zahmeti olmaz

*

Barudu da yine Nemçe'li ustalardan Bertoloş adında çok akıllı bir adam 1370 tarihinde icat etti diye yazmışlardır O zamandan beri bu güne dek tam iki yüz yetmiş yıl geçmiş bulunmaktadır Adı geçen icatçı, Baratidi; yani, nasıl ki Müslümanlarda uygun olmayan inançları yüzünden ahlak ve yasa dışı ilan edilmiş kimseler (ışık taifesi) vardır, yabancılarda da aynı şekilde suçlu ilan edilen Baratlar mevcuttur İşte adı geçen Bertoloş böylelerinden biri idi Fakat o, dünyadan elini ayağını çekmiş, sağduyu sahibi, eski bilgelerin sahip olduğu birçok sanat dalında üstün bir kimse idi Zamanının kralı, buna karşılık olmak üzere, ona sen saygı gösterilecek bir üstünlükte iken bir nesne icat ettin ki bütün dünya halklarının güvenlik ve rahatını kaçırdın diyerek onun sinir ve damarlarını lime lime birbirinden ayırıp hakaret ve işkence ile öldürtmüş Onun hakkında böyle yazmışlar

Buhar Makinesi


Buharın sağladığı güç, insanları yüzyıllarca büyüledi Eski Yunan bilginleri İS 1 Yüzyılda buharın insanlar tarafından kullanılabilecek bir enerji taşıdığının farkına vardılarsa da, eski Yunanlılar aygıtları işletmek için buhar gücünden yararlanmayı denemediler İlk buhar makineleri XVII yüzyıl sonlarında Worcester markisi ve Thomas Savery gibi mühendisler tarafından tasarlandı (Savery'nin makinesi, maden ocaklarındaki suyu dışarı pompalama amacına yönelikti) Gerçek anlamda kullanışlı ilk buhar makinesinin tasarımcısı Thomas Newcomen, 1712'de ilk makinesini yaptı İskoç alet yapımcısı ve mucit James Watt da, buhar makinesinin daha da geliştirdi Yaptığı makinelerde buhar ana silindirin dışında yoğunlaştırılıyor, silindiri sırayla ısıtıpsoğutma gereğini ortadan kaldıran bu düzenleme, ısı tasarrufu sağlıyordu Ayrıca fabrikalarda ve maden ocaklarında, pistonu harekete geçirmede buhar gücünden yararlanılması da, makinelerin verimliliğini artırdı (yeni buhar makineleri çok geçmeden fabrikalar ve maden ocakları için önemli bir enerji kaynağı haline geldi) Sonradan boyutların küçültülmesi ve basınç düzeyinin yükseltilmesi gibi yenilikler, buhar makinesinin lokomotiflerde ve gemilerde de kullanılmasını başlattı

Dolmakalem ve Mürekkep

Günümüzden yaklaşık 7000 yıl önce, Ortadoğu'daki Bereketli Hilal'de tarımın gelişmesiyle, yazılı kayıtlar tutma zorunluluğu ortaya çıktı Babiller ve eski Mısırlılar taşların, kemiklerin ve kil tabletlerin üstüne simgeler (çivi yazısı) ve basit resimler (hiyeroglif) kazıyarak yazı yazarlar, bu kayıtları toprak işleme ve sulama haklarını belirlemek, hasat ürünlerinin dökümünü çıkarmak, vergi tutarlarını belgelemek, hesapları yapmak için tutarlardı Başlangıçta kullandıkları yazma aracı basit çakmaktaşıyken, daha sonra bunun yerini ucu yontulmuş çubuk aldı İÖ 1300'e doğru Çinliler ve Mısırlılar, kandillerde yakılan yağdan çıkan isi suyla ve bitki zamklarıyla karıştırma yoluyla hazırlanan mürekkebi buldular Ardından, aşıboyası gibi toprakta bulunan boyarmaddeleri katma yoluyla, çeşitli renklerde mürekkepler yapmayı öğrendiler Ortaçağ'da basımcılıkta kullanılmaya uygun yağ türevli mürekkepler geliştirildi; ama yazı mürekkebi ve kurşunkalem gibi icatlar, ancak Yeniçağ'da gerçekleştirildi Dolmakalem ve tükenmez kalem gibi daha yakın dönemlerin yenilikleri, yazı yazarken kalemi sürekli mürekkebe batırma ya da mürekkeple doldurma gereğini ortadan kaldırdı

El Aletleri

Eski atalarımız günümüzden yaklaşık 3,75 milyon yıl önce ayakta durmayı öğrendiler ve çayırlarda yaşamaya başladılar Yeni işlerde kullanılabilecek biçimde serbest kalan elleriyle, hayvan leşlerinden işe yarar şeyler çıkarmaya ve bitkisel yiyecekleri toplamaya yöneldiler Zamanla bu işler için el aletleri geliştirdiler Etleri kesip parçalamak ve kemikleri kırarak içlerindeki iliği çıkarmak amacıyla çakıllar ve taşlar kullandılar Sonraları, daha iyi kesmeleri için, taşların kenarlarını yonttular Yaklaşık 400000 yıl kadar önce, çakmaktaşına biçim verilerek ilk baltalar ve mızrak uçları yapıldı; ayrıca, kemikler sopa ve çekiç olarak kullanılmaya başlandı İnsanoğlu günümüzden yaklaşık 250000 yıl önce de ateşi buldu Böylece yiyecekleri pişirebilecek duruma gelen yakın atalarımız, yaban hayvanlarını avlamak için el aletleri yarattılar Tarım yapmaya başladıklarında da, daha farklı aletlere gereksinme duydular

Enerjiden Yararlanma


Tarihin başlangıcından bu yana insanlar, daha kolay ve daha verimli iş yapmalarını sağlayacak enerji kaynakları aradılar Bu yönde atılan ilk adım vinç ve ayak değirmeni gibi makineleri kullanma yoluyla insanın kas gücünün daha etkili duruma getirilmesi oldu Çok geçmeden at, katır, öküz gibi hayvanların kas gücünün insanınkinden çok daha büyük olduğu anlaşılınca hayvanlar ağır yükleri çekmek ve değirmenlerde çalışmak için eğitildi Zamanla rüzgar ve sudan da enerji kaynağı olarak yararlanılabileceği öğrenildi ve ilk yelkenli gemiler günümüzden yaklaşık 5000 yıl önce Mısır'da yapıldı Romalılar, İÖ 1 Yüzyılda tahıl öğütmek için su değirmenleri kullanmaya başladılar Su enerjisi daha sonra da önemini korudu ve günümüze kadar yaygın biçimde kullanıldı İnsanların tahıl öğütmede daha verimli bir yöntem bulmaya yönelmesiyle ortaya çıkan yeldeğirmenleri, Ortaçağ'da Avrupa'da adım adım batıya doğru yayıldı

Eve Dönük İcatlar


Elektrik üretme yöntemi 1831'de ABD'li bilim adamı Michael Faraday (17911867) tarafından bulunduysa da, elektriğin evlerde kullanılması, ancak yıllar sonra gerçekleşti Önce fabrikalar ve büyük şirketler, kendi jeneratörlerini kurarak, aydınlanmada elektrikten yararlandılar Telli (filamanlı) elektrik ampulü, 1879'da piyasaya sürüldü ve ilk büyük elektrik santralı 1882'de New York kentinde kuruldu Zamanla insanlar elektrikli ev aletlerinin ev işlerinde nasıl kolaylık sağladığını gördüler ve ilk vakumlu süpürge gibi mekanik aletlerin yerini, daha verimli elektrikli aletler aldı Batı toplumlarının orta sınıflarında ev işleri için hizmetçi çalıştırma alışkanlığının gerilemesiyle birlikte, daha az emek gerektiren aletler hızla yaygınlaştı Mutfak mikserine ve saç kurutma aygıtına 1920'lerde elektrikli motor takıldı Elektrik akımının ısıtıcı etkisinden yararlanmaya dayanan elektrikli çaydanlıklar, mutfak fırınları ve ısıtıcılar da aynı dönemde ortaya çıktı Bu aygıtlardan bazıları, günümüzde kullanılanlara çok yakın biçimde tasarımlanmıştı

Fotoğrafçılık


Fotoğraf makinesinin icat edilmesi, ilk kez her türlü nesnenin aslına uygun görüntüsünün kısa sürede elde edilmesini sağladı Bu icat optik ile kimyanın bileşimi sonucunda gerçekleştirildi Güneş'in görüntüsünün bir perdeye düşen izdüşümü, İS IX Yüzyılda Arap gökbilimcileri tarafından (onlardan önce de Çinliler tarafından) incelenmişti XVI yüzyılda Canaletto gibi İtalyan ressamları düzgün çizim yapmalarına yardım eden mercekler ve camera obscura (karanlık kutu) gibi araçlar kullanıyorlardı Alman anatomi profesörü Johann Heinrich Schulze, 1725'te, cam şişe içindeki gümüş nitrat çözeltisinin güneş ışığı altında kaldığında siyah renge döndüğünü fark etti 1827'de, metal bir levhanın ışığa duyarlı bir maddeyle kaplanmasıyla, ilk kez bir nesnenin kalıcı görsel kaydı gerçekleştirildi

Hesaplama


İnsanlar çok eski zamanlardan başlayarak sayı saymayı ve hesap yapmayı öğrendilerse de, hesaplama ancak mal alım satımının başlamasıyla büyük önem kazandı Sayma ve hesaplama işlemlerinde parmaklar dışında kullanılan ilk yardımcı araçlar, birden ona kadar sayıları temsil eden küçük çakıl taşlarıydı Mezopotamyalılar günümüzden yaklaşık 5000 yıl önce, toprağı kazarak içine çakıl taşlarının koyulabileceği bir dizi dik oluk açtılar: Çakıl taşlarının bu olukların birinden öbürüne aktarılmasıyla basit hesaplar yapılabiliyordu Daha sonraları Çin'de ve Japonya'da yüzleri, onları ve birimleri temsil eden boncuk sıralarından oluşan abaküs (ya da abakus, abak) kullanıldı Bunu izleyen atılımlar çok uzun bir aradan sonra, ancak XVII yüzyılda logaritma cetveli, sürgülü hesap cetveli ve basit mekanik hesap makinesi gibi yardımcı hesap aygıtlarının icat edilmesiyle gerçekleştirildi

İçten Yanmalı Motor

İçten yanmalı motor (içten patlamalı motorda denir), ulaşım alanında neredeyse tekerleğin yol açtığı kadar büyük bir devrim yaratmış, ilk kez küçük ve randıman oranı nispeten yüksek bir motor kullanma olanağı, otomobilden uçağa kadar bir dizi taşıtın üretilmesini sağlamıştır İçten yanmalı bir motorun içinde bir yakıtın tutulmasıyla enerji yaratılır Yakıtın yanması silindiradı verilen bir boru içinde gerçekleşir Yanma sırasında ortaya çıkan sıcak gazlar, bir pistonu silindir boyunca aşağı iter Pistonun hareketi tekerlekleri döndürmek ya da makineleri çalıştırmak için gerekli enerjiyi üretir Belçikalı mucit Etienne Lenoir (18221900) tarafından 1'ta yapılan ilk kullanışlı içten yanmalı motor gazla çalışıyordu Alman mühendis Nikolaus Otto (18321891), 1876'da daha gelişmiş bir motor yaptı Pistonun dört hareketiyle yaratılan enerjiyle çalıştığı için dört zamanlıadı verilen bu motorun Gottlieb Daimler ve Karl Benz tarafından geliştirilmesi, 1885'te ilk otomobilin üretilmesine olanak sağladı

Katot Işınlı Tüp

Elektriğin özelliklerini araştıran İngiliz fizikçi William Crookes, 1887'de, bu amaçla, elektrot olarak iki metal levhanın yer aldığı bir cam tüp kullanmayı düşündü Yüksek bir voltaj uygulandığında ve tüpün içindeki hava dışarı boşaltıldığında, iki elektrot arasından geçen elektrik, tüpün içinde bir ışıltıya yol açıyor, bir vakum ortamına yaklaşacak ölçüde basıncın düşmesiyle birlikte ışık sönüyor, ama camın kendisi ışıldamayı sürdürüyordu Crookes'in katot ışınlarıdiye adlandırdığı ışınlar, aslında gözle görülmeyen bir elektron akışıydı Daha sonra Ferdinan Braun, uç tarafı katot ışınları çarptığında ışıldayan bir maddeyle kaplanmış bir tüp yarattı Bu tüp, televizyonlardaki modern alıcı tüpünün öncüsü oldu

Metal İşçiliği


Altın ve Gümüş doğada metal halde bulunan minerallerdir İnsanlar çok eski çağlardan başlayarak toprakla karışık buldukları bu metalleri basit süs eşyalarının yapımında kullanmaya başladılar; ama işleme açısından ilk yararlı metal bakır oldu (bakırın, yoğun bir ateşte ısıtılarak kayaçlardan, yani filiz yataklarından çıkarılması gerekiyordu) İki metali birbirine karıştırarak tuncun elde edilmesiyle ikinci adım atıldı; bakır ve kalayın alaşımı olan tunç sağlamdı ve paslanma ya da çürüme sorunu yoktu: Dökümdenen işlemle tunca biçim veriliyordu Tuncun sağlam olduğu kadar da kolay işlenir olması, kılıçtan mücevhere kadar pek çok şeyin bu metalden yapılmasına yol açtı Demir, ilk olarak İÖ 1500 dolaylarında kullanıldı; demir filizinin ağaç kömürüyle yakılması, saf olmayan bir metal elde etmeyi sağlıyordu Demir yataklarının bol, ama demirin eritilmesinin güç olması nedeniyle başlangıçta demiri işlerken, dökümden çok, çekiçle dövme yönteminin kullanılması gerekti

Optik İcatlar


Optik bilimi ışık ışınlarının bir ortamdan başka bir ortama geçerken kırılması olgusuna dayanır Çinliler daha İS X Yüzyılda, bükey yüzeyli cam parçalarının yani merceklerin ışığı nasıl kırdığını biliyorlardı Avrupa'da XIII Ve XIV Yüzyıllarda merceklerin özellikleri görme bozukluklarını düzeltme amacıyla kullanılmaya başlandı ve gözlükler ortaya çıktı Daha sonraları makyaj yapmada ve saç taramada yardımcı bir araç olarak kullanılmak için parlak metalden aynalar yapıldı Ama çok küçük şeyleri büyütmeyi ve uzaktaki nesneleri daha belirgin bir görüş odağına getirmeyi sağlayan daha güçlü optik aletlerin yapımı, ancak XVII yüzyılda gerçekleştirilebildi Bu dönemin önemli gelişmeleri arasında yüzyılın başlarında ortaya çıkan teleskop ile 1650'ye doğru icat edilen mikroskop sayılabilir

Piller


Günümüzden yaklaşık 2000 yıl önce, eski Yunan bilgini Thales, bir kumaş parçasını fosil ağaç reçinesinden oluşmuş sarı bir kayaç türü olan kehribara sürterek, küçük elektrik kıvılcımları elde etmişti Ama insanların bu gücü denetim altına alarak, düzenli bir elektrik akımı sağlayan pili üretmeyi başarmaları için aradan çok uzun bir zaman geçmesi gerekliydi 1800'de Alessandro Volta (17451827), yaptığı ilk pile ilişkin ayrıntıları yayınladı Volta pili belirli çözeltiler ile metal elektrotlar arasındaki kimyasal tepkimeden yararlanma yoluyla elektrik üretiyordu John Frederick Daniell (17901845) gibi başka bilim adamları, elektrot yapımında farklı gereçler kullanarak Volta'nın tasarımını geliştirdiler Günümüzün pilleri de aynı temel tasarıma dayanmakta, ama yapımlarında modern gereçler kullanılmaktadır

Radyo


Radyonun temelleri Guglielmo Marconi'nin Bologna yakınlarındaki evinin tavanarasında yaptığı deneylerle atıldı Havadan mesaj göndermek için radyo dalgalarından yararlanma düşüncesine kapılan Marconi, uzak yerler arasında telsiz iletişimi olanaklı kılarak ve ticari eğlenceyaşamını dönüşüme uğratarak dünyayı değiştirecek bir icat gerçekleştirdi Marconi'nin kullandığı verici Heinrich Hertz tarafından geliştirilmiş bir elektrik kıvılcımı jeneratörüydü Jeneratörün yaydığı radyo dalgaları, Fransız Edouard Branly'nin icat etmiş olduğu bir alıcıtarafından yakalanıyor, alıcı daha sonra radyo dalgalarını bir elektrik akımına dönüştürüyordu Marconi, 1894'te oda içinde gönderilen radyo sinyalleriyle çalan bir elektrikli zil yapıp, sonraki sekiz yıl içinde Atlas okyanusu üstünden 4800 km'yi aşan radyo mesajları göndermeyi başardı

Ses Kaydı


Tarihte ilk ses kaydı 1877'de Thomas Edison'un (18471931) geliştirdiği ve konuşan makineadını verdiği aygıtla gerçekleşti Fonografya da daha yaygın olarak gramofondiye adlandırılan bu aygıt ses titreşimlerini, döner bir silindire sarılmış bir kalay folyoya izler halinde kaydediyordu Edison makinesini denemek için önce ahizeye Merhabadiye seslenmiş, folyoyu bir diyaframa bağlı bir iğnenin altından geçirdiğinde, aynı sözcüğün yinelendiğini işitmişti Bu mekanikakustik kayıt yöntemi 1920'de elektrikli sistemlerin ortaya çıkmasına kadar sürdü Bant kayıt sistemlerini geliştirmek içinse, magnetik ilkeleri kullanıldı Bu sistemler, 1935'te magnetik plastik şeridin devreye girmesiyle, ardından da 1960'larda mikroelektroniğin kullanılmasıyla, büyük bir ticari başarı kazandı

Silikon Çip


İlk radyo ve televizyon alıcılarında, elektrik devrelerine yön vermek için lambalar kullanılıyordu Bunlar büyük, kısa ömürlü ve pahalıya mal olduklarından, ABD'de Bell Telephone Laboratories adlı şirkette çalışan bilim adamları, 1947'de aynı işi görecek, ama daha küçük, daha ucuz ve daha güvenli olan transistörü icat ettiler Uzay araçlarının ortaya çıkmasıyla, daha küçük parçalara gerek duyuldu ve 1960'ların sonuna doğru transistörler ile öbür elektronik parçaları, yalnızca 5 milimetrekare büyüklüğündeki silikon çiplerine sıkıştırma yolu bulundu Çok geçmeden başka birçok alanda da kullanılmaya başlanan bu çipler, bulaşık makinesinden kameraya kadar birçok eşyada, eski mekanik kontrol düzeneklerinin yerini aldı Bilgisayarlarda çok yer tutan elektronik devreler de yerini çiplere bıraktı Eskiden bütün bir odayı kaplayan bilgisayar, bir masaya koyulacak bir kasanın içine yerleştirilebilecek duruma geldi ve oyunlardan devlet işlerini yürütmeye kadar, hemen her alanda bilgisayarların kullanılmaya başlamasıyla, bilgi teknolojisinde bir devrim sürecine girildi

Sinema


Görüş algısının sürmesiya da ağtabakası izlenimidenen olgu ilk olarak 1824'te, İngiliz hekim P M Roget tarafından açıklandı Roget bir nesnenin birbirine yakın ardışık konumlarını gösteren resimlerin hızla gözün önünden geçirilmesi sırasında, gözün bunları hareket eden tek bir nesne gibi gördüğünü belirledi Bu yanılsamadan yararlanılarak bir dizi durgun görüntüyle hareketli bir görüntünün yaratılabileceğinin anlaşılması çok zaman almadı ve sonraki 10 yıl içinde, dünyanın her yanında bilim adamları, bunu sağlayacak çeşitli aygıtlar geliştirmeye koyuldular Söz konusu makinelerin çoğu, garip yeniliklerin ya da oyuncakların ötesine geçemediyse de, slayt projektörlerinde kullanılan aydınlatma sistemlerinin kusursuzlaştırılmasıyla ve fotoğrafçılığın gelişmesiyle birlikte, sinema teknolojisinin ilerlemesine önemli katkıda bulundu Halka açık ilk başarılı film gösterisi 1895'te Auguste ve Louis Lumiere adlı Fransız kardeşlerin geliştirdikleri sinematografla gerçekleştirildi Görüntüleri bir selüloyit şeridine kaydeden sinematograf, hem kamera, hem de gösterici aygıt işlevi görmekteydi

Tekerlek


Tekerlek belki de bütün çağların en önemli mekanik icadıdır: Makinelerin çoğunda, saatlerde, yeldeğirmenlerinde ve buhar makinelerinde, ayrıca otomobil ve bisiklet gibi taşıtlarda tekerlekler ve tekerlek ilkesine dayanan çarklar vardır İlk tekerlek günümüzde Irak'ın kuzey kesimini içine alan Mezopotamya'da, günümüzden yaklaşık 5000 yıl önce ortaya çıktı Çömlekçilerin kil toprağı işlemede yardımcı bir araç olarak kullandıkları tekerleğin aynı dönemde arabalara takılması, ulaşımda köklü bir dönüşümün yolunu açtı ve ağır gereçler ile büyük eşyaların daha kolay taşınmasını sağladı Bu ilk tekerlekler, tekparçaydılar ve tahta kalaslardan dilim olarak kesilmiş parçaların birbirine tutturulmasıyla yapılıyorlardı İspitli (parmaklı) tekerleklerse, İÖ 2000 dolaylarında ortaya çıktı ve daha hafif oldukları için, özellikle savaş arabalarında kullanıldı Tekerleğin daha hızlı dönmesini sağlayan göbek takımlarıysa, İÖ 100 dolaylarında geliştirildi

Telefon


Yüzyıllar boyunca insanlar uzak yerlerle haberleşmeyi sağlayacak işaretler gönderme yollarını aradılar Mesaj iletmek için başvurulan ilk yöntemler, açık havada yakılan ateşler ve parlayan aynalardı Fransız Claude Chappe 1793'te icat ettiği mesaj iletme makinesine, uzaktan yazananlamında telgrafadını verdi Bu aygıtın işleyişi, kule tepesine takılmış hareketli kolların kullanılmasıyla oluşturulan işaretler yardımıyla rakam ve harfleri iletmeye dayanıyordu Sonraki 40 yıl içinde elektrikli telgraf geliştirildi ve 1876'da Alexander Graham Bell, ilk kez konuşmaları teller aracılığıyla iletmeyi sağlayan telefonu icat etti Sağırlarla ilgili çalışmaları, Bell'i seslerin havadaki titreşimlerle nasıl oluştuğunu merak etmeye yöneltmiş, armonik telgrafadı verilen bir düzenek üstünde çalışırken, elektrik akımının konuşma sırasında oluşan titreşimleri andıracak biçimde değiştirilebileceğini bulmuştu Telefonla ilgili çalışmalarının dayandığı ilke de buydu
 
Üst Alt