İnsan Beyni - İnsan Beyninin Kapasitesi
İnsan Beyninin Kapasitesi
Doğadaki tasarımların o kadar güçlü ve ikna edici bir boyutu vardır ki, her yaratılış delili incelendiğinde, evrimcilerin teorilerinin bir kez daha çöktüğü görülür... Şüphesiz, bu konuya verilebilecek ilk örnek, insan beynidir. Beyin, bir kamera, kütüphane, bilgisayar ve iletişim merkezinin tek yere toplanmış hali gibidir. Bilgisayarların aksine, beyin, kullanıldıkça daha iyi bir hale gelir. Dikkatli bakan bir göz, beynin içerisindeki karmaşık yapıdaki harika amacı ve büyük organizasyonu hemen fark eder.
Yetişkin bir insanın beyni, yaklaşık 1350-1400 gram ağırlığındadır. Buna karşın, 100 süper bilgisayarın bilgisini içerebilir. Beynin temel birimi, ‘nöron' olarak adlandırılan sinir hücreleridir. Her bir hücre, milimetrenin yüz binde biri kadar bir çapa sahiptir ve ‘çekirdek', ‘dendrit' ve ‘akson' adlı bölümlerden oluşur.
Bu hücreler, elektrik anahtarları gibi ateşlenebilirler. Bir hücre “ateşleme” yaptığında, kendisiyle komşu diğer hücreler, kimyasal içerikli bazı elektronik sinyaller yollar. Bu sinyaller mikrovolt mertebesindedir.
Bu resimde, beyindeki 10 milyar sinir hücresinden sadece ikisi görülüyor. Hücrelerin dendrit ve aksonları temas halinde. Bilim adamları, buna ‘sinaps' diyorlar. Motor sinir hücrelerinde aksonlar, duyu sinirlerinde ise dendritler uzun bir yapıya sahiptir. Sinir hücresindeki akson bölümü, hücreleri birleştiren liflerdir. Dendirtler geniş bir ağacın kolları gibi dallara ayrılabilir.
Beynimiz, bünyesinde 10 milyar nöron barındırır. Hayatın ilk 9 ayında bu nöronlar, dakikada 25 bin gibi muazzam bir oranla çoğalır.
Her bir sinir hücresi, 100 bin adet sinir hücresi ile temas edebilir. Vücudumuzdaki sinir hücrelerinin birbirlerine temas ettikleri noktaların sayısı, 100 trilyon civarındadır. Bu sayı, ABD'nin yarısını kaplayacak kadar büyük bir ormandaki ağaçların yaprak sayısına denktir. Yetişkin bir insanın beyninde bulunan sinir hücrelerinin uzunluğu ise 160 bin km.'den fazladır.
Beynimiz, kimyasal bir verici tarafından kontrol edilen elektrik anahtarı topluluğu gibi düşünülebilir. Bu durumda, her sinirsel temas noktası, bir anahtar niteliği kazanacağından, beynin en az 100 trilyon bilgiye sahip olduğu söylenebilir. Aslında, sahip olduğumuz bilgi sayısının bundan çok daha fazla olması gerekir. Çünkü nöronlar ara seviyelerde ateşleme yapabilmektedir. Oysa elektrik anahtarları ya açık ya da kapalıdır. Halbuki, elektrik anahtarına benzettiğimiz temas noktalarındaki ateşlemeler, bazen kısmen gerçekleşebilmektedir. Bu nedenle beyin, hem dijital hem de analog dijital özellikler gösterir.
Herhangi bir anda beyindeki sinir hücrelerinin %10'u ateşleme yapmaktadır. Bu ateşlemenin frekansı ise 100 Hz.'dir. Sonuçta bu her saniye, beynimizde 10 15 (1 trilyar) sinyalin ya da hesaplamanın yapıldığını gösterir. Bu sayı ne anlama gelir? Bunu basit bir karşılaştırma yaparak anlamaya çalışalım:
Bazı bilgisayarlar, bilim adamlarınca özel olarak hazırlanırlar. Bu bilgisayarların temel özelliği, işlem hızlarının ve bilgi depolama kapasitelerinin çok yüksek olmasıdır. Bu bilgisayarlar, bu nedenle ticari olarak kullanılmazlar. Cray 2 adlı süper bilgisayar da bunlardan biridir.
Cray 2'nin saniyede yapabildiği hesaplama sayısı 10 9'dur (1 milyar). Bilgi depolama kapasitesi ise 10 11 bit'tir. Yani bu süper bilgisayarın depolama kapasitesi, insan beyninin ancak binde biri kadardır. Beyin, tüm bu bilgisayarlardan çok daha gelişmiş bir yapıya sahiptir. Aslında bu benzetmeyi daha ileri ***ürmek pek mümkün değildir. Çünkü insan beynini, tam olarak ne teknolojideki ne de doğadaki başka bir şeye benzetebilirsiniz. Beyindeki her bir hücrede, bir trilyon atom vardır. Bunların her biri doğru yerde, doğru görevleri, tam olarak yerine getirirler.
Bilgisayar tasarımcıları, yapay bir zeka gerçekleştirmeye çalışıyorlar; bunu yaparken de beynimizdeki sinirsel ağları taklit etmeye çalışıyorlar. Ne var ki, bu konuda elde edilen başarı oldukça kısıtlıdır. Nitekim bu konuda çalışma yapan bilim adamlarından biri, “bizim düşünme yapımızın bazı özelliklerinin asla bir makine tarafından tekrarlanamayacağını” açıklamıştır.
Bu tablo, çeşitli sistemlerin hafıza kapasitesini göstermektedir. Beynin potansiyel kapasitesinin, 25 milyon kitap cildine veya 800 km.'den daha uzun bir kitap rafına eşit olduğuna dikkat ediniz. Tablodaki veriler, kelime bazında bilgisayarlarda kullanılan bilgi birimine dönüştürülecek olursa, bir kelime 40 bit'e denk gelecektir (1 kelime=5 Byte=40 bit).
İnsan Beyninin Kapasitesi
Doğadaki tasarımların o kadar güçlü ve ikna edici bir boyutu vardır ki, her yaratılış delili incelendiğinde, evrimcilerin teorilerinin bir kez daha çöktüğü görülür... Şüphesiz, bu konuya verilebilecek ilk örnek, insan beynidir. Beyin, bir kamera, kütüphane, bilgisayar ve iletişim merkezinin tek yere toplanmış hali gibidir. Bilgisayarların aksine, beyin, kullanıldıkça daha iyi bir hale gelir. Dikkatli bakan bir göz, beynin içerisindeki karmaşık yapıdaki harika amacı ve büyük organizasyonu hemen fark eder.
Yetişkin bir insanın beyni, yaklaşık 1350-1400 gram ağırlığındadır. Buna karşın, 100 süper bilgisayarın bilgisini içerebilir. Beynin temel birimi, ‘nöron' olarak adlandırılan sinir hücreleridir. Her bir hücre, milimetrenin yüz binde biri kadar bir çapa sahiptir ve ‘çekirdek', ‘dendrit' ve ‘akson' adlı bölümlerden oluşur.
Bu hücreler, elektrik anahtarları gibi ateşlenebilirler. Bir hücre “ateşleme” yaptığında, kendisiyle komşu diğer hücreler, kimyasal içerikli bazı elektronik sinyaller yollar. Bu sinyaller mikrovolt mertebesindedir.
Bu resimde, beyindeki 10 milyar sinir hücresinden sadece ikisi görülüyor. Hücrelerin dendrit ve aksonları temas halinde. Bilim adamları, buna ‘sinaps' diyorlar. Motor sinir hücrelerinde aksonlar, duyu sinirlerinde ise dendritler uzun bir yapıya sahiptir. Sinir hücresindeki akson bölümü, hücreleri birleştiren liflerdir. Dendirtler geniş bir ağacın kolları gibi dallara ayrılabilir.
Beynimiz, bünyesinde 10 milyar nöron barındırır. Hayatın ilk 9 ayında bu nöronlar, dakikada 25 bin gibi muazzam bir oranla çoğalır.
Her bir sinir hücresi, 100 bin adet sinir hücresi ile temas edebilir. Vücudumuzdaki sinir hücrelerinin birbirlerine temas ettikleri noktaların sayısı, 100 trilyon civarındadır. Bu sayı, ABD'nin yarısını kaplayacak kadar büyük bir ormandaki ağaçların yaprak sayısına denktir. Yetişkin bir insanın beyninde bulunan sinir hücrelerinin uzunluğu ise 160 bin km.'den fazladır.
Beynimiz, kimyasal bir verici tarafından kontrol edilen elektrik anahtarı topluluğu gibi düşünülebilir. Bu durumda, her sinirsel temas noktası, bir anahtar niteliği kazanacağından, beynin en az 100 trilyon bilgiye sahip olduğu söylenebilir. Aslında, sahip olduğumuz bilgi sayısının bundan çok daha fazla olması gerekir. Çünkü nöronlar ara seviyelerde ateşleme yapabilmektedir. Oysa elektrik anahtarları ya açık ya da kapalıdır. Halbuki, elektrik anahtarına benzettiğimiz temas noktalarındaki ateşlemeler, bazen kısmen gerçekleşebilmektedir. Bu nedenle beyin, hem dijital hem de analog dijital özellikler gösterir.
Herhangi bir anda beyindeki sinir hücrelerinin %10'u ateşleme yapmaktadır. Bu ateşlemenin frekansı ise 100 Hz.'dir. Sonuçta bu her saniye, beynimizde 10 15 (1 trilyar) sinyalin ya da hesaplamanın yapıldığını gösterir. Bu sayı ne anlama gelir? Bunu basit bir karşılaştırma yaparak anlamaya çalışalım:
Bazı bilgisayarlar, bilim adamlarınca özel olarak hazırlanırlar. Bu bilgisayarların temel özelliği, işlem hızlarının ve bilgi depolama kapasitelerinin çok yüksek olmasıdır. Bu bilgisayarlar, bu nedenle ticari olarak kullanılmazlar. Cray 2 adlı süper bilgisayar da bunlardan biridir.
Cray 2'nin saniyede yapabildiği hesaplama sayısı 10 9'dur (1 milyar). Bilgi depolama kapasitesi ise 10 11 bit'tir. Yani bu süper bilgisayarın depolama kapasitesi, insan beyninin ancak binde biri kadardır. Beyin, tüm bu bilgisayarlardan çok daha gelişmiş bir yapıya sahiptir. Aslında bu benzetmeyi daha ileri ***ürmek pek mümkün değildir. Çünkü insan beynini, tam olarak ne teknolojideki ne de doğadaki başka bir şeye benzetebilirsiniz. Beyindeki her bir hücrede, bir trilyon atom vardır. Bunların her biri doğru yerde, doğru görevleri, tam olarak yerine getirirler.
Bilgisayar tasarımcıları, yapay bir zeka gerçekleştirmeye çalışıyorlar; bunu yaparken de beynimizdeki sinirsel ağları taklit etmeye çalışıyorlar. Ne var ki, bu konuda elde edilen başarı oldukça kısıtlıdır. Nitekim bu konuda çalışma yapan bilim adamlarından biri, “bizim düşünme yapımızın bazı özelliklerinin asla bir makine tarafından tekrarlanamayacağını” açıklamıştır.
Bu tablo, çeşitli sistemlerin hafıza kapasitesini göstermektedir. Beynin potansiyel kapasitesinin, 25 milyon kitap cildine veya 800 km.'den daha uzun bir kitap rafına eşit olduğuna dikkat ediniz. Tablodaki veriler, kelime bazında bilgisayarlarda kullanılan bilgi birimine dönüştürülecek olursa, bir kelime 40 bit'e denk gelecektir (1 kelime=5 Byte=40 bit).