bilgiliadam
Yeni Üye
insan ne ile yaşar kitap ozeti
Simon gecenin karanlığında evine doğru buyuk adımlarla gidiyordu Vakit gece yarısını coktan vurmuştu “Eve az kaldı dedi Simon Koşeyi donduğunde eski kilisenin duvarına oturan cıplak bir adam gordu Kendi ustunde karısını montu ve kendi hırkası olduğu halde cok uşuduğunu duşunuyordu bu adamı gorene dek Belki de bundan dolayı ona acıdı ve kendi ustundeki montu ona verdi ve kendisiyle gelmesini soyledi
Eve vardıklarında ikisi de donmak uzere olduklarını hissettiler Simon yabancıyı karısıyla tanıştırmaktan korkuyordu cunku kadın gercekten eli maşalı biriydi Karısı yabancıyı gorunce şoyle bir suzdu , kendi montunun onun uzerinde olduğunu gordu ve Simon ’u gozuyle obur odaya cağırdı
“Yiyecek ekmek icin komşudan odunc un aldım sense dışardan topladığın adamları eve getiriyorsun dedi Polya Simon ’a
Simon ise “O bize tanrı misafiri cunku onu kilisenin duvarında otururken buldum, uğursuz bir sarhoş olsaydı kiliseye yaklaşır mıydı? dedi
Polya Simon ’a hak verdi İceriye gidip yabancıyı bir daha suzdu ; adam uzun boylu , yakışıklı , o kadar kaslı olmayan biriydi buralardan olmadığı belliydi Bir ara goz goze geldiler
Polya adamın gulumsediğini fark etti,o da gulumsedi
Bu evde uc cocuğuyla birlikte Simon ve eşi Polya oturuyordu Simon ayakkabı ustasıydı
Yaptığı ayakkabılar o cevrede un salmıştı ne var ki bugunlerde pek iş yoktu Ustune ustluk birde bu yabancı eve gelmişti
Polya yabancının fırının ustunde yatmasını uygun buldu, cunku burası fırının ısısıyla sıcacık olurdu Hemen yerleri hazırladı Simon yatmadan once adamın adını dahi bilmediğini fark etti ve adını sordu adam geldiğinden beri tek kelime bile konuşmamıştı kısık bir sesle adını soyledi; “Piyotr Petrovic
Sabah olmuştu;
Polya kahvaltıyı hazırlamış, Simon ise yapacağı ayakkabıların derisini hazırlıyordu , Piyotr da onu izliyordu “Ayakkabı yapmasını bilir misin? diye sordu Simon ; hayır anlamında başını salladı Piyotr
Polya kahvaltının hazır olduğunu soyledi Piyotr ve Simon yerlerinden kalkıp yemeğin başına geldi Kahvaltıda biraz ekmek ve peynir yedi Piyotr Sonra ikisi birden tezgaha oturdular Simon Piyotr ’a bu işi oğretmeye kararlıydı
Piyotr kısa surede işi kaptı, cok guzel dikiş atabiliyordu, bir sure sonra Simon ’dan daha iyi ayakkabılar yapmaya başladı Bu sayede Simon ’un işleri gun gittikce daha da iyileşiyordu Ayakkabıları Piyotr dikiyor Simon ise ona yardım ediyordu Polya da Piyotr ’u kardeşi gibi seviyor onun icin elinden geldiği kadar iyi yemekler yapmaya calışıyor, bunu bir borc olarak biliyordu cunku Piyotr yaptığı mukemmel ayakkabılara karşılık para almıyordu
Gunler boyle geciyordu Piyotr geleli uc yıl olmuştu; bir gun kalın, kurkten yapılma bir montla civarın zenginlerinden biri geldi Kapıdan iceri zor girebildi cunku cok şişmandı Adam zubbenin tekiydi , elinde pahalı olduğu belli olan kaliteli bir deri taşıyordu ve soze başladı; “Bana bu deriden bir bot yapacaksın, eğer bu botun dikişleri iki yıldan daha once acılırsa evini başına yıkarım ayrıca bu bot icine su almayacak dedi
Simon gecenin karanlığında evine doğru buyuk adımlarla gidiyordu Vakit gece yarısını coktan vurmuştu “Eve az kaldı dedi Simon Koşeyi donduğunde eski kilisenin duvarına oturan cıplak bir adam gordu Kendi ustunde karısını montu ve kendi hırkası olduğu halde cok uşuduğunu duşunuyordu bu adamı gorene dek Belki de bundan dolayı ona acıdı ve kendi ustundeki montu ona verdi ve kendisiyle gelmesini soyledi
Eve vardıklarında ikisi de donmak uzere olduklarını hissettiler Simon yabancıyı karısıyla tanıştırmaktan korkuyordu cunku kadın gercekten eli maşalı biriydi Karısı yabancıyı gorunce şoyle bir suzdu , kendi montunun onun uzerinde olduğunu gordu ve Simon ’u gozuyle obur odaya cağırdı
“Yiyecek ekmek icin komşudan odunc un aldım sense dışardan topladığın adamları eve getiriyorsun dedi Polya Simon ’a
Simon ise “O bize tanrı misafiri cunku onu kilisenin duvarında otururken buldum, uğursuz bir sarhoş olsaydı kiliseye yaklaşır mıydı? dedi
Polya Simon ’a hak verdi İceriye gidip yabancıyı bir daha suzdu ; adam uzun boylu , yakışıklı , o kadar kaslı olmayan biriydi buralardan olmadığı belliydi Bir ara goz goze geldiler
Polya adamın gulumsediğini fark etti,o da gulumsedi
Bu evde uc cocuğuyla birlikte Simon ve eşi Polya oturuyordu Simon ayakkabı ustasıydı
Yaptığı ayakkabılar o cevrede un salmıştı ne var ki bugunlerde pek iş yoktu Ustune ustluk birde bu yabancı eve gelmişti
Polya yabancının fırının ustunde yatmasını uygun buldu, cunku burası fırının ısısıyla sıcacık olurdu Hemen yerleri hazırladı Simon yatmadan once adamın adını dahi bilmediğini fark etti ve adını sordu adam geldiğinden beri tek kelime bile konuşmamıştı kısık bir sesle adını soyledi; “Piyotr Petrovic
Sabah olmuştu;
Polya kahvaltıyı hazırlamış, Simon ise yapacağı ayakkabıların derisini hazırlıyordu , Piyotr da onu izliyordu “Ayakkabı yapmasını bilir misin? diye sordu Simon ; hayır anlamında başını salladı Piyotr
Polya kahvaltının hazır olduğunu soyledi Piyotr ve Simon yerlerinden kalkıp yemeğin başına geldi Kahvaltıda biraz ekmek ve peynir yedi Piyotr Sonra ikisi birden tezgaha oturdular Simon Piyotr ’a bu işi oğretmeye kararlıydı
Piyotr kısa surede işi kaptı, cok guzel dikiş atabiliyordu, bir sure sonra Simon ’dan daha iyi ayakkabılar yapmaya başladı Bu sayede Simon ’un işleri gun gittikce daha da iyileşiyordu Ayakkabıları Piyotr dikiyor Simon ise ona yardım ediyordu Polya da Piyotr ’u kardeşi gibi seviyor onun icin elinden geldiği kadar iyi yemekler yapmaya calışıyor, bunu bir borc olarak biliyordu cunku Piyotr yaptığı mukemmel ayakkabılara karşılık para almıyordu
Gunler boyle geciyordu Piyotr geleli uc yıl olmuştu; bir gun kalın, kurkten yapılma bir montla civarın zenginlerinden biri geldi Kapıdan iceri zor girebildi cunku cok şişmandı Adam zubbenin tekiydi , elinde pahalı olduğu belli olan kaliteli bir deri taşıyordu ve soze başladı; “Bana bu deriden bir bot yapacaksın, eğer bu botun dikişleri iki yıldan daha once acılırsa evini başına yıkarım ayrıca bu bot icine su almayacak dedi