Son Konu

İnsan Vucudu Elektriği Nasıl İletir

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
31
Puanları
48
Credits
-6,413
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
İnsan Vucudu Elektriği Nasıl İletir
Vucut Elektriği
vucudumuz elektrik akımı nasıl iletmektedir

İnsan vucudunun elektrik iletkenliği

Elektrik her yerde bulunmaktadır Gorduğumuz ve dokunduğumuz herşeyin temeli olan atomun cekirdeği, proton ve notron denilen parcalardan oluşur Bu cekirdeğin etrafında ise, donerek surekli hareket halinde olan elektronlar yer alır Protonlar pozitif bir elektrik yukune, elektronlar da negatif bir elektrik yukune sahiptir Normal koşullarda bir atom eşit sayıda elektron ve protona sahiptir Pozitif ve negatif yukler birbirlerini dengeledikleri icin atom da notr durumdadır Bu denge bozulduğunda, yani bir atom fazladan bir elektron kazandığında negatif yuklu olur Atom bir elektron kaybettiğinde ise pozitif yuklu olur Koşullar uygun olduğunda bu tur elektrik yuku dengesizlikleri, bir elektron akımı başlatır Bu elektron akışı da 'elektrik' olarak ifade edilir Kısaca elektrik, elektronların hareketinden ortaya cıkan bir enerji bicimidir
Vucudumuz da bu elektrik enerjisi olmadan calışamaz; elektrik her birimizin yaşamını surdurebilmesi, konuşabilmesi, hareket edip istediklerini yapabilmesi icin hayati onem taşır Aksi takdirde kişi ya felc olur ya da olur Cunku elektrik olmadığında butun yaşamsal faaliyetler durur İnsan elektrikle iletişimini sağlayan, elektrikle hareket edebilen ve elektrikle beş duyusunu kullanabilen bir varlıktır Kişi bunun hic farkında olmasa da, dunyaya geldiği andan itibaren tumuyle elektrik enerjisine bağlı mekanizmalarla gormeye başlar, bunlarla cevresini tanır ve gelişir
Olmek uzere olan kalbi durmuş bir hastaya ilk olarak elektrik şoku uygulanmasının sebebi de budur Boyle bir durumdaki hastaya iyileşmesi icin ilac, vitamin veya herhangi bir besin maddesi verilmez Vucuda fayda sağlayacak cok sayıda madde varken kalbin calışması icin oncelikle elektriğe ihtiyac duyulur Cunku vucudun elektrik sistemi herhangi bir nedenle bozulduğunda veya canlandırılması gerektiğinde, hicbir şey elektriğin yerini tutmaz
Canlıların vucudunda elektriğin onemi anlaşıldıktan sonra sadece bu konunun araştırılması amacıyla universitelerde ozel kursuler kurulmuş ve bilim adamları konu hakkında cok sayıda araştırma yazısı ve kitap yazmışlardır Halen de canlılardaki elektriksel sistemler ile ilgili araştırmalar, 'biyoelektrik' olarak ifade edilen alanda yoğun olarak devam etmektedir New York Universitesi Tıp Fakultesi'nden sinirbilimci Rodolfo Llinas, hareket eden tum canlıların vucutlarında elektrik olduğunu soyleyerek şunları ifade etmiştir:

Bizi biz yapan, mesajları yeterli hızda taşıyan tek şey elektriktir Duşuncelerimiz, yuruyebilmemiz, gormemiz, ruya gormemiz tum bunlar temel olarak elektrik sinyalleri tarafından yonlendirilip organize edilmektedir Bunlar bir bilgisayarda meydana gelenlerle benzerlik gostermektedir, fakat cok daha mukemmel ve komplekstir


Vucudumuzdaki Elektriksel Duzen
Vucudunuz her gun duzenli bakım yapmanız gereken, elektrikle calışan teknoloji urunu bir makine gibidir Bir kasınız hareket ettiği zaman elektriksel yuk boşalmaları meydana gelir Beynin emirlerini taşıyan sinyaller elektrikseldir Ayrıca vucut boyunca beyne doğru ilerleyen tum duyu sinyalleri elektrikseldir Hucre bolunmesi, kalp atışı da elektrikseldir Aslında tum kimyasal değişiklikler elektriksel temele dayanmaktadır; cunku molekuler seviyede elektronlar transfer edilir, paylaşılır ya da değişikliğe uğrar İnsan vucudunda elektriksel olmayan bir durum, neredeyse yok gibidir Siz dinlenmek uzere uzansanız bile, enerji uretimiyle ilgili zor gorevler iradeniz dışında meydana gelmeye devam eder: Kalp atışınız, akciğerlerinize oksijen gitmesi ve sayılamayacak kadar cok hucresel faaliyet
Kısacası insan vucudu hayatta kalmak icin elektrokimyasal bir enerji sistemi kullanır Vucudumuzun elektrikle işleyen kısmını sinir sistemi oluşturur Bir kaza veya sakatlık durumu olmadığı surece vucudumuz hem elektrik uretimini gercekleştirir, hem de urettiği elektrik enerjisiyle gece gunduz faaliyetlerini surdurur Canlılardaki elektriksel sistem, metallerdeki elektrik sistemlerinden cok daha fazla avantaja sahiptir Bu avantajların başında biyolojik sistemlerin kendi kendini tamir edebilmesi gelir Orneğin parmağınızda bir kesik oluştuğunda kısa zamanda bu yara iyileşir Bunu sağlayan sistemlerin ardında yine elektriksel bir duzen vardır Bu hicbir insan yapımı makinede mevcut olmayan taklit edilemez bir ozelliktir
Vucudunuzdaki elektriksel sistemin bir başka avantajı ise cok yonlu kullanımıdır Vucudun icindeki tum faaliyetler dolaşım, savunma, hareket, haberleşme, sindirim, boşaltım vs bu sistem sayesinde gercekleşir İnsan yapımı elektriksel aletler ise genellikle tek bir fonksiyon ya da benzer birkac fonksiyonla sınırlıdır: Soğutma, ısıtma, kurutma, cırpma, supurme gibi Buna rağmen cok yuksek miktarlarda enerji harcanır Vucudun kullandığı elektrik enerjisi benzersiz sistemleri işletmek icin kullanılmasına rağmen son derece az miktardadır
Gunluk hayatta kullandığımız elektrikli aletlerde, kullanılan elektriğin şiddetinin voltaj değerinin belli bir olcude olması gerekir Ancak bu ayarlar makinenin kendisi tarafından değil, yine insan yapımı ozel aletler aracılığıyla sabit tutulur Bu ayarın bozulma ihtimaline karşı, akımı dengeleyecek adaptorler, regulatorler (voltaj duzenleyicileri) kullanılır Aksi takdirde makinenin tum aksamı bozulur Vucudumuzda ise bu ayarların tumu bizim haberimiz olmadan yapılır

Elektirik İnsanı Nasıl Carpar?

İnsanların elektriğe carpılmaları onun bir iletkeni haline gelmelerinden oluyor Sıvılar iyi iletkendirler, yani elektriği iyi iletirler Vucudumuzu ici sıvı dolu bir kap olarak duşunursek, butun koruma gorevi derimize kalıyor O da vucudumuzun her tarafında aynı kalınlıkta değil Islanınca o da iletkenleşiyor, hele uzerinde bir yara varsa direnci tamamen yok oluyor

Evlerimizde 220 volt ve 50 Herz akım daima vardır Ne kadar ilginctir ki, bir elektrik akımının insana en tehlikeli frekans aralığı 50 60 Hzdir Elektrik akımını evimizdeki su tesisatına benzetebiliriz Suyun basıncı neyse 'Volt' ta odur 'Amper' de suyun miktarının karşılığıdır Elektriğe carpılmada sure de onemlidir Sure uzarsa deride yaralar oluşur ve elektrik bu yaralardan daha cabuk gecer Derimizden gecen elektrik akımı derhal sinir sistemimizi etkiler Beyindeki nefes alma merkezini felc eder, kalbin ritmini bozar hatta durmasına neden olur Elektrik carpmasının sonucu genellikle kalp durması olduğu icin ilk yardım da ona gore yapılmalıdır Elektriğe nereden carpıldığımız da onemlidir Elektriğin elden ele veya elden ayağa gecmesi aradaki hayati organlarımıza zarar verebilir

Elektriğe carpılınca şoka girmemizin nedeni kendi elektriğimizdir Sinir sistemimizin urettiği elektrik ile dışardan carpıldığımız elektrik karşılaşıp ic ice girince vucudumuzda kasılmalar ve titremeler yaratıyor Elektrik carpmasında voltajın değil de akımın şiddetinin yani amperin onemli olduğu ileri suruluyor Bu konuda elektrik muhendisleri ile fizikciler arasında goruş ayrılığı var Zaten elektriğin kendisinin de tam bir tanımı yapılmış veya tek bir tanım uzerinde uzlaşma sağlanmış değil Elektriğin oldurucu gucunun voltaj değil de akım miktarı olduğunu one surenlere gore akım doğrudan kalbi etkiliyor

Bu duşunuşe gore l ila 5 miliamper akımın vucutta hissedilme seviyesi; 10 miliamperde acı başlıyor; 100 miliampere gelince sinirler reaksiyon gosteriyor ve 100300 miliamperde şok oluşuyor Tabii butun bu değerlendirmeler tam bir bilimsel sınıflandırma değil Yani tuzlu bir suyun icinde iseniz, cereyan tum vucudunuza birden değeceğinden mili değil mikroamper seviyesinde bile bir akımdan zarar gorebilirsiniz

Elektriğe carpılanlar eğer olmezlerse, genellikle hayatlarının geri kalan kısmını bu olayın izi kalmadan, problemsiz olarak yaşayabiliyorlar Ama az miktarda da olsa sinir sistemi uzerinde hasar bırakabiliyor Elektrikten carpılıp şoka girenlere de, kalp ritmini duzenlemek icin yine elektro şok uygulanıyor
 
Üst Alt