İnsülin pankreastan salınan kas, karaciğer üzere kan şekerini kullanan dokulara glikozun(şekerin) alınmasını ve kullanılmasını sağlayan bir hormondur.
İNSÜLİN DİRENCİ NEDİR?
İnsülin direnci, Tip 2 diyabetin gelişmesine taban hazırlayan kıymetli bir meseledir. Dokularda insülin direnci varsa şekerin dokulara alınıp, kullanılması, yakılması güç olur ve daha çok insülin salınımına neden olur. Böylelikle insülin rezervi azalır, kanda dolaşan insülin artar.
İNSÜLİN DİRENCİNİN NEDENLERİ NELERDİR?
Genetik yatkınlık, hareketsizlik, sıhhatsiz beslenme, obezite, birtakım genetik bozukluklar, steroid üzere kimi ilaçların tasarrufu, ileri yaş ve sigara da insülin direncine neden olabilir.
İNSÜLİN DİRENCİ KİLO VERMEYİ NASIL TESIRLER?
İnsülin direnci kilo vermeyi zorlaştırır. Az yediğim halde kilo veremiyorum, son devirlerde yediklerim ve ömür biçimim tıpkı olduğu halde çok kilo alıyorum üzere problemlerde insülin direncine bakılmalıdır.
Evet doğrudur… İnsülin direnci kilo vermeyi zorlaştırır. Bu hastalar çok acıkır, hafif bir harekette derhal yorulur. Fakat yeterli bir beslenme programı ve fizikî aktiviteyle kilomuzun %10-15 ini verdiğimiz takdirde insülin direnci kırılır. Ama bu hastalar insülin direncim düzeldi diyerek istikrarlı beslenmeyi bırakıp tekrar hareketsiz ömürlerine dönerlerse tekrar kilo alırlar ve insülin direnci başlar ki daha sonra ki basamak Tip 2 Diyabete kadar uzanacaktır.
İNSÜLİNİN DİRENCİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Son periyotlarda kilo alımının artması, kilo vermede zorluk, çabuk acıkma, geç doygunluk hissi, tatlıya olan ağır istek, elde ayakta acıkınca titreme, acıkınca baygınlık hissi, soğuk soğuk terleme varsa ve ebeveynlerde de diyabet mevcutsa insülin direncine bakılmalıdır.
İNSÜLİN DİRENCİNİN NEDEN OLDUĞU MARAZLAR NELERDİR?
Obezite, şeker marazı, kalp ve damar marazı, ateroskleroz, hipertansiyon, karaciğer yağlanması, polikistik over ve infertilite, kanser üzere illetlere neden olmaktadır.
İNSÜLİN DİRENCİ VE DİYABETTE BESLENME TEDAVİSİ
Kilo meselesi mevcutsa kişi ülkü kiloya düşürülmelidir.
Ehliyetli ve istikrarlı beslenme programı uygulanmalıdır.
Az az ve sık sık beslenmelidir. İnsülin direnci olan beşerler çabuk acıktıkları için sık küçük öğünler formunda ve Glisemik indexi düşük besinlerle üç ana üç ara öğün formunda beslenmelidir.
Şeker, beyaz un, meyve suları, asitli içecekler, paket eserler, hamur işleri ve tatlılardan uzak durulmalıdır.
Glisemik indexi yüksek besinler yanına düşük besinler tercih edilmelidir. Beyaz un noktasına çavdar, yulaf, tam buğday yahut tam tahıllı undan yapılan ekmek tercih edilmelidir. Pirinç mahalline bulgur, patates, muz, üzüm, kuru meyveler yanına elma, armut, portakal üzere meyveler tüketilmeli ve bu meyvelerle birlikte protein içeriği yüksek olan süt-yoğurt yahut kuruyemiş kullanılmalıdır.
Besinleri pişirme tekniği olarak kızartma mekanına fırında, buğulanmış, ızgara tercih edilmelidir.
Doymuş yağlardan uzak durulmalı konumuna zeytinyağı tercih edilmelidir. Balık tüketimi arttırılmalıdır.
Öğünlerde muhakkak salata ve az yağlı yoğurt kullanılmalıdır.
Su tüketimi arttırılmalıdır.
Yemekler büyük tabaklar bölgesine küçük tabaklarda servis edilmelidir.
Süratli yemekten kaçınmalı, lokmalar çiğneyerek yavaş yavaş yenmelidir.
Fizikî aktivite arttırılmalıdır.
İNSÜLİN DİRENCİ NEDİR?
İnsülin direnci, Tip 2 diyabetin gelişmesine taban hazırlayan kıymetli bir meseledir. Dokularda insülin direnci varsa şekerin dokulara alınıp, kullanılması, yakılması güç olur ve daha çok insülin salınımına neden olur. Böylelikle insülin rezervi azalır, kanda dolaşan insülin artar.
İNSÜLİN DİRENCİNİN NEDENLERİ NELERDİR?
Genetik yatkınlık, hareketsizlik, sıhhatsiz beslenme, obezite, birtakım genetik bozukluklar, steroid üzere kimi ilaçların tasarrufu, ileri yaş ve sigara da insülin direncine neden olabilir.
İNSÜLİN DİRENCİ KİLO VERMEYİ NASIL TESIRLER?
İnsülin direnci kilo vermeyi zorlaştırır. Az yediğim halde kilo veremiyorum, son devirlerde yediklerim ve ömür biçimim tıpkı olduğu halde çok kilo alıyorum üzere problemlerde insülin direncine bakılmalıdır.
Evet doğrudur… İnsülin direnci kilo vermeyi zorlaştırır. Bu hastalar çok acıkır, hafif bir harekette derhal yorulur. Fakat yeterli bir beslenme programı ve fizikî aktiviteyle kilomuzun %10-15 ini verdiğimiz takdirde insülin direnci kırılır. Ama bu hastalar insülin direncim düzeldi diyerek istikrarlı beslenmeyi bırakıp tekrar hareketsiz ömürlerine dönerlerse tekrar kilo alırlar ve insülin direnci başlar ki daha sonra ki basamak Tip 2 Diyabete kadar uzanacaktır.
İNSÜLİNİN DİRENCİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Son periyotlarda kilo alımının artması, kilo vermede zorluk, çabuk acıkma, geç doygunluk hissi, tatlıya olan ağır istek, elde ayakta acıkınca titreme, acıkınca baygınlık hissi, soğuk soğuk terleme varsa ve ebeveynlerde de diyabet mevcutsa insülin direncine bakılmalıdır.
İNSÜLİN DİRENCİNİN NEDEN OLDUĞU MARAZLAR NELERDİR?
Obezite, şeker marazı, kalp ve damar marazı, ateroskleroz, hipertansiyon, karaciğer yağlanması, polikistik over ve infertilite, kanser üzere illetlere neden olmaktadır.
İNSÜLİN DİRENCİ VE DİYABETTE BESLENME TEDAVİSİ
Kilo meselesi mevcutsa kişi ülkü kiloya düşürülmelidir.
Ehliyetli ve istikrarlı beslenme programı uygulanmalıdır.
Az az ve sık sık beslenmelidir. İnsülin direnci olan beşerler çabuk acıktıkları için sık küçük öğünler formunda ve Glisemik indexi düşük besinlerle üç ana üç ara öğün formunda beslenmelidir.
Şeker, beyaz un, meyve suları, asitli içecekler, paket eserler, hamur işleri ve tatlılardan uzak durulmalıdır.
Glisemik indexi yüksek besinler yanına düşük besinler tercih edilmelidir. Beyaz un noktasına çavdar, yulaf, tam buğday yahut tam tahıllı undan yapılan ekmek tercih edilmelidir. Pirinç mahalline bulgur, patates, muz, üzüm, kuru meyveler yanına elma, armut, portakal üzere meyveler tüketilmeli ve bu meyvelerle birlikte protein içeriği yüksek olan süt-yoğurt yahut kuruyemiş kullanılmalıdır.
Besinleri pişirme tekniği olarak kızartma mekanına fırında, buğulanmış, ızgara tercih edilmelidir.
Doymuş yağlardan uzak durulmalı konumuna zeytinyağı tercih edilmelidir. Balık tüketimi arttırılmalıdır.
Öğünlerde muhakkak salata ve az yağlı yoğurt kullanılmalıdır.
Su tüketimi arttırılmalıdır.
Yemekler büyük tabaklar bölgesine küçük tabaklarda servis edilmelidir.
Süratli yemekten kaçınmalı, lokmalar çiğneyerek yavaş yavaş yenmelidir.
Fizikî aktivite arttırılmalıdır.