Son Konu

İntihar Etmek(Forumtr İslam Timi)

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Sual: Düşmanın işkence ve tecavüzüne maruz kalacağını bilenin kendini ve yakınlarını öldürmesi veya acı duymamak için uyku hapı ile intihar etmesi günah mı?
CEVAP
Hastalık ve dünya sıkıntılarından kurtulmak için ölümü istemek caiz değildir Fakat dindeki fitneler sebebiyle ölüm istenebilir Hadisi şeriflerde buyuruldu ki:
(Ölümü istemeyin! Çünkü bir kişi iyi ise, yaşadıkça iyiliği artar Kötü ise, hatalarından dönüp doğru yola gelebilir) Buhari

(Sıkıntılardan dolayı ölümü istemeyin! Dayanamayan, Ya Rabbi, hakkımda yaşamak hayırlı ise, yaşamayı, ölmek hayırlı ise, ölümü nasip et!desin!) Buhari

Düşmanın her türlü işkence ve tecavüzüne maruz kalacağını bilen kimsenin kendini ve yakınlarını öldürmesi caiz değildir Zorla tecavüze uğrayan günah işlemiş de olmaz Ayrıca düşman elinde ölen şehid olur Şehid olan kimse, ölüm acısını duymaz

Hadisi şerifte buyuruldu ki:
(Şehid, ölüm acısı duymaz, kabirde üzülmez, kıyametin dehşeti, hesap, mizan, sırat onu rahatsız etmez, doğruca Cennete gider) Beyheki

Genel olarak imansız veya imanı zayıf olan intihar eder Müslüman, intiharı düşünmez Çünkü intihar, bir çare, bir kurtuluş değil, aksine tarifi imkansız azaplara kendini atmak demektir

Ölüm acısı çok şiddetlidir
İntihar etmek, küfre yakın çok büyük günah olduğu için, ölürken dayanılmaz acılara maruz kalınır Ölüm acısı, sanıldığı gibi bir an değildir İntihar edince ahirette de daha büyük acılara girilir Ahiret sıkıntıları dünya sıkıntıları gibi değildir Çok ağırdır Dünya sıkıntılarına dayanamayıp intihar eden, ölüm acısına ve ahiret sıkıntılarına nasıl dayanır? İntihar eden, dirilene kadar intihar acısını duyar Kendini öldürmek, başkasını öldürmekten daha büyük günahtır
Kur’anı kerimde mealen buyuruldu ki:
(Kendinizi öldürmeyiniz!) Nisa 29

Hadisi şeriflerde de buyuruldu ki:
(Bir şeyle canına kıyana, Cehennemde onunla azap edilir) Buhari

(İple boğazını sıkarak intihar eden, boğazı sıkılarak azap görür Herhangi bir bıçakla intihar eden, Cehennemde bıçaklanarak azap görür) Buhari

Bir kâfir, uyku hapı içerek veya narkozla her tarafı uyuşturulduktan sonra da ölse, çok şiddetli olan ölüm acısını duyar Hadisi şeriflerde buyuruldu ki:
(Ölüm meleğini görmek, bin kılıç darbesinden daha şiddetlidir) Ebu Nuaym
(Ölüm acısı çok şiddetli ise de, ölümden sonraki acılara göre çok hafiftir) İAhmed

Dirilene kadar ölüm acısı duyulur (İEvzai)

İmamı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Ölmek felaket değil, öldükten sonra başına gelecekleri bilmemek, tedbirini almamak felakettir)

Narkozlu hasta, ameliyat acısını duymadığı gibi, salih mümin de kurşun yağmuruna tutulsa, vücudu dilim dilim dilinse ölüm acısını duymaz HzYusuf’un güzelliği karşısında kendinden geçen kadınlar, ellerini kestikleri halde farkına varamadılar Ölüm meleğinin güzel suretini gören mümine Allahü teâlâ acı duyurmaz İntihar etmek çok büyük günah ise de, intihar eden kâfir olmadığı için cenaze namazı kılınır Hadisi şerifte buyuruldu ki:
(İntihar etmiş olsa da, her müslüman ölünün cenaze namazını kıl!) Deylemi

Bizde, Tanzimat’tan sonra tek tük intihar olayları görülmeye başladı Müslümanların çok olması intiharın yaygınlaşmasını önlemiştir İntihar kelimesi, Tanzimat’tan önce yazılan lügatlarda bile yoktu Dinsizliğin ve inanç zayıflığının intihar üzerindeki etkisi büyüktür Avrupa’da, hayat standardı yüksek olan yerlerde, intihar oranı daha yüksektir Bu oran, kuzeye gidildikçe artıyor Avrupa’daki intihar oranı Türkiye’dekinden 1520 kat daha fazladır Mesela Fransa’da 100 bin kişiden 44’ü intihar etmektedir İntiharda Türkiye en alt sıralardadır

Eskiden İstanbul’da yıllarca kalmış olan araştırmacı Fransız Dr A Bayer diyor ki:
(Batı ülkelerinde insanların yalnız kalması, hayattan nefret etmeye, hatta intihara yol açmaktadır Halbuki Müslüman Türkler arasında hiçbir zaman bu hâle tesadüf edilmez; medeni sayılan milletlerde çok sık görülen intiharı onlar bilmez Müslümanlar, Allah’ın kendilerine bahşettiği varlığa tecavüzün, Allah’a karşı gelmek olduğuna inandıkları için, intiharı düşünmezler Bunun için, intihar eden hiçbir İslam âlimi yoktur)

Maalesef şimdiki bazı gençler, Avrupa'nın her türlü kötülüğüne özeniyorlar İntihar etmek de bunlardan birisidir

Sual: İntihar eden veya öldürülen kimse, eceli ile ölmez mi?
CEVAP
Muteber kitaplarda diyor ki:
Öldürülen kimse de, eceliyle ölür, ömrü ortadan kesilmiş olmaz Ecel birdir (Akâidi Nesefi s3, Cevheretüttevhid 89 beyt, Avnülmürid c2 s982, Bedulemâli 62 beyt, Merahulmeâli s209, Hediyyetülmehdiyyin s5, N?rulislâm s246, Fıkhi ekber şerhi 334, Hadika c1 s265, TeftâzâniŞerhilakâid s211, Ithafulmürid s213, Tenvirulkul?b s61, Berika s233, Nuhbetülleâli s36, Hak dini Kur’ân dili c2 s1195)

Ecel değişir mi?
İntihar eden eceli ile ölmez diyorlar Bu yanlıştır Şeyhülislam Ahmed bin Süleyman bin Kemal paşa buyuruyor ki:
(Rad suresindeki, (Allahü teâlâ, dilediğini siler Dilediğini değiştirmez Ümmülkitab, Ondadır) mealindeki âyette, levhi mahfuz bildirilmektedir Ümmi kitab, ezeli olan kelamı İlahinin ismidir , bunu anlayamaz Zamanlı değildir Allahü teâlâdan başka, kimse bilmez Hiç yok olmaz Levhi mahfuzda değişiklik olur İnsanın, işine göre, ömrü ve rızkı değişir İyiler kötü, kötüler iyi olarak değiştirilebilir Böylece biri ölümüne yakın, iyi işler yapıp, son nefeste iman ile gider Bir başkası kötü amel işler, imansız gider Bunun için, Resulullah her zaman, (Allahümme, ya mukallibelkulub, sebbit kalbi, ala dinik) duasını okurdu Hadisi kudside, (İnsanların kalbi Rahmanın kudretindedir Kalbleri, dilediği gibi çevirir) buyurulmuştur Yani, Celal ve Cemal sıfatları ile, kötüye ve iyiye çevirir Levhi mahfuza, kıyamete kadar gelecek insanların iyileri, said olarak, kötüleri de, şaki olarak yazıldı

Kader değişmez Kaza, kadere uygun olarak meydana gelir Kaza, her gün çok değişip, sonunda kadere uygun olunca, yaratılır Kazai muallak şeklinde yaratılacağı yazılmış olan bir şey, kulun iyi ameli ile değişip yaratılmaz İmamı Gazali hazretleri, (Kazai muallak, Levhi mahfuzda yazılıdır Eğer o kimse, iyi amel yapıp, duası kabul olursa, o kaza değişir) buyurdu

Hadisi şerifte, (Kader, tedbir ile, sakınmakla değişmez Fakat kabul olan dua, o bela gelirken korur) buyuruldu Duanın belayı önlemesi de, kaza ve kaderdendir Kalkan, oka siper olduğu gibi dua da, Allahü teâlânın merhametinin gelmesine sebeptir Bir hadisi şerifte, (Kazai muallakı, hiçbir şey değiştiremez Yalnız dua değiştirir ve ömrü, yalnız, ihsan, iyilik arttırır) buyuruldu Allahü teâlânın takdirinin, yani kaderin, Levhi mahfuzda yazılması kazadır Bir kimseye takdir edilen bela, kazai muallak ise, yani, o kimsenin dua etmesi de, takdir edilmiş ise, dua eder, kabul olunca, belayı önler (Eceli kaza)’yı da, iyilik etmek geciktirir

Fakat, (Eceli müsemma) değişmez Eceli kazaya bir misal verelim: Bir kimse, eğer iyi iş yapar, yahut sadaka verir, hac ederse ömrü 60 yıl, bunları yapmazsa 40 yıl takdir edilmişse, vakit tamam olunca, eceli bir an gecikmez Birinin 3 gün ömrü kalmış iken akrabasını, Allah rızası için ziyaret etmesi ile, ömrü 30 yıla uzar 30 yıl ömrü olan da, akrabasını terk ettiği için, ömrü 3 güne iner

Takdir, ezelde Levhi mahfuzda yazılmıştır Yani, Levhi mahfuzda olacak değişiklikler ve ömürlerin artması ve kısalması da, ezelde yazılmıştır ki, buna kazai muallak denir (Lübabütte'vil)

Allahü teâlânın kaderi ezeldeki ilmi nasıl ise, Levhi mahfuzdaki değişiklikler, ona uygun olur

Hz Ömer yaralanınca, Ka'bülahbar, “Ömer daha yaşamak isteseydi, dua ederdi Çünkü onun duası elbette kabul olur buyurdu İşitenler şaşırıp, “(Ecel, bir an gecikmez ve vaktinden önce gelmez) mealindeki âyeti kerimeye ne dersin denilince, buyurdu ki: “Evet, ecel hazır olunca, gecikmez Fakat, ecel hasıl olmadan önce, sadaka ile, dua ile, iyi amel ile, ömür uzar Fatır suresinde, (Herkesin ömrü ve ömürlerin kısalması yazılıdır) buyuruluyor) Levhilmahfuz ve Ümmülkitab

Emali'deki, (Öldürülen kişinin eceli, o anda, ömrü ortadan kesilmiş değildir) ifadesini Ahmed Asım efendi, (Öldürülen kimsenin ve intihar edenin o anda eceli gelmiştir Ömrü ortadan kesilmemiştir Herkesin eceli bir tanedir) şeklinde açıklamaktadır Öldürülen kimse, eceli geldiği için ölür Fakat, bunu öldüren de, cezasını görür İntihar eden de eceli geldiği için ölür Herkes, eceli gelince ölür Araf suresi 34 âyetinde mealen, (Ecelleri gelince, onu azıcık ilerigeri alamazlar) buyuruldu Kişi doğmadan önce, ne kadar yaşayacağı takdir edilmiştir Kişi, nerede ölür, tevbe ile mi ve tevbesiz mi, hangi hastalıktan, iman ile mi, imansız mı gider, hepsi levhi mahfuza yazılmıştır

Sual: (İntihar etmek benim kaderimde, alınyazımda var ise, günahı bana ait olmaz) demek doğru mu?
CEVAP
Bu çok yanlıştır Ezeldeki takdir, yani alınyazısı, bir emir değil, bir ilimdir Kader, yani alınyazısı, Allahü teâlânın ezeli ilmi ile, insanların ve diğer yaratıkların yapacağı işleri bilmesi demektir Kur'anı kerimde, (Allah her şeyi en iyi bilir) buyuruluyor Allahü teâlâ da, ezeli ilmi ile, kulların kendi istekleri ile, günah veya sevap işleyeceğini, ne kadar yaşayacağını ve intihar edip etmeyeceğini bilir Onun bu bilmesi, kulların yaptıkları işlere zorla bir müdahale değildir Bu bakımdan günah işleyen de, intihar eden de, kendi isteği ile bunları yapmıştır

Sual: Kader neleri içine alır?
CEVAP
Kader her şeyi içine alır Kader, Allahü teâlânın ezeli ilmi ile, insanların ve diğer mahlukatın yapacağı işleri bilmesi demektir Eğer Allah, yarattıklarının ne yapacağını bilmezse, bilmeyenden ilah olamaz İlahın her şeyi bilmesi, her şeye gücü yetmesi gerekir Bilmeyen, gücü yetmeyen, muhtaç olan, ölebilen ilah olamaz Allahü teâlâ herkesin ne yapacağını bilir Kur'anı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allah her şeyi hakkıyla, en iyi bilir) Hucurat 16,18

Onun bilmesi kulların yapacağı iyi ve kötü işlere tesir etmez Mesela bir sene içinde güneşin ne zaman doğup, ne zaman batacağı hesaplanarak takvimlere yazılmıştır Güneş takvimlerde bildirilen saatte doğup, batar Takvime öyle yazıldığı için mi güneş o saatlerde doğup batıyor? Takvime yazılmasa da yine güneş o saatlerde doğup batar İşte Allahü teâlâ da, ezeli ilmi ile, kulların kendi istekleri ile, günah veya sevap işleyeceğini, hastalanacağını, ne iş yapacağını bilir Fakat bu bilmesi, kulların yaptıkları işlere cebri bir müdahale değildir

Kaderi bilmeyenler
(Trafik kazası kader değildir Ülkenin kaderini değiştireceğiz Eceli gelmeden öldü) gibi şeyler söyleniyor

“İnsan, yaratılışında boyunun uzunluğu ve saçının renginde kadere hükmedemez Fakat hür iradesiyle yaptığı işlerde kaderin rolü olmaz,

“Emri ilahi gelmeden intihar eden, takdiri ilahiyi değiştirdiği için Cehennemlik olur deniyor

Kimisi, “Kader utansın diyerek suçu kadere yüklüyor
Kimi de, “İnsan kaderini kendi çizer diyor

Bunların hepsi yanlıştır Kaza ve kader konusu çok ince mesele olduğu için, birçok âlimin ayağı kaymış ve çeşitli bid'at fırkaları meydana çıkmıştır Âlimlerin bile dalâlete düştüğü bu konularda, kaderden bahsetmek uygun olmaz Sadece nakil yapılır Peygamber efendimiz de, (Kaderden bahsedilince susunuz) buyuruyor

Her Müslümanın, Amentü’deki esasları tasdik edip inandıktan, hepsini beğendikten sonra, işlediği günahlardan mesul olduğunu bilmesi kâfidir Eceli gelmeden kimse ölmez Trafik kazasında veya vurularak ölen de; eceli gelerek, kaderi ile ölmüştür Yani öldürülen veya kazada ölenin ömrü ortadan kesilmiş olmaz O anda eceli gelmiştir, yani ömrü biterek ölmüştür Her insanın bir tek eceli vardır Mutezile, (İnsan kendi kaderini kendi çizer İnsanların işlerine Allah karışmaz) der Bu, çok yanlıştır Kur'anı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allah her şeyin yaratıcısıdır) Zümer 62
(Hayrı, şerri, imanı, küfrü de yaratan Allah’tır) Beydavi

(Sizi de, yaptığınız işleri de yaratan Allah’tır) Saffat 96
(Allah, onların işlediklerini ve işleyeceklerini bilir) Bekara 255

(Allah her şeyi bilir) Hucurat 16
(Yaratan, sinelerde olanları da bilir Yaratan hiç bilmez mi?) Mülk 13,14

Allahü teâlâ ezeli ilmi ile, kullarının yapacakları işleri bilir Eğer Allah, yarattıklarının ne yapacağını bilmezse, bilmeyenden ilah olamaz İlahın her şeyi bilmesi, her şeye gücü yetmesi gerekir Bilmeyen, gücü yetmeyen, muhtaç olan, ölebilen ilah olamaz Allahü teâlâ herkesin ne yapacağını bilir Cebriyye fırkası da, (Allah her işi zorla yaptırır İnsan kaderine mahkumdur Hiç kimse, işlediği günahtan mesul değildir) der Bu da çok yanlıştır Herkes yaptığından mesuldür İyilik eden mükafatını, kötülük eden cezasını görür Zerre kadar hayır ve şer işleyen, karşılığını alır (Tekvir 14, Zilzal 7,8)

İyi kimse, iyilik yapmak isterse, Allahü teâlâ, irade edip yaratır Böyle kimseden hep iyilik meydana gelir Kötü kimse, kötülük yapmak isteyince, Allahü teâlâ da irade eder ve yaratır Böyle kimse, iyilik yapmak istemediği için bundan hep kötülük hasıl olur İnsan iradei cüziyyesini kullanarak iyilik yaratılmasını isterse sevap, kötülük yaratılmasını isterse günah kazanır İnsan günah işlerse cezasını, sevap işlerse mükafatını görür İnsan yaptığı işleri kendi yaratmıyor İradei cüziyye ile yapılan işlerin yaratıcısı yani hayrın ve şerrin yaratıcısı Allahü teâlâdır Hayrın ve şerrin Allah’tan olduğunu inkâr etmek, “İntihar eden takdiri ilahiyi değiştirir demek küfürdür Allahü teâlâ, onun intihar edeceğini elbet bilir (Yaratan hiç bilmez mi?) buyuruyor Allah’ın verdiği ömrü kimse değiştiremez Allahü teâlâ buyurdu ki:
(Allah’ın tayin ettiği vade gelince, artık o ertelenmez) Nu ,4
(Ölümü Allah’ın iznine bağlı olmayan hiç kimse yoktur) Ali İmran 145

(Sizi yaratan, sonra ölüm zamanını takdir eden ancak Odur) Enam 2
(Her ümmetin bir eceli vardır, gelince ne bir an geri kalır, ne de bir an ileri gider) Araf 34


Günah işleyen kâfir olmaz
Sual: Mehdi olduğunu söyleyen biri, «İntihar etmek küfürdür Nisa suresinin 29 âyetinde yazıyor Kâfir olduğu için cenaze namazı da kılınmaz» diyor İntihar eden dini inkâr etmiyor ki, niye küfür olsun? Sadece haram işliyor Amel imandan parça değil ki Bu mutezile itikadı değil mi?
CEVAP
Evet, Mutezile inancı böyledir Bu bâtıl inanç, sinsice Müslümanlar arasında yayılmaya çalışılmaktadır Amel imandan parça değildir Yani günah işleyen kâfir olmaz Günah işleyen kâfir olsaydı, yeryüzünde müslüman kalmazdı İntihar edene kâfir denmez Din kitapları diyor ki:

Şuuru yerinde iken intihar etmek, başkasını öldürmekten daha büyük günahtır (Berika)

İntihar eden kâfir olmadığı için cenaze namazı kılınır (Dürer ve Gurer)

Bir hadisi şerif meali şöyledir:
(İntihar etmiş olsa da, her müslüman ölünün cenaze namazını kıl!) Deylemi

Şimdi bildirilen âyete bakalım:
(Ey iman edenler, aranızda karşılıklı rızaya dayanan ticaret hâli müstesna, mallarınızı, bâtıl haksız ve haram yolla yemeyin ve nefslerinizi öldürmeyin Elbette Allah size merhamet eder Düşmanlıkla, zulüm ve tecavüz ile bu yasakları işleyeni ateşe koyarız; bu ise Allah’a çok kolaydır) Nisa 2930

Burada faiz, kumar gibi bâtıl yollarla kazanç sağlayanların da Cehenneme atılacağı bildiriliyor Haram yoldan para kazanmak küfür değil haramdır Haram işleyenler elbette cezalandırılır

(Nefslerinizi öldürmeyin) âyeti için, tefsirlerde, (Birbirinizin canına kıymayın) demek olduğu bildiriliyor Başkasının canına kıymak da haramdır, küfür değildir Sadece, müslümanı, müslüman olduğu için öldürmek küfürdür Bu ise farklı şeydir Müslümanı, müslüman olduğu için öldürmek ise İslam’a düşmanlık olduğundan dolayı küfürdür

İntihar ederken tevbe
Sual: Bir Müslüman Boğaz köprüsünden intihar etmek için kendini denize atarken pişman olup gerçekten tevbe etse, intihar günahından kurtulmuş olur mu? Yahut zehir veya zehirli hap içse, sonra pişman olsa, ama hemen ölse, intihar günahından kurtulmuş olur mu?
CEVAP
Yeis halindeki tevbenin kabulü hususunda ihtilaf edilmiş ise de, muhtar kavle göre Müslümanın tevbe etmesi sahih olur, fakat, kâfirin imana gelmesi sahih olmaz (Dürrül muhtar)

Bir âyeti kerime meali şöyledir:
(Allah tevbeleri kabul eden ve merhameti bol olandır) Bekara 37

Bir hadisi şerif meali de şöyledir:
(Ölmeden az bir süre önce, tevbe edenin tevbesi kabul olur) İ Ahmed

 
Üst Alt