Son Konu

İş Güvenliği Haftası

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Meslek Sağlığı ve Güvenliği Haftası
410 Mayıs Meslek Güvenliği Haftası
Iş Güvenliği Haftası Hakkında Data
Meslek Güvenliği Haftası Nedir
Iş Güvenliği Haftası Ne Vakit Kutlanır



IŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HAFTASI


Dünyada ve ülkemizde teknolojik gelişmelere paralel olarak işletmelerde en önemli faktörlerden biri olarak çalışanların sağlığı ve güvenliği ile ilgili bir takım sorunlar ortaya çıkmıştır Önceleri önemsenmeyen bu sorunlar iş verimi ve işletmeleri tehlikeye sokmasıyla tartı kazanmış ve üstünde düşünülmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır

Meslek Güvenliği, egzersiz hayatında üretimden kaynaklanan tehlikelerden ve sağlığa zararlı koşullardan korunmak için yapılan sistemli çalışmaların tümüdür

Meslek Güvenliğinin üç esas amacı vardır

1Çalışanları gözetmek,
2Imal güvenliğini temin etmek,
3İşletme güvenliğini sağlamaktır
0407 Mayıs günleri Iş Sağlığı ve Güvenliği Haftası olarak kutlanmaktadır

Ülkemizde her gün sıradan 3 işçi, dünyada ise 5000'den artı emekçi meslek kazaları nedeniyle hayatını yitirmektedir Türkiye iş kazalarında Avrupa'da birinci, dünyada ise üçüncü sırada yer almaktadır 2002 yılında toplam 72344 meslek kazası meydana gelmiş, 878 emekçi bu kazalar neticesinde yaşamını yitirmiştir 44388 gün iş kaybı olurken, 1968 gün hastane de geçirilmiştir 2000 yılı verilerine kadar ülkemizde toplam 4 katrilyon lira dolayında kazalardan nedeniyle bir fiziki kayıp meydana gelmiştir Bu bilgiler bize iş sağlığı ve güvenliğinin ne kadar kayda değer bir konu olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır

Bir çok konuda olduğu gibi bu konularda da Odamız, kazasız bir meslek yaşamının oluşabilmesi için iş yerlerine meslek sağlığı ve güvenliğine karşın işletmelerde meydana gelebilecek kazaları önleyici eğitimler vermektedir

Kazasız, sağlıklı ve güvenlikli bir iş yaşamı istemiyle


Milletlerarası Alıştırma ÖrgütüILO 28 Nisan'ı İşyerinde Sağlık Durumu ve Güvenlik Dünya Günüilan etmişti 410 Mayıs arası ise ülkemizde Iş Sağlığı ve Güvenliği Haftasıolacak Ancak, ülkemizin iş kazalarında Avrupa birincisi ve dünya üçüncüsü olduğu göz önüne alındığında, devletin sosyal boyutundan arındırılması sürecindeki gelişmelerle iş kazalarının ve kayıpların azalması mümkün görülmemektedir

SSK istatistikleri incelendiğinde görülüyor ki; 2003 yılında gerçekleşen 76668 meslek kazasında 811 insanımız yaşamını yitirmiş, 1596 insanımız aralıksız meslek göremez duruma düşmüş, 440 insanımız da iş hastalığına yakalanmıştır Bu iş kazaları sonucu toplam 2101539 gün geçici iş görmezlik oluşmuş ve çalışanlar 105532 günü hastanede geçirmişlerdir Meslek kazaları nedeniyle bir yılda 5758 sene bedel iş kaybı oluşmaktadır Meslek kazaları ve iş hastalıklarından kaynaklanan kesintisiz işgörmezlik ve ölümlerin maliyeti ise yılda takriben 1 milyar YTL'dir

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de iş kazaları ve iş hastalıklarının kayda değer bir sorun olarak karşımıza çıkması, sanayileşmenin gelişimi ve meslek sağlığı ve güvenliğine ilişkin zorunlu düzenleme ve yatırımların yapılmamasından dolayı aşırılık kazanmıştır Çabuk gelişen bilim, teknoloji, kalkınma ve sanayileşme süreçlerinin egzersiz yaşamı ve güvenliği süreçlerine tıpkı yansıdığını anlatmak güçtür

Sanayileşme ve kalkınmanın bedeli; hiçbir zaman, iyi eğitilmiş, tatmin edici derecede beslenen, meslek kazalarından ve iş hastalıklarından gereği gibi korunan, işsiz kalma ve işini kaybetme korkusu yaşamayan, örgütlenmeleri engellenmeyen, sosyal güvenliğinden endişe duymayan; özet olarak insanın refahı, mutluluğu, sağlığı ve güvenliğinden imtiyaz devretmek olmamalıdır

Çalışılan ortamın ve imal süreçlerinin yetersiz ve olumsuz koşulları, çalışanların en temel hakkı olan dinç yaşama ve çalışma hakkını tehdit etmektedir bu nedenle Meslek Sağlığı ve Güvenliği konusunda zorunlu önlemlerin alınması bir zorunluluk olmaktadır Meslek kazalarının ve meslek hastalıklarının ortadan kaldırılması, bilimsel ve teknolojik gelişmelerin sağladığı olanakların bu alana karşın olarak geliştirilmesi, bilimsel araştırmaya dayalı riskin içten tanımlanması, planlı alıştırma ve imal sürecindeki gelişmelerin bilimsel yöntemlerle incelenmesi ve nihayet güvenlik önlemlerinin arttırılmasıyla sağlanabilir

Türkiye'de Meslek Sağlığı ve Meslek Güvenliğine ilişkin hukuki çerçeveye bakıldığında, Anayasanın alıştırma hayatının düzenlenmesi ile ilgili dağıtılmış maddeleri bulunmaktadır 50 maddede hiç kimsenin yaşına cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılmayacağını, 56maddede ise herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu belirtilmektedir

TMMOB ve tabi odaları iş alanlarına giren tüm konularda olduğu gibi Meslek Sağlığı ve Güvenliği dahilinde da insanodaklı hukuki düzenlemelerin yapılması hususunda ilgili bütün kurumlara detaylı raporlar sunarak gösterme ve önerilerini dile getirmektedir

Ne eyvah ama, bu çalışmaların akustik bulmadığı her zaman birlikte görülmektedir Siyasi iktidarlar, senelerdir var olan ve her geçen gün artarak süren bu alandaki sorunların çözümüne yönelik, sanayinin her kesiminde üreten, denetleyen, sorgulayan, çalışan üyelerinin yoğun data ve deney birikimlerine sahip TMMOB ve yan odalarının görüntü ve önerilerine kulak tıkamaktadır Bilimsellikten uzak bu yaklaşımlar her alanda olduğu gibi Meslek Sağlığı ve Güvenliği alanında da telafisi zor zararların doğmasına yol açmakta, sorunların çözümüne ilişkin maddi adımlar atılmasına engel olmaktadır

Bu anlama 4857 sayılı Iş Yasası ile yürütülen Iş Sağlığı ve Güvenliği uygulamalarında da sürmektedir 20 Ocak 2004 tarihinde Devlete Ait Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Meslek Güvenliği ile Görevli Mühendis veya Teknik Elemanların Ödev, Yetki ve Sorumlulukları İle Alıştırma Yöntem ve Esasları Hakkındaki Yönetmeliğin lüzum hazırlanması sürecinde gerekse de içeriği itibarıyla aynı kavrayış sürdürülmüştür Kanunda gerekli tutulmasına rağmen TMMOB'nin manzara ve önerileri değerlendirmeye alınmamıştır

Kanunda, Iş Güvenliği Mühendisliği yerine, Iş Güvenliği Uzmanıgibi bir tanımlama getirilerek mühendislik ile teknik elemanlık birbiriyle eşit tutulmuştur Mühendislik disiplinleri Yönetmelikte sınırlanırken, teknik eleman tanımı ise oldukça geniş tutulmuş teknikerler mühendislerden daha imtiyazlı ayla getirilmiştir Bu Yönetmelikle Odalarından Meslek Güvenliği Belgesi almış olan mühendislerin hakları dahi gasp edilmiş, Meslek Güvenliği Uzmanlığı danışmanlık düzeyine kesilmiş, bir Meslek Güvenliği uzmanına 10 firma ile sözleşme yapma yetkisi tanınarak işyerlerinde Meslek Güvenliği Mühendisi istihdamının önüne geçilmiş, Iş Güvenliği Mühendisliği şekli bir yapıya dönüştürülmüştür Tekrar Yönetmelikte, Meslek Güvenliği ile ilgili Kurullarda TMMOB'ye sadece 1 temsili üyelik verilerek, yılda bir kere toplanacak bu yapılar da işlevsiz kılınmıştır

Yıllardır mühendisliği ve bilimi dışlayan bu nesil uygulamalarla, ülkemizde Meslek Sağlığı ve Güvenliği büyük yıkımlar yaşamaktadır Bu ve sanki uygulamalarla ülkemiz, iş kazalarında Avrupa birincisi ve dünya üçüncüsü olma konumunu sürdürmektedir

Bütün bunlara aleyhinde, TMMOB bir kere daha belirtmektedir:

Sosyal bir hukuk devletinde; iş yasaları çalışanların hakkını korumak ve ilerletmek amacını esas ilke alırken, çıkarılan 4857 sayılı Meslek Yasası tamamen işverenlerin çıkarları doğrultusunda şekillendirilmiştir Esnek ve kuralsız çalışmayı, işçiyi diğer işverenlere kiralamayı, taşeronlaştırmayı hukuki ülkü getiren, kıdem tazminatlarını, fazla mesai ücretlerini, sendikal adalet ve yetkileri budayan bu yasa yerine konunun tüm taraflarının katılımı ile demokratik bir yasa çıkarılmalıdır Iş Mevzuatı ekseni insanolan çağdaş bir yapıya kavuşturulmalıdır

Meslek Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili politikaların oluşturulmasında Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne emrindeki ilgili meslek odaları, Türk Tabipleri Birliği ve ilgili sendikaların da katılımı sağlanarak, bu konuda alınacak kararlar egzersiz hayatına yansıtılmalıdır

Meslek kazaları ve meslek hastalıklarının önüne geçilebilmesi için işyerlerinde Önce İnsan, Önce Sağlık Durumu, Önce Meslek Güvenliğianlayışı yerleştirilmeli, bütün süreçlerde öncelik Iş Sağlığı ve Güvenliğinde olmalıdır

İşyerlerinde Meslek Sağlığı ve Güvenliği Kurullarının kurulması yasalarla güvence altına alınmalıdır Meslek Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri tüm işyerlerini ve bütün çalışanları kapsamalıdır Iş Sağlığı ve Güvenliği Kurulları, tarafların eşdeğer sayıda temsil edildiği demokratik yapılar olarak düzenlenmeli ve öğüt kurulundan ziyade yaptırım gücüne sahip bir kurula dönüştürülmelidir

Meslek Hastalıkları Hastaneleri işlevine uygun şekilde yapılandırılmalı ve yaygınlaştırılmalıdır

Iş Güvenliği Mühendisliği kavramı, çıkarılacak yeni bir yönetmelikle tekrar tanımlanmalı ve işyerlerinde Iş Güvenliği Mühendisi egzersiz zorunluluğu getirilerek çalışma koşulları her yerde düzenlenmelidir İşyerlerinde işçi sayısına, iş yerinin niteliğine ve tehlikelilik derecesine göre sayısı belirlenecek, meslek güvenliği konusunda mesleki yeterliliği TMMOB'ye alt ilgili iş odasınca belgelendirilecek mühendisler görev yapmalıdır

Iş Sağlığı ve Güvenliği denetimlerinde ulaşılan dükkan ve işçi sayısı artırılmalı, riskli meslek kollarında denetimin etkinliği, yeni kontrol yöntemlerinin uygulanması ile desteklenmeli, her alanda olduğu gibi bilim ve teknolojideki sersemlemiş gelişmeleri izlemeleri için denetim elemanlarına imkanlar sağlanmalıdır

Eğitim ve öğretim müfredatı, orta öğretimden başlanarak Meslek Sağlığı ve Güvenliği konusunda bitmiş düzenlenmelidir

Üretim sürecinde kullanılan ekipmanlar ve kişisel koruyucular Iş Sağlığı ve Güvenliği standart ve mevzuatına uygun üretilmelidir Bu konuda gerekli standart oluşturulmalı, imal, satış ve dilekçe sırasında standartlara göre teftiş mutlaka yapılmalıdır

Ülkemizde her konuda olduğu gibi Meslek Sağlığı ve Güvenliği konusunda da dinç bilgi ve veri toplama, veriye ulaşmada can sıkıntısı yaşanmakta, sistem iyi çalışmamaktadır İşyerlerinde, kaza ve meslek hastalıklarına ait bilgiler, bir data tabanında toplanmalı, bu bilgilerden ölçme ve değerlendirme amaçlı yararlanılmalıdır Iş Sağlığı ve Güvenliği konusunda çalışma koşulları ve bu şartlar arasındaki nedensel ilişkileri araştıracak, bilimsel araştırma yapacak, araştırma kurumları oluşturulmalı, eğitim kurumları özendirilmelidir

Dünyada ve ülkemizde ürkütücü boyutlara gelen çocuk işçilik konusunda, çocuk emeği sömürüsü ortadan kaldırılmalı, çocukların rehabilite edilmesi, eğitilmesi ve ailelerine kazanç getirici olanaklar sağlanmalıdır Ucuz iş gücü olarak görülen bayan işçilik konusundaki bütün negatif uygulamalar kaldırılmalıdır *
 
Üst Alt