İçindekiler Hide
- 1 İshal (Diyare) gelişiminde risk faktörleri nelerdir?
- 2 İshal (Diyare) neden olur?
- 3 İshal (Diyare) belirtileri nelerdir?
- 4 İshalin (Diyare) bulaşma şekilleri nelerdir ve nasıl önlenebilir?
- 5 İshalin süresi ne kadardır?
- 6 Kronik ishal (Diyare) belirtileri nelerdir?
- 7 Kronik ishal (Diyare) nedenleri nelerdir?
- 8 İshalin tanısı nasıldır?
- 9 İshal (Diyare) tedavisi nasıldır?
- 10 İshale ne iyi gelir?
- 11 Ne zaman doktora başvurmalı?
İshal (diyare), yirmi dört saatte üçten fazla sulu dışkılama veya anne sütü alan bebeklerde her zamankinden daha sık ve sulu dışkılamadır. Bulaşıcı hastalıklar akut (aniden) ortaya çıkan ishal nedenleri arasında başta gelir.
İshalle birlikte çocuklarda kusma, karın ağrısı ateş de olabilir. İshal olgularında tedavi planlaması ishal süresinin uzunluğuna ve nedenine bağlı olarak değişkenlik gösterir. İshal nedeniyle vücudun kaybettiği sıvının geri konması (rehidrasyon terapisi), ishal tedavisinin en önemli noktalarından biridir.
Bebek ve çocuk yaş grubunda ishal meydana gelmesi oldukça sık karşılaşılan bir durumdur. Ancak diyare ile birlikte vücutta aşırı bir sıvı kaybı meydana gelmesi müdahale gerektirebilir.
Yenidoğan dönemindeki bebeklerde ishal gelişimini takip eden 1 gün içerisinde dehidrasyon meydana gelebileceği için dikkatli olunması gerekir. Bebek ve küçük çocukların idrarında azalma, ağzın kuru olması, ağlama esnasında gözyaşının akmaması, çökük göz küreleri ve fontanel, uykuya eğilim veya huzursuzluk, vücutta sıvı kaybı sonrası meydana gelen değişiklikler arasındadır.
Biberon ve emziğin mikroplarla çabuk bulaşması,
Besinlerin uygun şekilde hazırlanmaması ve saklanmaması,
Uygun olmayan su kullanımı, kötü hijyen özellikle kanalizasyon sisteminin bulunmaması,
Kişiye ait risk faktörleri (bağışıklık sisteminin zayıf olması, müzmin hastalık vb.)
Enfeksiyon hastalıklarına bağlı olarak da ishal ortaya çıkabilir. Virüs ya da bakteriler gibi çeşitli bulaşıcı hastalık etkenleri, bağırsak çeperinde harabiyete neden olarak sindirim sisteminde su emilimini engelleyici özellik gösterebilir.
İshal olguları akut, kronik, enfeksiyon hastalığına bağlı ya da enfeksiyonla ilişkili olmayan olmak üzere 4 farklı grupta değerlendirilir. Akut ishal, sulu dışkılama şikayetinin 2 haftadan daha kısa sürdüğü durumlara denir. Zararlı bir mikroorganizmaya ya da virüslere bağlı olarak oluşan enfeksiyöz ishal, akut ishal nedenlerinin başında gelir.
Hem çocuk yaş grubunda hem de yetişkin kişilerde, her 5 bulaşıcı hastalığa bağlı oluşmuş ishal olgusundan birinin nedeni norovirüstür. Norovirüs gelişmekte olan ülkelerde yılda yüzbinlerce kişinin ölümüne neden olmaktadır. Geçmişte rotavirüs, dünya genelinde bebek ve küçük yaştaki çocuklarda ciddi seyirli ishallere neden olmuştur. Aşılama programları ile rotavirüse bağlı ortaya çıkan ishal olgularında olumlu sonuçlar elde edilebilmiştir. İshal ile seyredebilecek enfeksiyon hastalığı etkeni bakteriler arasında ise salmonella türevi bakteriler ve e.coli bakterisi bulunur.
İshalin 4 haftadan daha uzun süre ile devam etmesi halinde kronik (uzun süreli) ishal tanımlaması yapılır. Bu ishal türü nedenleri arasında bulaşıcı hastalıklara nadir olarak rastlanılır. Sindirim ve emilim ile ilgili rahatsızlıklar (malabsorpsiyon), inflamatuar (iltihabi) bağırsak hastalıkları ve çeşitli ilaçların yan etkisi olarak kronik ishal ortaya çıkabilir.
Birçok farklı faktör ishal gelişiminde rol oynayabilir:
Barsak enfeksiyonları: Virüsler, bakteriler, parazitler ve diğer mikroplar
Gıda zehirlenmesi
Diş çıkarma
Bazı gıdalara karşı hassasiyet (intolerans, alerji)
Gereğinden fazla meyve ve meyve suyu (özellikle elma ve üzüm) tüketimi ve diğer ishal yapıcı gıdalar
Antibiyotik tedavisi
Üst/alt solunum yolu enfeksiyonları
Doğuştan metabolik hastalıklar
Çeşitli sindirim sistemi rahatsızlıkları
Mesane ya da mide operasyonları
Sulu dışkı yapma
Dışkılama sıklığının artması
Dışkı miktarının artması
Sümüksü ve/veya kanla karışık dışkı
Kusma
Karın ağrısı
Huzursuzluk
Sıvı kaybı (dehidrasyon), ishal olgularında karşılaşılabilecek bir diğer önemli belirtidir. Dehidrasyona müdahale edilmemesi ciddi sonuçlar doğurabileceği için dikkatli olunmalıdır. Halsizlik, ağız içi gibi mukozal bölgelerde kuruluk, çarpıntı, baş ağrısı, sersemlik, artmış susuzluk hissi ve idrar çıkışında azalma gibi belirtiler bir kişide dehidrasyon oluştuğuna işaret ediyor olabilir.
İshal yılın her mevsimi olabilir. Ancak yazın yiyeceklerin daha çabuk bozulması, tatil yerlerinde hijyenik kuralların tam uygulanamaması ve beslenme alışkanlıklarının değişmesi nedeniyle daha sık görülür.
Gaita incelemeleri ile birlikte hastanın dışkısında iltihabi yanıt oluşumu için görevli beyaz kan hücrelerinin varlığı araştırılabilir. Aynı zamanda çeşitli bakteriyel ve parazitik enfeksiyon hastalıkları da kronik ishale neden olabilir. Bu hastalıkların tanısı amacıyla hastanın gaita kültürü istenebilir. Bu testte, hastanın dışkısında var olup sonrasında laboratuvarda üreme gösteren herhangi bir mikroorganizmanın varlığı incelenir.
Öğünler ile birlikte tüketilen besin maddeleri ağız, yemek borusu ve mideyi takiben ince bağırsağa ulaşır. Pankreastan salgılanan çeşitli sindirim enzimleri bu bölgeye gelerek karbonhidrat, protein ve yağ yapıdaki besinlerin emilim için uygun küçük parçalara ayrılmasında rol oynar. Uzun süreli pankreas iltihabı (kronik pankreatit) varlığında sindirim enzimlerinin salgılanmasında yetersizlik oluşur ve tüketilen besinler düzgün şekilde emilemeden dışkı ile atılır.
Yağlı ve sulu dışkılama kronik pankreatit (pankreas iltihaplanması) durumunda ortaya çıkabileceği için dikkatli olunması önerilir. Kronik pankreatit dışında Çölyak hastalarında da yağlı ve sulu dışkılamaya sık olarak rastlanılır.
Bu nedenler dışında beslenme ile alınan gıdalar ve bu gıdalara vücudun tepkisi de ishal oluşumu ile sonuçlanabilir. Örnek olarak gluten enteropatisi olarak bilinen çölyak hastalığında, gluten içeren unlu mamül ve türevi gıdaların tüketimi ile birlikte ishal oluşabilir.
Dışkılamanın sıklığı, tipi, hacmi ve içeriğinde sümüksü yapıda mukus ya da kan olup olmadığı ishal hastalarına hekimler tarafından yöneltilebilecek diğer sorulara örnek teşkil ederler.
Yeni başlangıçlı (akut) ishal olguları genellikle kendi kendini sınırlayan ve ileri araştırmalara başvurulmayan rahatsızlıklardan olsa da kişinin sulu dışkısında kan veya mukus gibi maddelerin eşlik ediyor olması halinde bakteriyel nedenlerin dışlanması amacıyla dışkı kültürü istenebilir.
İshal hastasının bu şikayetinin ortaya çıkmasından önce antibiyotik tedavisi alıyor olması ya da hastaneye yatış öyküsünün olması kişide ortaya çıkan ishal etkeninin clostridium difficile olabileceğine işaret eder.
Kronik yani uzun süredir devam etmekte olan ishal olgularında ise altta yatan nedenin ortaya konması amacıyla birçok laboratuvar testi ve görüntüleme yöntemine başvurulabilir. Tam kan sayımı, kişinin metabolizması ile ilgili biyokimyasal değerler, tiroid hormon düzeyleri, karaciğer fonksiyon testi, dışkı analizi ve vücuttaki iltihaplanmaya işaret eden eritrosit sedimentasyon hızı (ESR) gibi belirteçler kronik ishalin neye bağlı meydana geldiğinin aydınlatılması amacıyla başvurulabilecek laboratuvar testleri arasındadır.
Bu testler, hekim tarafından gerçekleştirilen fizik muayene sonrasında hastanın tıbbi öyküsü göz önünde bulundurularak başvurabilecek tanı araçlarındandır.
Besin kısıtlama testleri ile intolerans ya da alerjik bulguların tetiklendiği olası gıdalara karşı başvurulabilen bir yöntemdir. Gaita (dışkı) kültürü olası bakteri ve parazit enfeksiyonlarının aydınlatılmasını sağlayabilir.
Özellikle kronik diyare durumlarında kolonoskopi ve sigmoidoskopi gibi görüntüleme yöntemlerinden tanısal yaklaşımda faydalanılabilir. Çeşitli radyolojik tetkikler ise sindirim sisteminde mevcut yapısal anormalliklerin ortaya konmasında katkı sağlayabilir.
Bazen ishal olgularının altında yatan neden tam olarak aydınlatılamayabilir. Uzun süredir devam eden ve tanısal testlerde herhangi bir yol gösterici sonuç elde edilemeyen kişilerde altta yatan neden irritable bağırsak sendromu olarak adlandırılan sağlık durumu olabilir.
Bu kronik sendrom her ne kadar ishal, kabızlık, şişkinlik, karın ağrısı ve bulantı gibi sindirim sistemi şikayetlerine neden olsa da kalın bağırsaklarda herhangi bir hasara neden olmaz.
İshali başlayınca emzirilmesi ve beslenmesi kesilen, sıvı verilmeyen çocuklar günde 8 veya daha fazla sulu ishal yapan çocuklar, günde ikiden fazla kusması olan çocuklar ve 12 aydan küçük bebekler susuzluk açısından risk altında olan çocuklardır. Susuzluğu önlemek için bir sıvı verin. İshalli bebekte hem sıvı ihtiyacının hem de kalori alımının sağlanması önemlidir. Yağsız çorba, pirinç suyu ile ve seyreltilmiş sütle hazırlanmış muhallebi, ayran, elma suyu gibi sıvılar susuzluğu önlemek ve kalori ihtiyacını karşılamak için verilebilir.
Altı aylıktan küçük ve henüz ek gıda başlanmamış bebeklerde hekim tarafından uygun görülmesi halinde emzirme sıklaştırılır. Bebek aldığı takdirde aralıklı kaynatılmış ılık su verilebilir.
Bu bilgiler, ishal (diyare) için yapılan tedavi planında kaybedilen sıvının yerine konmasının önemini vurgulamaktadır. Kaybedilen sıvının yanında meydana gelen elektrolit (mineral) kaybının da önlenmesi, çeşitli minerallerin eksikliği halinde yerine koyma tedavisi uygulanabilir.
Ciddi seyirli ishal olgularında hastalara damar yoluyla sıvı verilmesi gerekli olabilir. Altta yatan nedenin bakteriyel bir enfeksiyon olarak tespit edildiği vakalarda ise antibiyotik tedavisine başvurulur.
Diyare (ishal) için düzenlenecek tedavi planlamasında hekimin göz önünde bulundurduğu birçok önemli nokta mevcuttur:
İshal önleyici ve bağırsak hareket düzenleyici ilaçların kullanımı konusunda, bazı enfeksiyon hastalığına bağlı ishal gelişmiş olgularda mevcut tabloyu kötüleştirebileceği için dikkatli olunması gerekir.
Beslenme ishal olgularında önemli bir konudur. Uzun süreli (kronik) ishal olgularında altta yatan herhangi bir gıda ise bunun aydınlatılmasında beslenme günlüklükleri yada sağlayabilir. Beslenme günlüklerinde aynı zamanda hangi atıştırmalık ya da besinden sonra belirtilerin kötüleştiği veya farklı şikayetlerin ortaya çıktığının kaydı tutulabilir.
Kronik ishal olgularında kısıtlanması ile fayda sağlanabilecek bazı beslenme uygulamaları mevcuttur:
Yoğurt ve kefir gibi probiyotik içerikli gıdalar veya probiyotik takviye ürünlerinin kullanımı, antibiyotik tedavisi sonrasında bağırsaklarda yer alan yararlı bakterilerin desteklenmesine katkı sağlayabilir.
Probiyotikler aynı zamanda akut ishal ve beraberinde meydana gelen diğer belirtilerin seyri ve süresi konusunda da fayda sağlayabilir.
2 yaşının altındaki çocuklara 50-100 ml sıvı (1/2-1 çay bardağı)
2 yaşından büyüklere 100-200 ml sıvı (1/2-1 su bardağı)
Daha büyük çocuklara içebildiği kadar sıvı verilmelidir.
Kusması olan çocuklarda aynı miktarda sıvı iki veya üç dakikada bir bir kaşık veya bir yudum şeklinde verilmelidir. Kısa zamanda çok miktarda sıvı verilmesi veya beslemeye zorlama kusmayı arttırmaktadır.
Anne sütü almayan bebeklerde her zamanki mamasına daha sık olarak devam edilir. Mümkünse biberonla değil, kaşıkla verilmelidir. İshal için özel hazırlanmış mamalar bu aşamada gereksizdir.
6 aydan büyük ve katı gıda alan çocuklara süte ek olarak sebze, hububat ve diğer gıdalar verilir.
Yoğurt, balık, iyi pişmiş et, patates püresi, pirinç lapası gibi yüksek enerji ve protein içeren yiyecekler, taze meyve suları ve muz gibi potasyumdan zengin besinler tercih edilmelidir.
Çocuk her 3-4 saatte bir (günde 6 defa) beslenmelidir. Seyrek ve bir anda fazla besleme zararlı olabilir.
İshal durduktan sonra da 2 hafta süreyle her gün bir öğün fazla beslemek gerekir.
Su içmeme çocuğun su kaybı belirtileri (gözyaşı olmaması, gözlerin içe çökük olması, cildin kuru ve buruşuk olması, tükürüğün azalması) varsa
Tekrarlayan kusmalar
Dışkıda kan görülmesi
Ateşin yükselmesi
İdrar çıkışının belirgin azalması gibi çeşitli durumlarda sağlık kuruluşlarından yardım alınmalıdır.
İshalle birlikte çocuklarda kusma, karın ağrısı ateş de olabilir. İshal olgularında tedavi planlaması ishal süresinin uzunluğuna ve nedenine bağlı olarak değişkenlik gösterir. İshal nedeniyle vücudun kaybettiği sıvının geri konması (rehidrasyon terapisi), ishal tedavisinin en önemli noktalarından biridir.
Bebek ve çocuk yaş grubunda ishal meydana gelmesi oldukça sık karşılaşılan bir durumdur. Ancak diyare ile birlikte vücutta aşırı bir sıvı kaybı meydana gelmesi müdahale gerektirebilir.
Yenidoğan dönemindeki bebeklerde ishal gelişimini takip eden 1 gün içerisinde dehidrasyon meydana gelebileceği için dikkatli olunması gerekir. Bebek ve küçük çocukların idrarında azalma, ağzın kuru olması, ağlama esnasında gözyaşının akmaması, çökük göz küreleri ve fontanel, uykuya eğilim veya huzursuzluk, vücutta sıvı kaybı sonrası meydana gelen değişiklikler arasındadır.
İshal (Diyare) gelişiminde risk faktörleri nelerdir?
İlk 4 ayda anne sütü ile beslenmeme,Biberon ve emziğin mikroplarla çabuk bulaşması,
Besinlerin uygun şekilde hazırlanmaması ve saklanmaması,
Uygun olmayan su kullanımı, kötü hijyen özellikle kanalizasyon sisteminin bulunmaması,
Kişiye ait risk faktörleri (bağışıklık sisteminin zayıf olması, müzmin hastalık vb.)
İshal (Diyare) neden olur?
İshal (diyare), özellikle bağırsaklarda olmak üzere sindirim sisteminde su emiliminin azalması ve su salınımının artması nedeniyle ortaya çıkar. Laktoz intoleransı diyare nedenlerine örnek teşkil eder. Laktoz intoleransı, süt şekeri olarak da bilinen laktoza karşı hassas sindirim sistemine sahip kişilerde şişkinlik, aşırı gaz ve sulu dışkılama şikayetleri ile seyreden bir rahatsızlıktır.Enfeksiyon hastalıklarına bağlı olarak da ishal ortaya çıkabilir. Virüs ya da bakteriler gibi çeşitli bulaşıcı hastalık etkenleri, bağırsak çeperinde harabiyete neden olarak sindirim sisteminde su emilimini engelleyici özellik gösterebilir.
İshal olguları akut, kronik, enfeksiyon hastalığına bağlı ya da enfeksiyonla ilişkili olmayan olmak üzere 4 farklı grupta değerlendirilir. Akut ishal, sulu dışkılama şikayetinin 2 haftadan daha kısa sürdüğü durumlara denir. Zararlı bir mikroorganizmaya ya da virüslere bağlı olarak oluşan enfeksiyöz ishal, akut ishal nedenlerinin başında gelir.
Hem çocuk yaş grubunda hem de yetişkin kişilerde, her 5 bulaşıcı hastalığa bağlı oluşmuş ishal olgusundan birinin nedeni norovirüstür. Norovirüs gelişmekte olan ülkelerde yılda yüzbinlerce kişinin ölümüne neden olmaktadır. Geçmişte rotavirüs, dünya genelinde bebek ve küçük yaştaki çocuklarda ciddi seyirli ishallere neden olmuştur. Aşılama programları ile rotavirüse bağlı ortaya çıkan ishal olgularında olumlu sonuçlar elde edilebilmiştir. İshal ile seyredebilecek enfeksiyon hastalığı etkeni bakteriler arasında ise salmonella türevi bakteriler ve e.coli bakterisi bulunur.
İshalin 4 haftadan daha uzun süre ile devam etmesi halinde kronik (uzun süreli) ishal tanımlaması yapılır. Bu ishal türü nedenleri arasında bulaşıcı hastalıklara nadir olarak rastlanılır. Sindirim ve emilim ile ilgili rahatsızlıklar (malabsorpsiyon), inflamatuar (iltihabi) bağırsak hastalıkları ve çeşitli ilaçların yan etkisi olarak kronik ishal ortaya çıkabilir.
Birçok farklı faktör ishal gelişiminde rol oynayabilir:
Barsak enfeksiyonları: Virüsler, bakteriler, parazitler ve diğer mikroplar
Gıda zehirlenmesi
Diş çıkarma
Bazı gıdalara karşı hassasiyet (intolerans, alerji)
Gereğinden fazla meyve ve meyve suyu (özellikle elma ve üzüm) tüketimi ve diğer ishal yapıcı gıdalar
Antibiyotik tedavisi
Üst/alt solunum yolu enfeksiyonları
Doğuştan metabolik hastalıklar
Çeşitli sindirim sistemi rahatsızlıkları
Mesane ya da mide operasyonları
İshal (Diyare) belirtileri nelerdir?
Birçok farklı belirti ve şikayet ishal olgularına eşlik edebilir. Bu belirtiler tek tek ortaya çıkabileceği gibi bazı kişiler, birden fazla belirtiye aynı anda sahip olabilir:Sulu dışkı yapma
Dışkılama sıklığının artması
Dışkı miktarının artması
Sümüksü ve/veya kanla karışık dışkı
Kusma
Karın ağrısı
Huzursuzluk
Sıvı kaybı (dehidrasyon), ishal olgularında karşılaşılabilecek bir diğer önemli belirtidir. Dehidrasyona müdahale edilmemesi ciddi sonuçlar doğurabileceği için dikkatli olunmalıdır. Halsizlik, ağız içi gibi mukozal bölgelerde kuruluk, çarpıntı, baş ağrısı, sersemlik, artmış susuzluk hissi ve idrar çıkışında azalma gibi belirtiler bir kişide dehidrasyon oluştuğuna işaret ediyor olabilir.
İshal yılın her mevsimi olabilir. Ancak yazın yiyeceklerin daha çabuk bozulması, tatil yerlerinde hijyenik kuralların tam uygulanamaması ve beslenme alışkanlıklarının değişmesi nedeniyle daha sık görülür.
İshalin (Diyare) bulaşma şekilleri nelerdir ve nasıl önlenebilir?
Enfeksiyon en sık olarak dışkının ağız ve el teması yoluyla geçer. Aynı zamanda uzun süre bekletilmiş besinler, uygun şekilde hazırlanmamış konserveler ve iyi pişirilmemiş besinler, kaynağı belli olmayan içme suları da çeşitli mikropları barındırarak ishale neden olur. Gıdalar nedeniyle ortaya çıkabilecek ishalde korunmak için uygulanabilecek çeşitli uygulamalar mevcuttur:- Yemek hazırlama süreci içerisinde hijyen kurallarına dikkat edilmesi ve ürünlerin iyice yıkanması
- Yemeğin pişirilmesi ile servis edilmesi arasındaki sürenin kısa tutulması
- Öğün sonrasında kalan gıdaların uygun koşullarda buzdolabında saklanması
İshalin süresi ne kadardır?
Genellikle birkaç saatten bir kaç güne kadar değişebilir. Daha uzun sürebilmekle birlikte, iki haftadan daha uzun süren ishaller kronik ishal olabilecekleri için doktor takibi gerektirir.Kronik ishal (Diyare) belirtileri nelerdir?
Kronik ishal tanımı haftalarca devam eden sulu dışkılama şikayetini tanımlar. Kronik ishal vakalarında sulu dışkılamaya ek olarak bazı belirtiler ortaya çıkabilir:- Karın ağrısı
- Şişkinlik
- Bulantı
Kronik ishal (Diyare) nedenleri nelerdir?
Ülseratif kolit ve Crohn Hastalığı gibi bazı iltihabi bağırsak hastalıkları, kronik sulu dışkılamaya neden olabilir. Bu hastalıklarda dışkıda kan olması ve yoğun karın ağrısının varlığı, sulu dışkılamaya eşlik edebilecek belirtiler arasındadır.Gaita incelemeleri ile birlikte hastanın dışkısında iltihabi yanıt oluşumu için görevli beyaz kan hücrelerinin varlığı araştırılabilir. Aynı zamanda çeşitli bakteriyel ve parazitik enfeksiyon hastalıkları da kronik ishale neden olabilir. Bu hastalıkların tanısı amacıyla hastanın gaita kültürü istenebilir. Bu testte, hastanın dışkısında var olup sonrasında laboratuvarda üreme gösteren herhangi bir mikroorganizmanın varlığı incelenir.
Öğünler ile birlikte tüketilen besin maddeleri ağız, yemek borusu ve mideyi takiben ince bağırsağa ulaşır. Pankreastan salgılanan çeşitli sindirim enzimleri bu bölgeye gelerek karbonhidrat, protein ve yağ yapıdaki besinlerin emilim için uygun küçük parçalara ayrılmasında rol oynar. Uzun süreli pankreas iltihabı (kronik pankreatit) varlığında sindirim enzimlerinin salgılanmasında yetersizlik oluşur ve tüketilen besinler düzgün şekilde emilemeden dışkı ile atılır.
Yağlı ve sulu dışkılama kronik pankreatit (pankreas iltihaplanması) durumunda ortaya çıkabileceği için dikkatli olunması önerilir. Kronik pankreatit dışında Çölyak hastalarında da yağlı ve sulu dışkılamaya sık olarak rastlanılır.
Bu nedenler dışında beslenme ile alınan gıdalar ve bu gıdalara vücudun tepkisi de ishal oluşumu ile sonuçlanabilir. Örnek olarak gluten enteropatisi olarak bilinen çölyak hastalığında, gluten içeren unlu mamül ve türevi gıdaların tüketimi ile birlikte ishal oluşabilir.
İshalin tanısı nasıldır?
İshal olgularında tanısal yaklaşımda öncelikle şikayetlerin süresi, eşlik eden diğer belirtiler, seyahat öyküsü, yakın zamanlı veya düzenli ilaç kullanımları ile öğünlerde tüketilen gıdalar sorgulanır.Dışkılamanın sıklığı, tipi, hacmi ve içeriğinde sümüksü yapıda mukus ya da kan olup olmadığı ishal hastalarına hekimler tarafından yöneltilebilecek diğer sorulara örnek teşkil ederler.
Yeni başlangıçlı (akut) ishal olguları genellikle kendi kendini sınırlayan ve ileri araştırmalara başvurulmayan rahatsızlıklardan olsa da kişinin sulu dışkısında kan veya mukus gibi maddelerin eşlik ediyor olması halinde bakteriyel nedenlerin dışlanması amacıyla dışkı kültürü istenebilir.
İshal hastasının bu şikayetinin ortaya çıkmasından önce antibiyotik tedavisi alıyor olması ya da hastaneye yatış öyküsünün olması kişide ortaya çıkan ishal etkeninin clostridium difficile olabileceğine işaret eder.
Kronik yani uzun süredir devam etmekte olan ishal olgularında ise altta yatan nedenin ortaya konması amacıyla birçok laboratuvar testi ve görüntüleme yöntemine başvurulabilir. Tam kan sayımı, kişinin metabolizması ile ilgili biyokimyasal değerler, tiroid hormon düzeyleri, karaciğer fonksiyon testi, dışkı analizi ve vücuttaki iltihaplanmaya işaret eden eritrosit sedimentasyon hızı (ESR) gibi belirteçler kronik ishalin neye bağlı meydana geldiğinin aydınlatılması amacıyla başvurulabilecek laboratuvar testleri arasındadır.
Bu testler, hekim tarafından gerçekleştirilen fizik muayene sonrasında hastanın tıbbi öyküsü göz önünde bulundurularak başvurabilecek tanı araçlarındandır.
Besin kısıtlama testleri ile intolerans ya da alerjik bulguların tetiklendiği olası gıdalara karşı başvurulabilen bir yöntemdir. Gaita (dışkı) kültürü olası bakteri ve parazit enfeksiyonlarının aydınlatılmasını sağlayabilir.
Özellikle kronik diyare durumlarında kolonoskopi ve sigmoidoskopi gibi görüntüleme yöntemlerinden tanısal yaklaşımda faydalanılabilir. Çeşitli radyolojik tetkikler ise sindirim sisteminde mevcut yapısal anormalliklerin ortaya konmasında katkı sağlayabilir.
Bazen ishal olgularının altında yatan neden tam olarak aydınlatılamayabilir. Uzun süredir devam eden ve tanısal testlerde herhangi bir yol gösterici sonuç elde edilemeyen kişilerde altta yatan neden irritable bağırsak sendromu olarak adlandırılan sağlık durumu olabilir.
Bu kronik sendrom her ne kadar ishal, kabızlık, şişkinlik, karın ağrısı ve bulantı gibi sindirim sistemi şikayetlerine neden olsa da kalın bağırsaklarda herhangi bir hasara neden olmaz.
İshal (Diyare) tedavisi nasıldır?
Nedenleri farklı olsa da ani başlangıçlı ishallerde tedavi yaklaşımları aynıdır. Kesinlikle ishal olan bebeğe doktor onayı olmadan antibiyotik ya da diğer ilaçlar verilmemelidir. Küçük çocuklarda ishal özellikle kusma varlığında büyük su kayıplarına yol açtığından 5-7 gün içinde düzelebilecek olan barsak enfeksiyonu yeterli su verilmediği takdirde öldürücü olabilmektedir.İshali başlayınca emzirilmesi ve beslenmesi kesilen, sıvı verilmeyen çocuklar günde 8 veya daha fazla sulu ishal yapan çocuklar, günde ikiden fazla kusması olan çocuklar ve 12 aydan küçük bebekler susuzluk açısından risk altında olan çocuklardır. Susuzluğu önlemek için bir sıvı verin. İshalli bebekte hem sıvı ihtiyacının hem de kalori alımının sağlanması önemlidir. Yağsız çorba, pirinç suyu ile ve seyreltilmiş sütle hazırlanmış muhallebi, ayran, elma suyu gibi sıvılar susuzluğu önlemek ve kalori ihtiyacını karşılamak için verilebilir.
Altı aylıktan küçük ve henüz ek gıda başlanmamış bebeklerde hekim tarafından uygun görülmesi halinde emzirme sıklaştırılır. Bebek aldığı takdirde aralıklı kaynatılmış ılık su verilebilir.
Bu bilgiler, ishal (diyare) için yapılan tedavi planında kaybedilen sıvının yerine konmasının önemini vurgulamaktadır. Kaybedilen sıvının yanında meydana gelen elektrolit (mineral) kaybının da önlenmesi, çeşitli minerallerin eksikliği halinde yerine koyma tedavisi uygulanabilir.
Ciddi seyirli ishal olgularında hastalara damar yoluyla sıvı verilmesi gerekli olabilir. Altta yatan nedenin bakteriyel bir enfeksiyon olarak tespit edildiği vakalarda ise antibiyotik tedavisine başvurulur.
Diyare (ishal) için düzenlenecek tedavi planlamasında hekimin göz önünde bulundurduğu birçok önemli nokta mevcuttur:
- İshalin seyri, sıklığı ve ilişkili olabileceği diğer sağlık sorunları
- Kişinin sıvı kaybının derecesi
- Kişinin yaşı, genel sağlık durumu ve tıbbi öyküsü
- Uygulanması planlanan tedaviye hastanın uyum sağlayıp sağlayamacağı
İshale ne iyi gelir?
Bağırsak hareketlerini düzenleyici ilaçlar hekim tarafından uygun görülen hallerde reçetelendirilebilir. Uzun süreli ishal olgularında ise altta yatan neden tam olarak aydınlatılmalı ve tedavi planlanması ve öneriler hekim tarafından hastaya göre kişiselleştirilerek ifade edilmelidir.İshal önleyici ve bağırsak hareket düzenleyici ilaçların kullanımı konusunda, bazı enfeksiyon hastalığına bağlı ishal gelişmiş olgularda mevcut tabloyu kötüleştirebileceği için dikkatli olunması gerekir.
Beslenme ishal olgularında önemli bir konudur. Uzun süreli (kronik) ishal olgularında altta yatan herhangi bir gıda ise bunun aydınlatılmasında beslenme günlüklükleri yada sağlayabilir. Beslenme günlüklerinde aynı zamanda hangi atıştırmalık ya da besinden sonra belirtilerin kötüleştiği veya farklı şikayetlerin ortaya çıktığının kaydı tutulabilir.
Kronik ishal olgularında kısıtlanması ile fayda sağlanabilecek bazı beslenme uygulamaları mevcuttur:
- Kafein ve alkollü içeceklerden uzak durulması
- Fiber içeriği daha az yiyecek tüketimi
- Dehidrasyonun önlenmesi amacıyla düzenli sıvı tüketimi
- Aşırı değil dengeli ve düzenli beslenme
Yoğurt ve kefir gibi probiyotik içerikli gıdalar veya probiyotik takviye ürünlerinin kullanımı, antibiyotik tedavisi sonrasında bağırsaklarda yer alan yararlı bakterilerin desteklenmesine katkı sağlayabilir.
Probiyotikler aynı zamanda akut ishal ve beraberinde meydana gelen diğer belirtilerin seyri ve süresi konusunda da fayda sağlayabilir.
İSHALDE NE KADAR ARALIKLA SIVI VERİLMELİDİR?
Her ishalli dışkıdan sonra;2 yaşının altındaki çocuklara 50-100 ml sıvı (1/2-1 çay bardağı)
2 yaşından büyüklere 100-200 ml sıvı (1/2-1 su bardağı)
Daha büyük çocuklara içebildiği kadar sıvı verilmelidir.
Kusması olan çocuklarda aynı miktarda sıvı iki veya üç dakikada bir bir kaşık veya bir yudum şeklinde verilmelidir. Kısa zamanda çok miktarda sıvı verilmesi veya beslemeye zorlama kusmayı arttırmaktadır.
BESLENMEYİ SÜRDÜRÜN
Anne sütü alan bebeklerde emzirme sıklaştırılarak anne sütüne devam edilir.Anne sütü almayan bebeklerde her zamanki mamasına daha sık olarak devam edilir. Mümkünse biberonla değil, kaşıkla verilmelidir. İshal için özel hazırlanmış mamalar bu aşamada gereksizdir.
6 aydan büyük ve katı gıda alan çocuklara süte ek olarak sebze, hububat ve diğer gıdalar verilir.
Yoğurt, balık, iyi pişmiş et, patates püresi, pirinç lapası gibi yüksek enerji ve protein içeren yiyecekler, taze meyve suları ve muz gibi potasyumdan zengin besinler tercih edilmelidir.
Çocuk her 3-4 saatte bir (günde 6 defa) beslenmelidir. Seyrek ve bir anda fazla besleme zararlı olabilir.
İshal durduktan sonra da 2 hafta süreyle her gün bir öğün fazla beslemek gerekir.
Ne zaman doktora başvurmalı?
Çok fazla sayıda ve miktarda dışkılamaSu içmeme çocuğun su kaybı belirtileri (gözyaşı olmaması, gözlerin içe çökük olması, cildin kuru ve buruşuk olması, tükürüğün azalması) varsa
Tekrarlayan kusmalar
Dışkıda kan görülmesi
Ateşin yükselmesi
İdrar çıkışının belirgin azalması gibi çeşitli durumlarda sağlık kuruluşlarından yardım alınmalıdır.