Son Konu

İslam Dininde Tevekkül Ne Demek? Tevekkül Nedir?

Profösör

(¯´•._.• Site Yetkilisi•._.•´¯)
Katılım
11 Ocak 2022
Mesajlar
15,260
Tepkime
14
Puanları
38
Yaş
35
Konum
Rusya
Web
bilgilihocam.com
Credits
0
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Yüce İslam dinimizde tevekkül büyük önem taşımaktadır. Zira Tevekkül imanın bir parçasıdır. Peki, daha geniş anlamda İslam Dininde Tevekkül Ne Demek? Tevekkül sözlükte şu anlamlara gelmektedir.

  • Güvenmek
  • Yaslanmak
  • Dayanmak
  • İşi bir başkasına teslim etmek” gibi anlamlara gelmektedir.
Terim olarak Tevekkül, niyetlenen hedefe ulaşmak için gerekli olan bütün maddi ve manevi sebep ve vesilelere başvurmaktır. Elden gelen her şeyi yapıldıktan sonra yüce Allah’a güvenmek ve işini Allah’a bırakmak anlamına gelmektedir.

“Tevekkül” lafzı, “Vekalet” sığasından tefa’ul babına nakledilmiş bir kelimedir. Buna göre, bir kümseye tevekkül etmek, yükümlülüğü alacak bir vekil konumuna kabul etmektir. Tevekkülün sırrı ise kalbin yalnızca Allah’a yaslanmasıdır.

Tevekkül Ne Demektir?​

Örneğin bir çiftçi öncelikle ekin zamanında mahsul alacağı tarlasını ekin için hazırlar ve sonra ise alacağı mahsulün tohumu ekerek sular. Sonra ise mahsulüne zarar verebilecek bütün bitkiler için tarlasını itina ile ilaçlar. Şüphe yok ki bu yapılması gerekenlerin yapılması gereklidir. Çiftçinin bu yapması gerekenleri yaptıktan sonra işini Yüce Mevla’ya ısmarlaması İslam dininde tevekkülün gereğidir. Çiftçinin yapması gerekenleri yapmadan “Kader de ne var ise o olur” gibi bir tutumla hareket etmesi yüce dinimiz olan İslam dininde yer alan tevekkül konusu ile uzaktan ve yakından bir alakası bulunmamaktadır.

İslam dinine mensup olan her Müslüman için Tevekkül konusu, insanın bir gerekliliğidir. Tevekkül sahibi olan bir insan elinden geleni yapmış, yüce Allah’a gönülden teslim olmuş ve kaderine razı olmuş kimsedir. İnsanların bir kısmının düşündüğü gibi kadere iman etmek vede tevekkül sahibi olmak tembellik, miskinlik değildir. Bunun tam aksine elden gelen her şeyi yaparak yüce Mevla’ya teslim olmaktır. Zira teslim olan her Müslüman bilir ki yüce Mevla’mız daima kulunun iyiliğini ister ve asla zulüm etmez.

İslam Dininde Tevekkül Önce Tedbir Almaktır​

Örneğin bir insan gerekli olan ilaçları kullanılmadan tedavi olamaz. Fakat bununla birlikte şifayı veren ilaç değil yüce Mevla’mızdır. Dolayısı ile ilaç kullanmakta aslında bir Müslüman için tevvekküldür. Zira kul ilaç kullanarak Rabbine ben elimden geleni yaptım, şifayı verecek olan sensin demektedir. Böylece Rabbine karşı tevekkülünü göstermektedir. Dolayısı ile tevekkül, çalışarak çabalamak, ve bu gereklilikleri yapar iken yüce Allah’ın kulu ile her daim beraber olduğunu hatırdan çıkarmadan işini yüce Allah’ın sonsuz ilmine ve iradesine bırakmaktır.

Kuran ı Kerimde bir ayeti kerimede tevekkül ile alakalı şöyle buyrulmaktadır.

“…Kararını verdiğin zaman artık Allah’a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever” (
Âl-i İmrân 3/159) (ilgili ayetler, bakınız. Âl-i İmrân 3/122, 160; el-Mâide 5/11; et-Tevbe 9/51; İbrâhim 14/11; et-Tegabün 64/13; et-Talâk 65/3).
Bu ayeti kerimede Mevla’mız kullarının yalnızca kendisine güvenmelerini öğütlemiştir. Tevekkül eden kuluna ise yardım edeceğini bildirmiştir.

Tevekkül İçin Önce Deveyi Bağlamalıdır​

Hazreti Peygamber Efendimiz yanına bir gün bir bedevi gelmiştir. Efendimize devesini başı boş salarak Allah’a (c.c) tevekkül ettiğini söylemiştir. Peygamberimiz ise bu olayın üzerine gelen bedeviye şöyle buyurmuştur.

“Önce deveni bağla, Allah’a öyle tevekkül et”.
(Tirmizî, “Kıyamet”, 60)
Hadisi şeriften de anladığımız üzere tevekkül önce tedbiri almak sonra ise yüce Mevla’mıza teslim olmaktır. Tevekkül kul iççin aslında bulunmaz bir nimettir. Zira kul acizliği ile bir çok işe hatta ince manada hiç bir işine güç yetirememektedir. Bu bağlamda acizliğini bilen bir kul tevekkül ederek işini ilmi, kudreti sonsuz Mevla’sına ısmarlayarak büyük bir rahata kavuşmaktadır.

Rızık Konusunda Tevekkül Nasıl Olmalıdır?​

Allah’a rızık konusunda ve diğer ihtiyaçlarda tevekkül etmek, herkese, iki şey için gereklidir. İlki; İbadet ve huzur için feragat etmektir. Zira Hakka tevekkül etmeyen rızık ve ihtiyaç teminiyle uğraşmaktan, ibadet ve huzurdan ayrılır. Bu meşguliyet, onun ya dışıyla, ya da içiyle meydana gelir. Dışıyla olanı, bütün açgözlüler gibi talep ve ticaretle olur. İçiyle meşgul olmaya gelince, kalbi dünyaya bağlı nefsi arzularla, kalbin fikri meyli ile olur. Halbuki ibadet ve huzur, ancak Allah’la yalnız kalmakla olur. Kalpte Allah’la yalnız kalmak ise sadece tevekkül edenlerde meydana gelir. Rızık hususunda tevekkülü terk etmek, büyük bir hata ve suçtur. Zira, Allah, yaratmasıyla rızkı birbirine perçimli kıldığını buyurmuştur. “Sizi yarattı, sonra size rızkını tahsis etti.”

İşte bu mana rızık vermek, yaratmak gibi, Allah’ın olduğunu ve başkasından olmadığını gösterir. Sonra bu vaadle de yetinmeyip yaratıkların rızkını büsbütün tekellüf ettiğini de duyurdu bizlere. Şöyle ki;

“Yer yüzünde dolaşan hiç bir canlı yoktur ki, rızkı Allah’tan olmasın.”
Sonra bununla da yetinmeyip,

“O semanın ve yerin Rabbine yemin olsun ki bu va’d olunan rızık, sizin konuşmanızın sabit olduğu gibi muhakkak gerçektir.”
buyurmuştur. 4 fazilet Allah dostlarının ahlakıdır.

  • Tevekkül
  • Sabır
  • Kadere rıza göstermek
  • Kazaya rıza göstermek
Bizler küçüklüğümüzden beri tevekkülün anlamını öğrendik. O zamanlar belki bu kadar önemli olduğuna idrak edemedik. Şimdi aklımız olgunlaştıkça ne kadar mühim bir ahlak olduğunu anlıyoruz ve anlatıyoruz. O kadar güzel bir ahlak ki Allah dostlarının yaşadığı bir ahlaktır. Nitekim tevekkülü en olgun, en zirvede yaşayan Hazreti İbrahim olmuştur. O mübarek Peygamber ateşe atıldığı halde, Cebrail Ona, “Bir ihtiyacın var mı?” sorusuna. “Evet, fakat sana değil”. Diyerek Allah’tan başkasını görmediğini belirterek tevekkülün en ileri derecesini yaşamış ve bizlere örnek olmuştur.

Şuan da, bu devirde hepimizin en büyük ihtiyacı değil mi? tevekkül. Elimizde ki ile yetinmek, kazancımızı, nasibimizi Tevekkül ederek aramak. Allah bizleri hakkıyla tevekkül eden kullarından eylesin. (Amin)
 
Üst Alt