Son Konu

İslamda Çocuklara İsim Vermek ve İslami Olmayan İsimlerin Değiştirilmesi (İslam Timi)

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
İSLAMDA ÇOCUK İSİMLERİNİN ÖNEMİ VE ÇOCUK İSİMLERİ

Yeni doğan çocuğa kısa bir süre içinde güzel bir isim koymak anne ve babaların en önemli görevlerindendir Çocuğa konulan isim hem bu dünyada hem de ahirette geçerlidir Rasulullah (sav) sadece çocukların değil, büyük insanların ismiyle dahi ilgilenmiştir Kötü bulduğu bazı isimleri değiştirme yoluna gitmiştir Yine konulması gereken güzel isimler hakkında bilgiler vermiş, zaman zaman bizzat kendileri çocuklara isimler vermiştir

Rasulullah (sav) güzel isim koymanın önemini şöyle açıklıyor: “Sizler kıyamet günü isimlerinizle ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız Öyleyse isimlerinizi güzel yapın (1)

Bu çağırma işlemini Allah'ın görevlendirdiği bir melek Allahın izniyle yapacaktır Hiç kimse kıyamet günü Allah (cc)’ın hoşlanmayacağı isimle O’nun karşısına çıkmak istemez Öyleyse kötü olan isimlerin çocuklara verilmemesi gerekir

Rasulullah (sav)’ın isim konusundaki hassasiyetini daha iyi anlamak için şu hadisi şerifi de görmek lazım Yahya bin Said (ra) anlatıyor: Hz Peygamber (sav) bol sütlü bir deve hakkında: “Bunu kim sağacak? diye sordu Bir adam ayağa kalkmıştı ki, Rasulullah (sav) adama: “İsmin ne? diye sordu Adam: “Mürre (acı) diyince ona “Otur dedi Hz Peygamber (sav) tekrar: “Bunu kim sağacak? diye sordu Bir başkası ayağa kalktı, ben sağacağım diyecekti Hz Peygamber (sav) ona da: “İsmin ne? diye sordu Adam: “Harb diyince, ona da: “Otur dedi Rasulullah (sav): Bu deveyi bize kim sağacak? diye sormaya devam etti Bir adam daha kalktı Ona da ismini sordu O da “Ya’iş (yaşıyor) cevabını alınca ona “Sen sağ dedi(2)

Allahü Azimüsşan’ın has isimleri kullara isim olarak verilmez Ancak sıfatları isim olarak verilebilir Mesela; Kerim, Halim, Kadir, gibi kelimeleri insanlara isim olarak vermek caizdir Ancak bu isimlerin başına bir (Abd) kelimesi ilave ederek söylemek ise pek güzel bir dikkattir Zira (Abd) kelimesini ilave ederek söylediğiniz takdirde Kerim’i Abdülkerim olarak söylersiniz Bu takdirde Kerim’in kulu demiş olacağınızdan mana pek güzel bir şekil alır

Nitekim Aziz isminin başına da bir (Abd) kelimesi ilave ederek söylediğinizde azizin kulu manasına Abdülaziz demiş olursunuz Mecburi olmasa da güzel bir hassasiyet olur

Rasulullah(sav)’ın açıklamalarına göre en güzel isim olarak adlandırılanlardan bazıları şunlardır: Erkek ismi olarak, Abdullah, Abdurrahman, Muhammed, Peygamberlerin isimleri, Hasan, Hüseyin ve diğer İslam büyüklerinin isimleri tavsiye edilen isimlerdir Kız isimleri olarak da, Aişe (Ayşe), Fatıma, Zeyneb, Hatice, Cemile, Zehra… gibi isimler güzeldir

Mahşerde her çocuk, konan ismiyle çağrılacaktır Şayet çocuğun ismi kötü manaya gelen gayrimüslim ismi ise, mahşer halkı önünde isminden dolayı utanan çocuk,

'Allah beni doğuştan Müslüman olarak dünyaya gönderdi, sen neden bana kötü manaya gelen ismi koydun?' diye isim koyandan davacı olacaktır İsmin manasının böylesine ehemmiyetinden dolayıdır ki, Peygamber'imiz kötü manaya gelen yabancı isimleri iyi manaya gelen Müslüman isimleriyle değiştirme örnekleri vermiştir Mesela (Uzza putun kulu) manasına gelen (abdu'luzza)'yı, Allah'ın kulu manasına gelen (Abdullah) ile değiştirmiştir Ateş parçası manasına gelen (cemre)'yi de güzel kız manasına gelen (cemileyle) ile, Harp ismini de Hasan'la düzeltmiştir Demek ki, Müslüman isminden maksat, mananın kötü olmamasıdır

Bununla beraber bazen isimlerde mana açık da olmayabiliyor (Aleyna) gibi Son zamanlarda çok rastladığımız bu (Aleyna)'nın ne manaya geldiğini pek bilemiyoruz Çünkü, Kur'an'da geçen (aleyna) isim değildir Sadece yer aldığı cümlenin içinde (üzerimize) manasına gelmektedir:

(Vema aleyna) bizim üzerimize, (illel'belağ) tebliğden başka bir görev yoktur, manasına gelebilen (bizim üzerimize)'yi, cümle içindeki yerinden çekip birine isim olarak verdiğinizde, ne manaya geldiğini anlamak zorlaşmaktadır Belki de Yasin'deki bu (aleyna)'yı isim olarak seçenler, (bu çocuk bizim üzerimize Allah'ın bir ihsanıdır) demek istemekteler

Bir de kızlarımıza verilen Kezban ismi vardır ki, zannederim yanlış anlaşılan isimlerden biri de budur Kezban'ı hep yalancı manasına anlayanlar, Kur'an'daki (tükezziban) ile karıştırmışlardır Çoğu kimseler Farsçadaki (ev hanımı) manasına gelen (Kedban)'dan alınma Kezban'ı, Arapçadaki 'yalanlayan' manasına gelen tükezziban'dan alınma sanarak bu isimden hep ürkmüşlerdir

Bununla baraber iyi bir anlamı olmasına rağmen yanlış anlaşılacak isimler koymamaya dikkat etmenin faydalı olacağını düşünüyoruz Bu nedenle kız çocukları için, Büşra, Beyza, Selma, Esma, Ahsen, Rabia, Saliha, Salime, Adile gibi kolay seslendirilen, yanlış yazma ve yanlış söyleme ihtimali olmayan tek isimler tercih edilebilir

Çocuğun isminin güzel olması bir fazilet olsa da ahirette özel muameleye tabi tutulacağı söylenemez Çünkü ahirette insanın göreceği muamele onun ameline göre olacaktır

Sözün özü: Ebeveynler yavrularına karşı ilk görevlerini yerine getirirken, gayrimüslim kimliğini çağrıştıran yabancı isim koymaktan kaçınmalı ki, mahşerde koydukları isimlerle çağrılan çocuklarının şikayetine muhatap olmasınlar Bu konuda elbette bizim gibi düşünmeyenler de olabilir: Tercih size aittir, kim neye layıksa onu bulurdemekten başka sözümüz olamaz onlara da Müddessir Sûresi'ndeki ayetin ikazı hepimiz için geçerlidir:

Herkes kendi tercihinin sorumlusudur!

1 Ebu Davud, Edeb 69
2 Muvatta, İsti’zan

İsmin başına Abdulgetirmeden çocuklarınızı Allah'ın isimleri ile isimlendirmeyiniz


Önce çocuklara İslami isim koymak gerekir Bu her annebabanın çocuğuna karşı olan görevlerinden biridir Ancak çocuğa İslami olmayan çirkin bir isim konmuş ise bu sonradan değiştirilebilir İslam'a uygun olmayan isimleri Allah Resulü değiştirmiştir Bu, sünnettir Ancak, Peygamber Efendimiz Müslüman olanların eski adlarını değiştirmelerini, Müslüman olan Arap olmayan insanların da Arapça adlar almalarını emretmemişler verilecek adların manalarının güzel olmasını emir buyurmuşlardır Bazı adları manaları kötü olduğu için, bazı çok güzel manaları olan adları da kullanırken olumsuz kullanıldığında kötü manaya geleceği veya sahibi üzerinde kötü tesir bırakacağı için değiştirmişlerdir

HzAişe (ra) validemiz diyorki: Allah Resulü İslam'a uygun olmayan, çirkin manalı isimleri muhakkak değiştirirdi

Müslüman, çocuğuna anlamsız taş, kaya, toprak gibi isimler veya gayri müslimlerin isimlerini vermemelidir Eğer verdi ise mutlaka değiştirmeli, İslami bir isim koymalı ve bunu çevreye yaymalıdır Çevresi kendisini o isimle çağırmalıdır
Peygamberimizin (sav) Değiştirdiği Bazı İsimler

Peygamberimiz hanımlarından ikisinin ilk isimlerini değiştirmiştir Biri Cüveyriye, diğeri Zeynep binti Cahş annemizdir Her ikisinin ilk isimleri Berreidi ayrıca üvey kızının adı da Berreiken onu Zeynepolarak değiştirmiştir Berre manası temizleyicidir Ancak O kendi nefsini temizlerdiyerek kibir ve gurura sebep olmaması için değiştirmiştir Zeynep, mücehverler değerli taşlar anlamındadır
Hazn(hüzünlü, kederli) ismini, Sehl(kolaylık, iyilik) ile
HzÖmer'in kızının adı da isyancı anlamında Âsiyeidi, Allah Resulü onu (asi isyan eden sad ile yazıldığında Ancak sin ile yazılırsa hastabakıcı olur) Cemileile,
Çorak arazi olduğu için, Afira(otsuz, çorak) ismini, ,Hadıra(yeşillik, çimen) ile,
Peygamber Efendimiz, Yesar (kolaylık, bolluk), Rebah (menfaat, fayda), Eflah (kurtuluş, kurtuluşa eren), Necih (dileğine kavuşan) adlarının verilmesinide yasaklamıştır Bu yasak bu isimlerin kötü hitaplara maruz kalmaması içindir
Şihab'ı (Şahap, alev, ateş parçası) Hişam ile,
Asram, Âsi, Aziz, Atele (şiddet, sertlik), Şeytan, Hakem, Gurâb (karga) Habbâb, isimlerini değiştirdi
Harb'i (savaş) Silm (barış) ile,
Muzdaci'ı (yatan) Münbais (kalkan) ile,
Peygamberimiz, bir yılan ismi olduğu için Hubabismini, ateşten bir yalının ismi olduğu için, Şihabismini, Allah'a mahsus olduğu için Azizismini değiştirmiştir
Allah Resulü (sav) Buyuruyor
Siz kıyamet günü isimleriniz ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız, öyle ise isimlerinizi güzel koyunuz
Peygamberlerin isimleriyle isimlenin Allah'ın çok sevdiği isimler Abdullah, Abdurrâhman'dır İsimlerin güzeli de Hâris ve Hemmâm isimleridir En çirkinleri de Harb ve Mürre isimleridir
Kıyamet günü, Allah'ın en ziyade kızacağı en kötü kimse, adı Melikü'lemlâk (Şehinşâh) olan kimsedir Allah'tan başka Mâlik yoktur
İsmimi isim olarak koyun, fakat künyemi kendinize künye yapmayın!
Kim benim ismimi almışsa, künyem ile künyelenmesin Kim de künyem ile künyelenmişse, ismimle isimlenmesin
Kaynak:
1) Büyük Kadın İlmihali, Rauf PEHLİVAN
2) Ansiklopedik Çocuk İsimleri ve Hastalıkları, Ahmet Eğilmez, İpek Yayın
3) Kütübi Sitte



İSLAMİ ÇOCUK İSİMLERİ ve ANLAMLARI


KIZ ÇOCUK İSİMLERİ VE ANLAMLARI
A

AÇANGÜL: Açılan gül çiçeği

AÇELYA: Fundagillerden çok renkli çiçekler açan bitki

AFET: Ortalığı birbirine katacak kadar güzel kadın

AFİFE : Namuslu, namusuna çok düşkün olan

AFİTAP : 1Güneş 2 Çok güzel, parlak yüzlü kadın

AHENK: Uyum

AHSEN: Çok güzel, olağanüstü güzel

AHU: Ceylan, karaca 2Çok güzel,ince,zarif kadın

AHUCAN: Çok güzel dost

AHUEDA:Nazlı güzel

AHUELA:Çok güzel gözlü

AHUGÜL: Çok güzel

AHUNAZ: Nazlı güzel,nazenin

AHUNİSA:Çok güzel kadın

AHUNUR:Göz kamaştıran güzelliğe sahip olan

AJDA:Filiz,sürgün Çok genç

AJLAN: Hızlı, çabuk, telaşlı

AKASYA: Güzel kokulu bir süs bitkisi

AKEL: Eli uğurlu anlamında

AKGÜN: Parlak gün, uğurlu gün, ışıklı gün

AKSEV:Aydınlığı sev,ışık saç

AKSU: Anadolu'da değişik boylarda bir çok akarsuyun adı

AKŞIN: Beyaz tenli kadın

AKTAN: Ak renkli tan; Kutlu tan, uğurlu tan

ALA: Ela karışık renkli, alaca; Benekli; Tam olgunlaşmamış, yarı olmuş

ALAGÜL:Çok renkli gül

ALÇİÇEK:Kırmızı çiçek

ALÇİN: Kızıl renkli küçük bir kuş

ALEDA: Nazlı, kaprisli

ALEV: Yanan cisimlerin görüntüsünü tarif etmek için kullanılan bir kelime

ALEYNA: Bizim üzerimize olsun

ALGIN: Birine gönül vermiş, vurgun, tutkun

ALGÜL:Kırmızı gül Gül kırmızısı

ALIM: Gözü gönlü çeken nitelik, çekicilik, gönül çelen güzellik, albeni

ALTIN: Yüksek değerli bir maden

AMİNE:Yüreğinde korku olmayan

ANDAÇ: Anılar, hatıralar

ANIL: Başkaları tarafından sözün edilsin

ANKA: Kaf Dağı'nda bulunduğu söylenen masal kuşu

ARIN: Arı, katışıksız, temiz, kirden uzak

ARKIN: Yavaş, ağır, sakin

ARMAĞAN: Hediye, ödül

ARMİNA: Emine, korkusuz, yürekli

ARNİSA: Çok namuslu kadın

ARSU: Su kadar berrak

ARYA: Operada sanatçının orkestra eşliğinde söylediği uzun şarkı

ARZU: Herhangi bir şey için duyulan aşırı istek

ARZUCAN:Candan isteyen

ARZUGÜL:İstenilen,beğenilen gül

ARZUM:İsteğim,dileğim,hevesim

ARZUNAZ:Naz yapan,nazenin

ASENA: Dişi kurt, güzel kız

ASLI:Temelli,köklü Bir şeyin benzeri

ASLICAN:Özü can gibi sevgili

ASLIHAN:Han soyundan gelen

ASLINAZ:Nazlı olması geçmişinden gelen

ASLINUR:Nur saçan bir geçmişi olan

ASU: Azgın, huysuz,isyan eden Afacan

ASUDE: Rahat, huzur içinde olan

ASUELA: Ela gözlü yaramaz

ASUMAN: Gökyüzü

ASYA: Dünyanın en büyük kıtası

AŞINA:Bildik,tanıdık

AŞKIM:Sevdiğim,sevgilim

AŞKIN: Aşmış, ileri

AYBEN: Ben ayım anlamında

AYBENİZ:Ay gibi parlak tenli,ay benizli

AYBİKE: Ay gibi güzel kız

AYBİRGEN: Ay veren

AYCAN:Ay gibi sevilen,aydınlık can

AYÇA: Yay biçimindeki ay,Hilal

AYÇAĞ:Ay gibi parlak çağ

AYÇAN:Ay gibi aydınlık kişi

AYÇİÇEK: Gün çiçek

AYDA: Dere kıyılarında yetişen bir bitki

AYDAN: Güzelliğini aydan almış,ay gibi parlak ve güzel

AYDENİZ: Hem ay, hem de deniz

AYDONAT: Işık donat, parlaklık donat anlamında

AYEVİ: Ay çevresinde oluşan ışık çemberi

AYGEN: Gönül arkadaşı

AYGÖNÜL:Güzel gönüllü

AYGÜN: Hem ay, hem gün

AYKAL: Ay gibi parlak ve ışıklı kal

AYKIZ: Ay+Kız

AYKUT: Kutlu ay, uğurlu ay

AYLA: Bazı yıldızların ve ayın etrafındaki ışık çemberi

AYLAN:Ay gibi güzel değerlere sahip olan

AYLİN: AYLA ile aynı anlamdadır

AYNUR:Ay ışığı

AYPERİ:Ay ve peri gibi çok güzel

AYSAR: Ayın evrelerine göre huyu değişen kimse

AYSEL:Ay gibi olan güzelliğiyle nam salmış olan

AYSEMA:Ay gibi parıldayan yüz

AYSEREN:Güzelliğini gözler önüne seren

AYSIN: Sen aysın, ay kadar güzelsin

AYSU: Ay gibi parıltılı ve su gibi berrak

AYSUN:Ay gibi ışıltılı ve güzel

AYŞE: Rahat ve huzur içinde yaşayan

AYŞEGÜL:Güller içinde mutlu yaşayan

AYŞEN:Neşeli,gülen,aydınlık

AYŞENUR: Ayşe+Nur

AYŞIL: Ay ışığı

AYŞİM,AYŞİN:parlak ışık saçan

AYTEN:Güzel bir tene sahip olan

AYTU:Aya benzeyen tuğlu

AZİZE:Saygın,sevgili,kutsal

AZRA: Üstünde hiç yürünmemiş kum; Yeni yetme kız


B

BADE: Aşk, kutsal sevgi

BAHA: Değerli, kıymeti çok

BAHAR: Yazla kış arasında olan mevsim Güzellik,gençlik çağı

BAHARGÜL:Bahar gülü

BALA: Yavru çocuk

BALCA: Bal gibi, bala benzer

BALIN: Yar, sevgili

BALKIN: Pırıldayan, parlak

BALKIZ: Bal kadar tatlı kız

BANU: Prenses; Hanımefendi Yeni evli gelin

BANUHAN:Hatun hükümdar

BAŞAK: Ekinlerin tanelerini taşıyan baş kısmı

BEDİZ: Resim, tasvir, süs, bezek

BEGÜM: Hanım; Kadın hükümdar

BEHİN: İyinin iyisi

BEHİYE:Güzel

BELDE: Memleket, şehir, kasaba

BELEMİR: Peygamber çiçeği olarak biliniyor Açtığı kokusunun dağılmasıyla anlaşılan gizli çiçek anlamında

BELEN: Bel, geçit; İki dağ arasından geçen yol

BELFÜ: Kar tanesi

BELGİ: İşaret

BELGİN: Kesin ve eksiksiz belirlenen

BELGÜN:Aydınlık gün

BELİN:Korku ile şaşkın şakın bakmak

BELİZ: İşaret, iz; alamet

BELKIS:Efsaneye göre Hz Süleyman zamanındaki Saba melikesinin adı

BELMA:Uysal,sakin

BELUR:Billur,billurdan olan

BENAN: Parmak uçları

BENAY: Ben ayım, ay gibiyim

BENEK: Namuslu kadın

BENGİ,BENGÜ: Ölümsüz, sonsuz

BENGİSU: Ölümsüzlük suyu

BENGÜL:Gül gibi

BENİZ: Yüz

BENNUR:Işık saçan

BERGÜZAR: Anılmak için verilen şey, andaç

BERİA: Olgunluk ve güzelliğiyle üstün olan sevgili

BERİL: Zümrüt

BERİN,BERRİN: En yüksek, en ulu anlamında

BERKE: Zerdali, kayısı Kamçı, değnek

BERNA: Bağlı, bağlanmış; Genç, körpe, delikanlı

BERRAK: Duru

BERRAN: Keskin, kesici

BESİME:Sevimli,güler yüzlü

BESİSU: Bitkilerin damarlarında dolaşan besleyici su

BESTE: Bir müzik parçasını oluşturan ezgilerin tümü

BESTEGÜL:Gül kadar güzel ve duygulu

BESTENİGAR: Türk müziğinde bileşik bir makam

BETÜL,BETİL: Erkeklerden çekinen namuslu kadın, Hz Meryem ve Hz Fatma`nın diğer isimleri

BEYZA: Çok beyaz, lekesiz

BİGE:Evlenmemiş,çocuk doğurmamış olan Sultan

BİHTER: Daha iyi, en iyi

BİKE: Evlenmemiş, çocuğu olmamış kadın

BİLCAN:Bilgili dost

BİLGE: Çok bilgili ve bilgisini yararlı kullanan kişi

BİLGET: Havadis, malumat

BİLGÜN: Bil+Gün

BİLHAN: Çok bilgili

BİLLUR: Pek duru, pürüzsüz

BİLNAZ:Çok naz eden

BİLNUR:Bilge kişi

BİNAY:Öylesine güzel ki bin ay eder

BİNGÜL: Gülü bol; Gül bahçesi

BİNNAZ: Çok nazlı,cilveli,kaprisli

BİNNUR:Çok ışıklı, ışığı gür

BİRAY: Ay gibi tek, eşsiz

BİRBET: Yüzü benzersiz

BİRGEN: Yalnız, yalnızlığa alışkın

BİRİCİK: Bir tane, tek, emsalsiz

BİRGÜL: Tek ve güzel bir gül

BİRSEN: Yalnız sen

BİRSU:Bir içim sudenilebilecek kadar güzel olan

BUKET: Çiçek demeti

BURCU: Güzel koku, ıtır

BURÇAK: Bir bitki

BURÇİN: Dişi geyik

BUSE: Öpücük

BÜGE:Bent,su benti

BÜKÜM: Bükme eylemi

BÜŞRA: Müjde, sevinçli haber


C

CAHİDE:Çalışıp çabalayan

CANAN: Gönülden sevilmiş, yar

CANAY:Ay gibi temiz

CANDAN: İçten, gönülden

CANDAŞ: Candan, değerli dost

CANEDA: İçten, sevimli kişi

CANEL:İçten,candan uzatılan dostluk eli

CANFEZA: Müzikte bileşik bir makam

CANKIZ: Sevilen, sevimli, şirin kız

CANKUT: Sevimli, cana yakın

CANSEL:Hayat veren su

CANSIN:İçten,gönüldensin

CANSU: Can suyu Hayat veren su

CAVİDAN:Sürekli,kalıcı olan,sonsuz

CELİLE:Büyük,ulu

CEMİLE:Hatır hoşluğu için yapılan hareket

CEMRE: Ateş parçası, kor; Şubat ayında bir hafta arayla hava, su ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi

CENNET:Çok güzel yer İyilik yapanların,günahsızların öldükten sonra mutluluğa kavuşacaklarına inanılan yer

CEREN: Çok hızlı koşan, gözlerinin güzelliğiyle ünlü, ince bacaklı, zarif hayvan; ceylan

CEVHER:Bir şeyin özü Güç,enerji

CEVZA: İkizler burcunun eski adı

CEYDA: İnceuzun boyunlu ve güzel

CEYLAN: Süzgün ve tatlı bakışlı Yapısı ince ve uyumlu olan Gözlerinin güzelliğiyle ünlü zarif,ince bacaklı memeli

CİHANBANU: Dünya hükümdarı

CİHANNUR:Alemi aydınlatan nurlu ışık



Ç

ÇAĞ: Belirli bir özellik göz önünde bulundurularak ele alınan zaman dilimi

ÇAĞLA Badem, kayısı,erik gibi yemişlerin olgunlaşmamış hali

ÇAĞRI: Davet Doğan kuşu Mavi hareli göz

ÇIĞLIK: İnce ve keskin bağırış

ÇİÇEK: Bir bitkinin değişik renklerle bezenmiş kokulu bölümü

ÇİĞDEM: Akdeniz çevresinde yetişen çok renkli kır bitkisi

ÇİLEN:Hafif yağan yağmur,çisenti

ÇİLER: Şarkılar söyleyen, şakıyan

ÇİSİL: İnce ince yağan yağmur



D

DAMLA:Çok küçük miktarda su Çok az

DAMLA: Yağmur ya da bir sıvının çok küçük yuvarlak biçimli parçası

DEFNE: Yaprakları güzel kokulu, yazkış yeşil olan bir bitki

DEMET: Çiçek bağlamı, deste

DEMRE: Noel Baba'nın doğduğu sanılan tarihi yer

DENİZ: Yeryüzünün çoğunu örten engin su

DEREN: Toplayan, düzenleyen, pekiştiren

DERİN: Sığ olmayan

DERYA: Büyük deniz anlamında

DERYANUR:Bilgisiyle ışık saçan

DESEN: Çiçek, çizgi gibi süs şekilleri

DESTE:Bağlam,demet

DESTEGÜL: Mevlevi dervişlerinin giydiği ince kumaştan yelek Bağlanmış gül demeti

DEVİN: Hareket, kımıldanış

DEVİNSU:Suyun ritmik hareketleri Akarsu

DEVRİM: Yerleşik toplumsal düzenini , köklü, hızlı ve geniş kapsamlı olarak değiştirme

DEVRİN:Bir kişi veya olayın gündemde olduğu tarih dönemi

DİCLE: Bir nehir adı Ulu ırmak

DİDAR:Güzel yüz Görme

DİDE: Göz, göz bebeği

DİDEM: Gözüm gibi sevdiğim, sevgilim

DİLA:Gönlümü çalan

DİLAN:Gönüllerce olan,yürekler dolusu

DİLARA: Gönül alan, gönül okşayan

DİLAY: Gönle ışık saçan, ay kadar güzel

DİLBER:Gönlü yakan güzel Alımlı güzel kadın

DİLDAR: Gönlü baskı altında tutan sevgili

DİLDE: Ünü her tarafa yayılmış, herkesin konuştuğu, herkesin dilinde olan kimse

DİLEK: İstek, rica,arzu

DİLEM: Gönül ilacı

DİLER: Dilemek eyleminden

DİLHAN: İçten ve yürekten konuşan

DİLNİŞİN: Gönülde yer tutan,hoş,güzel

DİLRÜBA: Gönlü şen,dertsiz

DİLSEREN:Hatiplik yeteneğini gözler önüne seren

DİLSU: Dil+Su

DİLŞAH: Gönül şahı,sevgili,sultan

DOĞA: Yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü; Tabiat

DOĞANGÜN: Doğmakta olan gün

DOĞAY: Ayın yeni doğuş hali

DOĞU: Güneşin doğduğu ana yön

DOLUNAY:Ayın tam yuvarlak olduğu an

DORA: Doruk, zirve

DURUGÜL:Gül gibi temiz olan

DUYGU: Kişi, olay ve nesnelerin bireyin iç dünyasında uyandırdığı izlenim

DUYGUN: Duygulu,hassas,hisli kişi

DUYGUNİSA: Duygulu,hassas kadın

DÜŞÜM: Hayalimdeki, düşlediğim, istediğim anlamında


E

EBRU:1Keman kaş 2Bulut rengi 3Bir sanat dalı

ECE: Kraliçe Güzel kız,kadın

ECEGÜN: Çok güzel bir günde doğan

ECEM: Kraliçem, sevgili kraliçe anlamında

ECENAZ:Nazlı güzel

ECESU:Su gibi berrak ve güzel

ECMEL: Çok güzel

EDA: Naz, cilve Davranış,tavır Verme,ödeme (Namaz için)kılma,yerine getirme Üslup

EFİL:Rüzgar,dalgalanma

EFSUN: Büyü, sihir

EGE: Türkiye'nin batısında yer alan deniz

ELANAZ:Ela gözlü,nazlı güzel

ELANUR:Ela gözleriyle nur saçan

ELÇİN: Deste, tutam

ELİF: Kibar, narin yapılı, inceuzun boylu kız

ELİFE:Tutku,istek,alışılan şey

ELİZ:El izi

ELVAN: Renkler,çeşitler

EMEL:Arzu,özlem

EMET: Bereket, bolluk

EMİNE: İnanılır,güvenilir

ENER: Dağ eteği

EREM: Cennet

ERENDİZ: Jüpiter gezegeninin adı

ERÇİL: Doğru,inanılır,güvenilir kişi

ERDA: Beyaz karınca

ERKE: Enerji, iş başarma gücü; Nazlı

ERNA: İşveli,cilveli,şen şakrak sevgili

ESEN: Sağlıklı, salim

ESENGÜL: Rüzgar gibi esen,Gül gibi güzel kokan

ESER: Emek sonucu ortaya çıkan ürün, yapıt; Yok olmuş bir nesneden kalan parça

ESİM: Rüzgar gibi olan

ESİN: Sabah rüzgarı

ESMA: İsimler,adlar Çok yüksek olan

ESMACAN: Adı can olan

ESMAGÜL: Adı gül

ESMANUR: Adı nur

ESNA: Yüksek, yüce Bir işin yapıldığı an

ESRA: En çabuk, çok çabuk

EŞAY: Ayin güzelliğiyle eşdeğer güzelliğe sahip olan

EŞLEM: Selametli, güvenilir

EVA: Havva Yaratılan ilk kadın

EVİN: Bir şeyin içindeki öz; Buğday tanesinin olgunlaşmış içi, özü

EYLÜL: Sonbaharda bir ay adı

EZGİ: Melodi, şarkı, türkü

EZGİN: Sesi düzenli gelen Paraca durumu bozuk olan Çok sıkıntı çekmiş


F

FATMA: Çocuğunu sütten kesen kadın

FATMAGÜL: Gül gibi güzel yeni anne olmuş kadın

FAZİLET: Erdemli, iyi ahlaklı

FERAH: Aydınlık, iç açıcı

FERAHGÜL: Güzelliğiyle neşe saçan

FERAHNUR: İnsanın gönlünü ışık saçarak aydınlatan

FERAY: Ay ışığı, ayın parlaklığı,ışıltı saçması

FERCAN: İnsanın ruhuna aydınlık veren bir içtenliğe sahip olan

FERDA: Gelecek zaman, yarın; Kıyamet

FERDACAN: İçtenliğini hiç kaybetmeyecek olan

FERHAN: Sevinçli, gönlü hoş

FERİ: Köke değil dallara ait olan İkinci derecede olan

FERİDE: Eşi benzeri olmayan,tek Çok değerli inci

FERİS: Şık,zarif

FERİSU: Temizliği ve berraklığıyla ışık saçan

FERNUR: Aydınlık,ışık

FERSUDE: Eskimiş,yıpranmış,örselenmiş

FERZİN: Kraliçe

FEYZA: Bolluk, çokluk, bereket Taşkın

FEZA: Boşluk, sinirsizlik; Uzay

FİDAN: Yeni yetişen ağaç

FİGEN: Yaralayan, kıran

FİLİZ: Tohumdan çıkan sürgün İnce ve güzel vücutlu

FİRDEVS: Cennetler Cennet bahçeleri

FİRUZE: Açık mavi renkte, değerli bir süs taşı

FULYA: Nergisgillerden güzel kokulu sarı bir çiçek

FUNDA: Çalı ormanı, çalılık; Püskül, tepelik

FÜRUZAN: Parlayan, parlak

FÜSUN: Büyü


G

GAMZE: Göz kırpma, gözle işaret; Nazlı bakma; Gülerken bazı kişilerde yanaklarda beliren çukur

GAYE: Amaç, erek

GAZAL: Ak geyik, ahu; Geyik yavrusu; Güzel söz (mecazi)

GAZEL: Konusu daha çok sevgi ve içki olan, manzume; Tek kişinin özel ahenkte okuduğu müzik parçası; Sonbahar vaktinde düşen yapraklar

GECE: Gün batımından ağarmasına kadar geçen süre

GELİNCİK: Yazın kırlarda yetişen parlak kırmızı renkli bir çiçek

GENCAY: Yeni doğmuş ay; Hilal biçimindeki ay

GERÇEK: Yakıştırma veya yalanı olmayan

GİZEM: Sır; Aklın erişemediği çözülemeyen şey

GONCA: Tam açılmamış çiçek

GONCAGÜL: Gül goncası

GÖK: Yerin göz ile görülebilen ufuklarından başlayarak yukarıda kubbenin içi gibi gözüken sonsuz boşluk; Mavi renk

GÖKAY: Hem gök, hem ay; Güzel ay

GÖKBEN: Ben gökyüzü anlamında

GÖKÇE: Gök mavisi, mavi gözlü güzel

GÖKÇENAZ: Nazlı mavi

GÖKSU: Türkiye'nin çeşitli yerlerinde bulunan akarsuların adı

GÖKYEL: Kuzeydoğudan esen rüzgar, poyraz

GÖNEN: Rutubet, yaşlık; Ekilecek toprağın tavlandırılması

GÖNÜL: İstek, arzu, sevgi

GÖNÜLGÜL: Gül gibi zarif bir gönlü olan

GÖRKE: Heybetli

GÖRKEM: Göz alıcı ve gösterişli olma durumu,ihtişam

GÖZDE: Çok sevilen, beğenilen nitelikte olan Çok güzel

GÖZDEM: Beğendiğim,sevdiğim,saydığım,bitanem

GÖZDENAZ: Nazlı güzel

GÖZDENUR: İnsanlara vermiş olduğu iç huzurla herkesin beğenisini kazanan

GÖZEN: İlgi çekici, samimi; Sulak yer; Pınar

GÜHER: Cevher

GÜL: Gülgillerin örneği olan bitki ve bunun çiçeğine verilen ad; Gülmek eyleminden gül

GÜLAL: Gülün kırmızısı gibi güzel

GÜLAY: Gül gibi güzel, ay gibi aydınlık olan

GÜLBAHAR: Ebru yapmakta kullanılan koyu kırmızı toprak rengi

GÜLBEN: Gül yüzlü,gül gibi beni olan

GÜLBİN: Gül fidanı, gül yetişen yer

GÜLCAN: Gül gibi güzel kişi

GÜLCE: Gül gibi

GÜLÇİÇEK: Her yönüyle güzel olan

GÜLÇİN: Gül toplayan, gül seven

GÜLDEN: Güle ilişkin, gülden yapılmış Gül soluklu

GÜLEDA: Gül gibi güzel ve nazlı

GÜLEN: Güleç yüzlü, mutlu anlamında

GÜLENAY: Güleç ay, gülümseyen ay; Ay gibi gülümseyen güzel

GÜLFEM: Ağzı gül gibi olan

GÜLFER: Zarifliği ve güzelliğiyle göz kamaştıran

GÜLGEN: Güler yüzlü

GÜLGÜN: Gül renkli; Gülen, gülümseyen

GÜLHAN: Gül kadar çok sevilen, han, hakan

GÜLİN: Güzel,zarif

GÜLİNAZ: Nazlı,güzel

GÜLİSTAN: Gül bahçesi

GÜLİZ: Gül yetiştiren

GÜLİZAR: Al yanaklı, gül yanaklı; Alaturka müzikte bir bileşik bir makam

GÜLNİHAL: Gül fidanı

GÜLNİSA: Gül gibi kadınlar anlamında

GÜLNUR: Işık saçan güzellik

GÜLPERİ: Gizemli gül, saklı gül

GÜLRİZ: Gül saçan

GÜLRU: Gül yüzlü, gül yanaklı

GÜLSANEM: Çok güzel kadın

GÜLSELİ(N): Coşkulu bir güzelliğe sahip olan

GÜLSU: Gül ve su gibi güzel

GÜLSÜN: Yaşam boyu yüzü gülsün anlamında

GÜLŞAH: Gül dalı; Güzelliğiyle ün salmış olan

GÜLŞEN: Gül bahçesi

GÜLTEN: Gül tenli, vücudu gül gibi

GÜLÜM: Bana ait olan gül Canım

GÜLÜMSE: Tebessüm et

GÜN: 24 saatlik zaman dilimi; Güneşin yeryüzüne gönderdiği ışık; Güneş, yaşam

GÜNAL: Işık al, ışıklı ol

GÜNAY: Hem gün, hem ay

GÜNÇİÇEK: Ay çiçek

GÜNDÜZ: Günün aydınlık bölümü

GÜNEŞ: Çevresindeki gezegenlere ısı ve ışık veren büyük gök cismi

GÜNEY: Her zaman güneş gören, güneşli yer; Bir yön

GÜNHAN: Oğuzhan'ın altı oğlundan biri

GÜNNAZ: Nazlı kişi

GÜNNUR: Güneş gibi ışık saçan

GÜRAY: Bol ışıklı ay, güçlü ay

GÜRDAL: Güçlü dal, sık dal

GÜVEN: Güvenmekten, yürekli ol anlamında

GÜZ: Sonbahar

GÜZAY: Güneş olmayan yer; Kuzey; Güz ve ay

GÜZEL: Hoşa giden,hayranlık uyandıran

GÜZİN: Seçilmiş, seçkin Beğenilen

GÜZÜN: Güz mevsiminde olan



H

HABİBE: Sevgili,seven dost

HALE: Ayın çevresindeki ışık halkası

HALENUR: Kutsal ışık

HANDAN: Güleç, sevinçli,şen şakrak

HANDE: Gülüş,gülme Açılma Eğlenme

HANİFE: Allah'ın birliğine inanan; Hz Muhammed zamanından önce tek tanrıya inanan

HARİKA: Sıradanlığın üstündeki nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran

HASİBE: Değerli,soyca temiz,soylu

HASLET: Doğuştan gelen güzel huy

HAVVA: Yaratılan ilk kadın

HAYAL: Varmış, olmuş gibi zihinde canlandırılan imge, görüntü

HAYAT: Ömür, yaşam

HAZAL: Kuruyup dökülen ağaç yapraklarının güzelliği

HAZAN: Sonbahar

HAZAR: Barış

HENNA: Kına ağacı

HERA: Mitolojide analığın yüceliğini temsil eden tanrıça

HESNA: Güzel,hanımefendi kadın

HEVES: Bir şeye duyulan istek

HEVİN: Aşk, sevda

HELİN: Yuva

HİCRAN: Ayrılık,bir yerden ayrılmak Ayrılığın sebep olduğu dayanılmaz acı

HİLÂL: Ayın yay biçimindeki görünüşü,yeni ay,ayça

HİLDE: Kurtulmak, yükselmek, ilerlemek

HOŞSEDA: Hoşa giden ses

HÜLYA: İnsanın kurduğu tatlı düş; Sevda

HÜMA: Efsanelerde geçen, yere konmayıp sürekli gökte kaldığına inanılan cennet kuşu

HÜMEYRA: Kızıllık, pembelik

HÜNER: İnce ve şaşırtıcı ustalık

HÜRREM: Sevinçli, güler yüzlü

HÜSNA: Pek çok güzel

HÜSÜN: Güzellik


I

IĞIL: Çok yavaş akan su

ILGAZ: Atın dört nala koşması Hücum,akın

ILGIM: Serap

ILGIN: Beyaz ya da pembe, çiçekli, çok hafif yapraklı bir ağaççık (genellikle küçük akarsu kıyılarında bulunur)

ILGIT: Esinti ve akış için kullanılan yavaş yavaş anlamında

ILIM: Uzlaşmacı yumuşaklık

IRMAK: Akarsuların en büyüğü

IŞIK: Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji Aydınlık,nur

IŞIL: Pırıltı, parlaklık, ışık, aydınlık

IŞILAY: Işıltılı ay, parlayan ay

IŞILTI: Parıltı,titrek ışık

IŞIN: Bir kaynaktan belli bir doğrultuya giden ışık çizgisi

IŞINBIKE: Aydınlık saçan kadın

ITIR: Güzel koku; El ve yüze sürülen çiçek özü, esans


İ


İCLAL: Ağırlama,ikram Büyüklük,ululuk

İDİL: Kır yaşamı içinde aşk konusunu işleyen kısa şiir; Volga ırmağına Türkler'in verdiği ad

İDİLSU: Su için yazılmış şarkı

İLAYDA: Su perisi

İLBÜKE: İlbey hanımı, seçkin hanım

İLCAN: Ülkenin canı,sevdiği

İLGİ: İki şey arasındaki ilişki; Bir şeye duyulan merak; Eğilim

İLGİN: Yabancı,gurbette yaşayan

İLGÜN: Ülke güneşi Başkaları,yabancılar

İLKAY: Ayın ilk hali

İLKBAHAR: Yılın ılık mevsimi

İLKCAN: İlk doğan çocuklara verilen ad

İLKE: Temel alınan düşünce, kural

İLKGÜZ: Eylül ayı

İLKİM: İlk çocuğum anlamında

İLKİN: İlk çocuklar için kullanılan adlardan Önce,öncelikle

İLKNUR: İlk ışık

İLKYAZ: İlkbahar

İLMA: Parlatma Belirleme,işaret etme

İLSEL: İlle ilişkili, yurtla ilişkili

İLSU: Ülkenin suyu,bereketi

İLTER: Yurdu koruyan, yurtsever

İMER: Zengin,varlıklı

İMGE: Düş, hayal, görüntü, tasarım

İMRAN: Evine bağlı, evcimen anlamında

İMREN: İmrenmek fiilinden, görünen şeyi edinme isteği

İNANÇ: İnanılan şey

İNCİ: Süslemede kullanılan, istiridyede yetişmiş değerli madde

İNCİLAY: Parlama,ışıldama

İNCİNUR: İnci gibi ışıklı,parlak

İPAR: Yüksek dağların kar tutmayan yerlerinde yetişen çiçek

İPEK: İpekböceği kozasından elde edilen ince, parlak kumaş Kibar,zarif

İREM: Bahçeleriyle ünlü masal kenti

İREN: Özgür, serbest

İRİS: Mitolojide Tanrıların elçisi

İSMİHAN: Hükümdar ismi

İYEM: Güzellik,iyilik

İZEL: El izi anlamında

İZEM: Büyüklük, ululuk

İZGİ: Güzel, adaletli, zeki

İZLEM: İzlemek eylemi

İZİM: Önceden bulunduğum yerde bıraktığım belirti anlamında


J

JALE: Çiğ, kırağı Sabahları otların üzerinde olan su damlaları

JALENUR: Parlayan,ışıldayan çiğ

JANSET : Güneşin Doğuşu (Çerkez ismi)

JANSELİ : Güneşin Doğduğu Yer (Çerkez İsmi)

JASMİN: Yasemin

JEYAN: Kızan, kükreyen

JİNSAL: Çağ, yaş, dönem

JÜLİDE: Dağınık,karmakarışık


K

KADER: Alınyazısı,yazgı Talih

KAİNAT: Var edilen şeylerin hepsi, yaratılanlar

KAMELYA: Pembe,kırmızı,beyaz çiçekler açan bir süs bitkisi

KAMER: 1 ay; Mecazi parlak ve güzel anlamında

KAMİLE: Tam,eksiksiz Kemale ermiş Bilgin,bilgili

KAMURAN: İstediğine ulaşmış,mutlu

KARACA: Rengi karaya yakın, esmer; Avrupa ve Asya'nın ılıman bölgelerinde yaşayan kısa ve çatallı boynuzlu bir memeli hayvan

KARANFİL: Kokulu bir çiçek

KARDELEN: Kar kalkmadan çiçek açan süs bitkisi

KARMEN: Parlak kırmızı

KAYRA: Yüksek tutulan ya da sayılan birinden gelen iyilik; Tanrıdan geldiğine inanılan iyilik; İhsan, lütuf

KERİME: Cömert Ulu,büyük Kız çocuk

KEVSER: Cennette bulunduğuna inanılan su

KIVANÇ: Sevinç

KIVILCIM: Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası

KIZILTAN: Kızıl renk almış tan

KÖSEM: Sürünün önünden giden,yol gösteren koç Cildi temiz,pürüzsüz

KUĞU: Beyaz tüylü bir su kuşu

KUMRU: Sevgilisine düşkünlüğüyle bilinen güvercin benzeri bir kuş

KUMSAL: Kumla örtülü deniz kıyısı

KUTAY: Kutlu,uğurlu ay

KUTSAL: Güçlü bir dinsel saygı uyandıran kimse

KUZEY: Bir yön

KÜBRA: Büyük, ulu; Büyük önerme


L

LAL: Parlak, koyu kırmızı renkte olan

LALE: Çan biçiminde bir çiçek

LALEHAN: Lalelerin sultanı

LALEZAR: Lale yetiştirilen yer,lale bahçesi

LAMİA: Parlayan, parlak

LATİFE: Yumuşak,hoş,güzel,nazik Güldüren güzel söz,şaka

LEMA: Parıltı,parlayış

LEMAN: Parlama,parıltı

LEMİS: Dokunma,elleme

LERZAN: Titreyen,titrek

LEYAN: Parlayan,parlayıcı Konfor Lüks hayat

LEYLA: Saçları gece gibi simsiyah olan kadın; Çok karanlık gecede görülen ışık

LEYLİFER: Gece ışığı

LİLA: Açık eflatun

LİNET: Sürgün


M

MAHİRE: Hünerli,becerikli

MAHPERİ: Güzeller güzeli

MAİDE: Üzerinde yemekler bulunan sofra; Yemek, ziyafet

MANOLYA: Bir süs bitkisi

MARAL: Dişi geyik

MAVİSU: Deniz

MAYIS: Bir bahar ayı

MEBRUKE: Kutlu kadın (mübarek kelimesinin dişisi)

MEDİHA: Övülen,beğenilen,sevilen kadın

MEHİR: Ay parçası

MEHPARE: Ay parçası gibi güzel

MEHTAP: Ay ışığı,dolunay

MEHVEŞ: Ay gibi güzel kadın

MELDA: İnce ve taze bedenli

MELEK: Tanrı katında bulunan ruhani varlıkların her biri; Pek güzel, yumuşak huylu ve masum (mecazi)

MELİHA: Güzel,şirin,sevimli

MELİKE: Kadın hükümdar,padişah eşi

MELİS: Bal, bal arısı

MELİSA: Oğul otu

MELTEM: Yazın karadan denize doğru esen yel

MENEKŞE: Mor beyaz renkli, kokulu, yuvarlak yapraklı bir çiçek

MERAL: Dişi geyik,ceylan

MERCAN: deniz dibine ağaç gibi kök salarak büyüyen, hayvan gibi duyguya sahip, kırmızı renkli, kalker iskeletli bir canlı türü

MERİÇ: Bulgaristan'dan çıkıp Edirne yakınlarında Arda ve Tunca ile birleştikten sonra TürkYunan sınırı boyunca akarak Enez yakınlarında Ege Denizi'ne dökülen ırmak

MERİH: Mars gezegeni

MERVE: Mekke'de Safa dağının karşısındaki kırmızı renkli tepenin adı

MERYEM: İsa peygamberin annesinin adı

MERZE: Mercan

MEYYAL: Meyleden,aşırı istekli Fazlaca eğilen Eğik

MISRA: Manzumenin satırlarından her biri,dizeler

MİHRİBAN: Dost,sevgili,yarendeş İyi yürekli,güler yüzlü

MİHRİCAN: Dost,sevgili Sonbahar

MİHRİGÜL: Güler yüzlü,dost,sevecen,güzel

MİHRİNAZ: Çok nazlı

MİHRİNUR: Güldüğünde ışıklar saçan

MİMOZA: Bir süs bitkisi

MİNA: Mine Liman Şişe,cam,billur Şarap şişesi

MİNE: İnce ve parlak nakış; Madenler üzerine vurulan renkli cam tabakası; Şişe, cam, billur sırça

MİRAY: Yılın ilk aylarında doğan

MİRCAN: Güneş gibi aydınlık

MÜGE: İnci çiçeği

MÜJDE: Sevindirici haber; İyi haber getirene verilen bağış

MÜJGAN: Kirpikler





N

NADİDE: Az bulunur,görülmemiş Çok değerli,eşsiz

NADİRE: Az bulunan

NAĞME: Güzel uyumlu ses, ezgi; Birinin yalandan ve nazlanarak söylediği söz

NAHİDE: Venüs gezegeni Ergenlik çağında genç kız

NARİN: İnce, ince yapılı, kibar

NAŞİDE: Şair,şiir okuyan ve yazan

NAZ: İsteksiz gibi görünen, çekingen davranış

NAZAN: Cilve yapan,nazlanan,nazenin

NAZER: Nazar

NAZGÜL: Gül kadar güzel olan,nazlı

NAZLI(M): Naz yapan; İşveli(m), edalı(m)

NAZLIHAN: Naz yapan han anlamında

NECLA: Evlat,çocuk Soylu

NEFİSE: Çok güzel,değerli

NEHAR: Gündüz anlamındadır

NEHİR: Akarsu, ırmak

NEHİRE: Gereğinden fazla

NERGİS: Bir süs bitkisi

NERMİN: Yumuşak,narin,ince

NESLİ: Soylu

NESLİHAN: Han soyundan Sevgi ile hükmeden

NESLİŞAH: Şah soyundan

NESRİN: Yaban gülü

NEŞE(M): Gönül açıklığı(m), sevinc(im)

NEŞVE: Keyif,neşe

NEVA: Ses, ahenk; Güç, zenginlik, servet; Nasip; Türk müziğinde bir makam

NEVAL: Talih,kader,kısmet

NEVADE: Torun anlamında

NEVBAHAR: İlkbahar, ilkyaz

NEVESER: Türk Müziğinde Dede Efendi'nin bulduğu bileşik bir makam

NEVGECE: Yeni yeni oluşan gece

NEVGÜL: Yeni açmış gül

NEVİD: Yeni, yepyeni

NEVRA: Beyaz çiçek Işıklı olma,parlaklık

NEVRES: Yeni yetişen

NEYİR: Işıklı, aydınlık, parlak

NİGAR: Resim kadar güzel sevgili; Nakış; Resim

NİHAL: İnce ve düzgün vücutlu sevgili Fidan,taze sürgün

NİHAN: Saklanmış, gizli olan; Sır

NİL: Çivit Mısır'da bir nehir

NİLAY: Işıklı mavi,ışıklı lacivert

NİLGÜN: Lacivert renkli, çivit renginde

NİLÜFER: Durgun sularda yetişen, değişik renkli ve uzun ömürlü su bitkisi

NİRAN: Nurlar,aydınlıklar,ışıklar Ateşler Cehennem

NİSA: Kadın,kadınlar

NİSAN: Gelin çiçeği; İlkbaharın ilk ayı

NUR: Aydınlık, parıltı, parlaklık

NURAN: Nurlu,ışıklı

NURAY: Işık saçan

NURCAN: Aydınlık insan

NURFER: Işık veren,aydınlatan,ferahlatan

NURGÜL: Nur+Gül

NURGÜN: Nur+Gün

NURPERİ: Bir peri kadar göz kamaştırıcı güzelliğe sahip olan

NURSAL: Işıksal ışıkla ilgili

NURSAY: Işık gibi say, ışık gibi bil anlamında

NURSELİ: Işık seli (yağmuru) anlamında

NURSEZA: Nura layık, ışığa, aydınlığa layık anlamında

NURTEN: Işık gibi duru tenli anlamında

NUTİYE:Gökyüzündeki en parlak yıldız

NÜKET: Nükte, zarif, güzel sözler

NÜKHET: Güzel koku

NÜKTE: İnce anlamlı, düşündürücü şaka söz




O


OKSAL: Ok at; Oka ilişkin

OKŞAN: Sevil,şefkat gör

OLCA: Ganimet,bolluk

OLCAY: Mutlu, ongun; Rastlantıları düzenlediği ve böylece de insanlara iyi ya da kötü durumlar hazırladığı sanılan şey, şans, talih

OLGAÇ: Bilgi ve görgüde olgunlaşan

OMAY: Gözde,sevilen,beğenilen

ONGU: Sağlık,mutluluk

ONGÜL: Ön ayak olmak; İlk gül

ORKİDE: Salepgillerden güzel çiçekli birtakım bitki türlerinin ortak adı

OYA: Bir nesneye oyularak yapılan süs; Genellikle ipek veya ibrişim ile iğne, mekik, tığ kullanılarak yapılan ince dantel

OYLUM: Hacim, dirim; İçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş; Resimde derinlik, üç boyutluk etkisi, mimarlıkta mekan karşılığı


Ö

ÖDÜL: Armağan

ÖĞÜN: Kendini yücelt Zaman Kez,defa

ÖĞÜT: Tavsiye

ÖMÜR: Yaşama süresi,hayat

ÖNAY: Yeni çıkmış ay

ÖNGÜL: Direnen,inatçı Kılavuz Öncü,teşvik eden

ÖRGÜN: Türlü ve düzenli parçalardan oluşan

ÖVGÜ: Övme, övmek için söylenen söz

ÖVGÜN: Övülmüş, övülen kişi

ÖVÜNÇ: Övünmeye yol açan ya da hak kazandıran şey, kıvanç, sevinç, övünç,

ÖYKÜ: Hikaye, ayrıntılarıyla anlatılan olay

ÖZBEN: Bireyin kendi varlığı; Gerçek ben anlamında

ÖZDE: Kişinin kendi içinde, özünde, canda olan

ÖZDEN: Özle, öz varlıkla, gerçekle ilgili

ÖZEN: Büyük hassasiyet göstermek

ÖZGE: Yabancı İyi,güzel Cana yakın,şakacı Yürekli,gözü pek

ÖZGEN: Başına buyruk Rahat Özü geniş Kuzu kulağı otunun filizi

ÖZGÜL: Gerçek gül, benim gülüm anlamında

ÖZGÜR: Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya, koşula bağlı olmayan, başına buyruk, hür

ÖZLEM: Bir şeye karşı duyulan istek, bir kimseyi ya da bir şeyi görme, kavuşma isteği; Hasret

ÖZLEN: Görme isteği uyandır, kavuşma isteği ver, seni özlesinler

ÖZNİL: Nil gibi verimli

ÖZNUR: Özü ışıklı,aydınlık

ÖZSU: Besleyici su, besisuyu, bitkilerin dokularında bulunan su

ÖZÜN: Şiir Hak edilmiş ün

ÖZTEN: Güzel tenli





P

PAMİRA: Orta Asya'da bir yayla

PAPATYA: Baharda çiçek açan bir kır bitkisi

PARLA: Parlamak eyleminden parla, ışık saç; Başarılı ol, ünün sanın artsın; Güzel ol, güzel görünüşlü ol

PELİN: Acı ve güzel kokulu bir bitki

PELİNSU: Pelin+Su, hem pelin hem su anlamında

PERÇEM: Kahkül

PERİ: Cisimleri çok latif ve görünmez olan hoş yaratık; Güzel insan, güzel kimse

PERRAN: Uçan, uçucu

PERVİN: Ülker yıldızı

PETEK: Arıların bal topladıkları balmumu yuvacıkları

PEYDA: Belli, açık, ortaya çıkmak, oluşmak

PINAR: Büyük su kaynağı

PIRILTI: Pırıldayan şeyin çıkardığı ışık




R

RABİA: Dördüncü

RAHŞAN: Parlayan, parlak, aydınlık,ışıltı

RANA: İyi, güzel, yumuşak, hoş

RAVZA: Sulu, su yatağı yer; Bahçe

REBİA: Bahar

RENAN: Çok ses çıkaran, çınlayan

RENGİN: Boyalı, renkli; Hoş, latif ve güzel

REVAN: Yürüyen, giden; akan, akıp giden Ruh,can

REYHAN: Yaprakları güzel kokan bir süs bitkisi, fesleğen

REZZAN: Ağırbaşlı, onurlu

RİMA: Dişi ceylan yavrusu

ROSA: Gül rengi,pembe kırmızı arası bir renk

RUHAN: Güzel kokulu

RUHSAR: Yanak, yüz, güzel yüz

RUHŞEN: Neşeli,canlı

RUHUGÜL: Gül kadar temiz bir ruha sahip olan

RUKİYE: Büyü,sihir

RÜÇHAN: Üstünlük

RÜYA: Düş; Gerçekleşmesi imkansız durum, hayal; Gerçekleşmesi beklenen şey, umut





S

SABA: Gündoğusundan esen hafif ve tatlı rüzgar Türk müziğinde bir makam

SABAH: Günün ağarmasıyla başlayan ilk saatler

SAHRA: Kır,ova,çöl

SALİHA: Yararlı,iyi,elverişli

SANAL: Sanlı ol, ünlen

SANEM: Çok güzel kadın; Put

SARA: Halis, saf, katkısız

SARE: Olmak, oldu; Cemaat, topluluk; İhtiyaç, susuzluk

SARGIN: Albenili, çekici, büyüleyici,yıldızı şirin, hoşa giden, sevimli, güzel

SAYE: Gölge; Koruma, yardım, sahip çıkma

SAYGIN: Sayılan, sevilen

SAYIL: Her zaman saygı gör

SEBLA: Uzun kirpikli göz

SEÇİL: Beğeni, sevgi, üstünlük gösterilen

SEÇKİN: Benzerler arasında nitelikleriyle göze çarpan, elit

SEDA: Ses; Doğa veya bir engele çarpıp geri dönen ses, yankı

SEDEF: Midye ve istiridye gibi deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan pırıltılı, beyaz, sert bir madde; Bu maddeden yapılmış veya bu madde ile süslenmiş

SEDEN: Uyanık, tetikte; Gözü açık olmak

SEGAH: Doğu müziğinin makamlarından

SEHER: Tan ağartısı

SEL: Taşkın su

SELDA: Bir söğüt cinsi

SELEN: Haber, müjde

SELİN: Gür akan su

SELİNTİ: Ufak sel

SELİS: Akıcı söz

SELMA: Barış içinde,huzur,erinç

SELMİN: Barış ve sevgi duygusuyla dolu olan

SELVA: Amerika'da Amazon, Afrika'da Nijer ırmakları gibi ekvator bölgesinde büyük suların geçtiği havzalarda bulunan geniş ve balta girmemiş ormanlara verilen ad

SELVİ: İnce uzun ağaç

SEMA: Gökyüzü; Göç

SEMANUR: Nurlu gökyüzü

SEMEN: Yasemin çiçeği Semizlik

SEMİN: Değerli, pahalı; Semizlik

SEMİRAMİS: Babil'in Asma Bahçeleri'ni kurduran Asur kraliçesi

SEMRA: Esmer kadın

SENA: Övmek, methetmek; Şimşek parıltısı; Yücelik, yükseklik; Aydınlık; Bir ot adi

SENAHAN: Metheden, alkışlayan, öven

SENAR: Yar, aşık, seven insan

SENAY: Ay gibi güzelsin

SENEM: Kars dolaylarında kadın ve erkeklerin karşılıklı olarak oynadıkları bir halk dansı; Arapça'da put; Arapça'da kendine tapılacak kadar güzel olan kadın, sevgili, güzel

SERA: Varlıklı olmak, zengin olmak; Şarkı söyleyen; Yer, toprak; Ok yapımında kullanılan bir ağaç

SERAP: Çorak yerlerde, çölde, sıcak ve ışığın etkisiyle, ileride, yakında ya da ufukta su veya yeşillik var gibi görünmesi olayı

SERAY: Ay gibi güzel

SEREN: Gemi direği

SERMA: Kış soğuğu

SERPİL: Gelişmek,büyümek

SERPİN: Yağmur

SERRA: Rahatlık,kolaylık

SERTAP (SERTAB): İnatçı anlamında

SEVAL: Severek al anlamında

SEVDA: Vurgunluk, tutkunluk, aşk; Heves, arzu, kuvvetli istek

SEVDEM: Sevginin en son demi

SEVEN: Bir başkasına sevgi duyan

SEVGİ: İnsanı bir şeye ya da bir kişiye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu

SEVGÜL: Gül gibi sevilen

SEVİL: Her zaman sevilen biri ol

SEVİM: Sevmek eylemi; Bir kişi ya da bir şeyde bulunan o kişi ya da şeyi başkalarına sevdiren özellik

SEVİNÇ: İstenilen şeyin olmasıyla duyulan coşku

SEVTAP: Tapılacak kadar çok sevilen

SEYLAN: Sel, akma, akış

SEYYAL: Akıcı, akışkan

SEZEN: Hisseden, sezgili

SEZER: Açık bir kanıt olmaksızın, olmuş ya da olacak bir şeyi duyumsar

SEZGİ: Sezmek eyleminden sezgi; Sezme yeteneği

SEZİN: Sezinleme işi, sezme Duygulu,anlayışlı

SILA: Bir süre ayrı kaldığı bir yere veya yakınlarına kavuşmak; Doğup büyüdüğü ve özlediği yer; Bahşiş, hediye; Bağ

SİBEL: Henüz yere düşmemiş yağmur damlası (Fransızca si belle: öylesine güzel anlamında)

SİM: Gümüş gibi parlak ve beyaz

SİMA: Yüz, çehre

SİMGE: Anlamı olan harf, bitki gibi işaretler

SİMİRNA: İzmir'in eski adı Aynı zamanda Amazon savaşçılarının kraliçesinin adı

SİNEM: Yüreğim, çok sevdiğim

SİTARE: Yıldız

SONEDA: Nazlı olmaması temenni edilen

SONGÜZ: Kasım ayının halk arasındaki adı

SONYAZ: Sonbahar

SU: Canlıların yaşaması için en gerekli olan kokusu, rengi olmayan sıvı

SUMRU: Bir şeyin yüksek yeri, tepesi

SUNA: Boylu, poslu, yakışıklı Yaban ördeği

SURPERİ: Peri güzeli

SUZAN: Yakan,yakıcı

SÜHEYLA: Yumuşak ve iyi huylu,mütevazı kadın

SÜNDÜS: Ham ipek,ipekli

SÜSEN: NisanHaziran dönemlerinde açan güzel kokulu bir çiçek


T

TAÇNUR : Mutluluk

TAHİRE : Gündoğusundan esen rüzgar

TAİBE : Tövbe eden, pişmanlık duyan

TALHA : Güzellik

TALİA : Güzel, şirin

TALİHA : Rastlantıları düzenlediğine ve insanlara iyi veya kötü durumlar hazırladığına inanılan doğa üstü güç, şans, felek

TAMAY : Dolunay, ayın on dördüncü

TANAY : Secde eden

TANSELİ : Şafak vakti gelen sel

TANSU : Göğüsle ilgili

TANYEL : Katıksız, arı Seçilmiş

TANYELİ : Tan vakti esen rüzgar

TARA : Sahur zamanı doğan kız çocuğuna verilen ad

TAYYİBE : 1İyi davranış 2Yatıştırıcı, hoşa giden söz

TENAY : Uygun, yakışan Yetkili olan Dine uygun hareket eden

TENDÜ : Öz, asıl

TENNUR : Yüksek, ulu

TİJEN : Taç, taçlar

TİLBE : Put Güzel kadın

TUBA : 1Cennette bulunduğun inanılan büyük ağaç 2Güzellik, iyilik 3Rahat

TUĞÇE : Küçük tuğ

TULÜ : Doğuş, doğma (güneş için) anlamında

TÜLAY : Ayın ince ışığı

TÜLİN : Ayın çevresinde görülen ışık halkası

TÜNAY : Gece ve ay

TÜRKAN : 1Kraliçe 2Güzel kız

TÜRKÜ : Yankı, ses

TÜRKAN : 1Kraliçe 2Güzel kız



U

UBEYDE : Tanrının kölesi

UĞURGÜL : Uğurlu gül

UHDE : Birinin yapmakla yükümlü olduğu iş, görev

ULYA : En yüce, en ulu, yüksek

UMAY : Devlet kuşu

UMUR : Görgü, deneyim

UZEL : Usta, becerikli


Ü

ÜLKÜ : Amaç, ideal

ÜMRAN : 1Bayındırlık 2Uygarlık, medeniyet 3İlerleme, mutluluk, refah

ÜNZİLE : Gönderilmiş

ÜZGÜ : Yersiz ve gereksiz olarak çektirilen üzüntü, eziyet


V

VAHİBE : Hibe eden, bağışlayan

VAHİDE : Tek yalnızca bir tane

VARİDE : Gelen, erişen Söylenti

VEDİA : Korunması için bırakılan emanet

VERDA : Gül

VİLDAN : Yeni doğmuş çocuklar

VİRA : Durmadan, aralıksız, sürekli


Y

YAĞMUR : Bulutlardan yeryüzüne düşen su damlacıkları

YAPRAK : Bitkilerin solunumunu sağlayan, yeşil ve türlü biçimlerdeki ince bölüm

YAREN : Dost, arkadaş

YASEMİN : Çeşitli renklerde kokulu çiçekleri olan bir bitki

YAŞAM : Hayat

YELDA : 1Uzun 2Yılın en uzun gecesi

YELİZ : Ferah yer, aydınlık, havadar

YEŞİM : Açık yeşil ve pembe renkli kolay işlenen değerli bir taş

YILDIZ : Gökyüzündeki ışıklı cisimlerin her biri

YONCA : Çiçekleri kırmızı veya mor renkli çayır bitkilerinin genel adı

YUDUM : Bir içimlik sıvı

YÜKSEL : Başarı kazan, yücel

YUDUM : Bir içimlik sıvı


Z

ZEHRA : Çok beyaz, parlak yüzlü

ZEHRE : Çiçek

ZELİHA : Züleyha, su perisi

ZENNAN : Kadınlar

ZENNUR : Zinnur, nurlu, ışıklı

ZEREN : Anlayışlı, kavrayışlı

ZERİN : Altından ya da altına benzer olan

ZERRİN : Altından yapılmış

ZEYNEP : Süs, bezek

ZİNNUR : Nurlu, ışıklı

ZİŞAN : Şanlı, şerefli Bir tür lale

ZUHAL : Satürn gezegeninin adı

ZULAL : Hafif, güzel, soğuk su

ZÜBEYDE : Öz, asıl

ZÜHRE : Çoban yıldızı, venüs

ZÜLAL : Saf, temiz, hafif tatlı su

ZÜLEYHA : Su perisi HzYusuf'un karısı

ZÜMRA : Akıllı, çabuk kavrayan kadın

ZÜMRÜT : Cam parlaklığında, yeşil renkte, saydam bir süs taşı








ERKEK ÇOCUK İSİMLERİ VE ANLAMLARI




A


ACAR : Becerikli,atılgan

ACUN : Dünya,varlık

AKAY : Beyaz ay, dolunay

AKEL : Dürüst, güvenilir

AKGÜN : Mutlu,sevinçli gün

AKIN : 1Arkası kesilmeyen bir geliş durumunda olmak 2Baskın

AKTAÇ : Beyaz taç,gelin tacı

AKTAN : Aydınlık gece

ALİ : Yüce,ulu

ALİCAN : Candan,cana yakın

ALİŞAN : Şanı şerefi en yüksek olan

ALKAN : Kızıl kan

ALKIN : Sevdalı,aşık

ALP : Kahraman,cesur,savaşçı

ALPAR :Yiğit,cesur

ALPASLAN : Aslan gibi cesur,savaşçı beyi

ALPTUĞ : Yiğitlik simgesi

ALPER : Yiğit insan, yiğit erkek

ALPEREN : Yiğit ve ermiş kişi

ALPHAN : Yiğit,hükümdar

ALPTEKİN : Tek yiğit,prens

ALTAN : Sabah güneş doğarkenki zaman

ALTAY : Orta Asya'da Tanrı dağı,bir Türk boyu

ALTUĞ : Kızıl tuğ, al renkli

ANIL : Amaç, erek, hatırlanmak

ANDAÇ : Armağan,hediye

ARAL : Takımada,sıradağlar

ARCAN : Saf,temiz

AREL : Temiz,dürüst

ARDA : 1İşaret olarak yere dikilen çubuk 2Ardıl

ARGUN : Zayıf,güçsüz,dermansız

ARGÜN : Temiz,aydınlık gün

ARIKAN : Temiz soy

ARIN : Temiz,saf Alın

ARİF : Anlayışlı,tanınmış,meşhur,bilgi sahibi

ARKAN : Temiz kandan gelen Üstün,galip

ARKUT : Temiz ve kutlu

ARMAN : Hasret,özlem Sıkıntı

ARSLAN : Yırtıcı,güçlü,yiğit

ARTUN : Kendine güvenen, onurlu

ATABERK : Şehzade eğitmeni Devlet yetkilisi

ATACAN : Hoşgörülü,babacan

ATAK : Canlı,girişkenCömertNişancı

ATAKAN : Düşünmeden cesurca işe girişen

ATALAY : Ünlü,şöhretli

ATAMAN : Ata kişi,önder

ATASOY : Ataların soyundan gelen

ATİLLA : Savaşçı,fatih Büyük,ünlü

AYBERK : Ay gibi güzel ve sağlam

AYDIN : IşıklıAylı geceAçık,belliUğurlu

AYHAN : Ay hakimi

AYKUT : Ay gibi uğurlu

AYTAÇ : Ay biçiminde taç

AYTEK : Ay gibi

AYTEKİN : Ay şehzadesi, prensi

AYTUNÇ : Ay gibi güzel,tunç kadar sağlam

AZİZ : Sevgili Az bulunur Muhterem

AZMİ : Kararlılık Güçlü,kuvvetli





B

BAHA : Kıymet, değer, para

BAHADIR: Kahraman

BAHİR : DenizBelli, açıkIşıklı,parlak

BALER : Tatlı dilli, cana yakın

BALKI : Şimşek, ışık, parlayış

BARAN : Direnci kıran güç, ulu, yüksek

BARAY : Sonsuzluk

BARBAROS : Kızıl sakal

BARIN : Güç ve kuvvet

BARIŞ : Sulh

BARKIN : Gezmek, görmek, gezgin

BARKAN : Çölde oluşan küçük kum kitlesi

BARLAS : Kahraman

BARS : Kaplan benzeri yırtıcı hayvan

BARTU : En eski Türk hanlarından biri

BAŞER : Başta gelen

BATI : Güneşin battığı yön

BATIHAN : Batı'nın hükümdarı, hanı

BATURALP : Yiğitler yiğidi

BATIRAY : Ay gibi yiğit

BATUĞ : Üstün olan, yiğit Az

BATUHAN : Yiğit hükümdar

BATUR : Yiğit, yürekli, bahadır

BAYAR : Ulu, yüce

BAYBARS : Eski Türklerin beslediği kaplan

BAYBORA : Fırtına

BAYCAN : Zengin

BAYHAN : Zengin ve güçlü

BAYKAL : Yaban kısrağı Sibirya'da bir göl

BAYSAL : Soylu, ünlü

BAYÜLKEN : Göğün 16katında oturan barış tanrısı

BEDİR : Dolunay

BEDİRHAN : İleri görüşlü lider

BERK : 1Sert, sağlam, katı 2Yıldırım

BERKAY : Güçlü ve ay gibi

BERKE : Kamçı, kırbaç

BERKAN : Parlama Kıvırcık kuzu postu

BERKANT : Bozulmaz yemin

BERKAY : Ay gibi güçlü

BERKE : Kamçı

BİLGEHAN : Göktürk hakanı

BİLGİN : Alim, bilgili kişi

BİRANT : Tek yemin Özelliği olan yemin

BOĞAÇ : Bir Dedekorkut kahramanı

BORA : Şiddetli rüzgar

BORAN : Rüzgar şimşek ve gök gürültüsü ile ortaya çıkan sağanak yağışlı hava olayı

BUĞRA : Erkek deve

BURAK : HzMuhammed'in Miraç gecesi bindiği efsanevi at

BURÇ : Kale, hisar çıkıntısı Güneş sistemi sarp yamaç

BÜLENT : Yüce, yüksek



C

CABBAR Kuvvet,kudret sahibiBecerikli

CAFER:Küçük akarsu

CAHİT Çaba gösteren, çalışkan

CAN: İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağladığınave ölümle vücuttan ayrıldığına inanılan madde dışı varlık

CANALP : Özünde yiğitlik, güç olan

CANBERK : Güçlü, sağlam

CANDAŞ : Dost, yoldaş

CANDEMİR : Özü demir gibi sağlam

CANDOĞAN : Cana doğan

CANEL : Dostluk eli

CANER: Çok içten, sevilen

CANKUT: Neşe, mutluluk, talih, baht

CANTEKİN : Tek, eşsiz can

CAVİT : Sonsuz, ebedi

CELAL : Büyüklük, yücelik Öfke, kıgınlık

CELAYİR : Moğolların kollarından

CELİL : Büyük, yüce

CEM : Hükümdar Toplanma,biraraya gelme

CEMAL : Güzel yüz Yüz güzelliği

CEMİL : Güzel yakışıklı erkek İyilikle anma

CEMRE : Ateş,korSuda,havada,toprakta oluştuğuna inanılan sıcaklık

CENAP : Şeref, onur

CENGİZ : Güçlü, gözüpek

CENGİZHAN : Moğol İmparatorluğunu kuran hükümdar

CENK : Savaş

CEVAHİR : Mücevher,değerli süs taşı

CEYHUN : Orta Asya'da bir akarsu Cennet'in 4 nehrinden biri

CİHAN : Dünya

CİHANGİR : Dünyaya egemen olan

CİHAT : Din uğruna savaşan

COŞKUN : Heyecanlı, kabına sığmayan

CUMHUR : Halk, topluluk

CÜNEYT : Küçük asker





Ç

ÇAĞAN : Bayram, şenlik

ÇAĞATAY : TayDoğu Türklerine verilen ad

ÇAĞDAŞ : Çağın koşullarına uygun

ÇAĞIN : Yıldırım, şimşek

ÇAĞKAN : Canlı, dinamik, çalışkan

ÇAĞLAR : Şelale, çağlayan

ÇAĞMAN : Çağdaş insan

ÇAĞRI : Çakır gözlü

ÇAKAR : Parlayan, ışık veren

ÇAKIN : Şimşek, parıltı

ÇAKIR : Mavi renkli, gri benekli gözü olan

ÇELİK : Su verilip sertleştirilmiş demir Çok güçlü

ÇELİKER : Çelik gibi güçlü

ÇETİN : SertÇözümü zor, sarpİnatçı,azimli

ÇEVİK : Çabuk davranan, hareketli

ÇIĞIR : Çığın açtığı iz, yol Yenilikçilik

ÇINAR : Uzun ömürlü,uzun boylu, kalın gövdeli bir ağaç türü



D

DALAN : Biçim İnce, zarif

DEMİR : Kolay işlenen dayanıklı bir maden

DEMİRALP : Demir gibi güçlü, yiğit

DEMİRCAN : Özü demir gibi sağlam

DEMİREL : Demir gibi güçlü eli olan

DEMİRHAN : Demir gibi güçlü hükümdar

DEMİRKAN : Güçlü soydan gelen

DENİZ : Deniz, su kütlesi, derya

DENKTAŞ : Akran, aynı yaşta

DERVİŞ : Tarikata girmiş Hoşgörülü,alçakgönüllü

DERYA : Deniz Engin bilgili Çok

DEVRAN : Felek, kader

DEVRİM : Olumlu yönde değişiklik yaratan hareket

DİNÇ : Güçlü, sağlıklı
 
Üst Alt