Geçtiğimiz gün Diyanet İşleri Başkanlığı'nın resmi Twitter hesabında paylaştığı 'Aile' görüntüsü en çok izlenenler arasına girdi. Içtimaî medya hesaplarında giderek yayılmaya devam eden görüntüde teknoloji bağımlılığının eşler arasındaki muhaberesi ne kadar etkilediği gözler önüne serildi. Bizde manalı bir bildiri içeriği olan medyadan yola çıkarak, dinimize nazaran haramdan sakınmanın en tesirli ve değerli bir yolu olan evlilikteki asıl hedefin ne olması gerektiği ve memnun yuva kurmanın nasıl gerçekleştirilebileceğine değindik.
Diyanetimizin büyük bir hassasiyetle üzerinde durduğu ve Peygamber Efendimiz (SAV)'in de ümmetine tavsiye ettiği evliliğin gayesinde pek çok hikmet vardır. İnsanın çift yaratılışındaki gaye; yalnızlığın giderilmesi, beraberlikle birlikte kusurların düzeltilmesi, yerküre ve ahiret hayatının memnun bir formda sürdürülmesi üzere etkenlere bağlıdır. Evlenen eşleri birbirini bağlayan iki öge olarak gören Allah (c.c), Araf müddetinin 189. ayetinde, ''Allah, sizi bir tek nefisten yaratan ve kendisi ile sükunet bulsun diye eşini de ondan var edendir.'' buyuruyor. Yuva kuracak olan çiftlerin temel taşı ise nikah akdi ile gerçekleşir. Bu akid, eşlerin karşılıklı olarak birbirlerine verdikleri kelamlardan ibarettir. Başlangıçta verilen bu kelamı nedensiz bir biçimde bozmak yani boşanmak,dinimizce en sevimsiz helal olarak önümüze çıkmaktadır. Bizlerde gelip süreksiz şu fani hayatta Allah (c.c)'un isteğine münasip bir biçimde yaşayabilmek için onun istekleri doğrultusunda hareket etmeliyiz. Hasebiyle da işi boşanma raddesine getirmeden eşlerin birbirlerine karşı büyük bir hoşgörü ve hürmet göstermesi aralarındaki anlaşmazlıkları giderme konusunda büyük bir etkendir. Karşılıklı sevgi ve değerin açamayacağı bir kapı yoktur zira. Evet berhudar evliliğin sırrı nedir? Hatunların ve erkeklerin evlilikte yaptıkları cürümler neler? İşte evliliğin ömrünü uzatacak altın niteliğinde tavsiyeler...
Peygamber Efendimiz (SAV) ümmetinin çoğalması için evlenmeyi teşvik etmiş ve şöyle buyurmuştur:
''Nikah (evlenmek) benim sünnetim (yolum)dur. Kim benim bu yolum ile amel etmezse (bundan yüz çevirir) ise benden değildir. Ve evleniniz zira ben (kıyamet günü diğer) ümmetlere karşı çokluğunuzla iftihar ediciyim.'' - İBN MACE, NİKAH,1
“Kadın dört sebepten biri için nikâhlanır: Malı, nesebi, hoşluğu ve dindarlığı. Sen dindar olanı seç ki hayır ve rahmet göresin!” (BUHARİ, NİKAH, 15, MÜSLİM, RADA, 53)
"Eşi kendisinden razı olarak ölen mü’min hatun cennete girer." (TİRMİZİ, RADA, 10. III/466. No: 1161.İBN MACE, NİKAH, 4. I/595. No: 1854)
MESRUR EVLİLİK İÇİN ALTIN KURALLAR
1- Namusu tek taraflı yüklenilmesi gereken bir durum değildir. Hatunlar ve erkekler namuslarını korusun.
2- Herkesin meskende olduğu bir hengam diliminde karşılıklı sohbet edin.
3- Kendi ailenize verdiğiniz kıymeti eşinizin ailesine de gösterin.
4- Haneye girerken rahmet olması için selam verin.
5- Meskendeki herkesi ilgilendiren mevzularda istişare edin.
6- Rastgele bir anlaşmazlık önünde 'en az onun kadar benimde cürmüm vardır' diye düşünün.
7- Karı koca olarak birbirinizi takdir edin.
8- Eşinize ve evlatlarınıza devir ayırın. (Meşgul olsanız dahi)
Son devirlerde boşanan çiftlerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Aile içerisindeki şiddetli geçimsizlik, muhabere kopukluğu, maddi ve manevi meseleler bireyleri ne yazık ki boşanmaya kadar götürebilmektedir. Bunlardan en sık yaşananı ise eşlerin hengam ilerledikçe birbirleriyle anlaşamamalarından kaynaklanıyor. Evet bu anlaşamamazlıkta bayan ve erkekler hangi cürümleri yapıyor? İşte hatun ve erkeklerin yaptığı yanlışlar...
EVLİLİKTE BAYANLARIN YAPTIĞI 5 GÜNAH
- Kalabalık ortamlarda eşini küçük düşürücü cümleler kurmak
- Daima geçmiş bahisleri açmak
- Suçlayıcı şekilde konuşmak
- Çok konuşup sadede gelememek
- Söylediklerinin duyulmadığını düşünerek sık sık lisana getirmek.
EVLİLİKTE ERKEKLERİN YAPTIĞI 5 GÜNAH
- Kıymet verdiklerini gereğince zahir edememek
- Kıymetli günleri unutmak
- Kayınvalideyi eleştirir üzere konuşmak
- Akrabalarını ya da vesair kimseleri daha çok ön planda tutarak eşini umursamıyor üzere davranmak
- Empati yapamamak, mülahazasız konuşmak.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINDAN 'TELEFONUN DEĞİL, EŞİNİN YÜZÜNE BAK!' BILDIRISI...
Geçtiğimiz gün Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Twitter hesabında yayınladığı aile medyasında teknoloji bağımlılığı yüzünden mahvolan aile ilgilerine vurgu yapıldı. "Telefonun değil, eşinin yüzüne bak!" başlığıyla atılan görüntüde, bayanın eşine elinde tepsiyle kek ile çayı servis ettiği sırada, erkeğin telefonu ile meşgul olduğu ve hanımına teşekkür etmeyi bırakın yüzüne bile bakmadığı yansıtılıyor.
Eşinin kendisiyle ilgilenmediğini gördükten sonra bu kez talihini iletiden yana kullanıp eşinin telefonuna 'Birazda eşinle ilgilensen' iletisini atıyor. Bildirisi okumasıyla erkek hanımıyla muhabereye geçiyor. Görüntünün bitimine gerçek art fondaki seste, "Sanal memnunlukları geçmişte bırak. Değerli olan gerçek hayatta bahtiyar olmak. Telefonun değil eşinin yüzüne bak" kelamları duyuluyor.
İŞTE O MEDYA:
HENGAME ETMEMEK İÇİN KULLANILMAMASI GEREKEN KELİMELER!
Eşinizle ya da muhitinizdeki bireylerle eften püften sebeplerle hengame ediyor ve bu durumun asıl olarak kimden ve neyden kaynaklandığını bulmaya çalışıyorsanız kendinizde bakmanız gereken birinci şey kullandığınız sözlerdir
İŞTE ANLAŞMAZLIKLARIN SEBEBİ...
Karşıdaki kimseyi ne raddede etkileyeceği düşünülmeden hudutlu anlarda söylenen kimi ağır sözler alakalara kalıcı zararlar verebilmektedir. Ilgileri sırf ağır laf ve hakaretler değil sıradan günlük yaşantımızda kullandığımız sözler bile zedelemeye yetebilir. Bilirkişiler, bahisle ilgili bilinçsizce söylenen 'hep yahut hiç' sözlerinin karşı tarafta savunma mekanizmasını harekete geçirdiği ve bağlantıdaki empatiyi yok ettiğini vurguluyor.
Empatiden mahrum kalan kolay bir anlaşmazlık bir anda önemli ve sonu olmayan bir tartışmaya kolaylıkla dönüşebiliyor.