Son Konu

İslamiyette Tarikatlar

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
26
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Tarikat nedir
İslamda tarikatlar

Tarikat Tasavvufta, Allah'a ulaşmak icin tutulan yoldur Bu yol boyunca yapılan yolculuk bir şeyhin onculuğunde gercekleşir Her yolun, kurucusu, oncusu tarafından belirlenen birtakım kuralları, toreleri vardır Hicri 6 (M 12) yuzyıldan başlayarak cok sayıda tarikat kurulmuş ve bunlar şubelere, kollara ayrılarak butun İslam dunyasına yayılmış ve gunumuze kadar gelmişlerdir

Mutasavvıflara gore Allah'a ulaşan yollar sayısızdır Herkesin vuslatı ayrı ayrı kural, yontem ve yollarla gercekleşebilir Esas olan yonelmedir Orneğin Kabe'nin belirli bir yanında bulunmak değil, ona yonelmek onemlidir Kabe'ye ulaştıran bu yoneliştir Bu nedenle mutasavvıflar, Allah'a ulaşan yollar yaratıkların nefesleri sayısıncadır(Necmeddin Kubra), Allah'a ulaşan yollar yaratıkların sayısıncadır(Ebu Bekir Talemsani) ve Allah'a ulaşan yollar yıldızların sayısıncadır(Ebu'lHasan Muzeyyin) derler Bu duşuncelerini de Bizim yolumuzda mucahede edenleri biz yollarımıza ulaştırırız(Ankebut, 2969) ayetine dayandırırlar

İlk mutasavvıflar, duşunce ve tecrubelerini, cevrelerinde toplanan insanlara aktarmakla birlikte, bugunku anlamda birer tarikat kurmamışlardı Kendilerine şeyh, şeyhi sohbet ve ustad; cevresine toplananlara da sahip deniliyordu Bir tasavvuf okulu, tasavvuf hareketi sayılabilecek bu kumelenmeler, daha sonraları tarikat olarak adlandırıldı Tasavvuf tarihine ilişkin kaynaklar bu anlamdaki ilk tarikatlar olarak Muhasibiye (Haris Muhasibi, o 243857), Kassariye (Hamdun Kassar, o 271884), Tayfuriye (Bayezidi Bistam, o 234848), Cuneydiye (Cuneydi Bağdadi, o 297909), Nuriye (Ebu Huseyin Nuri, o 295907), Sehliye (Sehl bin Abdullah Tustari, o 283896), Hakimiye (Hakim Tirmizi, o 285898), Harraziye; (Ebu Said Harraz, o 277890), Hafifıye (Ebu Abdullah bin Hafif, o 372982), Seyyariye (Ebu Abbas Seyyari, o 982) anarlar

Kurumlaşmamakla birlikte duşunceleriyle daha sonra gelişen tasavvuf hayatı ve kurulan tarikatları onemli olcude etkileyen bu oluşumlardan sonra H 6 (M 12) yuzyıldan başlayarak gercek tarikatlar doğdular Bu tarikatlarla kurucuları da şoyle sıralanabilir: Yeseviye (Ahmed Yesevi, o 5621166), Kadiriye (Abdulkadiri Geylani, o 5621166), Rifaiye (Ahmed Rifai, o 5781182), Medyeniye (Ebu Medyen Şuayb bin Huseyin, o 5901193), Kubreviye (Necmeddin Kubra, o 6181221), Suhreverdiye (Ebu Hafs Omer Suhreverdi, o 6321234), Ceştiye (Muinuddin Hasan Cesti, o 6331235), Şazeliye (Ebu'lHasan Şazeli, o 6561258), Bektaşiye (Hacı Bektaş Veli, o 6691270), Bedeviye (Ahmed bin Ali Bedev, o 6751276), Desukiye (İbrahim Desuki, o 6931293), Mevleviye (Mevlana Celaleddin Rumi, o 6721273), Sadiye (Saduddin bin Musa Cebbavi, o 7001300) Nakşibendiye (Bahauddin Nakşibendi, o 7911388), Halvetiye (Omer bin Ekmeluddin Lahici, o 8001397) ve Bayramiye'dir (Hacı Bayram Veli, o 8331429)

Kuralları, yontemleri farklı olsa da butun tarikatlarda ortak olan oğeler vardır Zikir (Allah'ın isimlerinin anılması), cile ve seyru suluk (mutasavvıfın Allah'a doğru yaptığı manevi yolculuk) bunların başında gelir Pir, piri sani, şeyh, halife, derviş, murid, inabe (tovbe ederek Allah'a yonelme), biat (şeyhe bağlanma), silsile, rabıta, kollara, şubelere ayrılma, istigase (şeyhten yardım isteme), tevessul (şeyhi aracı kılma) gibi insani; şiilik etkisi, işrakilik, batınilik, hurufilik, ricalu'lgayb (evreni yoneten veliler) inancı, ceşitli adab ve erkan, melamet gibi fikrimanevi; vakıf, tekke, dergah, ozel giysiler, tarikat ve tarikatlara ozgu kimi eşya ve ortak dil gibi maddi oğeler de tum tarikatlarda gozlenen ortak ozelliklerdir

Her tarikatta kurucu şeyh pir olarak anılır Eğer tarikatın adab ve erkanı sonraki şeyhlerden birisi tarafından belirlenmişse, bu kişiye piri sani (ikina pir) denir Tarikat orgutlenmesinin merkezinde şeyh bulunur Bu şeyh tarikatın kurucusu değilse, onun ya da onu izleyen şeyhlerin halifesidir Her şeyhin Hz Muhammed'e uzanan bir silsilesi vardır Her silsile, geriye dogru, birbirinden icazet alan kişiler halinde ehli beyt imamlarına, onlardan genellikle Hz Ali'ye, bazan da Hz Ebu Bekir'e ulaşır ve boylece Hz Peygamber'e bağlanır Silsilesinde Hz Peygamber'den sonra Hz Ali'nin yer aldığı tarikatlara Alevi; Hz Ebu Bekir'in yer aldığı tarikatlara da Bekri tarikat denir Kimi zaman silsilede birbirini hic gormeyen, aralarında zaman farkı bulunan kişiler peş peşe gelir Bu durumda, onceki kişinin sonrakini ruhaniyetiyle eğittiği kabul edilir Bu durum uveysilik olarak tanımlanır

Tarikat etkinlikleri tekke, zaviye, dergah, hankah, asitane gibi adlarla anılan yerlerde yurutulur Her tarikatın asitane adıyla anılan merkez tekkesi, tarikat pirinin bulunduğu ya da gomulu olduğu tekkedir Tarikata girmek isteyen talibler biat ve inabe adı verilen bir torenle şeyh tarafından tarikata kabul edilir Talib, bu kabulden sonra murid olarak tarikatın kural ve yontemlerine gore eğitilerek manevi yolculuğunu (seyru suluk) tamamlar Tarikatın bu kural ve yontemlerine adab ve erkan denir Tarikat eğitimini tamamlayan murid, şeyhin halifesi olma ve onun adına tarikat etkinliğini surdurme hakkı kazanır Tarikatlarda eğitimin başlıca yontemi zikir ve ciledir Her tarikatın tac, hırka, kemer ve benzeri giysileri de diğerlerinden ayrıdır

Tarikatlar duşunce sistemleri, zikir bicimleri ve yontemlerine gore ceşitli sınıflara ayrılırlar Duşunce sistemleri bakımından tarikatlar başer' ve bişer' olarak ikiye ayrılırlar Başer' (makbul, hak, ortodoks) tarikatlar denildiğinde Kadiriye, Nakşibendiye, Mevleviye gibi sunni tarikatlar akla gelir Hurufiye, Kalenderiye, Haydariye ve sonraki Bektaşilik gibi kimi tarikatlar da bişer' (merdud, batıl, heterodoks) tarikatları oluşturur

Zikir bicimleri acısından tarikatlar dorde ayrılırlar: Kıyami tarikatlar (turukı kıyamiye), kuudi tarikatlar (turukı kuudiye), hafi tarikatlar (turukı hafiye) ve cehri tarikatlar (turukı cehriye) Kadirler, Mevleviler, Halvetler gibi zikirlerini daha cok ayakta yapan tarikatlara kıyami tarikatlar; Nakşibendiler ve Melamler gibi oturarak yapanlara da kuudi tarikatlar denir Nakşibendiler gibi zikirlerini ses cıkarmadan, gizlice yapan tarikatlar haf tarikatlar; Kadirler gibi sesli olarak, acıktan yapanlar da cehri tarikatlar adını alır Ama bu ayrım cok kesin değildir Cunku zaman zaman aynı tarikatın hem oturarak, hem ayakta (Halvetlik gibi), hem gizli, hem de acık zikir yaptığı (Bayramlilik gibi) gorulebilmektedir

Tarikatlar yontemleri bakımından da farklı sınıflamalara tabi tutulur Bunlardan en yaygın olan sınıflamaya gore tarikatlar yontemleri bakımından tariki ahyar, tariki ebrar ve tariki şuttar denilen uc sınıfa ayrılır Tariki ahyar (hayırlıların yolu), Allah'a ibadet ve takva ile ulaşmak isteyenlerin yoludur Bu yolu tutanlar oruc, namaz, hac ve Kur'an okuma gibi ibadetleri cok yaparlar Bu yol Allah'a ulaşmak icin cok uzun bir sure calışmayı gerektirir Bu nedenle, bu yolla Allah'a ulaşanların sayısı cok azdır Tariki ebrar (iyilerin yolu), Allah'a mucahede ve riyazetle ulaşmak isteyenlerin yoludur Bu yola girenler, iyi huylar edinmeye, gonlunu arındırmaya, kalbini temizlemeye, ic dunyalarını imar etmeye onem verirler Bu yolla Allah'a ulaşanların sayısı onceki yola gore daha fazladır Tariki şuttar (coşkuluların yolu), Allah'a aşk, cezbe ve muhabbetle ulaşmak isteyenlerin yoludur Tariki sairin de denilen bu yol, iradeye bağlı bir olum uzerine kurulmuştur Başlıca ilkeleri tovbe, zuhd, tevekkul, kanaat, uzlet, surekli zikir, Allah'a teveccuh, sabır, murakebe ve rızadır

Tarikatlar, kuruluşlarından itibaren yalnız dini, tasavvufi bir orgutlenme halinde kalmayarak sosyal, siyasal, kulturel, sanatsal ve askeri birer kurum olarak onemli gorevler yaptılar Ancak 20 yuzyıla doğru eski saflıklarını kaybettiler Bu nedenle, son donemlerde şiddetli eleştirilere hedef oldular

Ahmet OZALP
 
Üst Alt