iltasyazilim
Yeni Üye
İslamiyetin kabulünden Sonraki Türk Destanları
İslâmiyetin yayılışı sırasındaki ve daha sonraki Türk destanları ;
Saltuk Buğra, Manas, Battal Gazi, Danişmendname, Büyükbaba Korkut, Genç Osman, Köroğlu, Kuvayı Milliye, Çanakkale destanlarıdır
Destanların bazıları reel olayları yansıtır, bazıları ise sadece kurgudur Manas destanı Türklerin en uzun destanıdır
SATUK BUĞRAHAN
İslâmiyetin Kabulünden Sonraki Türk Destanları Karahanlı hükümdarı Satuk Buğra Han X yüzyılda islâmiyeti resmen devlet dini olarak kabul etmiştir islâmiyetten daha sonra birincil teşekkül eden destan da bu hükümdarın islâmiyeti kabul ve yaymak için yaptığı mücadelelerin efsanelerle zenginleştirilerek anlatımıyla doğmuştur Bu destanın bir elyazmasından, yer alan bir metni vardır
MANAS DESTANI
Dünyanın en uzun destanı özelliğini içeren ve dünya edebiyatının şaheserleri arasına giren Manas Destanı, Kırgız Türkleri'nin milli destanıdır Bu büyük eser Türklerin ve Kırgız Türkleri'nin tarihi devirlerdeki kültürlerinin izlerini taşır
Manas Destanı'nın ana temasını, Manas 'ın Kırgız Türkleri için vermiş olduğu özgür mücadelesi ve onları bir bayrak aşağı toplama ülküsü oluşturur
Manas Destanı, muhtevası itibariyle göçebe ve savaşçı Kırgız Türklerinin hayatını bütün ayrıntısı ile yansıtır Kırgız Türklerinin mitolojileri en eski dini telakkileri evlenme ve düğün adetleri, eğlenceleri, sevinçleri, üzüntüleri, tabiat ve düşmanları ile mücadeleleri, cenaze merasimleri, şölenleri bu destanda ana hatları ile kendisine yer bulmuştur
Orta Asya ve Çin ilişkileri uzmanı kazıbilimci Bernştam Manas Destanı'nın teşekkülü hususunda şu fikri beyan etmiştir: Manas Destanı Kırgız Türkleri'nin Yenisey ırmağı boyunda Minusin bozkırlarında IX yüzyılda devlet kurdukları devirde meydana gelmiştir Bu devletin basında Yaglakar Han bulunuyordu Moğolistan'dan gelen düşmanları kovdu Başka boyların da kendisine katılması ile fazla kuvvetlendi Sayan Altay dağlarının güneyini aldı Tanrı dağlarına değin geldi ve ordusunun bir kısmını burayä bıraktı Kırgızların ataları daha MÖ bu Tanrı dağlarını tanımışlardı
Kırgız Türkleri aralarında doğan Manas destanı KazakKırgız Türk kültür dâiresi içinde bugün de bütün canlılığı ile yaşamaktadır Bu destanın XI ile XII yüzyıllarda meydana geldiği düşünülmektedir Manas destanında islâmiyet öncesi Türk kültür , inanç ve kabullerinin tamamını bakmak mümkündür Bir Takım varyantları 4ooooo mısra olan Manas destanı TürkBozkır medeniyetinin Kazak Kırgız dâiresinin kültür belgeseli niteliğindedir
MANAS DESTANI BÖLÜMLERİ:
Manas ın Çocukluğu (I Birim)
Manas ın Çocukluğu (II Bölüm)
Manas ın Zaferleri
Ataların Yurdunda (I Bölüm)
Ataların Yurdunda (II Birim)
Kökötöy Han'ın Aşı
Büyük Sefer (I Birim)
Büyük Sefer (II Bölüm)
Matem
CENGİZNAME
Ortaasya'da yaşayan Türk boyları arasında XIII yüzyılda doğup gelişmiştir Cengiznâme Moğol hükümdarı Cengiz'in hayatı, kişiliği ve fetihleri ile ilgili olarak Cengiz'in oğulları göre yöneticilik edilen Türkler tarafından meydana getirilmiştir Orta Asya'da yaşayan Türkler özellikle de Başkurd, Kazak ve Kırgız Türkleri, Cengiz destanını çok severek günümüze kadar yaşatmışlardır Cengiznâme'de, Cengiz bir Türk kahramanı olarak kabul edilmekte ve hikâye Türk tarihi gibi anlatılmaktadır Cengiz, Uygur Türeyiş destanının kahramanları gibi gün ışığı ile KurtTanrı'nın çocuğu olarak doğar Cengiznâme, Moğol Hanlarının destanî tarihi olarak kabul edildiğinden tarih araştırıcılarının da dikkatini çekmiştir XVII yüzyılda Orta Asya Türkçesinin değerli yazarı Ebü'l Gâzi Bahadır Han, şecerei Türkadlı eserinde CengizNâmenin ı7 varyantını tesbit ettiğini söylemektedir Bu veri, bu destanın, Orta Asya'daki Türkler arasındaki yaygınlığını göstermektedir Orta Asya Türkleri, Cengiz'i islâm kahramanı olarak da görmüşler ve ona kutsallık atfetmişlerdir Batıdaki Türkler kadar ise Cengiz hiç sevilmemiştir Arap tarihçilerinin, bu hükümdarı islâm düşmanı olarak göstermeleri ve tarihî olaylar onun sevilmemesinde etkin olmuştur Moğolların Anadoluya agresif biçimde gelip ortalığı yakıp yıkmaları, Bağdat'ın önce Hülâgu sonra Timurlenk göre yakılıp yıkılması, Timurlenk'in Şimşek Beyazıd'la sebebsiz savaşı gibi tarihi gerçekler, Cengiz'in de öteki Moğollar gibi sevilmemesine sebeb olmuştur CengizNâme batıda yaşamış Türkler'in us ve gönüllerinde yer almamıştır CengizNâmenin Orta Asya Türkleri arasında bir diğer adı da Dâstânı Nesli Cengiz Handır
EDİGE
Bu destanda XIII yüzyılda Hazar denizi kıyısında kurulan Altınordu Hanlığının XV yüzyılda Timurlular tarafından yıkılışı anlatılmaktadır Destanın adı, Altınordu Hanı ve bu destanın kahramanı Edige Mirza Bahadır'a atfen verilmiştir Edige Mirza Bahadır'ın devletini ayakta tutabilmek için yaptığı büyük mücadeleler, ölümünden daha sonra XV yüzyılda destan haline getirilmiştir 1820'yılından itibaren yazıya geçirilen Edige destanının KazakKırgız, Kırım, Nogay, Türkmen, Kara Kalpak, Başkırt olmak üzere altı rivâyeti tesbit edilmiştir Farklı Alanlara Yönlendirilmiş Türk guruplar aralarında Yüksek Dağ Er Tunga ve Oğuz Kağan gibi birincil Türk destanlarının izlerini taşıyan Türk kahramanlık dtünya görüşünü temsil eden burada bahsi geçenler değin yaygınlaşmamış ortak edebiyat geleneği içinde yer almamış böylece fazla başka epope örneği bulunmaktadır Osmanlı sahasında destandan hikâyeye geçişte ara türler olarak da nitelendirilen çok tanınmış ve bir çok Türk topluluklarınca da tanıdık Köroğlu örneği yanına daha sınırlı alanlarda tesbit edilen Danişmendname , Battalname gibi ilgi çekici örnekler de bulunmaktadır
BATTALNAME
Bu destanın kahramanı Türkler aralarında Battal Gâzi adıyla benimsenmiş bir Arap savaşcısıdır Belli Başlı epope, VIII yüzyılda, Emevî'lerin hırıstıyanlarla yaptıkları savaşlarda büyük kahramanlıklar göstermiş Abdullah isimli bir kişiyle ilgili olarak doğmuştur Battal arapça kahraman demektir, Battal Gâzi, Arap kahramanına bahşedilen unvanlardır Türklerin müslüman olmalarından daha sonra Battal Gâzi destan tipi Türkleştirilmiş önceki epope epizotlarıyla zenginleştirilmiş ve anlatım geleneği içine alınmıştır XII ve XIII yüzyıllarda BattalNâme adı ile ve nesir biçimi yazıya geçirilmiştir Hikâyeci âşıkların repertuarlarında da yer almıştırSeyyid Battal adıyla da anılan bu kahraman keza çok akıllı, fazla dindar ve cömertdir Müslümünlığı yaymak için yaptığı mücadelelerde insanların yanında büyücü, cadı ve dev gibi doğaüstü güçlerle de savaşır Aşkar Devzâdeisimli atı da kendisi gibi kahramandır Arap, Fars ve Türklerin XXX yüzyıllar arasında oluşturdukları ortak islâm kültür dâiresinin ürünlerinden biri olmakla beraber Orta Asya'da yaşamış Türk guruplar arasına da yayılarak Türk kabul ve değerleriyle kaynaşmıştır
DANİŞMENDNAME
Anadolunun fethini ve bu mücadelenin kahramanlarını anlatan, X11 yüzyılda sözlü olarak şekillenen X111 yüzyılda yazıya geçirilen islâmî Türk destanlarındandır Danişmendnâme'de hikâye edilen olayların tarihi gerçeklere uygunluğu, kahramanlarının yaşayan Türk beyleri olmalarından, Anadolu coğrafyasının reel isimleriyle anılmasından dolayı uzun vakit tarih kitabı olarak nitelendirilmiştir Köroğlu metni epope adıyla anılmakla ve bazı destanî niteliklere de sahib olmakla birlikte XX yüzyılda Anadolu'dan derlenen örnekleri daha fazla halk müziği hikâyesi geleneğine yakındır
KÖROĞLU DESTANI
Bolu beyi, güvendiği seyislerinden biri olan Yusuf'a : Fazla marifetli ve kıymetli bir beygir bul emrini verir Seyis Yusuf, uzun vakit Bolu beyinin isteğine uygun bir at arar Büyüdüklerinde istenen niteliklere sahip olacağına inandığı iki tay bulur ve bunları satın alır Bolu beyi bu güçsüz tayları görünce fazla kızar ve seyis Yusuf'un gözlerine aks çekilmesini emreder Gözleri âmâ edilen ve işinden kovulan Yusuf, sıska taylarla birlikte evine döner Oğlu Ruşen Ali'ye verdiği talimatlarla tayları büyütür Babası âmâ olduğu için Köroğlu takma adıyla anılan Ruşen Ali, babasının isteğine tarafından atları yetiştirir Taylardan biri olağanüstü bir at haline kazanç ve Kırat adı verilir Kırat da epope kahramanı Köroğlu değin ünlenir Seyis Yusuf, Bolu beyinden intikam olmak için gözlerini açacak ve onu enerjik kılacak üç sihirli köpüğü içmek üzere oğlu ile birlikte pınara gider Ama, Köroğlu babasına getirmesi gereken bu köpükleri kendisi içer, cesaret, şâirlik ve ebedi kuvvet kazanır Babası kaderine rıza gösterir ancak oğluna mutlaka intikamını almasını söyler Köroğlu Çamlıbel'e yerleşir, çevresine yiğitler toplar ve babasının intikamını alır Hayatını yoksul ve çaresizlere destek ederek geçirir Halk inancına kadar silâh buluş edilince yiğitlik bozuldu demiş kırklara karışmıştır Çeşitli dönemlere ve farklı siyâsî birlikler sahip Türk gurubları arasında tesbit edilen Türk destanlarının özet olarak tanıtımı ve özeti bu kadardır Bu epope metinleri incelendiğinde hepsinde ilk Türk destanı Oğuz Kağan destanının izleri bulunduğu görülür Bu destan parçaları Türk dünyasının karşılıklı tarihî dönem hatıralarını aksettiren birincil edebî ürünler olarak da önem ve değerinde taşırlar *
İslâmiyetin yayılışı sırasındaki ve daha sonraki Türk destanları ;
Saltuk Buğra, Manas, Battal Gazi, Danişmendname, Büyükbaba Korkut, Genç Osman, Köroğlu, Kuvayı Milliye, Çanakkale destanlarıdır
Destanların bazıları reel olayları yansıtır, bazıları ise sadece kurgudur Manas destanı Türklerin en uzun destanıdır
SATUK BUĞRAHAN
İslâmiyetin Kabulünden Sonraki Türk Destanları Karahanlı hükümdarı Satuk Buğra Han X yüzyılda islâmiyeti resmen devlet dini olarak kabul etmiştir islâmiyetten daha sonra birincil teşekkül eden destan da bu hükümdarın islâmiyeti kabul ve yaymak için yaptığı mücadelelerin efsanelerle zenginleştirilerek anlatımıyla doğmuştur Bu destanın bir elyazmasından, yer alan bir metni vardır
MANAS DESTANI
Dünyanın en uzun destanı özelliğini içeren ve dünya edebiyatının şaheserleri arasına giren Manas Destanı, Kırgız Türkleri'nin milli destanıdır Bu büyük eser Türklerin ve Kırgız Türkleri'nin tarihi devirlerdeki kültürlerinin izlerini taşır
Manas Destanı'nın ana temasını, Manas 'ın Kırgız Türkleri için vermiş olduğu özgür mücadelesi ve onları bir bayrak aşağı toplama ülküsü oluşturur
Manas Destanı, muhtevası itibariyle göçebe ve savaşçı Kırgız Türklerinin hayatını bütün ayrıntısı ile yansıtır Kırgız Türklerinin mitolojileri en eski dini telakkileri evlenme ve düğün adetleri, eğlenceleri, sevinçleri, üzüntüleri, tabiat ve düşmanları ile mücadeleleri, cenaze merasimleri, şölenleri bu destanda ana hatları ile kendisine yer bulmuştur
Orta Asya ve Çin ilişkileri uzmanı kazıbilimci Bernştam Manas Destanı'nın teşekkülü hususunda şu fikri beyan etmiştir: Manas Destanı Kırgız Türkleri'nin Yenisey ırmağı boyunda Minusin bozkırlarında IX yüzyılda devlet kurdukları devirde meydana gelmiştir Bu devletin basında Yaglakar Han bulunuyordu Moğolistan'dan gelen düşmanları kovdu Başka boyların da kendisine katılması ile fazla kuvvetlendi Sayan Altay dağlarının güneyini aldı Tanrı dağlarına değin geldi ve ordusunun bir kısmını burayä bıraktı Kırgızların ataları daha MÖ bu Tanrı dağlarını tanımışlardı
Kırgız Türkleri aralarında doğan Manas destanı KazakKırgız Türk kültür dâiresi içinde bugün de bütün canlılığı ile yaşamaktadır Bu destanın XI ile XII yüzyıllarda meydana geldiği düşünülmektedir Manas destanında islâmiyet öncesi Türk kültür , inanç ve kabullerinin tamamını bakmak mümkündür Bir Takım varyantları 4ooooo mısra olan Manas destanı TürkBozkır medeniyetinin Kazak Kırgız dâiresinin kültür belgeseli niteliğindedir
MANAS DESTANI BÖLÜMLERİ:
Manas ın Çocukluğu (I Birim)
Manas ın Çocukluğu (II Bölüm)
Manas ın Zaferleri
Ataların Yurdunda (I Bölüm)
Ataların Yurdunda (II Birim)
Kökötöy Han'ın Aşı
Büyük Sefer (I Birim)
Büyük Sefer (II Bölüm)
Matem
CENGİZNAME
Ortaasya'da yaşayan Türk boyları arasında XIII yüzyılda doğup gelişmiştir Cengiznâme Moğol hükümdarı Cengiz'in hayatı, kişiliği ve fetihleri ile ilgili olarak Cengiz'in oğulları göre yöneticilik edilen Türkler tarafından meydana getirilmiştir Orta Asya'da yaşayan Türkler özellikle de Başkurd, Kazak ve Kırgız Türkleri, Cengiz destanını çok severek günümüze kadar yaşatmışlardır Cengiznâme'de, Cengiz bir Türk kahramanı olarak kabul edilmekte ve hikâye Türk tarihi gibi anlatılmaktadır Cengiz, Uygur Türeyiş destanının kahramanları gibi gün ışığı ile KurtTanrı'nın çocuğu olarak doğar Cengiznâme, Moğol Hanlarının destanî tarihi olarak kabul edildiğinden tarih araştırıcılarının da dikkatini çekmiştir XVII yüzyılda Orta Asya Türkçesinin değerli yazarı Ebü'l Gâzi Bahadır Han, şecerei Türkadlı eserinde CengizNâmenin ı7 varyantını tesbit ettiğini söylemektedir Bu veri, bu destanın, Orta Asya'daki Türkler arasındaki yaygınlığını göstermektedir Orta Asya Türkleri, Cengiz'i islâm kahramanı olarak da görmüşler ve ona kutsallık atfetmişlerdir Batıdaki Türkler kadar ise Cengiz hiç sevilmemiştir Arap tarihçilerinin, bu hükümdarı islâm düşmanı olarak göstermeleri ve tarihî olaylar onun sevilmemesinde etkin olmuştur Moğolların Anadoluya agresif biçimde gelip ortalığı yakıp yıkmaları, Bağdat'ın önce Hülâgu sonra Timurlenk göre yakılıp yıkılması, Timurlenk'in Şimşek Beyazıd'la sebebsiz savaşı gibi tarihi gerçekler, Cengiz'in de öteki Moğollar gibi sevilmemesine sebeb olmuştur CengizNâme batıda yaşamış Türkler'in us ve gönüllerinde yer almamıştır CengizNâmenin Orta Asya Türkleri arasında bir diğer adı da Dâstânı Nesli Cengiz Handır
EDİGE
Bu destanda XIII yüzyılda Hazar denizi kıyısında kurulan Altınordu Hanlığının XV yüzyılda Timurlular tarafından yıkılışı anlatılmaktadır Destanın adı, Altınordu Hanı ve bu destanın kahramanı Edige Mirza Bahadır'a atfen verilmiştir Edige Mirza Bahadır'ın devletini ayakta tutabilmek için yaptığı büyük mücadeleler, ölümünden daha sonra XV yüzyılda destan haline getirilmiştir 1820'yılından itibaren yazıya geçirilen Edige destanının KazakKırgız, Kırım, Nogay, Türkmen, Kara Kalpak, Başkırt olmak üzere altı rivâyeti tesbit edilmiştir Farklı Alanlara Yönlendirilmiş Türk guruplar aralarında Yüksek Dağ Er Tunga ve Oğuz Kağan gibi birincil Türk destanlarının izlerini taşıyan Türk kahramanlık dtünya görüşünü temsil eden burada bahsi geçenler değin yaygınlaşmamış ortak edebiyat geleneği içinde yer almamış böylece fazla başka epope örneği bulunmaktadır Osmanlı sahasında destandan hikâyeye geçişte ara türler olarak da nitelendirilen çok tanınmış ve bir çok Türk topluluklarınca da tanıdık Köroğlu örneği yanına daha sınırlı alanlarda tesbit edilen Danişmendname , Battalname gibi ilgi çekici örnekler de bulunmaktadır
BATTALNAME
Bu destanın kahramanı Türkler aralarında Battal Gâzi adıyla benimsenmiş bir Arap savaşcısıdır Belli Başlı epope, VIII yüzyılda, Emevî'lerin hırıstıyanlarla yaptıkları savaşlarda büyük kahramanlıklar göstermiş Abdullah isimli bir kişiyle ilgili olarak doğmuştur Battal arapça kahraman demektir, Battal Gâzi, Arap kahramanına bahşedilen unvanlardır Türklerin müslüman olmalarından daha sonra Battal Gâzi destan tipi Türkleştirilmiş önceki epope epizotlarıyla zenginleştirilmiş ve anlatım geleneği içine alınmıştır XII ve XIII yüzyıllarda BattalNâme adı ile ve nesir biçimi yazıya geçirilmiştir Hikâyeci âşıkların repertuarlarında da yer almıştırSeyyid Battal adıyla da anılan bu kahraman keza çok akıllı, fazla dindar ve cömertdir Müslümünlığı yaymak için yaptığı mücadelelerde insanların yanında büyücü, cadı ve dev gibi doğaüstü güçlerle de savaşır Aşkar Devzâdeisimli atı da kendisi gibi kahramandır Arap, Fars ve Türklerin XXX yüzyıllar arasında oluşturdukları ortak islâm kültür dâiresinin ürünlerinden biri olmakla beraber Orta Asya'da yaşamış Türk guruplar arasına da yayılarak Türk kabul ve değerleriyle kaynaşmıştır
DANİŞMENDNAME
Anadolunun fethini ve bu mücadelenin kahramanlarını anlatan, X11 yüzyılda sözlü olarak şekillenen X111 yüzyılda yazıya geçirilen islâmî Türk destanlarındandır Danişmendnâme'de hikâye edilen olayların tarihi gerçeklere uygunluğu, kahramanlarının yaşayan Türk beyleri olmalarından, Anadolu coğrafyasının reel isimleriyle anılmasından dolayı uzun vakit tarih kitabı olarak nitelendirilmiştir Köroğlu metni epope adıyla anılmakla ve bazı destanî niteliklere de sahib olmakla birlikte XX yüzyılda Anadolu'dan derlenen örnekleri daha fazla halk müziği hikâyesi geleneğine yakındır
KÖROĞLU DESTANI
Bolu beyi, güvendiği seyislerinden biri olan Yusuf'a : Fazla marifetli ve kıymetli bir beygir bul emrini verir Seyis Yusuf, uzun vakit Bolu beyinin isteğine uygun bir at arar Büyüdüklerinde istenen niteliklere sahip olacağına inandığı iki tay bulur ve bunları satın alır Bolu beyi bu güçsüz tayları görünce fazla kızar ve seyis Yusuf'un gözlerine aks çekilmesini emreder Gözleri âmâ edilen ve işinden kovulan Yusuf, sıska taylarla birlikte evine döner Oğlu Ruşen Ali'ye verdiği talimatlarla tayları büyütür Babası âmâ olduğu için Köroğlu takma adıyla anılan Ruşen Ali, babasının isteğine tarafından atları yetiştirir Taylardan biri olağanüstü bir at haline kazanç ve Kırat adı verilir Kırat da epope kahramanı Köroğlu değin ünlenir Seyis Yusuf, Bolu beyinden intikam olmak için gözlerini açacak ve onu enerjik kılacak üç sihirli köpüğü içmek üzere oğlu ile birlikte pınara gider Ama, Köroğlu babasına getirmesi gereken bu köpükleri kendisi içer, cesaret, şâirlik ve ebedi kuvvet kazanır Babası kaderine rıza gösterir ancak oğluna mutlaka intikamını almasını söyler Köroğlu Çamlıbel'e yerleşir, çevresine yiğitler toplar ve babasının intikamını alır Hayatını yoksul ve çaresizlere destek ederek geçirir Halk inancına kadar silâh buluş edilince yiğitlik bozuldu demiş kırklara karışmıştır Çeşitli dönemlere ve farklı siyâsî birlikler sahip Türk gurubları arasında tesbit edilen Türk destanlarının özet olarak tanıtımı ve özeti bu kadardır Bu epope metinleri incelendiğinde hepsinde ilk Türk destanı Oğuz Kağan destanının izleri bulunduğu görülür Bu destan parçaları Türk dünyasının karşılıklı tarihî dönem hatıralarını aksettiren birincil edebî ürünler olarak da önem ve değerinde taşırlar *