Son Konu

Japon Sanatları - No Sanatı nedir

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
No Sanatı,Japon Gosteri Sanatı,Japon Baskı Sanatı


J



No Sanatı

No, Japon gosteri sanatıdır Muzik, dans ve şiiri birleştiren bu tiyatro bicimiyle, turun kuralları kesin olan ve olaya onem veren Batı tiyatrosu arasında bir benzerlik kurmak guctur Noda dansın ve şarkının desteği olan metin, yalnızca birkac temel kompozisyon kuralına uymak zorundadır; duzenli bir bicimde olan noda olay, duş ve gercek arasında gidip gelen bir atmosfer yararına gelişir; no nun kimi zaman dinsel temalara ya da Buddhacı oğretinin bazı noktalarıyla ilgili tartışmalara dayanması, aydınlatıcı bir gosteri halini aldığı tapınaklarda doğmuş olmasından kaynaklanır Amacı, gerceğin kalıcı, guzelin de dayanıklı olmadığını hissettirmektir XVI yydan XLX yya kadar ozellikle askeri aristokrasiye ayrılmış olan no, başlangıcta, gunumuzde de olduğu gibi cok geniş bir seyirci kitlesine seslenirdi

Koken ve Tarihce
XIV yydan onceki her turlu eğlence bicimi, Asya kıtası kokenli iki buyuk aileye bağlanabilir: Bugaku ve sangakuBugaku (danslar), kendine ozgu muziğin eşliğinde (gagaku), Cinden VIII yyda gelen bir saray eğlencesiydi O donemde muzik ilkeleri oylesine kesinlik kazandı ki, yerli dinsel (şinto) dansların muziği (kaguralar) de bunlara uymak zorunda kaldı Kagura, buyuk no kuramcısı ve oranı Zeami tarafından nonun başlangıctaki bicimi olarak kabul edildi; buna karşılık bugaku ince bir estetik kultur gerektiriyordu, bu da ozellikle resmi sanatcılarda vardı
Sangaku ise kaba olduğu icin saray tarafından hor goruluyor, buna karşılık sıradan kişiler tarafından seviliyordu; halk dilinde sangaku sozcuğu kısa surede maymunların dansı anlamına gelen sarugaku ya donuşmuştu Genel olarak sarugakular, panayır gosterileriydi (cambazlar, hayvan terbiyecileri, kuklalar, soytarılar, vb nin gosterileri) 1374′te, prens Yoşimitsu henuz on yedi yaşındayken izlediği bir sarugaku gosterisi sırasında no oyuncuları yetiştiren beş okuldan birinin yoneticisi Kanaminin dansını izledi ve oyunundan oylesine etkilendi ki, sanatcıyı on bir yaşındaki oğlu Zeamiyle birlikte saraya cağırttı Bu tarihten başlayarak, no buyuk onem kazandı Sarugakunun, Kanami ve Zeami ye ozgu, daha cok savaşcılar ya da şeytanlara, kısacası şiddet gosterilerine yer veren “Yamato tarzı oburlerine oranla varlığını korudu Buyuk no ustası Zeami, inceleme yazılarında, yazar ve donemi, yazar ve oyuncu, oyuncu ve izleyici arasında uyumun, tutarlılığın onemi ustunde durmuş hatta ovuncudan pİveslerini kendisinin oluşturmasını istemiştir
XV yy boyunca ve XVI yyın bir bolumunde, no ozellikle Zeaminin damadı Zenciku sayesinde de canlı bir sanat olarak kaldı Daha başka yazarlar noyu yenilemeye giriştiler, ancak her ne kadar başarılı oldularsa da, hicbiri asıl ustaların başarısına erişemedi No da giderek halka acık sahnelerden cekilip şatolara kapandı Sanatcıların coğu merkezden taşraya kaydılar ve yeniden bu işe başlamayı denemediler Bununla birlikte, silik rollerde yer almış olan Umevaka Nihom, yeniden no oynadı Sağladığı başarı herkesi yureklendirdi ve beş okul yeniden onem kazandı Dort yuzyıllık bir aradan sonra no, oldukca kalabalık bir izleyici buldu

Sahne
Eskiden sahneler acık havada kuruluyordu Gunumuzdeyse oyunlar, oyuncu okullarının kucuk salonlarında sahnelenmektedir Bununla birlikte, sahne geleneksel yapısını korumuştur Sahne icin, yalnızca dort koşeye dikilen dort direk yeterliyken, catısı da tutulmuş ve boylece no duşuncesinden ayjılamayacak olan “mimari cerceve korunmuştur Yerden yaklaşık 1 m yukseklikte kurulan sahne, birbirinden ayrı iki bolumden oluşur: Bir yanda, dar bir alanda uzanmış kare bir sahne, obur yanda da ustu catıyla kaplı olan yuksek bir gecit (gecidin ucunda da kulisi belirleyen bir perde bulunur)
Koro sahnenin sağında yere diz cokmuş olarak yer alır; orkestraysa diptedir Orkestranın arkasında, dipteki bolmeye karşı; gosterinin iyi bir bicimde surmesine dikkat eden “gozeticiler otururlar

Orkestra, Koro ve Duzen
Orkestranın onemli bir gorevi vardır Kimi kişilerin cağrıştırılmasını sağlayan havayı yaratacak uyumlu sesleri verir Davulcuların işaretiyle başlayan makamlı bağrışmalar, muziğin et kileyici ozelliğini coğaltır ve izleyicide hemen hemen bir ipnotizma durumunu yaratmaya yarar Orkestrayla aym zamanda koro da dipteki kucuk kapıdan gecer Olaylara katılmayan bu koro, oturan dort, sekiz ya da on iki şarkıcıdan oluşur ve ozellikle baş oyuncuya yardımcı olur

Oyuncular
Baş oyuncu ya da baş danscı, şitedir Site dans eder, şarkı soyler, son derece karmaşık bir rolu vardır Gorkemli kıyafetiyle butun dikkatleri ustunde toplar, ikinci kişi olan vakinin (keşiş giysisi, pek dikkat cekici değildir
Hemen her zaman ilk olarak iceri o girer, kendisini olay yerine goturen yolculuğu betimler, sonra dualar okuyarak, şeytan kovması gerekmedikce sahnenin dışında kıpırdamadan oturur
Bir de kyogen ler vardır Bunlar, her nonun bitiminde, gergin havayı yumuşatmak icin sahneye cıkarlar ve en kaba gulduru turune başvuran bir fars oynarlar Kyogen, ayrıca no sırasında, site giysisini değiştirirken kısa bir sure icin sahnede gorulebilir Nonun kendine ozgu bir duzeni vardır Klasik bicimde, bir no başlıca beş oyun kapsar; bunların arasına da farslar (kyogen) eklenir Beş no ve dort kyogenden oluşan butun, 810 saat kadar surer Oyunun hızı ilk yarıda yavaştır, ikinci yarıda artar

Giysiler, Maskeler
Hicbir gercekcilik kaygısının bulunmadığı giysiler her zaman aynıdır, yalnızca canlandırılan kişinin genel havasını, yaşım ve toplumsal durumunu gosterir Oyuncular, muzikciler ve şarkıcılar, ayak seslerini orten kalın bezden yapılmış patikler giyerler Genellikle başlan acıktır, ama hayvanı andıran doğaustu varlıklar, ustunde soz konusu hayvanın resminin bulunduğu bir tur tac takarlar Site tahtadan, işlenmiş ve boyanmış bir maske takar Noda dekora pek onem verilmez, ama aksesuarın ayrı bir yeri vardır; en onemlisi de deseni giysilere uygun olan buyuk dans yelpazesidir; bu bir silahı olduğu kadar, tepeler ustunde yukselen dolunayı da cağrıştırabilir Kılıclar, baltalı mızraklar, savaşcı okları ve yayı gercektir Bir başka onemli oğe de kayıktır Bambudan yapılmış bir uzun kamış, kurek ya da sırık yerine gecer

Japon Sanatları Japon Baskı Sanatı


Japon Baskıları, Ağacbaskı sanatı Avrupa'da uygulanmadan once doğuda biliniyordu Once Cin'de başlayan bu baskı tekniği oradan Japonya'ya gecti 18 ve 19 yuzyıllarda Japon ressamlar butun dunyada tanınan ve cok beğenilen ağacbaskılar yaptılar Bu ressamlar, resimlerin kopyalarım cıkarmak icin renkli ağacbaskılar kullandılar Boylece pahalı orijinal tabloları satın alamayan pek cok insan bunların kopya baskılarını satın alabiliyordu

Japonlar ağacbaskıda yabani kiraz ağacının odununu kullandılar Bir desendeki her renk icin ayrı bir blok hazırlanır ve olanaklar uygunsa bir desenin butun blokları aynı ağactan cıkarılırdı Sanatcı, kesilecek olan birinci blokun uzerine desen taslağını fırcayla cizerdi Daha sonra baskıda kullanılacak bloklara boyalar surulur, bu arada renklerin birinci bloktaki desene tam olarak uyması sağlanırdı Bu tur ağacbaskılar ilk cizimi yapan ressamın, blokları keserek işleyen kişinin ve kağıt uzerine baskı yapan ucuncu bir kişinin ortak urunudur
 
Üst Alt