Uzmanlar tuylenme sorununa yalnızca estetik kaygıyla yaklaşmanın yanlış olduğunu vurguluyor Tuylenmenin ceşitli hastalıkların habercisi de olabileceğine dikkat cekiyor
Gaziantep Universitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Oğretim Uyesi Prof Dr Ahmet Gocmen, tuylenmenin cok ceşitli ve ciddi sağlık sorunlarının habercisi olabildiğine dikkati cekti
Kadınların daha cok estetik sorunu olarak gorduğu tuylenmeye, kadında herhangi bir nedenle artan erkeklik hormonu salgısının neden olduğunu belirten Gocmen, şoyle konuştu:
Tuylenme sorununu normalde bir kadında gorulmeyecek bolgelerde yani, cene, dudak ustu, goğus cevresi, bacakların ic tarafı ve karın bolgesinde cıkan sert, koyu renkli ve kalın tuyler gorulmesi olarak tanımlanabilir
Tuylenmeyi yalnızca bir estetik sorunu olarak gormek doğru olmaz Cunku kadındaki tuylenme artışına en sık yumurtalıkta oluşan kistler (polikistik over) neden oluyor Genellikle yumurtlama bozuklukları ile beraber ortaya cıkan bu kistler adet duzensizliğinden kısırlığa varan cok değişik sağlık sorunlara yol acabiliyor
Gocmen, yumurtalık kistleri dışında bazı tiroit ve hipofiz bezi hastalıklarının, kullanılan bazı ilacların ya da kalıtsal etkenlerin de tuylenmeye neden olabildiğini ifade etti
Aşırı tuylenme nedeniyle hastaneye başvuran kadının oncelikle hormon testine tabi tutulduğunu belirten Gocmen, hormon değerlerinin yuksek cıkması durumunda dengesizliğin nedenine yonelik değişik tetkikler yapıldığını bildirdi Gocmen, tuylenmenin tedavisi olanaklı bir sağlık sorunu olduğunu bildirerek şunları soyledi:
Sorun ciddi ama tedavisi mumkun Soruna neden olan hormonal dengesizlik giderildiğinde tuylenmenin onune gecilebiliyor Ancak, kadınların utanma ya da başka nedenlerle doktora başvurmadıkları, vucutlarındaki tuylerden yanlış yontemler uygulayarak kurtulmaya calıştıkları da biliniyor Bu kesinlikle cozum olarak duşunulmemeli Bu yanlışı yapan kadınlar, vucutlarındaki tuylenmeden kurtulamadıkları gibi tuylenmenin artmasına neden oluyor
Gocmen, tuylenme sorununun cozumunde hastanın beklentileri de dikkate alınarak uygulanabilen değişik tedavi yontemlerinin mevcut olduğunu kaydetti