Doç. Dr. Deniz Atasoy, kalın bağırsağın iç yüzeyinde görülen kanserlere “kolon kanseri” adı verilirken; kalın bağırsağın son 15-20 cm’lik bölümünde görülen kanserlere “rektum kanseri” adı verildiğini, her iki kanser türüne de genel olarak “kolorektal kanserler” denildiğini söyledi. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre kolorektal kanserler ülkemizde en çok görülen ilk 5 kanser türü arasında yer aldığının önemle altını çizdi.
Doç. Dr. Deniz Atasoy, dünyada en sık görülen kanserler ve kansere bağlı ölümler arasında üçüncü sırada yer alan kalın bağırsak kanserinin diğer adıyla kolorektal kanserlerin genel olarak “kolon” ve “rektum” olarak ikiye ayrıldığını belirtti. Doç. Dr. Atasoy, “Kolorektal kanserler her 20 kişiden birinde görülebilir. Cinsiyete göre dağılımı incelendiğinde ise tüm kanserler arasında kolon kanseri kadınlarda ikinci, erkeklerde üçüncü sırada yer almaktadır. Yapılan araştırmalara göre kolorektal kanserlerin görülme oranı, gelişmekte olan ülkelerde, gelişmiş ülkelere göre 4-10 kat daha fazladır. Genetik faktörler, yaşam tarzı, çevresel etkiler, hareketsiz yaşam, işlenmiş gıdaların çokça tüketimi, kırmızı et, alkollü içecek tüketimi ve obezite gibi nedenler kolorektal kanser riskini artırmaktadır; ancak kolorektal kanserler erken teşhis ile önlenebilirler. Mayıs 2018’de Amerikan Gastrointestinal ve Endoskopik Cerrahi Derneği (Society of American Gastrointestinal and Endoscopic Surgeon), 50 yaşından önce kolon kaderi sıklığının artması nedeniyle rutin kolonoskopi kontrolünü 45 yaşından itibaren önerdiklerini açıkladılar.” dedi ve konu ile ilgili sorularımızı yanıtladı.
Kalın bağırsak kanseri (kolon kanseri) hakkında merak edilenler…
Kolon Kanseri Nedir?
Kalın bağırsak, “Kolon” ve “Rektum” olarak adlandırılan iki bölümden oluşur. Kolon, kalın bağırsağın anüsten önceki son 12 santimetrelik dışkının depolandığı rektum bölümü dışında kalan kısmına verilen adıdır. Kolon kanseri, erken evrede teşhis edilirse tamamen tedavi edilmesi mümkün olmaktadır. Erken teşhis edilemediği durumlarda ise yakın lenf bezlerine, mide, dalak gibi komşu organlara ve kan vasıtasıyla da vücuttaki diğer bölgelere yayılabilmektedir.
Kolon Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Kolon kanseri için en temel belirti, dört haftadan daha uzun süren bağırsak alışkanlıklarının, dışkılama rutinlerinin ve dışkı kıvamının değişmesidir. Uzun süren ishal ya da kabızlık, dışkı kıvamının değişmesi, dışkıdan ve anüsten kan gelmesi, dışkıda yumurta akına benzer bir salgı olması kolon kanserinin belirtileri arasında sayılabilir. İleri evrelerinde karın bölgesinde, şişlik ve ağrı gibi şikâyetler de kendini gösterebilir. Dışkılama yaparken ve genel olarak karında ağrı, kramp, gaz ve zorlanma, kansızlık, açıklanamayan bir şekilde kilo kaybetme, yorgunluk hissi ve karın bölgesinde kitle oluşumu da kolon kanseri ile ilgili belirtiler arasında sayılabilir.
Kolon Kanserinde Risk Faktörleri Nelerdir?
Yaş: Kolon kanserine yakalanma olasılığı 50 yaşından itibaren artmaktadır. Yapılan araştırmalara göre kolon kanseri görülenlerin %90’ı 50 yaşının üzerindedir.
Genetik faktörler: Ailede kolon kanseri öyküsü olanlarda, genetik yatkınlıktan dolayı kolon kanserine yakalanma riski artabilmektedir. Bu sebeple yaş gözetmeksizin her 10 yılda bir mutlaka kontrol yaptırmaları gerekmektedir.
Polipler: Kalın bağırsağın içini örten tabakanın normal olmayan şekilde büyümesi ve bağırsak kanalına çıkıntı yapması durumu polip olarak adlandırılmaktadır. İyi huylu tümörlerden sayılan polipler, zamanla kansere dönüşebilme riski taşırlar. Bu nedenle poliplerin çıkartılması ve sonrasında da düzenli şekilde kontrollerin yaptırılması gerekmektedir.
Genetik bozukluklar: HNPCC genindeki değişmeler, kolon kanserine yakalanma riskini artırmaktadır.
İnflamatuar bağırsak hastalıkları: Crohn ve ülseratif kolit gibi bağırsak iltihapları şeklinde görülen hastalıklar, kolon kanserleri gelişme riskini artırmaktadır.
Sağlıksız yaşam biçimi: düşük lif içeren besin tüketimi, yüksek yağ oranı içeren yiyecekler tüketme, sigara ve alkol kullanımı, şeker hastalığı, aşırı şişmanlık ve hareketsiz bir hayat tarzı olan kişilerde kolon kanseri görülme riski fazladır.
Kolon Kanserinde Tanı
Kolon kanserinde erken teşhis, tedavi edilmesi ve tedavinin başarıya ulaşması açısından çok önemli bir adımdır. Ailesinde kolon kanseri olanların yanı sıra, 50 yaş ve üzerindeki her birey, her yıl mutlaka kolonoskopi ile kontrollerini yaptırmalıdır. Ayrıca kolon kanseri ile ilgili belirti gösterenlerde kesin tanı için dışkı alınıp incelenir, kolon grafisi ve bilgisayarlı tomografi uygulanır. Endoskopi ile de parça alınıp, patolojik incelemeden geçirilmektedir.
Kolon Kanseri Evreleri Nelerdir?
Kalın bağırsak kanserinde (kolon kanseri) dört evreleme yapılmaktadır. Çoğunlukla kesin evreleme ameliyat sonrası yapılabilmektedir. Evrelemede kanserin kalın bağırsak duvarına yayılımı, lenf düğümlerine yayılımı; komşu veya uzak organlara sıçrayıp sıçramaması gibi faktörler göz önüne alınmaktadır.
-
Evre (in situ): Başlangıç veresidir. Kanser kalın bağırsağın en iç katmanındadır. -
Evre: Kalın bağırsak duvarını aşmamış keserlerdir, lenflere sıçrama yoktur. -
Evre: Kalın bağırsak duvarını aşmış veya komşu organlara yapışmıştır ama lenf düğümlerine sıçramamış kanserlerdir. A, B ve C olarak üçe ayrılır. -
Evre: Kalın bağırsak duvarını aşmış veya aşmamış olup lenf bezelerine sıçramış kanserlerdir. A, B ve C olarak üçe ayrılır. A, B ve C aşamaları da kendi aralarında alt gruplara ayrılır. -
Evre: Komşu ya da uzak organlara sıçramış kanserlerdir. A, B ve C olarak üçe ayrılır.
Kolon kanseri tedavisinde kansere dönüşme ihtimali olan polipler, kolonoskopi yöntemi ile alınıp temizlenir. Eğer kanser ileri bir evreye geçmişse, cerrahi işlem ile tümörün olduğu kısım çıkartılır. Hastalığın yayıldığı durumlarda ise kemoterapi uygulanmaktadır.
Torba (stoma) Ne Zaman ve Neden Açılır?
Kolon kanserlerinin ameliyatlarının çoğunda torba (stoma) açılmaz. Ancak zor geçen ameliyatlardan sonra veya dikişlerin iyileşmesini riske atmamak için geçici süre ile torba açılabilir. Rektum kanserlerinde durum biraz farklıdır. Rektum kanserlerinin çoğuna artık günümüzde ameliyat öncesi ışın tedavisi (radyoterapi) verilmektedir. Birlikte kemoterapi verilebilir veya verilmeyebilir. Bu hastaların ameliyatlarından sonra ya da çok aşağı seviyede dikişleri olan hastalarda bu dikişlerin iyileşmesini riske atmamak için koruyucu amaçla torba açılabilir. Bu torbalar genelde 2 ay sonra ya da kemoterapi bitiminde kapatılmaktadır.
Kemoterapi Sırasında Dikiş Tutmaz mı?
Torba kapatma işlemleri genelde kemoterapiden 1 ay sonra yapılmaktadır. Bu süre kemoterapi ilaçlarının vücudun iyileşme fonksiyonları üzerindeki yan etkilerini atmak için gereklidir.
Kemoterapiye Ameliyattan Ne Kadar Süre Sonra Başlanır?
Eğer ameliyat sonrası herhangi bir problem (komplikasyon) ortaya çıkmamış ise ve iyileşme normal seyrinde devam ediyor ise genelde 1 ay içinde kemoterapiye başlanmaktadır.
Kemoterapiden Sonra Ne Zaman Ameliyat Edilebilir?
Genelde iki hafta sonra hastalar ameliyat edilebilir. Stoma kapatılabilir.