Akciğer, mide, bağırsak, beyin, prostat, göğüs, kolon, deri, ağız, karaciğer, mesane, kemik, kolon, pankreas, tiroid, gırtlak, lenf ve dahası... Bu kadar çok kanser çeşidi varken kalbin kanser olmaması dikkatinizi çekmiş olabilir. Bunun nedeni, kalbin çalışma biçimiyle alakalı.
Kanserin neden kalbi teğet geçtiğini anlayabilmek için hastalığın tam olarak nasıl oluştuğunu ve hayati organımız kalbin işleyişini bilmemiz gerekiyor. İşte açıklaması:
Kanser nasıl oluşur?
Vücudumuz gün içinde çeşitli toksinlere, asitlere, enzimlere, UV ışınlarına ve daha çok sayıda ziyanlı unsura maruz kalır. Hücrelerimiz ve dokularımız hasar gördükçe, kök yahut progenitör hücreler, kaybedilenlerin yerine geçmek için etkin olarak bölünür; yani hücrelerimiz yenilenir.
Vücudumuzun bu tamirat sürecinde bir hücre her bölündüğünde DNA'sını kopyalar, işte bu evrede bazen kusurlar olur. Aslında hücreler bu yanılgılara kolay kolay müsaade vermez, yanılgı denetim düzenekleri ve DNA tamirat süreçleri sağlamdır. Lakin hücresel gerilimin fazla yaşandığı derimizde 37 trilyon kadar hücre bulunur, bu yüzden sayı bu kadar fazla olduğu için genetik mutasyonların ortaya çıkması şaşırtan değildir.
Hücre sayısı bu kadar fazla olunca ve ziyanlı hususların yoğunluğu da buna eklenince hücreler genetik mutasyon biriktirebilir ve kanserli hale gelebilir. Yani maalesef beden kendini düzgünleştirmek isterken bir yanılgı nedeniyle kanserli dokuları ortaya çıkararak kendini daha büyük tehlikenin ortasına atıyor. Epeyce ironik bir durum!
Peki kalp neden kanser olmaz?
Hücrelerin bölünüp yenilenme sayısı arttıkça kanserin oluşma ihtimalinin arttığından kelam ettik. Kalp, bedenimizin geri kalanının bilakis çok fazla hücre yenilenmesine sahip değildir. Kalpteki dokuların güzelleşmesi hücre bölünmesiyle değil, yüklü olarak "fibroz" denen bir süreçle gerçekleşir.
Kalpte gerçekleşen hücre bölünmesi sayısı o kadar azdır ki doğduğumuz andaki kalp hücrelerinin yarısı tüm hayatımız boyunca bizimle kalır. İşte bu yüzden hücrelerin bölünürken/yenilenirken yaptıkları kusur nedeniyle ortaya çıkan kansere kalpte çok nadiren rastlanır. Ayrıyeten kalp, kanserojen unsurlara derimiz, sindirim sistemimiz, akciğerimiz kadar maruz kalmaz.
Buna karşın, kalp kanserinin oluşma ihtimali vardır.
Bilimsel araştırmalara nazaran; kalp kanseri yaklaşık 1 milyon şahıstan 34'ünde görülebiliyor. Sarkom isimli kalp kanseri cinsinde kanser kemiklerde yahut yumuşak dokuda başlar. Son derece enderdir lakin vefat oranı çok fazladır.
Kalbin, metastaz yoluyla kanserden etkilenmesi yaygındır. Yani lenf yahut damar yoluyla diğer organlardan sıçrayabilir. Böbrek, akciğer, göğüs kanserlerinin metastatik formları ile lenfoma, melanom ve lösemi, kalbe tesir edebilen yaygın kanser çeşitlerindendir.
Kaynaklar: 1, 2, 3, 4, 5