Dünyada en çok ölümlere sebep olan hastalıkların içinde birinci sırayı kalp-damar
hastalıkları ikinci sırayı ise kanser alır. Kanserin kelime anlamı yengeçtir, tıbbi anlamda ise
anormal hücrelerin kontrol edilemeyen bir hız ve gelişim ile çoğalması sonucu ortaya çıkan
hastalıklar grubudur. Özelliği vücuda yayılarak normal dokuları işgal etmesi ve organları
işlemez hale getirmesidir. Yaklaşık 200 den fazla kanser çeşidi vardır. En sık görülen kanserler
sırası ile akciğer-meme ve kolon (kalın barsak) kanserleridir. En çok ölüme sebebiyet veren
kanserlerin başında ise akciğer kanseri gelir. Karaciğer ve mide kanserleri ölümle sonlanan
kanserler arasında ikinci ve üçüncü sırayı işgal ederler. Erkeklerde akciğer ve prostat
kanserleri, kadınlarda meme kanseri, çocukluk çağında kan kanserleri diğer kanserlere göre
daha sık görülür.
Kanser hücre çekirdeğindeki DNA yapısında olmaması gereken değişikliklerin ortaya
çıkması ile meydana gelir. Bu değişikliklere tıp dilinde mutasyon denir. Sigara, radyasyon,
virüsler, şişmanlık ve hareketsiz yaşam, hormon değişiklikleri, müzmin ve iyileşmeyen iltihabi
reaksiyonlar, güneş ışınlarına aşırı maruz kalma, ev veya işyerinde, çevrede asbest veya
benzen gibi kimyasalların olması gibi birçok etken mutasyona yol açarak kansere sebep
olabilir. Kanserlerde genel olarak halsizlik, iştahsızlık, zayıflama, ciltte kalınlaşma veya yumru
şeklinde şişlik, iyileşmeyen cilt yaraları oluşması, cildin kızarma ve esmerleşme gibi renk
değişiklikleri göstermesi, idrar veya büyük abdest yapma alışkanlıklarında değişiklikler, inatçı
öksürük, solunum güçlüğü, yutkunma güçlüğü, bulantı, ses kısıklığı, hazımsızlık ve yemekten
sonra rahatsızlık, geçmeyen ve teşhis konulamayan kas ve eklem ağrıları, sebebi izah
edilemeyen ateş ve gece terlemeleri gibi belirtilere rastlanabilir. Tabii ki bu belirtiler sadece
kanserde görülen belirtiler değildir, kanserden başka bir çok hastalık veya rahatsızlıklarda da
görülebilir. Kanser köken aldığı organ veya sisteme, cinsine ve yerleştiği vücudun bölümüne
göre belirtiler verir. Örneğin lösemilerde (kan kanserlerinde) dişeti kanamaları ve ciltte toplu
iğne başı gibi morluklar olabilir. Bir bağışıklık sistemi kanseri olan multiple myeloma
hastalığında kemik ağrıları ve böbrek yetmezliği, kalın barsak kanserinde dışkıda taze pembe
kan-kabızlık veya abdest yapsa da hastanın rahatlayamaması, mide ve on iki parmak barsağı
kanserlerinde koyu kahverengi-siyaha yakın dışkı, karaciğer ve pankreas başı kanserlerinde
kara sarılık, mesane kanserlerinde kan işeme, yemek borusu kanserlerinde gıdaların takılması
ve yutkunma güçlüğü, lenf bezi kanserlerinde koltuk altlarında ve kasıklarda–boyunda bezeler,
gırtlak kanserinde ses kısıklığı, akciğer ve gırtlak kanserinde kan tükürme, böbrek üstü bezi
kanseri olan hastalarda karın ve ensede yağlanma-karın cildinde çatlaklar ile kırmızı
çizgilenmeler-kadın hastalarda erkek tipi kıllanma, insulin salgılayan pankreas kanserlerinde
şeker düşüklüğ, beyin tümörlerinde şiddetli baş ağrıları veya kişilik değişiklikleri olabilir.
Kanser şüphesi olan bir kişi ne yapmalı? Şikayete sebep olan organ veya sistemlere
göre göğüs hastalıkları, dahiliye, cerrahi, kulak burun boğaz, kadın hastalıkları, üroloji,
cildiye veya diğer tıp branşlarında uzman olan doktorlara müracaat edilebilir. Bölgede varsa
onkoloji veya hematoloji uzmanına gidilmelidir. Onkoloji organ kanserleri (akciğer-meme-
prostat -barsak-rahim kanserleri gibi ) ile ilgili bilim dalıdır. Hematoloji ise kan hastalıkları
ile kan kanseri-lenf ve bağışıklık sistemi kanseri-kemik iliği kanserleri ile ilgili bilim dalıdır.
Kanser şüphesi olan hasta doktora gittiğinde mutlaka söylemesi ve açıklığa kavuşturulması
gereken şu hususlar vardır.
Belirtiler ne zaman başladı ?
Şikayetler ne kadar sıklıkla geliyor?
Bulguların şiddetini artıran etkenler var mı?
Sigara alışkanlığı var mı?
Evde veya işyerinde kimyasallara maruz kalma söz konusu mu?
Daha önce bir kanser teşhisi konup tedavi olmuş mu?
Daha önce hepatit gibi virüs hastalığı geçirildi mi?
Ailede kanser hastası var mı?
Kalp, tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı gibi durumlar var mı?
Devamlı ilaç kullanımı söz konusu mu?
Kanser teşhisi konan bir kişi doktoruna neler sormalı?
Kanserin cinsi nedir?
Kanser hangi safhada?
Teşhis için her türlü test yapıldı mı, yapılması gereken başka teşhis vasıtaları var mı?
Tedavi yöntemleri nelerdir?
Önerilen tedavi şekilleri kanseri tedavi edebilecek midir?
En iyi tedavi metodu hangisidir?
Tedavinin yan etkileri nelerdir?
Tedavi günlük hayatı ve iş hayatını etkileyecek midir?
Tıbbi ilaçların dışındaki alternatif tedavilere doktor nasıl bakıyor? Bu tür
tedavilere başvurulursa neler olabilir?
Kanser şüphesi olan bir hastada kan testleri (hematolojik-biyokimyasal-immunolojik-
mikrobiyolojik , görüntüleme (klasik röntgen, ultrasonografi, tomografi, MR vb), gerekirse
kemik iliği veya organ biyopsisi ve diğer bazı yöntemler uygulanarak müspet veya menfi bir
teşhis konur.
Kanser teşhisi alan hastaya yapılacak olan tedavinin amacı kanseri yok etmektir. Bunun
için kanserin cinsi, safhası, yerleştiği organ veya sistem, hastanın yaşı-cinsiyeti ve benzeri
kriterlere göre bir tedavi usulü belirlenir. Kanser tedavisinde cerrahi tedavi ( ameliyat),
kemoterapi (kanserin ilaçla tedavisi), immunolojik tedavi (bağışıklık sistemini güçlendiren
tedavi), hormon tedavisi, radyoterapi (ışın tedavisi), kemik iliği-kök hücre nakli gibi
uygulamalar vardır. Tedavide birinci basamak temel tedavinin amacı şifaya ulaşmaktır. Buna
primer (birincil) tedavi denir. Bundan sonra ikinci basamak destek tedavisi gelir. Destek
tedavisinin amacı şifayı sağlamlaştırmaktır. Bu basamakta birinci tedaviden sonra varsa
artakalan kanser hücreleri tahrip edilir. Buna adjuvan (destekleyici, yardımcı) tedavi denir.
Bunların dışında bir de palyatif (rahatlatıcı, şikayetleri hafifletici, yatıştırıcı) tedavi vardır. Bu
uygulamada amaç hastayı rahatlatmak, tedavinin yan etkilerini gidermek, yaşam koşullarını
iyileştirmektir.
Değerli okuyucular, kansersiz, hastalıksız, sorunsuz sağlıklı bir hayat diliyorum.