Dünya sağlık örgütü sağlığı, yalnızca hastalık veya sakatlığın olmaması değil, fiziksel, sosyal ve psikolojik olarak tam iyilik hali olarak tanımlamaktadır. Dolayısıyla sağlık veya hastalık, halk arasındaki yaygın inanışın aksine sadece bedensel, fiziksel yönü olan bir durum değildir. Hastalık durumunda, insanın bedensel, psikolojik ve sosyal olarak değerlendirilmesi, hastalığın tanı ve elbette ki tedavi aşamasında oldukça önem taşımaktadır.
Kanser, 21 yüzyılın en önemli sağlık sorunlarından biridir. Kanser hastalığı bedensel zorlukların yanı sıra, hastaların sosyal yaşamlarında ve hastaların üzerinde güçlü psikolojik etkileri olabilmekte, hastalığın seyri, tedaviye uyum ve tedaviye yanıtı etkileyebilmektedir. Hastalığın gerek tanı aşamasında gerekse tedavi sürecinde hastanın benlik saygısında, bedeni ilgili algısında, sosyal yaşantısında, yaşam kalitesinde, yaşamının işleyişinde, aile ve çevresiyle ilişkilerinde, kişisel ve sosyal rollerinde değişiklik yaratabilmektedir. Yaşamı tehdit eden bir hastalığa yakalanmış olmak bireylerin uyumunu olumsuz etkileyen bir faktör olarak psikolojik zorlanmaya sebep olabilmektedir. Çünkü günümüzde kanser halen umutsuzluk, dayanılmaz ağrılar, korku ve ölümle eş tutulmaktadır. Bununla birlikte tıbbi tanı ve tedavideki gelişmeler ve hastalığa yönelik bütüncül bakış açısı birçok olumsuzluğun önüne geçebilmektedir. Kanser tedavisinde, ekip anlayışı, hastaların her yönü ile değerlendirilmesi ve takibi ile amaçlanan tedavi yanıtını arttırmaktır. Bu anlayışla Kanserin psikolojik yönü bu ekibin en önemli ayaklarından birinin oluşturmaktadır.
KANSER HASTALARININ YAŞAYABİLECEĞİ PSİKOLOJİK ETKİLER
“Sizden öncekiler başardıysa, sizde başarabilirsiniz.”
Tanı Aşaması
Tanı aşaması en çok kaygı, korku yaratan durumların başından gelmektedir. İlk aşamada kaygı, korku duygularının yaşanması, üzüntünün ve ağlama nöbetlerinin olması, bir dereceye kadar doğal ve son derece insani tepkilerdir. “Benim başıma neden bu geldi”, “Çok üzüldüm, hassastım, ince düşünceliydim hep bundan oldu”, “Cezalandırılıyorum”, bu ve benzeri düşünceler çoğu zaman kişiyi duygusal olarak da olumsuz etkilemekte ve gerçeği tam olarak yansıtmamaktadır. Birçok zaman düşünce şeklimiz, algılarımız nasıl hissedeceğimizi de etkilemektedir.
Umut Her Şeyin Başıdır
Hastalık tanısını kabul etmek her ne kadar çok zor olsa da, tıpta ve teknolojide ki gelişmeler, daha önceleri imkânsız gibi görünen birçok şeyi çözüme kavuşturmuştur.
Dolayısıyla, tedavi öncesinde, hastalığın çözümü için gereken her şeyin gerek hekiminiz gerekse diğer sağlık personeli tarafından yapılacağını bilin ve iyileşeceğinize yönelik umudunuzu kaybetmeyin. Çünkü sizden öncede niceleri bunu başardı.
Tedavi Aşaması
Tedavi aşamasında dış görünüşünüze veya aileye yük olacağınıza yönelik düşünceleriniz olabilir; kaygı ve üzüntü, zaman zaman yılgınlık, isteksizlik ve öfke yaşayabilirsiniz. Ancak lütfen unutmayın, tedavi sürecinin bitiminde eski halinize geri döneceksinizdir. Bu süreçte gündelik hayatı ve hobilerinizi mümkün olduğu kadar sürdürmeye gayret gösterin. Duygu ve düşüncelerinizi ifade edin.
Tedavi Sonrası Süreç
Tedaviden sonraki süreçte, özellikle kontrol aşamasında, zaman zaman kaygı yaşamanız ve Hastalığım yeniden tekrarlar mı? Eskisi olabilecek miyim? gibi düşünceleri yaşayabileceğinizi, ancak bu düşüncelerin sizin zihninizi meşgul etmekten başka hiçbir işe yaramadığını lütfen bilin.
Birkaç Öneri
Tanı, tedavi aşaması ve tedavi sonrasında şunları dikkate alın:
-
Asla yalnız değilsiniz! Aileniz, arkadaşlarınız ve tedavi ekibi her zaman yanınızda olduğunu unutmayın. -
Size keyif veren, gülümseten şeylerden asla vazgeçmeyin ve onları hep yanınızda bulundurun. -
Güçlü olmak demek duyguları bastırmak demek değildir. Duygularınızı, düşüncelerinizi, ihtiyaçlarınızı ifade edin. -
Gerektiğinde psikolojik destek almaktan çekinmeyin. Psikolojik destek çoğu zaman bir ihtiyaçtır. -
Hobilerinizi sürdürmeye ve gündelik hayata mümkün olduğu kadar karışmaya çalışın.
-
İnkâr -
Korku -
Öfke -
Üzüntü
-
Cezalandırılıyorum -
Neden bunlar başıma geldi -
Çok stres yaşadım ondan oldu
-
Üzüntü -
Kaygı -
Suçluluk -
Kızgınlık -
Hayal kırıklığı
-
Aileme yük olacağım -
İyileşemeyeceğim -
Dış görünüşüm kötü olacak -
Çocuklarım ve eşimi çok üzülecek
-
Kaygı -
Korku -
Üzüntü -
Yalnızlık
-
Eskisi gibi olamayacağım -
Hastalığım tekrarlayacak -
Kimse artık bana değer vermiyor
Tetkik ve Tanı Aşamasında Hastanızın ve Sizin Yaşayabilecekleriniz
Tetkik ve tanı aşamasında hastanız ve sizin kaygı, korku, gerginlik yaşamanız bir dereceye kadar doğaldır. Bu aşamayı yaşamanız için büyük bir dönemi olarak görebilirsiniz. Ancak bu aşamada takınacağınız gerçekçi tutum, moral ve motivasyonunuzu etkileyecektir.
-
Belirsiz durumlar üzerinden varsayımlarda bulunmayın, ancak aklınıza takılanları hekiminize sormaktan çekinmeyin -
Bu süreçte hastanız yaşadığı düşünce ve duyguları ifade etmesine müsaade edin, gerekirse ifade etmesi için destekleyin.
Şaşkınlık, Şok, İnkâr ve Üzüntü
Kesin tanı koyulduktan sonra hem hastanız hem de sizde duruma yönelik şok ve bir şaşkınlıktan hemen sonra, sonra tedavi sürecine ilişkin kaygılı beklentinin yanı sıra üzüntü yaşayabilirsiniz. Yaşamda meydana gelen önemli değişimlerde psikolojik yapımızın uyum adına böyle tepkiler vermesi doğaldır.
Destek ve Yardım Önemli
Tedavi süresi boyunca hastanızın da çökkünlük, umutsuzluk, kaygı ve öfke gibi duygular yaşayabilir ve bunları şiddetli bir şekilde yansıtabilir. Lütfen bu duyguları ve ifadelerini kişisel algılamayın. Fiziksel anlamda desteğe ihtiyacı da olabilecek hastanıza ev içi veya ev dışı alanlarda da destek göstermeniz gerekebilir.
“Unutmayın! Güçlü olmak demek duyguları bastırmak demek değildir. Hastanızın duygularını ifade etmesi konusunda onu cesaretlendirin.”
Gerektiğinde psikolojik destek almaktan çekinmeyin
Kanser hastasına bakım vermek, duygusal ve fiziksel destek, önemli ve bir o kadar da duygusal anlamda yorucu olabilir. Kendinizi tükenmiş hissederseniz, mutlaka psikolojik destek alın.
Tedavi Sonrası Yaşam
Tedavi sonrası büyük bir rahatlamayla birlikte, özellikle kontrol aşamalarında hastanız ve sizin hafif bir tedirginlik yaşamanız “yeniden başa döner miyiz?” “hastalık nüks eder mi?” gibi bazı kuşku ve kaygılarınız olabilir ancak bunlara rağmen hem hastanız hem de sizin gündelik yaşamda yapmaktan keyif duyduğunuz ve sizleri memnun eden etkinliklere yönelmeniz bu kaygılardan uzaklaşmanızı sağlayacaktır.
Tanı ve Tedavi aşaması bitiminde yoğun bir duygusal destek alan hastanızın tedaviden sonra bu desteğin eskisi gibi olmadığına yönelik bir algısı ve yalnızlık hissi olabilir. Bu konuda size veya etrafında ki diğer insanlara sitem edebilir veya tamamen içe çekilebilir. Bu konu da dikkatli olmanız gerekebilir.
Her kriz bir fırsat yaratır
Kanser tanısı fiziksel olduğu kadar psikolojik olarak da önemli bir yaşam olayı ve dönemidir. Bir başka deyişle bir krizdir. Her kriz içinde bir fırsat barındırır. Bu süreçte ki duygular ve davranışlarınız, birbirinize olan bağlılığınızı güçlendirecektir.
Psiko-onkoloji Birimi
Psiko-onkoloji biriminin temel hedefi hastaların tanı, tedavi aşamaları ve tedavi sonrası süreçte yaşayabilecekleri duygusal, davranışsal problemler ile çeşitli stres faktörlerinde, hastalara destek olmaktır. Medikal tedavinin yanı sıra psikolojik danışmanlık süreci ile de tedaviye uyumu arttırmak ve hastaların psikolojik olarak iyilik hallerine katkıda bulunmak amaçlanmaktadır.