Son Konu

Karikatürcülerin Telif Davaları, Türkçe İçerik Sektörüne Zarar mı Verdi?

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
23
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Kısaca olayı hatırlatalım, 7-8 aydan bu yana, karikatürlerini çok sevdiğimiz, zaman zaman “ana akım medyanın bahsedemediği konuları” çok hoş bir şekilde ifade etmeleriyle desteklediğimiz karikatürcülerin, başka bir yüzünü görmeye başladık.

Böyle davranmayan karikatürcüleri tenzih ederek belirteyim; 3 karikatürcü bu kadar yıldır sessiz sedasız ve bir şey isteneceği belirtilmeden paylaşılan karikatürleri için, sanırım 1 seneye yakın süredir, önceden uyarı yapmadan “telif hakkı” davası açıyor ve avukatları aracılığıyla koca koca para pazarlıkları yapıyorlar. Dün bunu Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya öğretmenimiz ve Blockchain uzmanı İsmail Polat ile yeniden tartıştık. Konuyla ilgili ilk videoyu da ekim ayında yapmışız.

Dipnot 1’deki linkten ulaşabilirsiniz. Aslında ikimizin de karikatürcülerle bir derdi yok. Her ikimizin de derdi, Türkiye’de içerik gelişsin ve insanlar birbirini üzmesin şeklinde. İsmail Hoca ve diğer pek çok gönüllü kişiyle birlikte neredeyse 20 yıldır “Türkçe içerik” ve “Özgür İnternet” konusuna çaba sarfediyoruz.

Konuyla ilgilenme nedenimiz bu. Bize forum sitesinde okuyucuları tarafından eklenmiş karikatürcüler nedeniyle dava açılmış ve yüksek bir meblağ istenmiş olan TechnoPat Genel Yayın Yönetmeni Ali Güngör katıldı. Kendisinin de müthiş tespitleri ve konuyu yorumlama şekli var.

Bunu aşağıdan izleyebilirsiniz. Ama olayın farklı yönlerini de videonun altında okuyucularımız için yorumladık : İnsanlık Birbirinin Üstüne Koyduğu Fikirlerle Üretiyor, Gelişiyor Telif hakkı istenmesi yanlış mı? Tabii ki değil, şu anda okuduğunuz yazı da, bir “telif hakkı öznesi”.

Çünkü bir kişinin fikirleri ile yaratılmış durumda. Bu yazının izinsiz ya da ücret ödenmeden kopyalanması durumunda, “telif hakkı” davası açma hakkı doğar. Bir sanatçının, karikatüristin ya da yazarın, telif haklarını elinde tutan firmaların eserlerinin, kendilerinden izinsiz ya da telif hakkı ödenmeden kullanımı bir sorun.

Ama bizler içerik sektöründe –videoda Ali Güngör de aynısını anlatıyor– birbirimize “bu bizim yazımız, kaldırın” ya da daha samimi olduklarımızla “aşkolsun bari ismimizi koysaydınız, link verseydiniz” filan diyerek bunu uzun zamandır yönetiyoruz. Kendi kendine blog açmış olanlara ise çok da dokunmuyoruz. Bir gün daha ciddi telif hakkı takibi yaparsak da, mutlaka “uyar-kaldır” şeklinde olacaktır. Ama bir başka taraftan bakarsak; “FSEK (yani Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu), İçeriğin Korunması ile İçerikten Yararlanılması Arasında Denge Kurmaya çalışır” [2] Bu sözler bana ait değil. Bir zamanlar söyleşi yaptığım –o zamanın– fikri haklar hakimi (sanırım şu anda avukat) Türkay Alıca’ya ait. Kendisinin –bana göre– daha önemli sözleri ise şunlar [2]; “Kültür meselesi yeniden üretme meselesi. Öncesini bileceksiniz ki, tarayacaksınız ki, o birikimi siz yeniden yoğurasınız, kendi kişiliğinizle özdeşleştiresiniz, ondan sonra size ait, sizin hususiyetinizi taşıyan bir eser ortaya çıksın.” Bunun anlamı şu; ilkçağdan bu yana insanlık, birbirinin üstüne koyduğu, birbirinden esinlendiği fikirler sayesinde gelişiyor. Makul oranda esinlenmek, kopyalamak insanlık gelişimi açısından gerekli. Ama bu telif hakkı sahibinin hakkının yenmesi anlamına da gelmiyor.

Telif Hakkı Bilinci Sözlerinin Arkasına Saklanmak Geçen haftalarda karikatür mağdurlarının sosyal medyadaki şikayetleri devam etti. Bunlardan birisi de evine 5 polisin baskın yaptığı öğretmen Bekir Salih Korkmaz’ın şimdi silinmiş olan tweetiydi [3].

Diğer taraftan mağdurlar, karikatüristlerin çalışmalarını incelemiş ve Dan Piraro isimli bir Amerikalı Karikatüristin çalışmasının Kamikaze’de telifsiz yayınlandığını bulmuşlardı.

Bunun üzerine de Piraro bir tweet attı ve bayağı ağır laflar içeren “kendisi yapıyor, başkalarına dava açıyor” içerikli bir makale yayınladı[4]. Erdil Yaşaroğlu bu hafta sitesinde bir açıklama yayınladı ve şöyle dedi (kendisini daha önce cevap hakkı çerçevesinde röportaj için davet etmiştik ama bu hakkını kullanmadıydı); [5] “En başta belirttiğim gibi çıkış noktamız telife dair bir bilinç oluşturma girişimiydi.

Yok olmaya giden bir mesleğimiz yok. Karikatür, yeni medyalarla birlikte daha çok ilgi gören ve paylaşılan bir sanat. Öte yandan, karikatüristler maalesef çok zor yetişiyor. Bu ortamı korumak ve oluşturmak da bir önceki neslin, yani bizlerin görevi. ….. ….

Genel olarak bizim için olumsuz olarak görülen tüm bu süreçte iyi bir şey de oldu. Telif konuşuldu, üzerine kafa yoruldu, anlaşılmaya çalışıldı, bolca tartışıldı. Senelerdir ilerleyemediğimiz kadar yol kat edildi desem doğrudur. Erdil ve arkadaşlarına söyleyelim :

“Telif haklarına bilinç oluşturduk” sözlerini yıllarca önceden (yani 2005-2006 yıllarında) Müyap’ın da kullandığını hatırlıyoruz. Yani “insanları üzerek bilinç oluşturmaksa, sizden önce yapılmıştı”.

Telif Hakkına Dair Bilinç Oluştu mu?

Erdil ve arkadaşlarının karikatürlerine ben de yıllardır sempati ile baktım. Dolayısıyla bu olaya onlara duyduğum sempati ile bakmam mümkündü ama bize gelen başvurularda gördüklerim, insanların istenen paralar konusundaki sözleri, polisle evinde rahatsız edilen insanların tweetler, bu olayın “telif hakları konusunda bilinçlendirdik” ifadesinin arkasına sığınamayacaklarını hissettiriyor. 2 tane okurumuzun söylediklerini yazının en altına koyacağım.

Ama şu “bilinç oluşturduk” ifadesini şöyle cevaplayalım ; Eğer bilinç oluşturmak istiyorsanız, bu insanların evlerini basmak, öğrencilerden 8.000-10.000-20.000 TL’ler hatta daha fazla paralar istemek, bu konuyu şikayet edenleri ise öğretmen Bekir Salih Korkmaz gibi “trol” ya da “ticari kullanıyordu” diye yapay bir tanımlama ile yorumlamak yerine, bence “eğitim semineri” gibi bir şey yapmalıydınız. Arkasından da “uyar-kaldır” çalıştırıp.Buna uymayanları dava etseydiniz.

Hala gecikmiş değilsiniz. Bugün hepimiz “Zoom” türü toplantılar yapıyoruz. Tam sırası.

Avukatlarınız olan “Komik Büro” ile bu tür bir seminer dizisi neden açmıyorsunuz? Ancak o zaman “bilinçlendirdik” tanımlamanız yerli yerine oturur. Kendisi Yapıyor, Başkalarına Dava Açıyor “Telif hakkı bilinci yarattık” diyen Erdil ve arkadaşlarının, Amerikalı çizer Dan Piraro’nın çizimini “telif hakkı ihlali” ile kullanmalarını da yine karikatür mağdurları ortaya koymuş. Erdil açıklamasında “özür diledim” diyerek buna değinmiş.

“Bu vesileyle bu konuya da bir açıklama getireyim. Yaklaşık 20 sene kadar önce komikaze.net sitemde, kendi içeriklerimin yanında dünyadan sanatçıları ve eserlerini de tanıtmak amacıyla bir süre karikatürler yayınladım. O zamanlar ben de telif konuları nedir bilmiyordum.

Dergilere çiziyorduk, bazılarımız da benim gibi yeni başlayan internete karikatürlerini koyuyordu. Sosyal medya falan yoktu. Sonra önce müzik, ardından bilgisayar yazılım sektörü sayesinde telif nedir öğrenmeye başladım. Hepimiz gibi yani…

Hemen siteden bölümü kaldırdım ve bir daha da lisanssız, telifsiz hiç bir şey kullanmadım.” Ama yaptığı açıklama, Piraro’nun sitesine yazdığı ağır ifadeleri pas geçiyor. İngilizce bilmiyorsanız bile Google Translate ile okuyabilirsiniz.

[4] Biz de soralım; Bu bölümü ne zaman kaldırdınız? Dan Piraro size ne cevap verdi (bu cevabı arkadaşlarımız öğrenmişler, 4 nolu dipnottaki linkte de yazıyor) Piraro’dan özür dileyerek kurtulduğunuza (ülkeler farklıi dava açmaya değmez vs) göre, aynı hakkı tüm diğer özür dileyenlere neden tanımıyorsunuz? Onlar da özür dilesin ve karikatürleri kaldırsın, bu mutsuzluk ortamı ve kaos ortadan kalksın..

Karikatüristlerin Hareketi Türkçe İçeriğe mi Mal Oldu?

“Telif bilinçlendirme” saçmalığı bir yana bu konuda giderek daha fazla kişiden duyduğum şu; karikatüristlerin yarattıkları bu dava fırtınası, bir çok kişiye site kapattırmış durumda. Ali Güngör’ün ifadesiyle

“Türkiye hafızasından küçük de olsa bir şeyler yitiriyor”. Ülkemizde Türkçe içerik gelişimi zaten sorunlu.

Bunun temel nedenlerinden birisi internet altyapısı ve dolayısıyla da içerik yayınlama olayının kolay ve ucuz olmayışı. Şimdi giderek herkesten duymaya başladığım konu ise; içeriğin yok edilmeye başlanması. Yani Erdil ve arkadaşları iyilik (bilinçlendirme) mi yapıyor, kötülük mü? Bunun iyi analiz edilmesi lazım.

Bir yandan siteler kapatılırken, diğer yandan kapatmayanlar da içerikleri Facebook, Google üzerine ya da yurtdışına taşımaya başladılar (Dan Piraro örneği gibi, farklı ülkede dava açmanın anlamsızlığı).

Bu nedenle bu konunun daha büyük perspektifte tartışılması ve İsmail Polat Hocanın da dediği gibi, taşın altına elimizi koyalım. “Yeni çağın gereksinimlerine uygun modeller geliştirilmesi ve telif hakkı konusunun tartışılması” lazım. Biz gelecek hafta bir “telif hakkı çalışma grubu” oluşturmayı planlıyoruz.

Nasılsa hayatımız online halinde. Herkes bulunduğu yerden fikirlerini paylaşabilir.

Bu toplantılara katılmak ve haberdar olmak isteyenler info@turk-internet.com adresine “Telif Hakkı Çalıştayına Katılmak İstiyorum” konulu mail atabilirler.

Erdil, Serkan ve Selçuk Bu Olayı Sıfırlayın Lütfen Özet şunu da ekleyelim. Erdil, Serkan ve Selçuk’un kendilerinin de, bu olaydan zarar göreceği anlaşılıyor. En başta toplumda (dava mağdurları ve hikayelerinden ötürü) haberdar olan kişilerin kendileri hakkında olumsuz görüşleri yükseldi (ben onlardan birisiyim). Muhtemelen bundan sonrasında yapacakları, reklam türü işlerde de tercih edilmeleri –toplumdaki bu olumsuz görüşler– çerçevesinde zorlaşacak (böyle bir duyumum da var).

Belki kendilerinin de nereye varacağını tahmin edemedikleri bir kaosa neden oldular ama şimdi hala geriye adım atma şansları var.

Davaların hepsinden vazgeçin (etrafa bot olan demişsiniz, onlar hariç hepsinden) Artık telif haklarınızı arayacağınızı ve herkesin telif ödemeden kullandıkları eski karikatürleri kaldırmalarını isteyin.

Bundan sonrasında kalanlara dava açacağınızı duyurun. Dava açarken de “Uyar-Kaldır” konusuna özen gösterin.

Avukatlarınızla birlikte, –tam da iddianızı doğrulamak için– “Telif hakkı nedir?” seminerleri ya da “Bu Çağda Telif Hakkı Nasıl Olmalıdır” çalıştayları açın. Bunları yaparsanız, siz de bundan sonraki kaostan ve sempatilerin üzerine gelen kara bulutlardan kurtulmuş olacaksınız..

Üstelik bu bulutlar sadece 3ünüz üzerinde değil, tüm karikatüristlere aynı gözle bakılmaya da başlanmış. Konuşmalar bu şekilde; 3 Örnek Çok sayıda dava mağduru var. Polise ifade vermeye giden insanlardan bazıları 200-300 dosya gördüğünü, bazıları ise olayın 1000-1200 dosyaya neden olduğunu söylüyor. Asıl sayıyı avukatlar biliyordur ama bize de başvuran çok sayıda insan var. Bazılarını önceki videolardan biliyorsunuz. Bazıları davaların bitmesini bekliyor. Ondan sonra anlatacaklar.

Bazıları da isimsiz olarak yorum yapıyor. Bunlardan kendilerinden 40 bin+ düzeyinde para istendiğini söyleyen 2 farklı mağdur ve 15.000 Tl düzeyinde para istendiğini söyleyen başka bir mağdur şunları söyledi.

“Telif davalarını sadece karikatürlerini izinsiz ticari kullananlata açtıklarını söylemişlerdi. Ancak yüzlerce belki de binin üzerinde dava açılan insan içerisinden pek çoğunun sitesi incelenmeden dava açılmış.

Zira sonradan pek çok davayı siteleri inceleyerek geri çektiklerini söylediler. Bu dava geri çekmelerde de yine 5.900 TL civarında avukatlık ücretleri istendi, yani ya 15.000 TL üstü ver ya da geri çeksek bile 5-6.000 TL ver durumu yaşanıyor.” Diğeri; “Yıllardır hiçbir kazanç ve gelir olmadan içerik ürettiğim internet sitesini ayakta tutmaya çalışırken, kaynak göstererek kullandığım karikatür nedeniyle kapatmak zorunda kaldım.

Karikatüristlerin bize dava açtığını öğrendiğimde ilk olarak, telifport.com isimli site ile çalıştıklarını öğrendim ve telifleri neyse ödemek için, bunlara mail yazarak fiyat almak istedim. Ve ; “daha önce böyle olan sitelerden 10 -15 bin TL gibi rakamlar istediklerini, ama dava açıldıysa bir şey yapamayacaklarını söylediler.” Daha sonra Avukat Kadir Kurtuluş beyin ofisini aradığımda benden; 40 bin TL’den fazla para istendi. Ben de, istemiş oldukları parayı vermemin imkânsız olduğunu söyledim.

Bu böyle olmayacak deyip, Erdil Yaşaroğlu’na ulaşmaya çalıştım. Mail adresi, telefon gibi iletişim yolları ile ulaşmaya çalışmak istesem de bulamadım.

Sosyal medyadaki mesaj kısımları da kapalı olunca; mecbur internet sitesini kapatmak zorunda kaldım. İnternet sitemde kesinlikle, Google reklamı/hesabı olmadığı gibi başka reklam da bulunmamakta, Erdil Yaşaroğlu’na ait karikatürde oynama, kendi içeriği gibi gösterme ya da imzasını silme ve üstüne logo yapıştırma gibi bir şey yapmadan, kaynak gösterilerek yapılmıştır. Bizlere, önce uyardık dediler ve bunun doğru olmadığını tüm dava edilenler tepki göstererek yazdıktan sonra, “kimseyi uyarmak zorunda değiliz” demeye başladılar. Uyarmak zorunda değiliz deseniz bile; etik olarak sizi kaynak gösterenleri hatta övgüyle sizden bahsedenleri uyarmış olsaydınız keşke.(Tabi benim gibi olan herkesi)

Daha sonra internet üzerindeki mağdurlara baktığımda benim gibi çok fazla insanın olduğunu ve internet sitelerini de kapatmak zorunda olduklarını gördüm. Yetkililer birçok kişi/kurum/kuruluş; Sunucu ve içeriklerinizi Türkiye’de barındırın diye teşvikte bulunduğunu duymama rağmen, bu olay tam tersi oldu. Karikatüristler farkına varmadan bize anlatmak istediği şey; “Kimse internet sitesi kurmasın ve yabancı internet siteleri için çalışın demek gibi bir şey oldu.” Aslında bu durum, Türk internet sitelerine ve Türkiye’de internet sitesi açıp vergisini ödeyip, istihdam sağlamak isteyen insanlara yapılan bir darbe gibi.” Diğer bir okurumuz;

“İlgili karikatüristlere gelince, halka bir şeyi başkasına öğretmenin ön koşulu “biliyor” olmaktır. Telif hakkını kulaktan dolma bir kavramın ötesinde bilmediklerini düşünüyorum. Telif hakkı mücadelesinde samimilerse, o karikatüristlerden ikisinin direkt olarak yöneticisi olduğu sitesinde balonları değiştirerek, imzaları gizleyerek, izin almadan ,reklamlar eşliğinde ve tamamen karikatür üzerine kurdukları sitede tüm dünyadan karikatüristlerin en azından yüzlerce karikatürünü paylaştıkları için her karikatüristin belirlediği telif ücretini ödeyerek ilk adımı atmalılar.”

Kaynak:
 
Üst Alt