Son Konu

Kayıp Aşklar Koleksiyoncusu-Yaşam Hikayeleri

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Kayıp Aşklar Koleksiyoncusu Yaşam Hikayesi,
Yaşam Hikayeleri Kayıp Aşklar Koleksiyoncusu

I
Hastanede gozlerini actığında şaşkınlık icindeydi Sonra kolundaki serumu gordu Vucudunu yokladı, her şey yerli yerindeydi Hatırladı kazayı Buyuk bir trafik kazasından cok onemli olmayan ezik ve sıyrıklarla kurtulmuştu Her yanı ağrımasına ve korkunc bir baş ağrısı cekmesine rağmen iyi olduğunu duşunup hayatta kaldığına şukretti Kaza esnasında oluşan gurultuyle beraber uykudan aniden uyanmış ve gozlerini hastanede acmıştı


Otobusteyken bir ruya gorduğunu hatırladı kaza olmadan once Bir adam vardı, karanlık bir yerden bir şeyler fısıldıyordu kulağına
'Bir kucuk şey, kucucuk bir şey var icimde Dunyanın neresinde olursan ol Hangi şehirde, hangi bilinmezde olursan ol, icimdeki o kucuk masum şey, seni hep anıyor, hep koruyor ve hep seninle Bir kucuk şey, ama aslında kocaman bir dunya, kalbimde'

Bu sozler ona yabancı gelmedi Yıllar oncesinden, karanlığın icinden cıkma mucadelesi veren bir bakış Bir sinema filmi; soğuk, sisli ve şok edici Kayıp bir renk
Yuzunu donduğunde adam kaybolmuştu


Bir gun sonra hastaneden cıkışını yaptı Elif Eşyaların konulduğu odaya gitti Ust uste yığılmış bir suru valiz ve canta arasından kendi valizini alırken bir kitabın yere duştuğunu gordu Kendi kitaplarından biri mi diye baktı Değildi Gozu kitabın kapağına takıldı 'Zaaf' yazılıydı kapağında Once 'Za' ortasında tire ve 'af' Bir kız resmi vardı ustunde İpleri bulutlara asılı bir salıncakta sırtı donuk bir kız Kızın sırtında 'Hope' yazıyordu, yani umut Sayfayı cevirdi ve onsozu okumaya başladı İlk cumleden itibaren adeta kendinden gecti, şaşırdı ve kitabı yere bıraktı Valizini alır almaz uzaklaştı oradan



II
Elif otuz iki yaşında Bir cocuğu ile beraber yaşıyor Zorlu hayat mucadelesinde yoksulluk ve aile baskısı yuzunden nerdeyse cocuk yaşta kendinden cok yaşlı bir adama verilmiş, başka bir deyimle satılmış Sonra, eşinin dayaklarından ve sapkınlıklarından kacıp buyuk kentlerde bir başına kaderinin en kotu gunlerini yaşamaya başlamış Pavyonlarda calışmış ve bu yalancı ışıklarla suslu cehennemde insan yanlarını, onurunu parca parca dağıtmış, karşılığında yaşama hakkını elde etmiş Boyle bir yaşamak işte O sıralarda bu ici kalleşlik, pislik ve yalanlarla dolu alemde aşık olduğuna inandığı bir adamdan hamile kalmış ve cocuk sahibi olmuş Boyle acımasız bir alemde hem bu şekilde calışıp hem de cocuk buyutmenin ne kadar zor olduğunu bilmesine rağmen bu cocuğu cok istemiş Hamileliğinin yedinci ayında bile masalarda insanların salyası akarken yuzune, o gozlerini kapatıp ortalığa gulucukler savurmak zorunda kalmış Zamanla bir savrulmalar ustası olmuş


Bazen o loş ışıklarda, o cıldırtan gurultu, kahkahalar, iğrenc sesler kesiliverir, her şey durur bir anda, zaman durur, kapıda bir golge, etrafında mavi ışıklarıyla 'Ben geldim, sana geldim, hadi tut elimi buradan gidelim' diye fısıldayan bir adam, oylece beklerdi orda Bu sık sık olurdu Elif bunun gercek olmadığını, ictiği icki ve kullandığı maddelerin bir yansıması olduğunu duşunurdu Sonra adam kaybolurdu Elif' in yuzunde dudaklarına ulaşmaya calışan bir tebessum gezinirdi Korkardı Elif o tebessumu bulacaklarından

Guzelliğini, ruhunu ve zaman zaman etini satarak kazandığı paralarla once kucuk bir ev almış sonra da bir restoran acmıştı Artık o alemde calışmayı bırakmış, oğluyla beraber duzgun bir hayat yaşamaya başlamıştı Ama ya mazi! Onu oylece bırakacak mıydı?


III
Hayatında ikinci kez korkunc bir olay yaşamıştı Elif Cok sevdiği ve cocuğunun babası olan Omer' in, kollarında olmesi ve bu trafik kazası Omer'i ozluyordu Onu hep ozluyordu Duştuğu batakhaneden cıkıp gideceklerdi Omer'le O gece onu almaya geldiğinde bir daha asla geri donmeyecek ve başka bir kentte mutlu olacaklardı Ama o gun orda Omer Elif' i goturmek istediğinde silahlar patlamış ve vucuduna saplanan kurşunlarla hayatını kaybetmişti Omer derdi ki 'İcimde kucucuk bir şey var, cok kucuk, o bizi koruyacak, nereye gidersek gidelim hep bizimle, kalbimde' Ama o şey her neyse Omer' i koruyamamıştı Aniden yatağından doğruldu ve kafası allak bullak oldu Omer' in bu sozlerini ilk kez bu kadar net hatırlıyordu Kaza yapmadan once ruyasında gorduğu adamın, kulağına fısıldadığı sozlerdi bunlar Bir de kitap vardı Kitabın onsozunde de bu sozler yazılıydı
'Hayır hayır bu da bir ruya olmalı' Karma karışık olmuştu aklı Bağlantı kurmaya calışıyordu 'Neydi peki bu, ruyayı normal karşılıyorum, ya kitapta yazılanlar, boyle bir şey mumkun olabilir miydi?' diye duşundu


Sabah guneş doğana kadar uyumadı Erkenden evden cıkıp ilk iş olarak kitapcıları dolaştı Butun gun bakmadığı yer kalmadı O kitabı bulamamıştı Cıldırmak uzereydi Birden aklına hastanede gorduğu o kitabın hala orda olabileceği geldi Yaşadıklarının tesaduf olmadığını duşunmeye başladı
Akşam oldu Eve dondu tekrar Hem yorgun hem uykusuzdu Camdan dışarı baktı Bir adam elinde bir pankartla pencereye doğru bakıyordu Pankartta yazılanları okumaya calıştı 'ZAAF' yazıyordu pankartta Adamın başında bir fotr şapka ve ustunde takım elbise vardı Oylece kımıldamadan cama bakıyordu Yuzu karanlıktan secilmiyordu Koca caddede kimse yoktu Sanki herkes bu sahne icin evlerine cekilmiş onları izliyordu ve sahne bittiğinde herkes cılgın gibi alkışlayacaktı 'Ben geldim, sana geldim aşkım, kalbimdeki o kucuk tılsımla sana geldim' Adamın ağzından bu kelimelerin dokulduğunu duyar duymaz aşağıya fırladı Adam hızlı adımlarla uzaklaşıyordu Ardından deli gibi bağırmaya başladı Elif 'Hey bekler misin, dur, kimsin sen, kimsin' diye hem peşinden koşuyor hem de bağırıyordu Kan ter icinde kalmış bir halde uyandı Bu da bir ruyaydı Cama doğru yurudu ve urperti dolu gozlerle caddenin karşı kaldırımına baktı Kimse yoktu Yalnızlıktan başka

IV
Ertesi gun kazadan sonra yattığı hastaneye gitti Sabırsızdı, karışıktı yureği ve aklı
Kitap da zaten onu bekliyor olmalıydı Sayfalarını sunmak ve her bir kelimeyi bir ok gibi saplamak icin Hazırdı

'Kendilerini arayan insanlar bazen olu bulurlar bedenlerini Cunku ruh kırılgan harflerle uzaklaşmıştır hayattan Yıkık maziler muzesinde bazen ışıklı bir istasyonda bulur kendini ruh, bazen de uc tane gozyaşı duşer meren basamaklarına usulca ve sırayla, şairin kanıdır o Şair okyanuslardaki ruzgardan beslenir Şair italik duşlerini aşksız iklimlere armağan eder'

Sanki sayfaların arasından fırlayıverecek ve boynuna sarılıverecekti Omer Boyle bir duş icin neler vermezdi


Şair, senin kalbine giremem artık der, cağın muhafızları bekliyor kapısında İhanet, mutsuzluk, olum ve sığ sularda boğdurulan insanlık Paramparca, bulutlu bir ruh iklimi Senin kalbine giremem artık der şair Cunku kalbindeki nehirden rengini calmıştır yaşam Bakışlarını yalnızlığına boşaltır şair Gecip gidişinle besledim huznumu bu sanayi kentinde Vardiya vardiya ordum sensizliğe ve olume giden patikayı Bilmedin, sonra yolculuğa karar verdim Ama dediler ki, her yol bir evden başlar Evim senin kalbindi, ordan başladım ben de O hissettiğin boşluk duşuşumdu senden Ama seni unutacak kadar guclu olamadım hic Hangi uzaklıkta, hangi bilinmezde olursan ol seninleyim yine de'

Daha ilk sayfalardan itibaren icine duştuğu bu huzun cıkmazında yolunu kaybetmişti Elif Bu kitap neden bu kadar huzunluydu ve neden Omer' in ağzıyla konuşuyordu? Her sayfada Omer' den bir parca buluyordu okudukca Ama sitem vardı kelimelerde Bu sitem kimeydi?
Kitabın yazarına baktı, hicbir yerde yazmıyordu Sadece bir rumuz: 'Kayıp Aşklar Koleksiyoncusu'
Rumuzu internetten araştırmayı duşundu Ekranda bir suru sonuc goruntulendi Hepsine tek tek baktı Şiirler, oykuler ve bir cok yazı En sonunda bir telefon numarası buldu Cok heyecanlıydı Aramaya karar verdi Rumuzun sahibiyle bir gun sonrasına randevu aldı


V
Elif cok merak ediyordu, şaşkındı ve icinde ister istemez bir ışık yanmıştı Şarkı soyleyen bir ışık, kapısını elinde bir demet cicekle calan bir ışık Karanlığı yırta yırta aşıp evinin penceresine kucucuk kanatlarıyla konan bir ışık Dilsiz ama soyleyecek cok şeyi olan bir duş gibi, kayıp sozcukler ulkesinden kacan bir cocuk gibi
Butun bu olanların ne anlama geldiğini bir an once cozmek istiyordu Adamla bir kafede buluştu Tanımıyordu onu, daha once gorduğu biri olsaydı hatırlardı Kitabı sordu once Orda yazılanlar kendisine mi aitti ? Omer' i tanıyor muydu ? Bir suru sorunun cevabını almak istiyordu
(Cevaplar, bir buyuyu yok edecekCevaplar verilince susacak aşkın tılsımı)
Ortalık yere, camurun icine savunmasızca bıraktığımız aşk soylencelerini, guzel ve suslu sozlerle yalana boğduğumuz ve her zaman ayıp ederek aşka, icinde kaybolduğumuz sahte monologlar, sevişmeler ve ihanetlerimizle yaşamaya alıştığımız şu gurultucu ve mutsuz dunyada tılsımlı bir oyku bırakmayı unuttuk Omer unutmadı Elif sustu Sustu
Bu gizemli oykuyle yaşamayı tercih etti Elif, sorularını geri aldı Sozcuksuz, tukenmiş, sonmuş yaşamlar arasında deniz feneri gibi sahici, biraz urkek ve biraz da duş tu butun sır



Metin Akdeniz​
 
Üst Alt